Siyaset insan için yapılır. İnsan gibi yapılır. Dünyanın hiçbir ülkesinin üstelik okumuşları ülkelerinden beşbin kilometre uzakta başlarını kuma gömerekten siyaset yapmazlar. Başka hüviyetlere bürünerek, kendi kimliklerinin reddi temelinde siyaset yapmazlar. Siyaset yapanlar bunu açık kimlikleriyle yapar, haklarının, taleplerinin, sözlerinin arkasında dururlar. Kendi kimliğini sahiplenmekten aciz olanların bir milletin kimliğini yükseltmesinin imkanı yoktur. Leyla Zana gibi Ahmet Türk gibi İsmail Beşikçi gibi. Elini taşın altına sokanların etrafında kalabalıklar vardır. Ötekiler savruldukları yerde yalnızlıklarıyla avunmaya mahkumdurlar. Buna fikri mastürbasyon da diyebilirsiniz. Siyasetçiler, forumlarda, sitelerde, gazetelerde, televizyonlarda, sivil toplum örgütlerinde, partilerde, sendikalarda isimleriyle varolurlar. Kimlikleri ve kişilikleriyle varolurlar. Beğenirsiniz yada beğenmezsiniz ayrı meseledir. Dünyada kabul gören kural budur. Siyasetin özü budur. Açıkça söyler, açıkça yer alır, açıkça savunursunuz. Bir ülke için, bir ideal uğruna kimler risk alıyor, kimler elini taşın altına sokma cüreti gösteriyorsa ülke onlarındır, savunulan dava onlarındır. Gerisi lafı güzaftır. Kürtlerde geliştirilmeye çalışılan "bu ülkeyle ilgili zere kadar risk almam" tavrı sonuçta ülkesi için samimi olunmadığının kanıtıdır. Kürdistan kurtuluş mücadelesi bu mücadeleye kendini katanların, fedakarlık üretenlerin kavgası olarak yükselecektir. Mazlum bir milletin ferdi olarak kendi milli hakları dışında bireysel haklarının da arkasında duramayacak bu kaçkın tavır nihai duruşmada "tavşanı yemem suyunu içerim" mealinde düşkünce bir oportünizmdir. Her şeyi herkesten iyi bildiğini iddia edeceksin ama en bilmezlerin bile yaşamlarını ortaya koyduğu ortamda bir forumda bile kimliğinle yer alamayacaksın. Haklarının, taleplerinin ardına şahıs dikme şansından hatta mükellefiyetinden vareste olduğuna inanacaksın.. Hadi ulan sen de.. Yeryüzünde bu düşkünlük sadece kürtler arasında nedeni belli hastalıkların sonucu olarak yer bulabilmiştir. Bu denli ileri bir paranoyanın, korkunun kendine doktorluk sıfatı atfetmesi de devşirme hezeyanından başka hiçbir şey değildir. İlacı olan kendi hastalığına sürsün. Birilerini öküzle eşitlemek siyaset yapmak değildir. Siyaset için adam gibi adam olmak gerekir. Sarı öküze sayılması gerekenler, siyaseti adamlığın birinci koşulu olan kimlik ve kişilikten boşaltarak yapmaya çalışanlardır Henüz kendisi olmayı başaramamışların adamlık vazetmesinin kıymeti harbiyesi olmaz. Böylelerini insan aleminde öküze de saymazlar bilesiniz. Sözüm böylelerine. Neresi inceyse oradan kopsun. Ülkesi yanmakta olan birilerinin saklanmak lüksü olmadığı gibi saklanmak için geçerli mazaretleri de yok. Ya kürtlükle Kürdistan'la ilginiz lafı güzaf düzeyinde yada türklerle oldukça içli dışlı bir konumdasınız. Ya geçmişinizden kaçıyorsunuz yada bugününüz kirli. Kürtler 1900'lü yılların başında okumuşlarının azlığı ve örgütsüzlüğü nedeniyle kaybettiler. 2000'li yılların başlarında ise okumuşlarının şahsiyetsizliği ve kirliliği dolayısıyla sürünücemedeler. Mahlas canbazlarına bakın, ulusal kurtuluş mücadelesine bakın, sonra dönün tarumar olan ülkenin sırtında debelenen isimsiz cisimsiz şarlatanların ukelalığına bakın. Bu kafayla milleti nereye götüreceğinizi sanıyorsunuz? İnsan olun, her insan gibi isminiz olsun. Mademki bir hak ve hürriyet mücadelesidir insan onuruna yakışır biçimde kendiniz için kendiniz olarak yer alın. Kendiniz olarak varolun. Varolunki insana sayılasınız. Peçeyle hürriyet isteremmm.. İste, iste ama önce kime istediğin berraklaşsın. Nedir bu boşanma isteğini kadıya ve kocasına alenen tebarüz ettirmekten kaçınan eskietek deyimini çağrıştırır tavrın? Talakı daim ile köleleştin, ancak telakı selasiyen düşerse özgürleşirsin. Önce peçeni indir, nikabını yırt. Peçeni indirmedikçe boşayamazsın, boşanamazsın. Net cavcavları! Ülkede hergün coplanan çocuklardan utanın. Bir de o ne yaptığını bilen çilekeş çocukların akıldaneliğine kalkışırsınız. Yuh olsun size! Utanmazsınız. Ne büyüklerden ne küçüklerden utanmazsınız. Türkler rahlei tedrislerinden geçirirken sizlerin ar damarınızı yırtmışlar. Bedir'in arslanları ancak bu kadar şanlı idi.. ve de namlı idi.. Kimden gelirse gelsin zulme açıkça karşı durmayanların zulmü defeteme şansı yoktur.