Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi on 3 September 2010


Geçen hafta Doğu Kürdistanlı aydınlarından Dr. Ubeydullah Eyubiyan tam 92 yaşında sessiz ve sedasız bir şekilde aramızdan ayrıldı.

Kürd dili, edebiyatı, tarihi ve politik yaşamından önemli rol alan Dr. Ubeydullah Eyubiyan vefatından sonra onun hakkında Kürd basınında fazla bir şey görmedim..

Güney Kürdistan'lı PNA Haber Sitesi kısa bir Türkçe haber geçti.. Kuzey Kürdistan basını yanlışlarıda barındıran bu haberi kullandılar.

Belki Kuzey Kürdlerinin bir çoğu yada hepsi ilk defa Dr. Ubeydullah Eyubiyan ismini duydular.

Dr.Eyubiyan'ın yayınlanmış onlarca eseri var, hiç biri Kuzey Kürdistan'da yayınlanmamış.

Bugüne kadar Kuzey Kürdleri onunla ilgili tek bir haber yayınlamamış ve onunla tek bir söyleşi yapmamışlar.

Sonuçta halimiz bu.

Son yıllara kadar ve çeşitli objektif ve subjektif nedenlerden dolayı Kürdistan'ın her parçası kendisi için üretiyor ve tüketiyordu.

Son yıllarda kısmende olsa bu duvarlar yıkılıyor. Bir yandan dünyadaki siyasal, ekonomik ve teknolojik (internet vs) gelişmeler, diğer taraftan Kürdler de yükselen ulusal bilinç Kürdler arasına örülen duvarları zorluyor.

Kürdistan'ın dört parçasında yaşanan iyi ve kötü gelişmelere ilişkin Kürdlerin çok kısa süre içinde ortak girişimlere girmeleri artık sır değil.

İran'da Kürdlere yönelik idamlar da olduğu gibi..

Dr. Eyubiyan ile ilgili kısa bir makale yazmak istiyordum.
Yıllar önce Azad Abdulwahid ve Suleyman Dilsoz „Raman Dergisi“ adına geniş bir röportaj yapmışlardı. Kürdlerin tarihine, edebiyatına ve şahsiyetlerine ilişkin bir yazı gördüğümde mutlaka arşivlemeye çalışırım.
Dün söz konusu röportajı buldum ve okudum.

Fakat, konuya ilişkin daha fazla bilgi toplamak için farklı dil ve Kürdçe'nin farklı lehçelerinde Dr. Eyubiyan'ın ismini arama makinelerine verdim.

Sonuçta Facebook'ta Dr. Eyubiyan üzerine uzun bir yazının üzerine düştüm. Onlarca sayfalık bir yazıydı. Bu da bir söyleşiydi. Söyleşiyi yapanda „Soran Yaho“ adında biriydi..
Yazının altına Kürdistan'ın farklı parçalarından onlarca insanımızın yorumları vardı..
Hemen yazıyı okumaya giriştim.

Fakat yazının bir kaç satırını okuduktan sonra bu yazıyı daha önce okuduğumu anladım.
Hemen Raman Dergisinde çıkan röportaj ile Soran Yaho'unkini kıyasladım.
Bu söyleşi yıllar önce Raman Dergisinde yayınlanan söyleşiydi.

Fakat, bir farkla Raman'daki söyleşide Raman soru soruyor. Facebook'ta bulduğum söyleşide ise Soran Yaho soruyor.

Raman dergisinde Azad Abdulwahid ile Dr. Eyubiyan'ın resimleri var. Facebook'ta ise Soran Yaho ile Dr. Eyubiyan'ın resimleri var.
Soran'ın söyleşisinin son bölümünde ise çok Kürd ve Kürdistani tespitler var, diğerinde yok.
Eğer ikisi birlikte bu söyleşiyi yapmışlarsa niçin ikisinin ismi geçmiyor?
Yok eğer birileri çalmışsa bunuda çıkarmak kolay..

Benim bu konuda kendi düşüncem var.

Bu konuda bazı Güneyli ev Doğulu dostlarıma yazdım..

Herhalde çözerler.

Şimdi konumuza gelelim.

Raman Dergisinin 99.sayısında Dr. Eyubiyan kendi yaşamı ve eserleri hakkında bir hayli bilgi veriyor.

Bu bilgileri özetleyerek aktarmaya çalışacağım:

Dr. Eyubiyan 21 Mart 1928 yılında Doğu Kürdistan'ın Mahabad şehrinde dünyaya geliyor. Yani anlayacağınız Newroz Günü.

Dr. Eyubiyan ailesinden duyduğuna göre o zaman Mengur aşireti Mela Xelil Goremer önderliğinde İran Şah'ına karşı isyan etmişlerdi.
Newroz Günü yani Dr. Eyubiyan doğduğu gün Mengurlarla İran Şahının temsilcisi Ali Bege Haci Eyubiyanların evinde barış görüşmeleri yapıyorlarmış.. Şeyh Ül İslam ve Mahabad Qazileri de toplantıda hazır bulunuyorlarmış.

Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre aileleri 250 yıl önce Cizre ve Diyarbekir mıntıkasından Doğu Kürdistan'ın Mukriyan mıntıkasına göçetmişler. Dêbokireş aşireti de onlarla birlikteymiş. Onlar Domili'ler. „Şimdi kendilerine Domili denilmesini ayıplıyorlar. Aktüel olarak Diyarbekir'de Dom aşireti var. Türkçe'de onlara Domili diyorlar. Domililerin bazıları Akre'ye, bazıları Amediye'ye, bazılarıda Serkepkan ve Rejikeran köylerine yerleştiler. Seyid Eyubi ve beraberinden bir grupta Mukriyan mıntıkasına gelip yerleşiyorlar.“ diyor.

Yine Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre ataları gelip Budax Sultan'ın torunlarına misafirleri oluyor.

Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre bazıları Eyubiyan ailesini Selahadin Eyubi'nin ailesine bağladığını, fakat hiç bir belgenin olmadığını ve bundan dolayı ciddiye almadığını söylüyor.

Dr. Eyubiyan ailesinin Nehri Şeyhlerine bağlı olduğunu ve dedesi Seyid Taha'nın Seyid Abdulkadir Nehri'nin iyi bir muridi ve dostu olduğunu söylüyor. Seyid Abdulkadir'in Kürd davasından dolayı idam edildiğini ve ailesinde Kürd damarının çok güçlü olduğunu söylüyor. İnsanların hala Seyid Abdulkadir üzerine Kürdçe şiirler okuyarak ağladığını ve babasının Piremerd ve Huseyin Husni Mukriyani ile iyi dost olduğunu sözlerine ekliyor.

Dr. Eyubiyan'nın anlatımlarına göre Qewsi Sani (Seyid Abdulkadir) Türkler tarafından öldürüldükten sonra oğlu Hz. Seyid Abdullah Geylani Herir ve Batas'da gizli bir şekilde kalıyordu.

Hz. Seyid Abdullah Geylani 1942 yılının Newroz'unda Mahabad'a geldi ve Qazi Muhamed'e misafir oldu. Onun içi yapılan karşılanma töreni bizim olmamıştı, diyor..
Şeyh Mahmud Berzenci'nin Simko'yu Suleymaniye'de karşılama töreniyle kiyaslıyor.

Dr. Eyubiyan Seyid Abdullah Geylani'yi „Kürd milletinin ruhani lideri olduğunu“ söylüyor.

Bu arada Dr. Eyubiyan kardeşi Seyid Muhamed Eyubiyan'nın , Seyid Abdullah Geylani için yapılan tören için Kürdçe „Sultan Selahaddin Eyubi“ adlı bir tiyatro piyesini yazıp sahnelediğini ve bu tiyatro oynunun Haci Qadri Koyi'nin insanlık, eşitlik ve adelet gibi temaları işleyen bir operasına dayandırıldığını yazıyor.
Seyid Abdullah Geylani'nin gelişi ve „Sultan Selahaddin Eyubi“ adlı tiyatro oyunu Mahabad'ta halk kitleleri içinde büyük bir yankıya neden oluyor.

Dr. Eyubiyan uzun bir şekilde „Komelay Jiyanewey Kurd“ adlı örgütlenmenin üzerine duruyor.
„Kürd'ün Yeniden Dirilişi Örgütü“ Mirza Huseyin Frohêr, Seyid Muhamed Eyubiyan, Abdulrahman Zehibi ve Güney Kürdistan'dan „Hiwa Partisi“nin temsilcisi Mirhac gibi 20 cıvarında aydın ve Kürd yurtseveri şahsiyetler anlaşıp kuruyor. Gizli ve hücreler temelinde örgütlenen ulusal bir kapılanmaydı. Üye olmak için çok sıkı şartları vardı. Bir üye birlikte çalıştığı 2 kişiden başka üyeyi tanımıyordu. İllegal olarak „Niştiman“ dergisini çıkarıyorlardı.(9 sayı Doğu Kürdistan'da 10. sayı Cumhuriyetin yıkılışından sonra Suleymaniye'de çıktı)

Dr. Eyubiyan 14 yaşında olduğu zaman „Niştiman“ dergisinin 2.sayısında Kürd ve Kürdistan yurtseverliği işleyen Kürdçe ilk şiiri yayınlanıyor.
Dr. Eyubiyan şiiri A. Zebihe verdiği zaman rumuz olarak „Hêdî“ ismini seçmişti. Dergi çıktıktan sonra „Qumri“ ismini kullandıklarını fark ediyor. Belli bir dönem sonra öğreniyor ki Mirza İbrahim örgüt içinde „Hêdî“ rumuzunu kullanıyor.

Dr. Eyubiyan söyleşisinde Molla Mustafa Barzani, Mirhac ve Abdulrahman Zebihi'den hayranlıkla söz ediyor.

Kürdistan Bayrağını ilk olarak Mahabad'ta dalgalandırma meselesiyle ilgili Raman Dergisinin sorduğu soruya cevaben Dr. Eyubyan:
O dönem Mahabad'ta çocukların Kürdçe öğrendiği „Ronak“, „Gelawej“, ve „Peşkewtin“ adlı 3 sınıf varmış... Dr. Eyubiyan Gelawej'de ders veriyor.

„Komelay Jiyanewey Kurd“ yöneticilerinden Huseyin Frohêr ve daha sonra Mirhac kendisine 3 gün sonra yapılacak törende Kürdistan bayrağını dalgalandırmaya hazırlanmasını isterler.
Daha sonra Qazi Muhamed, Mola Mustafa Barzani ve Haci Babaşex'in hazır bulunduğu törende Mirza Huseyin, Osman Daniş, Muhamed Yaho ve Dr. Eyubiyan Kürdistan bayraklarını dalgalandırıyorlar.

Bu arada „Biji Kurdistan ve Biji Komela!“ sloganlarını atıyorlar

Dr. Eyubiyan „Dayiki Niştiman“ adlı tiyatro oyunun yazımı meselesinde ise şöyle diyor: Ben Komelay Jiyanewey Kurd“ üye olmak istiyordum, fakat küçük olduğu ileri sürerek kabul etmiyorlardı.
O dönem 14 yaşındaydım. Çocuk olmadığımı ve büyüdüğümü ispatlamak için oturdum „Dayiki Niştiman“ı yazdım.“ diyor.
Abdulrahman Zebihi „Dayiki Niştiman“ çok beğeniyor. O dönem Kürdçe ders veren okulların öğrencileri'ninde içinde yerladığı Abdulrahman Zebihi ve Mustafa Muini ve Dr. Eyubiyan tiyotro piyesini sahneye koyuyorlar.

Tiyatro'yu sahneledikleri zamanda Kürdistan haritasını, Seyid Abdulkadir, Haci Seyid Muhamed, İhsan Nuri Paşa'nın ve Kürdistan Kralı Şeyh Mahmud'un portrelerini de asıyorlar.
Tiyatro oyun bir etki yapıyor.

Bir dizi faaliyetten sonra „Komelay Jiyanewey Kurd“ halk ve bir dizi çevre tarafından biliyor.

Abdulrahman Zebihi „Komelay Jiyanewey Kurd“ yöneticilerinden Sıdık Heyderi'yi „Gençlik Örgütünü“ oluşturmak için görevlendiriyor ev böylelikle Dr. Eyubiyan gençlik örgütüne giriyor.

Demokratik Kürdistan Cumhuriye'nin yıkılmasından sonra Dr. Eyubiyan okuluna devam ediyor ve eğitimini yapıyor. Tahran, Tebriz ve Fransa'da yüksek eğitimini yapıyor. Bu arada Fransa Dr. Kamuran Bedirxan olan tanışmasına geniş yer veriyor. Eğetimi sırasında „Şah İsmail“ üzerine bir kitap yazıyor. Bu kitapta „Şah İsmail'in Kürd olduğunu“ ortaya koydunu söylüyor.
Tezinide „Medlerin Eski İran Uygarlığı üzerine etki“ adı altında vermiş.

Dr. Kamuran Bedirxan ile birlikte Güney Kürdistan'a Molla Mustafa Barzani'yi görmeye gidiyorlar.. Molla Mustafa Dr. Eyubiyan'ı Amerika'ya göndermek istiyor. Fakat, daha sonra İran'da yakalanıyor ne Fransa'ya ve ne de Amerika'ya gidebiliyor.

Dr. Eyubiyan İran'ın bir çok üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmış ve bir çok eser vermiştir.

Örnek olarak çalışmalarından bir kaçı:

470 akademik makale yayınlamış.... Şiirleri var. Kendi söylemiyle 50 kitap çıkar.

1)Çirkey Mem û Zin(İsfaha üniversitesi basmış)

2)Çirkey Siyabend û Xece(Tebriz Üniversitesi basmış)

3)Selahadin Eyubi üzerine Farsça bir kitap, Tebriz'de bir yayın basmış,

4)Nawi Mangi Kurdi, Cejn û Dabûneriti Kurdan,

5) Nawi Kuran û Kiçani be Kurdi,

6) Miri Newroz,

7)Alfabeyi Kurdi (latini- erebi)

Ve daha bir çok eser.

Birazda bu röportajın dışına çıkarak toparlamaya çalışırsak, Dr. Eyubiyan , Hejar Mukriyani gibi bir çok „Komelay Jiyanewey Kurd“ üyesi bu oluşumun tasfiye edilmesini hazmetmiş değiller. Dr. Eyubiyan'nın Şerko Cihani'ye verdiği bir söyleşide „Komelay Jiyanewey Kurd“ın bağımsızlıkçı olduğunu, büyük Kürdistan için mücadele ettiğini“ söylüyor.
Ondan sonra gelen partilerin isminin başında yada sonunda „İran“, „Irak“, „Türkiye“ ve „Suriye“ konulduğunu ve bunların parçacı olduğunu söylüyor. Dr. Eyubiyan Komelay Jiyanewey Kurd“, „Hiwa“ ve „Xoybun“ adlı partileri Birleşik ve bağımsız Kürdistan ı savunduklarını söylüyor. Ayrıca Kürdistan Demokratik Cumhuriyeti sırasında Peşewa Qazi Muhamed'in „Abdulrahman Zebihi dışlamasını ve Cumhuriye'te hiç bir görev vermemesini“ eleştiriyor. Zebihi'nin İran'ın eline düşmesinde ise Sovyetler Birliğini suçluyor..

Dr. Eyubiyan „Komelay Jiyanewey Kurd“ in ismi Kürdçe ve kendiside Kürdtü... Diğer partilerin isimleri dahi Kürdçe değil diye eleştiriyor.

Dr. Eyubiyan Kürd dili ilgili bir hayli uğraşmış ve bir dizi eleştirleri var.. Kürd partileri ve basını Kürd dilini bozuyor diye yakınıyor. Dr. Eyubiyan'ın yaşamı ve eserleri hakkında daha net bir tablo çizmek için kaynaklara ihtiyaç var..

Şimdilik bu kadar

Toprağı bol olsun!!

Aso Zagrosi

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.