Ana içeriğe atla

Canbek Hocam, İltifat buyurmuşsun. Teşvikin için teşekkür ederim. Senin engin bilgilendirmen önünde benim sınırlı bilgilerimin esamesi bile okunmaz. Dürzilikle ilgili formel bilgiler arasında bu inanca ait isimlendirmenin inancın kurucularından olan Anuştigin Derezî'den geldiği, Fatımî Halifesi Biemrillah'ı tanrı saydığı zikredilebilir. Sünni ve batınî (bu arada şii) inançlarıyla çatışan özelliği ise [i]tanrının yeryüzüne inip insan kişiliğinde görünmesidir[/i]. Bu prensibe göre tanrı sayılan Biemrillah'ın tanrısal (Lâhutî) ve insansal (Nasûtî) kişiliği vardır. İsa'nın kişiliğiyle bir çakışma sözkonusu. Diğer bir yanıyla teslisin öne çıkan yanı oğul tanrı. Mitra inancının hristiyanlıkla birlikte Dürzi inancına da etkimiş olması sözkonusu. Dahası tanrının bir çok kez yeryüzüne inip insan kılığında görünmüş olması hristiyanlıkla arayı açıyor. Biz Anuştigin Derezî'yi bir kenara bırakacak olursak Dürzi isimlendirmesiyle benzerlik gösteren çok eski bir başka inanca atıfta bulunmamız gerekecektir. Eski kelt inancı olan Druid'lik inancı sadece isim benzerliği bakımından değil bu inancın temel prensipleri bağlamında da Dürzilikle ilişkili görünüyor. Druide kelt rahiplerine verilen isim. Meşeyi (tanrıyı) gören anlamında bir sözcük. Druidliğin temelinde ise [i]ruhun ölmezliği ile ruhun göçü inancı[/i] yer alıyor. Ruhun tanrıdan insan ve insandan tanrıya göçünü esas kabul eden Dürzilikle ruhun göçü temasını esas alan drudilik arasında bu temel prensipler bağlamında sıkı bir benzerlik var. Druidliğin İ.S. 12. yüzyıla kadar yaşadığı söyleniyor. Dürzilik ise İ.S. 12 yüzyılda tarih sahnesine çıkmış bir inanç. Eski inançların kendini yeni inançlar içerisinde farklı mezhepler yada kollar olarak devam ettirdikleri bilinen bir olgu. Meşe ağacına dönelim. Zazakisi mazyêr. Meşe palamuduna mazî diyoruz. Mazd yada mazda eski kürt tanrısı. Mis (bazen Lis) anatanrıça, Mus (Muş) ise açık duman yada bulut renklerini işaret eden, gümüş rengi ve metal olarak gümüşle ilgili oğul (ay) tanrının sıfatı. Aşiret isimlendirmelerinde rastlıyoruz. Yerleşim birimi isimlendirmelerinde rastlıyoruz. Baba tanrı Mazd'ın (Mard-Marduk) Mardin'in Çiyaye Mazî yöresinde Mard'la yanyana yer alması, Daruzafaran Manastırının tavanındaki güneş sembolleriyle birlikte düşünüldüğünde bana pek anlamlı geliyor. Bu birlikteliğin örneklerini yanyana onlarca dağın ve yerleşme biriminin yanyanalığı tahtında kanıtlayabiliriz. Dahası, türkçe sandığımız palamut sözcüğü oğul tanrının yaygın sıfatlarından olan 'balath' (hititlerde Pulun) sıfatından üretilmiş bir sözcük olarak meşe ağacının tohumu, tabir yerindeyse oğulu olarak tanımlanıyor. Sondaki 'Mut' ise Modan, Mutki, Alamut gibi sözcüklerle eşlendirilecek bir sözcük. Yörelerin meşe ormanıyla kaplı olması ise ayrı bir muammamı diyelim? Bana göre hiçte muamma değil. Pala bıyıklı alevi ve ezdi kardeşlerime ilaveten pala bıyıklı olmanın islamiyet yerleşinceye kadar bütün kürtlerin ortak estetik anlayışına tekabül ettiğini, Hitit'in Pala eyaleti ve palaca denen dilin bu oğul tanrı kavramıyla ilgili olduğunu düşünmekte yarar var. Kelimelerle dans etmeyi okurlara bırakarak, hiçbir dini isimlendirmenin, dini kavramlardan esinlenerek verilmiş hiçbir topluluk yada yerleşim birimi isimlendirmesinin tesadüflerle oluşmadığını ve tesadüflerle açıklanmayacağını söylemekle yetiniyorum. Saygılarımla.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.