Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 24 September 2008

Abdurrahman Bilici-Zaman

Kuzey Irak'a yaptığımız ziyaret dönüşü, bize yöneltilen soruların başında, bölgedeki Kürtlerin PKK'ya bakışı geliyordu.
Yurdun her köşesinde gün aşırı şehit askerlerimizin cenaze merasimleri yapılırken ve PKK'nın bölgedeki varlığı sürerken, insanların bu konudaki merakına şaşmamalı.

Üstelik yaygın kanaat, bölgedeki Kürt yapısı ile PKK arasında bir ilişki olduğu yolunda. PKK'nın bölgedeki varlığı, Kürt yönetiminin müsamahasına bağlanıyor.

Halbuki sınırın bu yakasında ne kadar yoğun suçlama psikolojisi varsa, diğer yakasında da haksız ithama uğrama ruh haleti var. Oradaki sade insanlarla ve yetkililerle konuştuğunuzda, bölgedeki herkesin PKK'ya sıcak baktığı algısının, Türk medyasının oluşturduğu yanlış bir imaj olduğunu savunuyorlar. Hatta bölge ülkeleri içinde siyasi, ekonomik ve dini açıdan kendilerine en yakın ülke olarak Türkiye'yi hissetmelerine rağmen, bu imajın ilişkileri zehirlediğini söylüyorlar.

Kuzey Irak'taki insanların PKK'ya bakışına dair bir anket bilmiyorum. Keşke olsa ve bu sayede hem Türkiye'ye hem PKK'ya bakışı öğrenebilsek. Ama bu tür bir araştırma olmasa da insanlarla görüşmelerden çıkan netice, böyle bir sempati olsa da şu sıralarda bunun en düşük seviyeye düşmüş olduğu. Bir yetkili, Kürt bölgesinin tümden PKK'ya sıcak baktığına itiraz ediyor. Sıcak bakan bazı küçük çevrelerin ve marjinal gazetelerde PKK lehine çıkan yayınların istisna olduğunu ifade ediyor. Kimi hastanelerde teröristlerin sağlık yardımı aldığı gibi iddialar hatırlatıldığında, tedaviye gelen bir şahsın terörist olup olmadığını tespit etmenin zorluğunu ifade ediyor. PKK uzantısı siyasi oluşumların kendi bölgelerinde yasaklandığını, ama bu açıdan Bağdat'a bağlı olduğu için aynı oluşumun Kerkük'te faaliyetlerini sürdürdüğünü dile getiriyor. Bazı yetkililer, aşırı dağlık sınırı kontrol etmenin zorluğuna dikkat çekiyor.

Bir gazeteci ise oldukça ilginç bir değerlendirmeyle, PKK'nın bölgede El Kaide gibi radikal örgütlere karşı kalkan vazifesi gördüğünden söz ediyor. Terör örgütü hakkındaki görüşler öylesine renkli ki, ABD tarafından İran'a karşı desteklendiği söylenen PKK uzantısı PJAK'ın aslında bölgeye nüfuz etmek için İran tarafından kurulduğunu söyleyenlere bile rastlanıyor.

Ama PKK'ya bakışı derinden etkileme potansiyeli taşıyan en son gelişme, Ergenekon ile terör örgütü arasındaki ilişkilerin ortaya çıkması. Bölgede Ergenekon dosyası didik didik ediliyor. Kürt basınında Ergenekon ile terör örgütleri ve özellikle de PKK arasındaki ilişki üzerine analizler yayınlanıyor. Bu tür yazılardan biri, biz oradayken Barzani çizgisine yakın İngilizce gazete Kurdish Globe'da çıktı. PKK ve Kerkük başlıklı başmakaleden aynen aktarıyorum: "Ergenekon dosyası, sadece Türk devletinin yasadışı faaliyetlerini ortaya çıkarmadı. Aynı zamanda PKK'nın Ergenekon'la ilişkilerini de deşifre etti. İstanbul Başsavcısı'nın hazırladığı iddianame, PKK'nın gerçek niyetleri ve Ergenekon'la kirli ilişkileri hakkında ciddi soru işaretleri ortaya koydu..."

Devam eden satırlarda, Ergenekon'un İttihat Terakki zihniyetinin bir uzantısı olduğu hatırlatıldıktan sonra, yazıya şöyle devam ediliyor: "Türkiye'de PKK, bir Truva atı gibi, 1980'lerde ulusal Kürt hareketini parçalamak için, daha sonra da Irak Kürdistanı'nı istikrarsızlaştırmak için kullanıldı." Kürtlerin Kerkük davası önündeki en büyük engelin, PKK olduğuna dikkat çekilen yazı, Kürt yönetimine bir tavsiyede bulunarak sona eriyor: "Şayet Kerkük konusunda ciddi iseniz, PKK kartını Türkiye'nin elinden almalısınız." PKK kartının Türkiye'nin elinden alınmasının ne anlama geldiği açıkça belirtilmiyor, ancak metnin bütününden, PKK'nın bölgeden tamamen tasfiye edilmesi anlaşılıyor.

Gerçi ilginç bir şekilde, Türkiye'den bölgeye bakan bazıları da PKK'yı, Kerkük sorunu ve Ankara'nın bölgesel Kürt yönetimini muhatap kabul etmeme anlayışına karşı, Kürt liderlerin bir kart olarak elinde tuttuğunu düşünüyor. Bu durumda 'PKK kimin kime karşı kartı' tartışması anlamını yitiriyor. Öyle ya, PKK, Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin mi, Türkiye'nin mi, İran'ın mı yoksa ABD'nin mi kartı?

Ama kesin olan, Ergenekon dosyasından sonra, sınırın ötesinde PKK'nın ne olduğuna dair sorgulamanın başladığı. Bizim için sevindirici olan ise birkaç hafta önce bu sütundan yaptığımız "Türkiye, kendi gladyosu ile yüzleşiyor. Kürtler de onlar adına hareket ettiğini söyleyen gladyolarıyla yüzleşsin" çağrısının biraz ırakta da olsa yavaş yavaş makes bulması.

10 Eylül 2008, Çarşamba

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.