Aris  Arda  arkadaşın    çevirisini yaptığı “Rus Arşivlerinde   Kürdler“  adlı  yazı serisini  okuduğum  zaman   19. yüzyılın  sonu ve  20.yüzyılın   ilk   yıllarda “Rus-Kürd“   ilişkilerinin    geçtiği    her yerde   Abbdulrezak Bedirxan   ismi  geçiyor..     Bu  konuda  Kamil  Bedirxan  ve   Prens  Shachovski'nin anlatımlarına  bakmak yeterli olacaktır..
Bugüne   kadar   Bedirxaniler  üzerine   okuduğum   bir  çok çalışmada        Abbdulrezak  ve Kamil Bedirxaniler      ya  tümden  görmezlikten  gelinmiş,  yada  onlara  dair   kısa    bir   açıklama  ile yetinmişler.
Elbette  bu  realitenin  bir çok  nedeni   var..  Kuzey Kürdistan bazında   düşünüldüğü zaman,   Kürd  tarih  yazımıyla  uğraşan  kadroların    esası  Türk  ve  Batı  dilleriyle  daha  yakın  ilişkiler  içinde  olduklarından  dolayı   Bedirxanilerden     Mir  Celadet ve Mir  Kamuran  ile    daha yoğun bir  şekilde    ilgilenmişler..
Mir  Celadet ve Mir  Kamuran      nasıl   İngilizlerden  yana  tercihlerini  koyarak  birinci  dünya savaşı  sonrasında (1919) Major Noel'in   önüne  düşürek     Kuzey Kürdistan'da   bir  çok  alanda    Kürd  şahsiyetleriyle    görüşmeler  yapmışlarsa,    Abbdulrezak  ve Kamil Bedirxanilerde   Rus  cephesinde  ve hemde   savaş  esnasında  bunu yapmışlardı..
Hepsinin    ortak amacı  “bağımsız Kürdistan“ dı..
Bazıları  İngilizlerin yardımıyla,  diğerleri Rusların yardımıyla   bu  işi  başarabileceklerine  inanıyorlardı..
Ama, bir gerçek  var.. Birinci  Dünya Savaşının   öncesinde/esnasında  ve sonrasında Abbdulrezak Bedirxan ve Kamil Bedirxan    açık bir şekilde  Rusların  saflarında  Osmanlılara karşı savaşmışlardı..   Bu anlamada   onların  işleri  daha zordu..  Çünkü,   Rusların  saflarına   kazandırmak  istedikleri  Kürd şahsiyetleri     sadece     onların    onların  önerilerini reddetiyorlardı,  hakaret ve  küfürlerle   onlara  cevap veriyorlardı..(Örneğin   Kör Hüseyin Paşa'nın  Kamil Bedirxan'a  verdiği   ve sonrada  pişman  olduğu cevap)
Abbdulrezak Bedirxan ve Kamil Bedirxan'ın  “yetim“  kalmalarının  bir başka  nedenide
Rusça  ve  Farsça  bilen   kadro  eksikliği de  bu  konuda  ciddi  bir   rol  oynadığıdır..
Ayrıca   Kuzey Kürdistan'da   tarih yazımı ile  uğraşan  Kürd  kadroların  ezici çoğunluğu   liberalizme   kayan    “eski   komunist“    yada   sol  yelpazeden  gelen kadrolardır..   Bu  eski  ideolojik  duruş  da  Rus  çarlığı  ile  girdikleri  ilişkilerden  dolayı
Abbdulrezak  ve  Kamil Bedirxanileri   görmezden  gelebilir..(Celilê Celîl'in     Abdulrezak'a  dair   bir çalışması var)
Kuzey Kürdistan'da   19.yüzyılın sonu  ve  20  yüzyılın  başında  Bedirxanilerin  Kürd  hareketinde   el atmadığı   hiç  bir alan kalmamıştır..  Kürd basını, Kürd siyasal  örgütlemeleri, diplomasi  ve  kısacası  her  alanda   Bedirxaniler vardı.   Emir Ali Bedirxan, Abdulrahman Bedirxan,  Kamil  Bedirxan,  Abdulrezak Bedirxan,  Salih Bedirxan,   Midhad Bedirxan,  Şamil Bedirxan, Necip Paşa,  Celadet ve Kamuran Bedirxan   vs vs...
Bedirxaniler  süreci     Kamuran Bedirxan ile birlikte   bir anlamda  sona erdi!!!
Geçmişte  yaşanan  Kürd direnişlerinde    şehid  düşen  Kürd   önderlerinin    torunları   bugün   dedeleri hakkında   bir dizi araştırma  yapıyorlar..
Ama, Bedirxanilerde bu durum söz konusu değil..
Geçenlerde sayın J.Blau'nun Fransızca 2002 yılında Paris'te Privat yayınları tarafından basılan “Le Crepuscule Ottoman“ (un Français chez le dernier Sultan) adlı kitaba dair bir yazısını okumuştum.
1880'lerde     doğu  dilleri konusunda    eğitimini  yapan   Bertrand  Bareilles   adlı   bir  Fransız   İstanbul  gidip    oraya  yerleşiyor.   Bertrand  Bareilles     İstanbul'da    Fransız  Dili ve Edebiyatı   derslerini veriyor..  Daha  bizim  Fransızca  hocamız    2. Abdulhamid'in   çocuklarına   öğretmenlik
yapıyor.. Bertrand  Bareilles      Yıldız  Saray'ında  olduğundan dolayı  bir  çok  meşhur   şahsiyetlerle karşılaşıyor  ve   anılarının bir çok yerinde  Kürdlerden de söz ediyor.  
Bu Kürdlerden biri de Abdulrezak Bedirxan dır.
Bertrand Bareilles “bir Kürd dostunu da yemeğe davet ediyor“...
Bertrand  Bareilles'in  eşi   Leontine  hayretler  için  “ Ortaköyde   bir  Kürdün işi  ne?. Burada  yalnızca     gürültü ve patırtıdan uzak   kendi  halinde   Ermeni  komşularımız  var..   Bu  Kürd   Emir  Abdulrezak Bedirxandı.  Eğer  Leontine   dişlerine kadar   görkemli bir   şekilde   silahlanmış   eşkiyaları  bekliyorsa, büyük bir hayal  kırıklığına  uğrayacaktır..  Prens  Bedirxan   rafine edilmiş  kültürlü  bir diplomattı.   7  dile   tam  hakimdi.   Fransızca, İngilizce, Rusca, Arapça, Persçe,  Türkçe ve  Kürdçe biliyordu.   O, Botan Ermiri  ve  uzun süre  başarılı bir şekilde   Osmanlı Ordusuna karşı savaşan,   Kürdlerin  bağımsızlık kahramanı  meşhur  büyük Bedirxan'ın torunuydu.
Abdulrezak  Bedirxan   Tahran'dan  geliyordu..  O   orada Türkiye'nin Büyük Elçisiydi.  Abdulrezak      Kürdlerin acınacak   durumlarının  kendisine  çok dokunduğunu,     Kürdler  hem  Persia,  hem Anadolu'da  ve hem de  Yukarı Mezopotamya'da     sefillik içinde  ve   kötü  müameleye  tabi tutuluyor,   Kürdlerin  en  büyük talihsizliği    Pers, Türk ve Arap  milletleri tarafından   kuşatılmış  olmalarıdır, diyordu.  Bu   3  millet  Kürdlerden  sayısal  olarak  daha büyük ve  daha güçlüler.   Sürekli olarak  Kürdlerin  topraklarını  kırpıyor ve  Kürdleri eziyorlar.
Cilliere Prens Abdulrezak'a dedenizi tanıdınız mı? Nasıl bir adamdı? Gerçekten de 100 çocuğu varmıydı? Abdulrezak Bedirxan gülüyordu: Çok şey söyleniyor!!! Bazılarına göre 100, diğerlerine göre “yalnızca“ 50 yada 60... Doğrusunu tam bilemiyoruz.. Kesin olan bir şey o öldüğü zaman 21 oğlu ve 21 kızı hâlâ yaşıyordu. Bana gelince ben onu çok az tanıdım. 1847 yılında o Eruh Kalesinde kuşatılıp ve Osman Paşa'ya teslim olduğu zaman ben bir yaşındaydım.. O 20 yıl sonra şam'da sürgünde öldü, fakat bizim karşılamalarımız seyrek ve kısaydılar..“
Daha sonra sohbetler Kürd Hamidiye Alaylarının yaptığı Ermeni katliamlara geliyor..
Abdulrezak Bedirxan:
“Benim dedemin tutsak edilmesi ile birlikte, birleştirilen ve huzura kavuşturulan tüm memleket kaos içine yuvarlandı.. Sefalet yeniden hortladı ve onunla birlikte kaos ve güvensizlik ortamı.... Bölgeye gönderilen Türk valiler ne şimdi ve ne de hiç bir zaman bir Kürd şefinin sağladığı otoriteyi sağlayamazlar. Durum böyle olunca Saray için kendi bayağı işlerini haletmek için bir kaç yüz ve hatta bir kaç bir sivili bulmak çok kolaydır. Biliyorsunuz Türkler, Asurleri katletmek için her Arapları buldular. Arnavutları katletmek için Sırpları; Bulgarları katletmek için Yünanları ve tersine... İhtiyaç duyulduğunda Kürdleri katletmek için Ermenileri bulacaklar...
Bertrand Bareilles, Emir Bedirxan'ı gelecekte eşi olacak istisnai derecede güzel ve parlak olan, Mısır Hidivi'nin dişçisi Viyana asılı Henrietti ile tanıştırıyor.. Bertrand Bareilles Abdulrezak ve Henriette evlendiklerinde evlilik şahidi oluyor.. Abdulrezak ve Henriette'in bir oğlu oluyor ve bir kazada ölüyor. Çiftin bir de kızı oluyor: Avrupa'da bale ve koregraf sanatçısı olan üne kavuşan Prenses Leyla Bedirxan...
Sultan  Bedirxan ailesine   büyük değer veriyordu..  Prens  Bedirxan  Yıldız  Sarayına   Chambellan(mabeynci)  olarak atandı..
Yine  onun  bir yeğeni  olan  Osman Paşa Bedirxan   daha önce   Emir  Subayı(yaver)  olarak   görev almıştı..
Emir Bedirxan ve Bertrand Bareilles sık sık Mısır Hedivi Abbas Hilmi'nin ve eski Mekke Şerif'inin torunu Şerif Ali haydar Paşa'nın evlerinde buluşuyorlardı..
“Fakat Polis Kürd Prensinden şüpheleniyordu ve onu takibe almıştı. Kuşkusuz Kürd tehlikeli bir adamdı. Dedesinin intikamını almak istemezmiydi? Dedesinin serüvenini yeniden başlatmayi, otonom ve hatta bağımsız kürdistan talep etme rüyasını görmüyormüydü? Abdulrezak Bedirxan kararlı, her yanıyla tam bir inanç adamı ve devrimciydi..““
Not:Aslında yılbaşı ilgili bir şeyler yazmak istiyordum.. Komputurun başına oturduğumda Abdulrezakla ilgili notlar masada duruyordu... Düşüncemi değiştirdim ve yazmaya başladım..
Yeni yılınızı kutlar ve umutlarınızın gerçekleşmesini dilerim..
Aso Zagrosi
Devam edecek