Ana içeriğe atla
Submitted by Kamuran Melikendi on 7 November 2010

Kamuran Melikendi

Daha önceleri Aso „Ax Derdekurd“ diye bir yazı yazmış, Kürdlerin çeşitli kankrenleşmiş yapısal iç hastalıklarına ve düşmanlıklarına vurgu yapmaya çalışmıştı.
Çünkü Derdekurd, Kürdlerin hala devletleşmemelerinin en önemli nedenlerden biridir.

Büyük ve eski bir tarihsel geçmişi vardır.
Bu hastalık aşılmadan fazla bir yol alacağımız pek olanaklı değildir.

Bu Derdekurd'un günlük yaşamımızda sahip olduğu rolü herkes kendi çevresine ve günlük ilişkilerine bakarsa çok rahat tespit edebilir.

Çünkü, Kürdlerin kendi aralarındaki günlük konuşmaları ve dedikodularının ezici çoğunluğu Kürdlere karşı gelişiyor.
Biraz daha somutlaşmak gerekirse, Kürd siteleri hergün Türk Gazetelerinin çeşitli köşe yazarlarının yazılarını birbirleriyle yarışarak yayınlıyorlar.
Bir bakıyorsun, Hürriyet yada Taraf'ın bir yazarının yazısı onlarca Kürd sitesinin ana manşetini süslüyor.
Sanki Hürriyet ve Taraf gazeteleri ve okuyucuları gazetecilerin yazarlarını kamuoyuna taşımıyor.
Sanki Kürd sitelerinin okuyucuları Hürriyet ve Taraf'ta o makaleleri okumamış..
Bizim Kürd siteleri o yazıları yeniden ve yeniden Kürd okuyucusuna empoze ediyorlar.
Ama aynı siteler bir Kürd yazarının yada gazetecisinin tek bir makalesini götürüp yayınlamazlar. Çünkü, kendileri gibi düşünmeyen hatta düşünen bir Kürde tahamülleri yok.
Türk yazarlarına ve gazetecilerine duyulan yakınlık ve hayranlığın binde birini bir Kürde göstermemenin tarihsel ve toplumsal nedenleri vardır.

Bu ilişki tarzının en toplumsal şekli son referandum meselesinde Dersim'de görüldü..
Dersim soykırımının baş mimarı Mustafa Kemal ve kurduğu parti CHP'dir. Bu konuda binlerce belge var.
Ama, Dersimliler referandumda seçim sandığına giderek yoğun bir şekilde CHP'nin safında yer aldılar. Bu partinin başkanı açık açık „ben Kürd değilim..... Biz Horasan'dan gelen Türkmenlerdeniz“ demesine rağmen...
Referandum'dan kısa bir süre önce bu partinin yöneticileri 38 Katliamın „gerekli“ ve „zorunlu“ olduğunu vurgulamalarına ve gelecekte sorunların çözümü için „ seçenek“ olarak beyan ettilerine rağmen Dersimliler gidip katillerine oy verdiler.

CHP'ye oy verenler Atatürk'e hayranlar. Ama, Ovacık meselesinde Cibranlı Xalid Bey'in ismini duydukları zaman kin ve nefret kusarlar.
Fakat işin ilginç yanı Cibranlı Xalid Bey Ovacığa gittiği zaman tek bir Kürd'ün kanı akıtılmamasına rağmen bu duruş sergileniyor.. Xalid Bey ile Dersim liderleri arasındaki görüşmeler hakkında tek bir şey bilmemelerine rağmen bu tavır sergileniyor.

Türk basınında yapılan aktarmalar ve Türk yazarları zorla Kürd okuyucularına empoze etme meselesi hiç kimseyi rahatsız etmiyor.
Ama, bir Kürd yazarının yada gazetecisinin bir makalesi yayınlandığı zaman sorun olmaya başlıyor. Hatta bazıları daha ileri giderek „eğer bir daha bu insanların yazılarını yayınlarsanız, sizinle tüm ilişkilerimi kesiyorum“ diye tehditlerde de bulunabiliyorlar.
Referandum meselesinde AKP gibi Kürd katili partilerin önerdiklerine „Yetmez, ama EVET“ tezine sarılanlar, bir Kürd'e yaklaşımda „yetmez, ama evet“ diyemiyorlar.

Türk devleti ile anlaşmak için bin takla atan ve Kürdlerin tüm temel taleplerinden vazgeçenlerin hala listelerinde onbinlerce „Kürd haini“ olması da bu açmaz kürd hastalığının ürünüdür.

Çeşitli Kürd sitelerinin yöneticileri yıllardan beri „Kürd, Kurdi, Kurdistan“ diye insanların kafalarını yemeye başladılar.
TRT-6 Meselesi gündeme geldiğinde ise yaptıklarının tümünü orada bir kürsü kapmak için içine seferber ettiler.
TRT Şeş'de yer bulmayanlar AKP'nin MHP'lileri oraya yönetici yaptığına dair yakınmaya başladılar.
Yani Kürd dili ve kültürü için yapılan hizmetleri dahi büyük dava için, devletin çeşitli güdük yapılarına sunmak ve bir kürsü kapmak için kullanılıyor.

Bu kafalarla Kürd duruşumu oluşturulur.

Geçmişte kaldığım bir alanda bir seçim vardı..
Bir dizi ülkeden gelen göçmenler kendi ulusal listelerini oluşturarak seçimlere katılıyordu.

Kürdlerde bir liste oluşturmuştu. Bu arada kendilerini „Türk demokratı“ diyen bir çevre de vardı ve arayış içindeydiler. Ben kendilerine Kürd listesini desteklemelerini önerdim.. Onlardan biri bana „eğer ben Kürd listesine katılsam annem dahi bana oy vermez“ dedi..

Bir hafta sonra konuştuğum Türk bir liste oluşturdu ve kendisi başa geçti. Listenin diğer üyelerinin bir çoğu ise „Kürd“ idi... Biz „Türkiyeliler“ diye bir bildiri yayınlamışlardı..

Türk'ün Kürdlere kızan bir annesi vardı. Fakat, bizim Türk'ü seçmek için koltuk değneği olan „Türkiyeli..... Kürdlerin“ kızan anneleri yoktu.....

TRT-6'e gidenler, AKP referandumuna „Yetmez, ama Evet“ diyenler, CHP'nin kuyruğuna takılanlar, Türk basınını yeniden ve yeniden Kürdlere okutanlar, bu çevrelere gösterdikleri akzeptansın binde birini Kürdlere gösteremezler mi?

120 yıl önce Haci Qadri Koyi'nin dikkat çektiği bu hastalık hala devam ediyor.

Haci Qadri ile bu yazıyı noktalıyorum..

Kurdî ême nezan û paşkewtin,
pêkewe agir û pûş û newtin...........................................................

Rûm û Cû çake, îttîfaqî heye,
Kurd bêxîretî û nîfaqî heye.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.