Bazen düşünürüm de acaba dünyada Kürd siyasileri kadar demokrat veya
demokrasi lafını bol bol kullanan ve hatta israf düzeyinde diyebileceğimiz tarzda
kullanan başka bir milletin siyasileri varmıdır ? Bunun cevabını bilemiyeceğim !
Lakin Kürd siyasileri kadar özgürlük ve demokrası diyenlerin en küçük fırsatta
ne demokrat olduklarını ne yazıkki hep acıyla defalarca yaşadım.

Bu büyük bir çıkmaz ve çelişkidir.Düşünün ; Düşman baskıcıdır ve özgür düşünmeye
fırsat vermiyor.Bunu diyen acaba ne kadar fırsat veriyor ? Hani demoklesin kılıcı
derler ya , işte tamda o misal insanın ensesinde soğuk soğuk dolaşıp durur.
Gerçi demoklesin kılıcı dedim demesine ama bu cümle böylesi durumlarda
kullanıldığı için kullandım.Yoksa ne demoklesi bilirim ve nede kılıcını !...

Şöyle varsayın ; Siz sömürgecilerin baskısı altında inim inim inleyen bir halkın
çocuklarısınız.Derken özgürlük hareketini kuruyorsunuz ve yıllar sonrada bu
hareket tam bir diktatörlüktür diyorsunuz.Bu harekette görüşler özgürce
dile getirilmedi ve ayrıldık diyorsunuz.İşte o an size bir hayranlık oluşuyor.
Önce sömürgeci diktatörlüğe karşı çıkan ve daha sonrada kendi içinde gelişen
kahraman demokratlar hareketi işte budur diyorsunuz değilmi ? Aman kurban
olduğum sizleri Allah gönderdi bize diyecekler ve halk size sarılacak diyorsunuz
değilmi ? Hatta aynı kulvarlarda bulunmuş ama savrulmuş bir sürü yetenekte veya
demokratta sizlere katılacak, daha doğrusu ardınız sıra gelecek diyorsunuz
değilmi ?

Peki ne yapmalı ? vede birde nasıl yapmalı? diyorsunuz.Şöyle küçükten bir site
açmalı.Sonrada millete anlatmalı diyorsunuz.Ama en önemlisi ne demokrat olduğunuz
anlatmalısınız.Bu nasıl olacak ? Eskiden duvarlara slogan yazdığınız aklınıza
geliyor hemen ! Şimdi modası geçti falan demeyin.Artık duvardan daha etkin
olan bir yöntem var değilmi ? Mesela internet denen mereti hiçmi duymadınız ?
Hah ! işte oraya " Özgür düşünme ve demokrasi platformu " logosu yazdınızmı
ne demokrat olduğunuzu ispatlamış olacaksınız.Ordan demokrasi çeşmelerinden
çeşit çeşit demokrası suları akacak ve millet kana kana içecek.İçtikçe
herkes şifalı suların etkisi ile akıllanacak ve her türlü diktatörlük bitecek.
Demokrasi hakim olacak.Yaşasın demokrasi , iç içebildiğin kadar, ye yiyebildiğin
kadar !

Ne güzel oluyor değilmi ?
Ne yazıkki hiçte öyle değil.Bu yakaladığınız ve borusunu öttürdüğünüz sitede
bile başlıyorsunuz ne kadar demokrat olduğunuzu göstermeye...
İlk önce yayın kriterlerimzie uymadığı şeklinde alabildiğine bayatlamış taktik
ile susturmaya ! Derken bir süre sonra bunada gerek görmüyorsunuz.Nasıl olsa
kimin haberi olacak deyip , bunada gerek duymuyorsunuz.

Hani her gönülde bir aslan yatar derler ya, buda biraz ona benzer.Her Kürd
demokratının gönlünde bir diktatör yatar.Ne yazıkki bunu yaşadık ve yaşıyacağız.

Aklıma Melle Nesreddin in bir fıkrası geldi.Bir ceviz ağacının gölgesinde
oturup dinlenen Hoca o sıra kavuğunuda çıkarmış karşıda duran karpuz tarlasına
bakıyormuş.Yarabbim senin işine akıl sır ermiyor.Şu kockoca ağaca verdiğin
ufacık meyveye bak, birde kendinden aciz , zayıf dalları olan şu karpuz ada
verdiğiniz iri meyveye bak ! O sıra daldan bir ceviz Melle Nesreddinin başına
düşmezmi ? Canı çok acıyan Melle bir yandan kafasını tutmuş ve bir yandanda
söylenmiş, Amenna sen işini bilirsin, Ya şu başıma düşen ceviz o karpuz kadar
büyük olsaydı halim nice olurdu ?

Bizimde olmuş o mesele !
Ya bizim demokratlarımız o çok karşı çıktıkları diktatörlerin yetkisine
kavuşsalardı ne olurdu ? Eminim rahmet okuturlardı.İnanmıyorsanız güçleri
oranında kurdukları dünyalarındaki özgürlük kıstaslarına bile bakmanız
bakmanız yeterlidir.Neyseki Rabbimiz işini biliyor ve dağına göre kar
yağdırıyor.

Kısacası ben bu demokrasi , demokrat, özgür laflarına artık alerji duymaya
başladım.Bu nedenle çok demokratım diyenlerden ne kadar uzak dursam herhalde
o kadar demokrasiye yakın olacağım.Allah sizi bizim demokratların demokrasisinden
esirgesin...

Sevgi ve saygıyla kalın