بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Irak Anayasas? üzerine(1)

Irak Anayasasi Üzerine

Aso Zagrosi

Saddam’in kanli rejiminin yikilmasindan ve özellikle 30 Ocak 2005 tarihinde yapilan genel ve bölgesel secimlerden sonra, olusan Parlamentonun en önemli görevi Irak’i daimi bir yasaya kovusturmakti...

Bu Anayasa taslagina sadece Kürdler ve Araplar degil, tüm bölge devletleri ve uluslararasi büyük güclerde ilgi duyuyordu..

Tabii ki bu Anayasa taslagina yakinen ilgi duyan tüm güclerin kendilerine göre hesaplari, cikarlari ve planlari vardi..

Kürdistani kendi aralarinda paylasan ve sömürgelestiren gücler icin Kürdistan’in kendisi bir yilan ve 1991‘de Güney Kürdistan’da ortaya cikan Özgür Kürdistan yilanin basi olarak görülüyordu/görülüyor.

Bu güclerin tek amaclari, Kürdlerin kanla ve büyük bedeller ödiyerek elde ettikleri ulusal kazanimlari, Anayasa tartismalarinda kayip ettirmekti.. Bu cevreler, var olan anti Kürd amaclarini gerceklestirmek icin Irak icinde ve disinda bulunan ve etkiledikleri tüm gücleri seferber ettiler..

Bölge Islami ve Arap devletlerinin anti Kürd tutumlari zaten bilinmektedir.. Ama bu güclerin korktuklari bir baska olayda „demokratik bir Irak“ in bölgede ortaya cikmasiydi.. Cünkü böyle bir yapilanma tüm kanli diktatörlüklerin salsanatlari icin bir tehlike teskil edecekti..

Kürdistan’i sömürgelestiren devletler, Arap ve Islam ülkeleri ve ABD ile cikar ve hegamonya sorunu olan gücler, Irak icinde terörü ve ic savasi kiskirtmaya, manipule etmeye basladilar...

ABD ve yandaslari da bu savas esnasinda büyük kayip verdiler..

Bir dizi ic, bölge ve uluslararasi nedenlerden dolayi ABD, Irak Anayasa Taslaginin zamaninda Parlamentoya teslim edilmesi icin var gücüyle bastiriyordu...

ABD bu bastirma süreci icinde ortayi bulmak icin Kürdleri kendi ulusal istemlerini asagiya cekmeye zorlarken, Siilerin islami istemlerine göz yummaya v Sünni Araplari kayirmaya gitmeye basladi.

ABD’nin tüm zorlamalarina ragmen, Anayasa taslagi Gecici Idare Yasasinda ön görüldügü gibi 15 Agustosda bitmedi... Parlamento, Anayasa Taslagina son seklinin verilmesi icin Anayasa Komisyonuna, Irak ve Kürdistan siyasal önderlerine önce bir hafta, sonra 3 gün verdi... Yine anlasmazliklar devam ettiginden dolayi, „bilinmeyen bir tarihe“(Dr. M. Fazil) ertelendi...

Kamuoyuna yansiyan, Kürdistan Baskani Kek Mesud Barzani’nin Bagdat’tan Kürdistan Parlamentosuna „büyük bir kazanim“ ve „onaylanmasi gerekir“ dedigi; Sünnilerin bir cok sehirde „bu Anayasa Irak’i böler“ diye karsi gösteri yaptigi ve Siiler bulunduklari alanlarda silahlari atesliyerek kutladiklari bu taslakta ne var?

Evet, Kürdistan Parlamentosu 24 Agustos günü Kek Mesud’un gönderdigi taslagi,( Kek Mesud’un gönderdigi taslak diyorum, Cünkü Irak El Sabah gazetesinde yayinlanan ve degisik olan baska bir taslak daha var (Dr. Sefiq Qezaz Gulan gazetesi) bazi cekincelere ragmen oy birligi ile kabul etti..

Ben bugün Kürdistan Parlamentosu Baskani, Sayin Adnan Mufti’nin „Kürdistan ve Irak halklarinin zaferinin belgesi“ olarak gördügü Irak Anayasa Taslagini okudum...

Bu taslakta Irak’in geneline, hak ve özgürlüklere, iktidar , yetki yasama, yürütme ve yargi vb... meselelere girmeyecegim... Zaten böyle bir makalede buna imkânda yok..

Ben bu makalede ortaya cikan bu taslakta Kürdlerin ulusal istemleri iliskin duydugum kaygilarimi ön plana cikarmaya ve daha cok bardagin bos tarafina bakmaya calisacagim...

Kürdistan halki ve siyasal önderligi yillardan beri Kürdlerin temel talepleri olarak formüle ettigi istemler isiginda Anayasa taslagina bakmaya calisacagim.

1) Irak devletinin ismi eskisi gibi „Irak Cumhuriyeti“ olarak kaldi.. Kürdler yillardan beri „Federal Irak Cumhuriyeti“ terminolojisi kullanmalarina ragmen, bu yönde götürdükleri öneri kabul görmedi. Cünkü Siiler, Kürdlerin bu önerisine karsi „Federal, Islami Irak Cumhuriyeti“ önerisini getirmislerdi. Bundan dolayi eski isim üzerine karar kildilar.

2)Federasyon Meselesi: Irak Anayasa Taslagi’nin birinci maddesi „Irak Cuhuriyeti’nin demokratik, parlamenter ve federal“ devlet oldugunu yaziyor.. Taslagin bir cok maddesinde Bölge Federal yapilanmasina, yetkilerine deginiyor..(Daha baska makalelerde bardagin dolu tarafina bakmaya calisacagim).. Bölgelere ait olan kurumlari ve yetkilerini tanimliyor... Bunlarin hepsi olumlu gelismelerdir.. Ama, Anayasa taslaginda Federasyon meselesinin sullandirilmaya calisildigin duygusuna kapildim.

Nasil mi?

Anayasin 114. Maddesi „ Bölgeler bir veya daha fazla vilayetten olusabilir“ diyor..

Bugün Irak ve Kürdistan genelinde 18 vilayet var. Her vilayet isterse Bölge olur. Ve böylece 18 hükümet ortaya cikar.

Daha önce Gecici Idare Yasasinda en az 3 Vilayetin birlesip bir Bölge kurmasi varken, simdi sayi bire indirildi.. Bugün Kürdistan’in bölünmüslügü ve Kerkük meselesi düsünüldügünde pekte ic acici bir tablo ortaya cikmiyor.

2) Kerkük ve Kürdistan sinirlari: Irak Anayasa Taslaginin 149. Maddesi Kerkük meselesine iliskindir.. Bu maddeye göre: „Yürütme , TAL‘58.ci maddesini tüm bendleriyle 31.12.2007‘ye kadar tatbik eder............. Kerkük ve diger bölgelerin durumunun normallestirmesi, nufüs sayiminin yapilmasi ve referandum.....

Bu olumlu bir gelisme ama, iki bucuk yil daha Kerküklülerin beklemesi gerekir.. Ayrica hic bir garanti yok... Araplar icerde bir seyler imzaliyor ve disari ciktiklari zaman tam tersini söylüyorlar.. Irak rejimi 11 Mart Antlasmasini ölümsüz Molla Mustafa Barzani ile imzaladigi zaman „4 yil icinde Kerkük meselesini“ cözme sözü verdi... 4 yil dolmadan birakin Kerkük sorununu cözmeye, Özgür Kürdistan üzerine ordularini gönderdiler... Ve Cezayir Antlasmasi sonrasinda Kürd Devrimin yenilgisi hepimizce bilinmektedir.

Kerkük meselesi cözülmediginden, Kürdistan Bölgesi sinirlarida Anayasada yok... Sinirlari belli olmayan bir federasyon.. Kürdistan Parlamentosu daha önce Kürdistan sinirlarinin „Hemrin daglarina ve Diyale’ye kadar“ oldugu yönünde karar vermis ve bu kararida Anayasa Yazim Komisyonu ve Irak Parlamentosuna göndermisti..

3)Din ve Devlet: Anayasa Taslagi din ve devlet islerini birbirine karistirmis durumdadir. Yani kisaca Irak Cumhuriyeti laik bir devlet degildir.. Aslina bakilirsa herkesi memnun etmek icin bu konuda tam bir yamali baca olusturmus.

Anayasanin 2. Maddesi diyor: Birincisi„ Islam devletin resmi dinidir. Yasamanin esas kaynaklarindan biridir“
a) „ Islamin temel prensiplerine ters düsen bir yasa cikarilamaz“
b) „Demokrasinin temel prensiplerine ters düsen bir yasa cikarilamaz“

c) „Bir yasa, bu Anayasa da kabul edilen genel hak ve özgürlüklere ters düsemez“ diyor..

Simdi kim islamin temel prensiplerini tespit edecek?
Islami cevrelerin, mezheplerin tek bir konsepti varmi?

Kim Islamin ve demokrasinin temel prensiplerini bütünlestirecek?

Bir sey biliyorum ki, Anayasa tartismalarinda dine iliskin sorun ciktigi zaman Siiler hemen Ali Sistani’ye gidiyorlardi..

TAL döneminde de öyle olmustu. Bu Anayasa kabul edildigi takdirde herhalde Siiler Sistani’ye, Sünni Araplarda „Islami Ulemaya“ gidip, bir yasanin dine uygun olup olmadigini soracaklar..
Sadece bunlar degil, anayasanin bir cok maddesinde dine vurgu var... Anayasa’nin giris bölümü Dr. Sefiq Qezaz degimiyle „tam bir hikaye uslubuyle“ yazilmis, Dr. Nuri Talabani’ye göre ise „Bir molla tarafindan kaleme“ alinmistir. „Imamlar“, „peygamberler“ ve dinsel „merciyeler“ den söz eden bir Anayasa girisidir. Nuri Talabani bu elestirilerine ragmen Anayasaya „evet“ oyunu verdi.

4) Kürdlerin kendi kaderini tayin hakki: Anayasanin maddeleri icinde böyle bir sey yok. Kürdler bu konuda dayatmalarina ragmen Araplar kabul etmemistir. Ama Anayasa’nin giris bölümünde „ Daimi Anayasaya baglilik, Irakin ülke, halk ve hakimiyetiyle gönülü birliginin savunulmasidi“ diyor.

Kürd cevreleri arasinda Anayasanin giris bölümüne ve bu gönülü birligin yorumlamasina iliskin farkli düsünceler var..

Bazi Kürd cevreleri, „Anayasa’nin giris bölümünün Anayasal baglayiciligi var“(Dr. S. Qezaz) diyor. Kürdistan Listesinin ve Anayasa Yazim Komisyonu üyesi Dr. Munzir El Fazil da ayni kanidadir. Dr. El Fazil Medya gazetesine yaptigi aciklamda: „ Eger Kürdistan Bölgesi Irak yönetiminin saldirisina ugrarsa yada demokrasi ve gelir kaynaklarinin paylasilmasi meselesinde geri adim atarsa, Kürdistan Parlamentosu ve Kürdistan Baskani Kürdlerin gelecegine iliskin karar verebilir“ diyor.. Felaketin Kakayi’de ayni kanidadir. O da diyorki „ Kendi kaderini tayin hakki baska bir bicimde formüle edilmistir.......... eger diger taraflar, anayasaya saygi göstermeseler Kürd halki kendi gelecegini tayin etmeye özgürdür“ diyor Bazilarina göre ise Anayasa girisinin böyle bir „baglayiciligi yok“ ( H. Akreyi- yazar Anayasa ya onlarca ele?tiri yönelterek Kürd halk?n? bu Anayasaya ret oyunu vermeye ça??r?yor) . Dr. Nuri Talabani ve Dr. Cabar Qad?r de “Anayasa da kendi kaderini tayin hakk? yok” diyorlar

Ama benim bildigim, bazi ülkelerin Anayasalarinin bir maddesinde Anayasanin giris bölümünün anayasal bir baglayiciligi oldugu vurgulanir.. (Fransa..vb)

Ben bu Anayasayi okudugum zaman böyle bir vurguya rastlanmadim. Ama yine de bu tartismalara katilanlarin verecegi bilgilere bakmak gerekir.

Kürd halkinin istemlerinin acik, tartismaya yer birakmaksizin Anayasaya konulmasi gerekirdi.. Araplarin en zayif olduklari bir dönemde en temel sorunlardan biri olan UKKTH’nin „kapali“(F. Kakayi) anlatmak, gelecekte sorunlarla karsi karsiya gelmenin zemini simdiden hazirlamaktir..

Bugün biraz bardagin bos yada bulanik tarafina bakmaya basladim... Daha sonraki makalemde bardagin dolu tarafina, kürdlerin garanti altina aldigi haklara deginmeye calisacagim..
26.08.05

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.