Ana içeriğe atla

Bu bölgedeki milletlerle hiçbir kök birliği yok bunların. Bütün yaptıkları müslümanlığı kullanarak bölgedeki müslüman halkları peşlerine takarak, müslüman olmayan insanları yıldırmak, kılıçtan geçirmek ve aşağılayarak asimile etmek suretiyle yerlerini sağlamlaştırmak olan talancı bir millet olarak yaşamaktır. Pontuslular'ı, Lazlar'ı, balkanların Pomaklar'ını, Arnavutları ve devşirme metoduyla ele geçirdikleri gayri müslimleri analarına, baba ve kardeşlerine düşman kılmak suretiyle çoğalmak suretiyle yayılmacı bir politika yürütmek ise ezeli sanatlarıdır. Orduları yeniçeriler, sefere çıkmak geciktiğinde kazan kaldıran bir yapıdadır. Bütün gelirleri talan olan bir orduydu yeniçeri ocağı.. Talana çıkarmadı diye padişah boğan bir gelenekleri olan bu ordunun devamı olan “Türk Ordusu“ hala yayılmacı bir siyasetin tavizsiz takipçisi değil mi? Türk Askeri bugün eski Yugoslavya'da, Afganistan'da, Lübnan'da ve Kızıl Deniz'de sözüm ona “barışın koruyucu gücü olarak bulunuyorken, Kıbrıs'ta ve Kürdistan'ın Güney kesiminde işgalci güç konumunu inatla muhafaza ediyor.. Türk Devleti Kürdistan Halkı'nın kimliğini koruma tarih sahnesine çıkma mücadelesinde en büyük ve belki de tek engel rolunu oynamaktadır. Bunların Kürt Milleti'ne ve tek tek Kürd'e karşı işlediği cürümler saymakla bitmez. Katliam desen şampiyon onlar! Fitne desen kimse ellerine su dökemez. Oyunların en daniskası onlarda.. Başkası sayesinde güçlenip, istediklerini aldıklarında selam sabahı kesenler yine onlar! Mısır'da Nasır, sırf Sovyetler Birliğine yağ çekmek için yayın hayatına başlattığı ve “Barzani... Barzani.. Kî vî navî nizanî“ marşını açılış marşı olarak kullanan Mısır'a karşı diplomatik atağı başlatan bunlar değil miydi? Kürt Meselesini barış masasına getirmeye çalışan Irak Rejimleri'ni her zaman engelleyen bu Moğol Soylular değil miydi? İran'da, 1983'te Humeyni Rejimi Kürdistan'ın özerklik talebini ciddi bir şekilde düşünmeye başladığında çivi koyan bu adamlar değil miydi? 1998'de Suriye ile savaşı bile göze alanlar yine bunlardı.. Neden? Basit.. Kürtler tarih sahnesine çıkmasınlar diyedir bu çabalar.. Ermeniler'i yutan, Süryaniler'i kırımdan geçiren, Lazları asimile eden, Elenleri Anadolu'dan silip süpüren.. Pontusları kovan bu barbar ruhlu devlet Ortadoğu'ya yakışabilir mi? Ortadoğu ve Elen ülkesi dünya uygarlığının kalbidir. Bu alan; Mezopotamya'dan Ararat'a, Ararat'tan İzmir'e, Edirne'den Muğla'ya kadar adeta bir SİT alanı iken, yıkıcı, talancı, yalancı, katliamcı Türk Devleti buraya yakışır mı? Ortadoğu'da Araplar Kur'an'ın indiği Arap ülkesi'nde, İsrail Tewrat'ın indiği “vaad edilmiş topraklar“da, Hristiyanlar, İsa ve Havarileri'nin İncili şekillendirdiği, bir alandır. Hele Kürtler Zerdüştizm gibi devasa bir felsefe'nin mirasçısı mirasçısı iken, Asuriler büyük bir mitolojinin varisi iken, Ermeniler Mitraizm dahil, Aryani pek çok mitolojik geleneği içselleştirmişken, kımızcı Türkler dünya uygarlığına ne katmışlar ki, “Garden of Eden“in yaratıldığı bir Ortadoğu gibi bir alana yakışsınlar? Şimdi ise Kürtler'i yeniden susturmak için manevra üstüne manevra yürüten bu Moğol artıkları, Hewlêr'de “Aband insiyatifi“nin yeni versiyonunu sahneye koyuyor, hem oyununu hiç gizlemeden! Evet, Hewlêr'de Kürt yardakçıların büyük bir hevesle katıldığı bu toplantıyı Türkler'in Musul konsolosu açmıştır!!! Ne demeli bu toplantıya katılanlara? Hele katılımcı “Kürtler“e!!! Neymiş, İstanbul en büyük Kürt şehri olmuşmuş!! Batsın böyle Kürt şehri.. Asimilasyon değirmenine kapılan o insanların Kürtlüğü çok çok iki nesil sürer.. Bazılarının ki bitmiş bile.. İnanın Kürtler'in en büyük düşmanları kendi bünyelerinden çıkmış olan Kürtlerdir!! 2009-02-15 A Sirac Kekuyon

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.