Bundan bir hafta kadar önce MİT Kontr Daire Başkanı Mehmet Eymür bir televizyon kanalında PKK Vejin' in Hanefi Avcı tarafından kurulduğunu söylüyor ve Abdurrahman Kayıkçı'nın adını veriyordu. Abdurrahman Kayıkçı 12 Eylül darbesinden önce Diyarbakır yöresinde bir eyleme katıldığından dolayı polis tarafından tutuklandı, soruşturmada çözüldü, suçunu itiraf etti, tutuklandı, Diyarbakır cezaevine konuldu. Cezaevinde sıradan bir adamdı, direnişçilerle birlikte hareket etmedi, yani PKK nin direnen üye ve sampatizanlarının safında yer almadı, mahkemelerde siyasi savunma yapmadı, Diyarbakır cezaevinde gerek direnişler sırasında gerek direnişlerden sonra cezaevi örgütü içinde kendisine herhangi bir görev verilmedi. 1997 yılının ilk baharında Diyarbakır cezaevinden çeşitli cezaevlerine tutuklu nakilleri gerçekleşti. Abdurrahman Kayıkçı Antep cezaevine gönderildi. Burada PKK sorumlularından Müzaffer Ayata, Rıza Altun, ve Ferahan Güllü' nün yanında kalıyordu. Tahliye edilmeden önce Rıza ve Müzaffer Ayata tarafından kendisine bazı kişileri öldürme görevlerinin verildiği biliniyor. Nitekim Kayıkçı tahliye olunca İstanbul' a gider, burada Antep cezaevinden aldığı adresteki İbrahim Güngör'ün evini bulur, İbrahim Güngör Nazimiye' lidir. - Ağabeyi Ali Güngör, PKK davasından mahkum ve Antep cezaevinde tutukludur- Gerilla iken dağda bir mağarada 8 kişi ile birlikte yakalanmış, pişmanlık yassından yararlanarak tahliye olmuş ve İstanbul da oturuyordu, arasıra ise Antep cezaevine gidip abisi Ali Güngör'ü ziyaret ediyordu.
Abdurrahman' da aynı cezaevinde kaldığından İbrahim'i iyi tanıyor ve tahliye olunca İstanbul da onu öldürüyor. Bunun dışında Abdurrahman Kayıkçı nın PKK eski Merkez komite üyesi İtirafçı Şahin Dönmezi yine İstanbulda öldürdüğü söylentisi vardır. Eğer buda doğruysa, Abdurrahman bu eylemleri gerçekleştirdikten sonra Şam' a ulaşmıştır. Cezaevinde "önemsiz" bir adamken, Bekaa vadisinde aniden "önemli" birisi olarak ilan edilmiştir.
Önce Akademinin yönetimine alınıyor. Mehmet Cahit Şener Güney Kürdistan da 1991 Tarihinde düzenlenen PKK kongresinde Öcalan'a yönelik eleştiriler yapınca, Bekaa daki Öcalan Bekaa da bulunan Gerllalarla yaptığı bir toplantıda bir istihbarat örgütünü kuracağını, bunun başına Abdurrahman Kayıkçı'yı getireceğini, Hasan Hayri Konar ile terzi Cemal' in ise yardımcıları olarak atayacağını söylüyor. Bir kaç gün sonra "önderliği ve çizgisini koruma örgütü"nün başına atadığı Abdurrahman Kayıkçı'yı huzuruna çağırıyor: "kongrede tasfiyeciler çıktı, benden sonra iki numaralı sorumlu sensin, git tasfiyeciliği tasfiye et ve geri dön" diyor. Öcalan tarafından tam olarak yetkilendirilen Kayıkçı, Güney Kürdistan'a varıyor, Kongreye katılan Merkez komite üyeleri ile bir toplantı düzenliyor, onlardan bilgi alıyor, Öcalan'ın yolladığı talimatı da önemli kişilere gösteriyor, Kayıkçı nın bir numaralı sorumlu olduğunu anlayan Merkez komite üyeleri: "tamam sen ne dersen biz uyarız" diyorlar. Bir müddet sonra Kayıkçı tutuklu olan Mehmet Şener ile görüşmeye gidiyor. Cezaevlerinden ve akademi yönetiminden Kayıkçıyı iyi tanıyan Şener, onu ikna ediyor. "Git Cemil Bayık, Osman Öcalan ve Ebubekir i başka kamplara yolla" diyor. Abdurrahman denilenleri yapıyor, bir müddet sonra Kayıkçı, Mehmet Şener ile hareket eden bir grup, PKK kampından ayrılarak yeni bir parti kurduklarına dair bir açıklama yapıyor ve Partinin adının "PKK Vejin" olduğunu açıklamalarının altına yazıyorlar. Örgütün lideri konumundaki Mehmet Şener Suriye kürtleri içinde etkili olduğundan Kamuşlu ya gidiyor bir müddet sonra Abdurrahman Kayıkçı da Şam'a varıyor, Vejin, kayıkçının işlemlerini burada yaparak Avrupa'ya göndermek istiyor. Tam bu sırada Suriye Muhabaratı ve Öcalan'ın adamları Mehmet Şener ve iki Vejinci bayanın kaldığı evi basıyor, Mehmet Şener ile bir bayanı öldürüyorlar.
Bu olay üzerine Abdurrahman Kayıkçı' nın Avrupa ya gönderilmesi durduruluyor. Örgütün lideri konumundaki Sarı Baran tarafından Kayıkçı, görevli olarak İstanbul' a yollanıyor. Kayıkçının İstanbul' da yaptıkları karanlık, yani izaha muhtaç, PKK den ayrılan vejin ile hareket eden bir kaç kişi polise öldürtülüyor, bazıları PKK ye öldürtülüyor, Perinçek ile buluşmalar oluyor, neticede Vejin tam olarak tasfiye ediliyor ve Abdurrahman Kayıkçı 1993 te polis tarafından yakalanıyor, soruşturmada çözülüyor, itirafçı olarak televizyonlar çıkarılıyor. Serbest bırakılıyor, ajan olarak çalıştırılıyor bir müddet sonra bir arabanın içinde başka bir kişi ile birlikte ve silahlarla yakalanıyor, istihbaratın adamı olduğunu söylüyor, yapılan araştırma sonucunda Türk istihbaratının önemli isimlerinden biri olan Hanefi avcı'nın adamı olduğu anlaşılıyor.
Bu olayda izaha muhtaç sorular şunlardır:
Kayıkçı cezaevinde mi janlaştırıldı?
Cezaevinden tahliye edilince mi ajanlaştırıldı?
Şahin Dönemez ve İbrahim Güngör devlet atarafından mı kendisine öldürtülüp Bekaa'ya yollandı?
Bekaa daki Öcalan bütün bunları bildiği için mi Abdurrahman Kayıkçıyı kurduğu istihbarat örgütünün başına geçirdi ve kendisinden sonra ikinci adam yaptı?
Türk istihbaratı PKK den kopan Vejin hareketini Abdurrahman Kayıkçı aracılığıyla mı tasfiye etti?
Yoksa Abdurrahman kayıkçı ajan değildi de Sarı Baran tarafından görevli olarak İstanbul'a gönerilince yakalandı, itirafçı olup görevli olarak mı salındı?
Görüldüğü gibi Abdurrahman Kayıkçı olayı gerçekten çok önemli bir vakaa. Bu olayı bilen Sarı Baran'ın tekrar bu konu üzerinde tekrar düşünmesi, kare kare Kayıkçı olayını izah etmesi gerekmektedir diye düşünüyoruz. Kürt siyasetçi Sait Aydoğmuş 1995 tarihinda Abdurrahman kayıkçının bir analizini yapıp yayınlamıştır. Mehmet Eymür' ün açıklamalarından sonra Sait Aydoğmuş' un analizi üzerinde düşünmek gerektiğine inanıyoruz:
Kayıkçı Vakaası ve Aydoğmuş' un analizi