Selamlar HeK,
Aslinda sorun tartismayi daha dogru bir zemine cekmek icin cok yerinde. Kisisel gorusleri tartismaktansa, daha elle tutulur bir sekilde tartismak icin somut veriler koymakda fayda var. Ben, beni fazla iyimser bulanlara, ’dusmanin sizi korkutan olasi ataklarini yazin basari sansini tartisalim, Kurdlerin olasi karsi ataklarini dusunelim“ diyorum ama su ana kadar yazan olmadi. Yani ben surekli ABD taraftari olmakla suclanirim, ilk defa tamamen Kurdlerin ellerinde tuttuguna inandigim guce dayanarak olumlu dusunuyorum ama kimse bana neden Kurdlerin gucsuz oldugunu dusunduklerini konusundaki teorilerini getirmiyor. Bunun nedenlerinden biri gecmiste yapilan hatalar olabilir. Yani eskiden beri mazlumduk ama bence pek akilli degildik. Simdi daha akilliyiz. Bizi tek gucsuz birakacak sey guneyin akilli olmamasi dir. Yani Kerkuk'un onemini anlamayip baska seyler karsiliginda Kerkuk konusunda Kurdlerin lehine olmayan bir anlasma yoluna gitmesidir. Benim teorilerimde bir tek buna care yok, diger her seye (en azindan kendi dusunebildigim ataklara) care var. Sn. Barzani'nin tavrina baktigimizda ise bana guven geliyor cunku basindan beri bu konuda cok net bir tavir izledi.
Ilk sorun cok onemli. Neden simdi boyle bir oldu bittiye getirilmek istendi. Acikcasi bu sorunun cevabini bende cok dusundum. Bunun cevabi su demek zor. Bush yonetimi tarafindan hic sevilmeyen Maliki hukumeti aslinda beni sasirtan ilk adimini, Obama'nin Irak ziyareti sirasinda yapti ve acikca Bush'un ’cekilmeme' politikasinin yanlis oldugunu soyledi ve Obama'nin ’cekilme politikasini' yere goge sigdiramadi. Bunda Iran'in etkisi oldugunu saniyorum. Yani bir sekilde Maliki hukumeti Obama propagandasi yapmaya basladi. Eh ben de karsi nedenlerden oturu Obama'nin kazanmamasini istiyorum. Yani son gelismelerde ABD'deki secimlerin katkisi oldugu kanisindayim. Kurdlerin ikna kosulu oldugu fikrine kapilmis olabilirler ama mantikli ve dogruluk boyutu yok. Nitekim Kerkuk ilk meclisinin aldigi karar ve Barzani'nin bu tarz tavirlarin devam etmesi halinde ’yemin ederim ki Kerkuk il meclisinin kararini uygulariz“ seklindeki son ultimatomu benim hakli oldugumun gostergesi. Tabii ki Maliki ve arkasindaki Iran'in her hareketi dogru politakalar sonucunda cikacak diye bir sey yok. Sonucta soylemek istedigim su: nedeni ne olursa olsun boyle bir kivilcimin Kurdler disinda diger cephe tarafindan atilmasi ve ustelik de Kurdlerin yillardir suren tum iyi niyetine ragmen bunun yapilmis olmasi. Ayni sekilde Kurdlerin bu blofu gorup resti cekmesi de yapilmasi gereken en dogru tavirdi ve guney de bunu yapti.
Yani aslinda 2003 yilinda Kurdler Kerkuk'u herseye ragmen isgal etmis olsalardi, bugun Erbil'de bunca elcilik acilmis olur muydu, Kurdistan bugun ABD'nin Irak'da gurur duydugu tek bolge olur muydu, bati bu kadar Kurdistan'a yatirim yapar miydi dogrusu ben emin degilim. O yuzden de “2003 yilinda isgal dogru bir adim olurdu“ diyemiyorum. Ama bugun icin Kurdistan'da kosullar, Kerkuk icin bastirmak, sonuna kadar gitme konusunda olgunlasmistir. Artik guneyin geri adim atmasi soz konusu olmamali. Yani 2003 yilinda boyle bir adim atmamis olmak Kurdler icin ’tarihi hata' olmamistir ama su asamada geri adim atmak, tarihi bir hata olur. Kerkuk Kurdlerin olmazsa olmazi, guneyin Kerkuk'suz bir gelecegi , bagimsizligi soz konusu olamaz. O yuzden restlesme olacaksa simdi olmali. 2003 de boyle bir hareketin sonucunda kaybeden sadece biz olurduk ama bugun boyle bir hareketin sonucunda kaybeden sadece biz olmayiz, herkesi de beraberimizde asagi cekecek gucumuz var. O yuzden de bugun biz gucluyuz karsi taraf degil diyorum. Eger Maliki hukumeti bunun tersi sonucuna ulastiysa veya ulastirildiysa onlar acisindan hatadir.
Simdi daha buyuk cerceveden bakarsak olaylara. Dedigin gibi ABD'nin tavri kesinlikle Turkiye-Arap cephesinden farkli gerekcelere dayaniyor. Aslinda Kerkuk'un Kurdler elinde olmasi ABD'nin uzun vadeli isine bile gelir ama gel gor ki yaratacagi problemlerle bas edemeyecegini dusundugu icin sorunu habire ertelemeyi yegliyor. ABD bolgenin huzuru icin tek Irak istiyor su anda ve onumuzdeki secimlerde Sunnilerin katilimini cok onemsiyor. Kurdler'in kaybedecegi cok sey olacagi icin onlari daha kolay kontrol edebilecegini dusunuyordur. Iste Kurdler bence Kerkuk soz konusu oldugunda hic bir pazarlik payinin olmadigini gostermek zorundalar. Yani ABD'ye “boyle devam edersen elinde Sunniler olabilir ama Kurdleri kaybedersin“ mesajini cok net vermeliler. Ben bu durumu “kirk satir mi kirk katir mi?“ politikasi diye ozetliyorum. Ya da ABD'yi secim yapmaya zorlamak diyelim. Ancak bu sekilde ABD dengeleri korurken Kurdler lehine ibreyi cevirmek zorunda kalir. Sunniler secimleri protesto ettiler, buna ragmen Irak'da bugunku kosullara gelindi. Bir de Kurdlerin icinde yer almadigi bir Irak'in halini dusunmeli ABD. Bugunku Irak'i mumla arar! Iste bence o asamada PKK'nin askeri olarak katkisinin cok olacagina inaniyorum.
Uzun vadeli donemde Kurdlerin petrol satmak icin birilerini secmek zorunda kalacaklari dogru. ABD'nin uzun vadede Turkiye'yi on plana cikarttigi da ortada bana gore. Ama butun bunlardan once Kerkuk petrollerinin kontrolunun bizde olmasi gerektigi gercegi onumuzde duruyor.
Sevgiyle kal,
Hanife
P.S. “bu ndenle aso nun asagilardaki "eger" kelimesine fokuslanmis yorumunu bekliyorum“ seklindeki cumleni anlayamadim ben.
Re: Kerkuk, kuzey, kil etkisi ve Lenin in penceresi