Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 22 August 2009

Öcalan sert çıkışlar yapan Bahçeli'yi çok kızdıracak ifadeler kullanıyor: Topla ülkücü ordunuzu, Kandil'e gidin. Bakayım ne yapacaksınız. Şimdi gücünüz de yok. Yine de bağırıp çağırıyorsunuz.

İmralı Cezaevi'nde yatan terörist Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözüm adresi olarak kendisini gösterdi

Öcalan DTP'yi ciddiye almadığını şu sözlerle dile getiriyor: Sorunu Ahmet Türk ile çözebilecekseniz çözün. Sizi engelleyen kimse mi var?

Öcalan, hükümetin Kürt açılımına ilişkin çalışmaları sürerken, avukatlarıyla yaptığı son görüşmede merakla beklenen yol haritasının ilk işaretlerini verdi. Öcalan'ın, 31 Temmuz'daki görüşmesi ise tutanaklara şöyle yansıdı:

YAŞAR KEMAL DE KAVRAYAMIYOR: Sorun benim affedilip affedilmememle ilgili değil. Sorun çok daha derinlerdedir. Ben 10 yıldır bu sorunun çözümü için elimden geleni yaptım. Türkiye'de Yaşar Kemal dahil hiçbir aydın sorunu tam olarak derinliğine kavrayamıyor. Şimdi bu sorunun çözümü için toplumsal uzlaşı veya müzakere başlayacak. Bunun olması önemlidir.

AHMET TÜRK'LE Mİ ÇÖZECEKSİNİZ?: DTP beni temsil etmiyor, PKK beni temsil etmiyor. Bir başkası beni temsil etmiyor. Mesela Ahmet Türk'le mi çözmek istiyorsunuz. Sizi engelleyen kimse mi var? Çözün. Sorunu bu şekilde çözebilecekseniz çözün... DTP kesinlikle beni temsil etmiyor... Karşılarında çocuk yok... İsterseniz dağdakileri bitirin, isterseniz DTP'lileri bitirin, bitirebilir misiniz, bitiremez misiniz, kazanır mısınız, kaybeder misiniz, orasını ben bilemem.

45-90 GÜN MÜZAKERE: Emniyetle 90 gün müzakere etmem lazım. 90 gün müzakere ettikten sonra ancak sorunun emniyet yönü çözüm noktasına gelebilir. Sorunun askeri boyutunun çözülebilmesi için benim 45 gün müzakere etmem lazım. Bunlar çok hassas konular. Dediğim gibi sadece askeri yönünü masaya yatırmam için 45-90 gün müzakere etmem, tartışabilmem lazım. Sorunun diğer boyutları da ayrı, sosyal, kültürel, ekonomik bunları daha ağzıma bile almıyorum. Bunlar da ayrıca tartışılır.

ROBESPIERRE'İN İDAMI: Deniliyor ki, bu sorun çok çatışmalı geçti, çok acılı geçti. Doğrudur, çatışmalı geçti, ancak asıl çatışma benim bu yol haritasını açıklamamdan sonra olacak. Eğer soruna doğru, derinlikli yaklaşılmazsa yapabileceğim bir şey kalmaz. İki tarih vereyim: Birincisi 1789'dan sonra yaşanan gelişmeler. Özellikle 1792-94 arası, iki yıl süren iç çatışmalardır.
Muazzam iç çatışmalar yaşandı. 94 Temmuz'unda Robespierre ve arkadaşları idam edilene kadar süren iç çatışma. İkincisi 1917-18 ile 1922 arası yaşanan üç-dört yıllık çok kanlı bir iç çatışma. Devrim yapıldıktan sonra çok büyük bir iç çatışma yaşanıyor. Burada bu iç çatışmaları çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu süreçlerde yaşanan şeylerin önüne geçmek gerekiyor. Bu iç çatışmaların boyutu çok vahim.

40 MİLYON KÜRT AYAĞA: Devrim öncesi yaşananlar bunların yanında az bile kalıyor. O dönemde Fransızların nüfusu 20 milyon, Rusların da 30 milyondu. Yine de halkı durduramadılar. Şimdi ise bu mücadelede 40 milyon Kürt var. İyi örgütlenmiş kesimleri var. 40 milyon Kürde karşı nasıl duracaksın? 40 milyon Kürt ayağa kalktığı zaman ortada devlet-mevlet diye bir şey kalmaz. PKK da kendi kararını kendisi verir.

ORDU KENDİNE GÜVENMESİN: Ordu da bunu anlamalı. Bunu anlamalı ve bunun önünde engel olmamalı. Ordu öyle çok kendine güvenmesin. Kendini öyle çok güçlü hissetmesin. Çok kaotik, çok çatışmalı dönem olursa, çözümün önünde engel olursa ordu da ortada kalmaz, dağılır gider.

NASIL İNDİRECEK?:(PKK kadroları üçüncü bir ülkeye gönderilecek haberleri üzerine) Nasıl dağdan indirecek? Nasıl gidip dağdan getirecek? Öyle olmaz. Bunların bir gerçekliği yok.

BAHÇELİ ÇOK KONUŞUYOR: Bahçeli çok konuşuyor. (Çok sinirlenerek) Bahçeli neden anlamıyor? Gücü de yok, kendisi bunu biliyor. Ne yapmak istediği ortada... Bahçeli, o kadar gücünüz varsa, o kadar kendinize güveniyorsanız sizi başkumandan ilan edelim. Topla ülkücü ordunuzu, Kandil'e gidin. Bakayım ne yapacaksınız. Şimdi gücünüz de yok. Yine de bağırıp çağırıyorsunuz. Anlamak zorundasınız. Yeri geldiği zaman ben bunların hesaplarını hepsinden sorarım.

'CİDDİYETİNİ ANLAMIYORLAR'
Öcalan, bazı gazetecilerin yazılarındaki görüşlere de değinilen görüşmede, kendisinin affedilmesi konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
Af mı? Sorun bu değil ki. Benim af edilip edilmemem sorunu değil asıl mesele. Lütufta bulunduklarını mı sanıyorlar? Bunlar sorunun ciddiyetini anlamıyorlar. Bunlara benim görüşmelerimi iyi aktarın. Pazarlık değil, toplumsal bir uzlaşı veya müzakere olacak.

TAMAMI YAYINLANMADI
Öcalan'ın 31 Temmuz görüşmesi Fırat Haber Ajansı (ANF) tarafından servise koyuldu. Terör örgütü PKK'nın internet sitesi de bu haberi alarak yayımladı. Söz konusu haberde, Öcalan'ın açıklamalarından, tartışma yaratacak ve radikal ifadeler içeren bazı bölümlerine yer verilmediği görüldü. (Tolga Şardan/Miliyet)

Diyorki; -Ben Pkk degilim, Ben DTP degilim...90 gün emmiyetle müzakere yapacakmis..Bu 90 günde Pkk´nin zayif yönlerinimi söyleyyecek???Nedir??Anlamadim...Anlayan varsa buyursun, meydan Newroz. com.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.