Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 25 February 2010

Uluslar arasi celik birliginden,cok uluslu tek devlet projesi,Avrupa birlesik devletleri ve son olarak Hiristiyab kulubu gibi bir cok adlandirma geciren yani AB konusu tartisilirken isin tek boyutu öne cikarilamaz. Öncelikli olarak AB bir ekonomik ortakliktir. Bu ekeonomik ortaklik surec icerisinde siyasal ortaklillarida zorunlu kildigindandirki (bu zorunluluk dunya siyasetinde Avrupa devletlerinin tek baslarina pozisyon uretememelerinden kaynaklaniyor) siyasal bir entegrasyonla ortak birlesik devletler projesine dönustu.

AB ye TC uyelik sureci neresinden bakilirsa bakilsi 50 yillik bir hikayedir. AB nin genisleme sureclerinde her anlamda T.C den geri olan ulkelerin bile uyelikleri onaylanirken T.C konusunda hep sorunlar yasaniyor olmasi irdelenmelidir.

AB olusum surecinden itibaren Avrupada bir istikrar projesi olarak olusturuldu. Avrupa yasadigi son iki savastan sonra yasli kitada savalarin birdaha olmamasi adina bu söz konusu projeyi bir istikrar unsuru olarak gelistirip bugunlere getirirken neden istikrarsizlikla es anlamli olan Orta Doguyla komsu olsun?

AB ve T.C ilisklileri bir ortakliga dönusebilirmi? soru oldukca agir gibi duruyor. Cevabini taraflar vermekten yana gucluk cekerken biz bu guclukler uzerinde durmaya calisalim.

Tek kutuplu dunyadan bölgesel gucler ittifakina dogru hizla kayan dunyada ne AB nin konumu ve yeri saglam görunurken nede T.C acisindan siginilacak sabit bir liman bugunku mevzilenmeler icinde görunmuyor. AB kendi icinde ciddi anlamlarda sikintilar yasarken T.C gibi devasal sorunlari olan ve ayni zamanda sicak catismalara her anlamda sinir olan bir T.C ile bir ortaklik AB yi pesinen bu catismalarin icine cekmek anlamina gelmezmi?.

AB statejisi saglikli ve catismasiz pazar uzerine kuruluyken,yine T.C mevcut durumuyla bir pazarken,ayni zamanda T.C nin Noto uyeligi söz konusuyken neden cok riski bir ortaklik? bu ortaklik AB ye nekazandirir? sonuc itibariyle AB T.C den istedigi gibi zaten yararlama sansina her anlamda sahipken bir cok risk ve maliyetleri niye yuklensin???

AB nin T.C ihtiyac duyacagi en önemli sey ise guvenli enerji kaynaklarina ulasmak daha dogrusu ihtiyac duydugu enerjiyi daha guvenli,ucuz ve surekli bir sekilde saglamak adina bir koridora ihtiyac duydugu kadar gereksinimi vardir.

AB guvenli enerji yollarina ihtiyac duydugu kadar enerji kaynalarinada ihtiyac duyar udrumdadir. Her ihtiyac ekseninde de T.C ye gereksinim duydugu kadar Kurdistanada mahkumdur. Demekki AB nin T.C politikasi sekillenirken hesabin arka bahceside bir okadar önemlidir. Peki bu hesabin arka bahcesinin yani Kurdistanin AB icin durumu ve konumu nedir.

AB fiili olarak Kurdistanda vardir ve bu yadsinamaz. AB nin Kurdistanda sadece varligi degil tarafligida söz konusudur. Kurdistanin dört parcaya bölunmesine sebep olan Lozan anlasmasin ana aktörleri AB nin egemen devletleri oldugu unutulmazsa sorun birazda olsa aciga cikar. T.C nin varlik ve devamliligi anlamina gelen bir andlasmanin taraflarinin Kurdistan gibi cok ciddi yeralti zenginlikleri olan bir ulkeyi tanimadan Lozan surecini olusturduklarini her halde dusunuyor olamayiz.

AB nin Kurd politikasi nedir peki iste burasi oldukca önemli olan noktadir. AB nin Kurd politikasi Kurdlerin mevcut yapilar icerisinde entegrasyonu uzerine kuruludur. Bu entegrasyondan asimlasyon rahatlikla okuna bilir. Bu gune dek AB nin Kurd sorunana cözumde azinlik haklari bazinda yaklastigi zaten butun acikligiyla ayuga cikmis durumdadir.

AB nin Kurdler adina getirecegi kazanctan cok verebilecegi zararlar asil anlamda dusunulmelidir. T.C nin AB uyeliginin olaki tasin degilde kusun tasa carpmasi sonucu olsa bile bu Kurd sorunun cözumunde Kurdlerin asla ve asla ulusal bir devlet sahibi olmayacagi anlamina geldigi unuttulmamalidir.

AB ye sömurgeci boyundurluk altinda katilimci "vatandas" olamaktansa AB ille komsu olmak Kurd ve Kurditan ulkesinin cikarinadir.

AB olusum surecinden gunumuze dek sömurgeler siyesetinde taraf oldugu hic bir yerde adim atmamistir. Bu anlamda Guney Afrika bir ilk olmakla beraber bunun da nedenleri kendi kamu oyu baskilarinin sonucudur.

Peki Kurdlerin AB ye iliskileri nasil olmalidir. Öncelikle Ab sinirlari icinde yasayan Kurdler neler yapabilirler uzurine kafa yorulmalidir. Diger bir yanda da AB ye bir hatirlatma her zaman dusunulmeli ve gerekleri yapilmalidir. AB nin gereksinim duydugu gerek guvenli enerji yollari gerekse enerji kaynalarinin Kurdistan diye bir ulkeden gectigi ve cikarildigi hatirlatilmalidir.

Söz konusu enerjinin pazara ulastirilmasi KUrdlerden cok ihtiyac duyanlarin dusunmesi gerekli olan seydir. Pazar,arz,talep ve arti degerin acmayacagi liman yoktur. Gunumuz dunyasinda kurallar böyle konuyor.

AB nin Diyarbekir ofiside unutulmasin illaki Bruksele gitmek gerekmiyor..

T.C nin AB ye katilim anlaminda ciddi teredutleri vardir. Bu terdutlerin basinda Kurd sorunu oldugu az cok biliniyor. Hani unlu bir söz vardi AB nin yolu Diyarbekirdan gecer diye. Belki cok bos gibi gelen bir söz olabilir ama hic yabana atilacak bir sey degildir. Kurdlerin onayi olmadan T.C nin AB uyeligi bir hayeldir. Iste Kurdler surece bu pencereden bakarlarsa Kurdistanin bagimsizligi esittir AB anlamini yakalamak hicte zor degildir.

Sorunlara hangi pencereden bakarsaniz sonuclari o pencereye yönlendirmeniz mumkundur. Bu siyeset ve diplomasinin A B C sidir.

Sevgi ve saygilar

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.