Ana içeriğe atla

Sayın Fani, Yazınızı okuyunca, acaba bir hata mı işledim diyerek için için daldım. Acaba bu bende baş gösteren psikolojik etkilenme mi? diyerek düşünmedim de değil. Zerdüştün; 'çok çocuk yapın söylemi' ve önerisine takıldım bir an. O yüz yıılar önceydi, yüz yıllar sonra ne kadar yol almışız, bu da bir soru. Ayrıca, Abdullah Cevdet de, Pötürgeli nin hemşerisi ve bir Kurd. O, Cumhuriyeti in ilk yıllarında, ortaya bir öneri artar. Önerisi; 'Avrupa'dan ithal damizlik getirtilerek, türk soyunu ıslah' programı çerçevesinde ilerleme ve refah. Neyse, bunlar işin biraz ironik yanı bağlamında neşe saçsın. Kanımca sorun, tabu kavramında yakalayacağımız halkadır. Tabular dokunulmazlığını koruyacaksa, o zaman konuşacağımız pek fazla bir şey olmaz. Doğu cephesinde değişen bir şey yoktur deyip, keseceğiz. Burda kastım, porno ve benzeri kavramlara kafayı takmak değildir. Kadının, cinsel meta olarak algılgışayıştaki handikaptır. Somuta indirgersek, şu soruları sormakta sakınca görmüyorum ve size de bu soruları soruyorum. 1.Recm olgusu, yıllardır var.Acaba aydın dediğimiz insanların tepkisi ne olmalıdır? 2.Kürdistan da, çok evlilik sosyal bir vakaa mıdır? Tavır ne olmalıdır. Buna es geçilmez. Hastalıktır. 3.Batı da, kadınlar bikinili denize girerken normal da, bizim bölge de girememe bizim gelişmişlik düzeyimizle ilintili...?! 4.Kadının sünneti kavramı,moderinitelikle mi algılanmalı...? Sorularin sağnağında üşüyorum. Kanımca hayat, tüm renkleriyle hayattır.İçinde savaş ta var,sevişme de var,çocuk doğurma da var,var oğlu var. Annesine, ben nereden geldim anne? sorusunu soran çocuğa, seni leylek getirdi...mi dedirtmeliyiz. Bence sorun, tabularımıza yenik düşmeyeceğimiz açılımdır. Evdo, ya da Tayıbın gerçekliği bizim gerçekliğimiz değildir. Bir nükteli fıkrayla keseyim. Yengece sormuşlar; azizim, niye yan yan yürüyorsun? Cevaben; 'yan yürümek yiğide mahsustur' demiş. Açık ve net tavır, tabulara kurban olmadan konuşabilmek. Ben, Kürdistandaki yaşamın; sadece savaş olmadığını, savaşla birlikte var olan hayatın her renginde ilerleme olmalıdır derim. Belki easısı değil Kürdün ama var olan gerçeğin tezahürüdür. Yaşam sürüyor ve bu sorunlarda yaşamla birlikte varlığını sürdürüyor. Babam, kızını everdiğinde beni çağımıştı 70 li yıllarda. İsteyen adam Almanya da çalışan biriydi.Maddi durumu babamınkinden oldulça iyi idi. Babam cemaate bana yetkiyi verdi cemaatin tüm itirazına. Ben başlığa karşı çıktım yene cemaatin tüm karşı tavrına rağmen.Zira devrimciyiz. İlk kez kabul gördü ve bir başlangıç ta oldu.Sonrası mı onlar kendi aralarında anlaştı. Düşmanla yıllardır verilen savaş, iç bünyede yara açan savaşla bütünleşmeden selametli günler oluşmaz. Adem ile Havva bizi af etsin. Selam ve saygılar...

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.