Bu bir Xerzanlı ve Ramanlı hikayesidir. Aslında bu olayın destanı yazılmalı. Ancak biz kısadan hisse olması açısından; buna ’hikaye' diyelim. Çünkü destanaları, dizi dizi romanları yazmaya hayli zaman var. Yaşanan bir süreç var daha. Ve nehirler akarken, arılığını ölçmek kabil değil.
Neden bu yazı ve neden şimdi?
Bu satırların yazarı olan ben; yıllardır bazı lokal olaylara kafa yorarım. Yakında bitecek olan Anıların İzinde TARİHİN ELEĞİ çalışmamda da bu konuları işleyeceğim. Ancak bu olayla ilgili vardığım bazı sonuçları ve bu olay üzerine bilgisi olanlara hatırlatma yapmak istedim.
İkinci neden ise; yerel seçimler gündemde. Yakında gerek DTP'nin gerekse diğer bazı TC/Ankara partilerininde belediye başkan adayları açıklanacak. Bu nedenle geçmiş belediye başkanlarının dönemlerini bilmek ve gelecekleri daha saklı seçim için bu yazının gerekli olduğuna inanıyorum.
Üçüncü neden ise; özelde Edip Solmazlar'ın –yaşayan- aile fertleri ne durumda? Çünkü geçenlerde aldığım bir bilgide; Edip SOLMAZ'ın kızı ROJDA (18 yaşındayken) Abdullah Öcalan'ın ’Güçlendirme Evleri'nden geçmiş. Halen İsveç'de yaşıyormuş. Peki diğer aile fertlerine ne oldu? Bu sorunun da yanıtlanacağına inanıyorum.
Selamlarımla/ŞG
Bu bir Xerzanlı ve Ramanlı hikayesidir.
Aslında bu olayın destanı yazılmalı.
Ancak biz kısadan hisse olması açısından; buna ’hikaye' diyelim. Çünkü destanaları, dizi dizi romanları yazmaya hayli zaman var. Yaşanan bir süreç var daha. Ve nehirler akarken, arılığını ölçmek kabil değil.
Biz bir yaraya daha parmak basacağız.
Bazılarının canını yakacağız.
Tek tek açacağız hikayelerimizi.
Tekmilini birden vermek; ne bizim, ne halkımızın kaldıracağı bir süreçtir.
Ne demişti şair?
’Ahesete çek kürekleri mehtap uyanmasın!..'
Bizde yavaş yavaş bu işe gireceğiz.
Herşeyde hızlı ve tezcanı da olsak bu konuda sabırlıyız.
Hikayenin bir yanını Ramanlılara ayıracağız.
Ramanlılara, bizim orda Remî deriz. Bir de Romiler var. Remîler ve Romileri sakın ha sakın birbirine karıştırmayın. Hani Cegerxwin; ’Jı Sêrtê diçim Bêrtê/Dest girtiyê Romê teresim ez' diyor ya. Romîler taa Orta Asya steplerinden geldiler ve bağdaki Remîlerle beraber Kürdîleri kırımdan geçirdiler. Bir dönem Remîler de Mala Eminê Perixanê olarak onlara başkaldırdı. Bu gelenek Mustafa Ramanlılara kadar sürdü. Mustafa Ramanlı hem 49'lar hem de 1972'lerdeki Diyarbakır Sky. Yargılamalarına kadar bu geleneği sürdürdü. Ramanlılar olarak uzun bir dönem Êlih/Batman'da belediye başkanlık makamını ellerinde tuttular.
1977'lerdeki bir ara seçimde, Kürdistan Devrimcileriyle kendilerini isimlendiren grup da aynı aşiretten İbrahim Ramanlı'yı bağımsız belediye başkan adayı gösterdi. Pek bir varlık göstermediyseler de, bunu bir propaganda aracı olarak kullanıp, 127 oy gibi bir oyda kaldılar.
Batman'ın sokak hakimiyet siyasetinde iki uç belirdi. Bir tarafta MTTB (Milli Türk Talebe Birliği), bir tarafta Kürdistan Devrimcileri.. Aslında bunların sabit bir isimi yoktu. Devrimci Birlik, Haki Karer imazlı sloganlar, ŞK (Şoreşgerê Kurdistanê), Birbirine ’Heval' diyen küçük bir grup....
Batman'da siyasi grupların ayrışması ve gün ışığına çıkması aslında 1977'lerde Antep'te Haki Karer'in katledilmesiyle beraber, Batman Halk Kültür Derneği'ne onun afişini aslımasıyla başladı. O zamana kadar tüm Kürdi ve sol gruplar bir aradaydı. Hatta TKP/İGD bile bu şemsiye altındaydı. Ama Haki Karer afişine karşı çıkıldı. Ve dernek fiili bölündü. ÇIRAK-DER, LİS-DER adıyla KD ayrı dernek oluşturdular.
Gruplar arasında –zaman zaman- anlaşmazlık ve kavgalar oluyordu. Ama en ciddi olanı MTTB ve KD arasında olanıydı. Onbeş gün boyunca sokak çatışmalarıyla geçti. Çok sayıda insan yaralandı. Ama iki tarafta –belden aşağı- vuruşmada karar kılmış gibiydi. Neyseki ölümler olmadan iki tarafta durdu.
Ancak, 1979'lara gelindiğinde; bu sokak hakimiyeti belediyeye yansıdı.
Herkes kendi adayını aramaya koyuldu. Burda o zaman Xerzanlılara geçeceğiz.
Raman ve Xerzan iki ayrı bölge adıdır.
Raman dağı ve bölgesinde olanlara REMÎ (Ramanlılar) Xerzan bölgesinden olanlara da XERZî veya diğer bir değişle; Xerzanlılar denir. Bunun yanında; Zilanlar, Şeyh Hızfullahlar, Hebizbiniler, Elihliler...vb güçler de vardı.
Belediye başkanlık adayı olarak Kısmet Mahellesinde mukim, TSK ayrılma, Teğmen Edip Solmaz'ı gösterdi parmaklar. Edip, Xerzîydi. Xerzîlerin iyi bir tabanı vardı. Bir çok Xerzî genç KD safları içinde yer almıştı. Edip, Kürdtü. Yurtseverdi. Ve bu nedenle de askeriyeden ayrılmak zorunda kalmıştı.
1978'lerden sonra partileştiklerini ilan eden KD; artık PKK (Partîya Karkerên Kurdistan) olarak kendilerni isimlendiriyorlardı. Edip Solmaz'ın bu parti ile kadrosal ve fikirsel bir bağı yoktu. Ama onlara sıcak bakıyor ve gevşek ilişkileri vardı. O dönemin en iri yarı PKK/MK üyesi Gözlükli Ziya (Baki Karer) Batman'da bulunuyor ve bu belediye seçimleri onun insiyatifinde oluşuyordu. O dönemin tüm kadroları ve çevre illerde bulunanlar seferber edilmişti. Mehmet Şener ve Mahsum Korkmaz ise bunların en belirgin olanlarıydı. Ama –nerdeyse- 50/60 yakın kadro bu işle görevlendirilmişti. Ve kesin kazanmaya oynadılar. Ve ezici bir farkla da seçimleri kazandılar.
Dört devre devam eden, Ramanlılar Saltanatı artık Batman'da son bulmuştu.
Elbette Ramanlılar bu kayıp etmeye sevinmiyorlardı.
Bunu kendileri de TC Devleti de kaygıyla iziliyordu.
Hele de Edip Solmaz'ın belediyede oturması, ve gelir gelmez; tarihi bazı pisliklere kılıç sallaması, halkta güven ve sevinç, diğer kesimlerinse uykularını kaçırıyordu.
Hele de Petrol-İş'e el atılırsa... Nitekim çok kısa sürde, Koperatifler, Töb-Der, Şoförler Cemiyeti ve bir çok demokratik kuruluş devrimcilerin eline geçmiş olması devleti bazı planlara iteceği bir gerçekti.
Polis, asker, yerel işbirlikçi takım kafa kafaya vermişti.
O dönemin askeri sorumlusu Binbaşı Temel Cingöz; bir plan kurdu. Bu planı biraz açalım:
Binbaşı kırsal alande, aslen Wezrinli Hesenê ZİNÊ adında bir adam örgütler. Bu adamın Yezidi yeğeni olduğu, Mala Dibolardan olduğu bilgisi var elimizde. Yüzbaşı Temel bu adamı örgütler, ve Ramanlıların arasına katılmasını tembihler.
İddiaya göre, Edip Solmaz'ı bu Hesenê Zine vurur. Ona bu emri veren ve onu bu işe sokan Yüzbaşı Temel Cingöz'dür. Edip Solmaz vurulduğu gün, aynı yüzbaşı Edip'in cenazesinde şu konuşmayı yapar. ’Edip Solmaz'ın katilleri en fazla üç gün içinde cezalandırılacak ve adalete teslim edilecektir' der, Gerçekten de üç gün sonra Hesenê Zinê Raman Dağında vurulmuş bir halde bulunur ve yüzbaşı ’İşte Edip Solmaz'ın katili buydu' diye ilan eder.
Peki ama Edip Solmaz o gece nerdeydi?
Yanında kimler vardı?
Ve nasıl vuruldu?
Edip, Belediye başkanlığını kazandığında onun korumsaı ve savunmasını yapan insan Mahsum Korkmaz'dır. O gece Edip bir grup arkadaşıyla bir evde misafirdir. Eşiyle beraber eve gidecek, Mahsum onunla çıkar. Ama Edip ’Mahsum bu kadar da olmaz. Bende silah var ve benim de eski bir asker olduğumu unutma. Bu kadar da yakın koruma ayıp oluyor' der. Mahsum ve Edip ayrıca iki samimi arkadaş olduğundan o gece Mahsum, Edip'le çıkmaz.
Edip, eşiyle eve 25 Metre kala arkadan silah sıkılarak vurulur. Silahına davranır ama katil ona fırsat vermez.
Burda üzerinde durulması gereken nokta: ’Katil bu kadar net istihbaratı nerden aldı?'
-Saat be saat izliyor muydu?
-İçerden bilgi mi verildi?
-O gün toplantıda Edip ve Mahsum'dan başka kimler vardı?
Çözülmeyen sorun burda.
PKK tarafı, yüzbaşı Temel Cingöz'un katili Hasenê Zinê olarak göstermesi ve üç gün sonra cesadini bulması karşısında tatmin olmaz ve inanmazlar. Onlar bu işin Ramanlılartarafından yapıldığını iddia eder. Bunun için de Ahmet Özdemir'i hedef seçerler.
Ahmet Özdemir; Ramanlı bir insandır.
Taksi işletmeciliğiyle uğraşıyordu.
Şekeftanılarla husmeti vardı. Şikeftanılara da PKK'ya taraftar durumundaydılar ve onlar da Ahmet Özdemir'in bu olayı yaptığını habire yayıyorlarmış.
Ahmet Özdemir vurulacaktı.
Karar kesindi.
Bunun için de yine bir Ramanlı PKK taraftarı tain edildi.
İ.A. inançlı, kararlı ve atik bir gençti.
Ahmet'i vurdu.
Sanırım daha sonra yaakalandı ve bu olayı açıkladı.
Böylece istenen Ramanlılara Cephe Savaşı başladı.
Artık Ramanlılar her yerde açık hedef oldu PKK'ye. Onlarca insan vuruldu. Mehmet Girgin de bir Ramanlıydı. PKK tarafından Lübnan'lara kadar götürülüp eğitilmişti. Egit Mahsum Korkmaz'ın sorumluluğunda çalışıyordu. Bombalama ve bubi tuzakları hazırlıyordu. Ama Girgin gönülsüzdü bu Ramanlı-PKK'lı savaşında. Çoğu bombaları patlamıyordu. Egit onu sorguladı. Ve ’Bir daha bombaların patlamasa ben kafanı patlatırım' demiş olacak ki; Mehmet Girgin, otuzikilik bomba ile yakalandı. Siirt Tugayının içine kadar girmeyi başardı. Sorgulamada bulunan arkadaşları bunu fark etti. Bir tanesi ’Ya kullan ya da bize ver, biz kullanalım' dediyse de, Girgin yanaşmadı. En sonunda sorgulamacılara; ’Komutanım bende bomba var. Alın sizin olsun' dediğinde Siirt Tugayı alarm durumu aldı.
Olacak şey değildi.
Bu kadar ihmal ve bu kadar ahmaklık (!)
Bir azılı ’terörist', ta tugay içinde kadar bombayla giriyor.
Hem de Filistinlerde eğitim görmüş bir Mehmet GİRGİN.
Girgin itirafçı oldu.
Bombalarının bilinçli patlamadığını. Çünkü hiç birine fünye koyumuyormuş.
Ve itirafçılar koğuşunda sessizsesiz cezasını yattı.
Çıktı.
Çıktı ama İzmir'de PKK'lılar beynini dağıttı.
Yıllar sonra; Binbaşı Temel Cingöz de Adana'da Türkiyeli bir devrimci hareket tarafından vuruldu.
Yıllar sonra...
Evet yıllar sonra; biz de PKK / MK üyesi Gözlüklü Ziya (Baki Karer'e) ulaştık.
Kendisi de Öcalan tarafından arkadaşı Resul Altunok gibi tutuklandı. Resul katledildi. Ama Baki oralardan kaçmayı becerdi(!) Nasıl bir kaçma ise?...
Kendisine bizim Başkan Edip Solmaz olayını sorduk.
Bize ’Aslında başından beri Abdullah Öcalan, Edip Solmaz'ın Batman Belediye Başkanlığını kazanmasını istemiyordu.
-Neden, dediğimizde;
-O, partinin reformistleşeceğini söylüyordu.
-Peki ama Ceylanpınar'da Kemal Öcalan istifaya zorlandı. Ve yerine siz atama yaptınız?
-O başka, Kemal teslim alındı, onun yerine M. Emin Sezgin hoca yardımcı atandı. Ama yöneten M. Emin Hoca idi. Ve onu biz atamıştık.
-Yani Edip Somaz'ın seçilmesi de mi bir kuşkuydu onun için?
-Neden olmasın ki?
Evet neden olmasın ki?
Peki başka türlü nasıl Ramanlılara karşı taarruz emri verilebilirdi?
Düşün o zamanlar şöyle bir kararı varmış Ankara PKK'sının;
Hilvan'da bir Halil Çavgun'un vurulması; Süleymanlara karşı savaşla başladı.
Süleymanlar teslim oldu.
Nadir Temel Hilvan Belediye başkanı oldu.
Tek aday ve tek seçim. Nadir; Diyarbakır Yargılanmalarında kaç oy bile aldığının yanıtını vermeyen cahil bir köylü, bir uyduydu.
Siverekte Bucaklar
Viranşehirde Şeyhanlar.
Derik'de Necimoğulları
Kızıltepe'de Kahramanlar.
Nitekim Seydo Kahraman Ceylanpınar'da bunun için ön sıraya ölümlere alındı.
Mardin Merkez'de Mala Hatêler...
Ömerli'de Cemiloğulları
Midyat'da Mala Çelebi
Gercüş'de Ekmenler
Hasankeyfte; Zeminler
Ve Batman'da da RA MAN LI LAR... bu güzergah içinde temel hedeftiler. Ya bu Edip Solmaz'ın ölüdürülmesiyle olurdu ya da bir başka sebeple. Ama Ramanlılar behemehal vurulacaktı. Bizce bir taşla bir kaç kuş vurma işi burda da devreye girdi. Yine aynı Baki Karer'in şöyle bir belirlemesi vardı:
’Çelişkinin olmadığı yere çelişki sok ve bu çelişkiden yararlan!..'
Nasıl ama?
Müthiş ve dahiyane bir belirleme(!?)
Bizim net yargımız yok. Ancak, geçmiş olayları, eylemleri gayr-i resmi tarih söyleminin dışında; varılan sonuçtan sonra değerlendirmek şart olmuştur.
Umarız bu konuya çok yakın olanlar da gereken ilgiyi gösterir.
Selamlarımızla.
Nasnamenews (ŞG)
Re: BATMAN TARiHi HAKKINDA ZERREK KADAR BiR SEY BiLMEYEN SÜKRÜ U