GUNEY'DE SAGLAM DURMA SAATI !
GUNEY’DE SAGLAM DURMA SAATI !
« Baskasinin iradesine boyun egmek insanin zayifligidir. »
Eski bir Kurd deyisi
Mehmet MUFIT
Guneyli Kurdlerin tarihi bir imtihandan geçtikleri konusunda saniyorum hepimiz hemfikiriz. Onlarin isi oldukça zordur ve diger çevre halklarina mukabil diplomaside yuzyillarin yada bin yillarin tecrubesi ve deneyimi soz konusu degildir. Farslarin, Araplarin ve Turklerin bin yillarla olçulebilecek siyasi diplomasi tecrubeleri vardir. Bu gerçegi bilmek, Kurd halkinin dusmanlarini ciddiye almak ve tarihi yerimizin dogru bir sekilde belirlenmesi demektir. Bu gerçek, olasi bir zafer elde etmek için dusmanlarimizin kuçunsenmemesi gerektigini bize hatirlatir.
Ancak ; sorun sadece, Kurdlerin iradesine karsilik olarak Araplarin iradesi seklinde gorulmemelidir. Araplarin iradesi siddet ve kanla « bin parça » konumunda olmasina ragmen milliyetçi temeller uzerinde Kurdlere karsi biraraya gelebilme konumuna sahiptirler. Butun dini ve mezhepsel ayriliklara karsin son bir iki haftada goruldugu gibi, arap milliyetçiligi temelleri uzerinde pekala bir araya gelebiliyorlar. Arap milliyetçiligi, araplari biraraya getiren ve bir arada tutan çimento gorevini gormektedir. Asil korkulmasi gereken budur, dini ve mezhepsel ayriliklar hep olacak ama Araplar ortak çikarlari dogrultusunda hareket etmek zorunda kaldiklarinda sadece arap milliyetçiligine basvurup orada birleseceklerdir. Kalici olan dusmanlik burada yatiyor ; dolayisiyla Kurdlerin en çok buraya dikkat etmeleri gerekiyor.
«Dusmanin durumu hakkinda bilgi sahibi olanlar sadece onun anahtarini elde bulundurabilirler » Sun Tzu
Bugun, Araplarin Irak’ta birbirlerini kirmalari ve çatismalari Kurdistan’in yukselisinin çikarinadir, ancak bu geçicidir ve bu çeliskilere takilip kalmak dogru olmayacaktir. Guneyli siyasi önderlikler bu durumu bilmekte ve gormekteler. Onlar, Araplari ve tarihlerini biz Kuzeylilerin Turkleri tanidigimizdan çok daha iyi taniyorlar. Guneylilerin basarisi bu tarihi momentte baska bir çok etken yanisira Araplari çok iyi tanimalarindan ileri geliyor. Simdiye kadar olan diplomaside basari elde etmelerinin « sirri » budur.
Ancak ; bolunmusluklerine ve çatismalarina ragmen Araplara butun Kurd taleplerini kabul ettirmek mumkun olmamistir ; örnegin Kurdistan’in sinirlarinin çizilmesi ve basta Kerkuk olmak uzere diger bir çok ihtilafli sehir ve bölgelerin Kurdistan federasyonuna baglanmasina Araplar blok halinde karsi çikmislardir ve kendilerine zaman kazandiracak ertelenmeyi kismi olarak basarmislardir. Kurd siyasi önderligi ise, 31 Aralik 2007’ye kadar olan sure içinde ihtilafli topraklarin ve sehirlerin Anayasa’nin 149.cu maddesinde belirlendigi gibi (geçici « Kanunî Esasi’de » sözu çok edilen 58. madde yeni anayasa’ya bu madde seklinde belirlendi), a- Kerkuk ve butun ihtilafli bolge ve sehirlerin durumu bu tarihe kadar normallesecek yani nufus sayimi yapilacak, Baas rejimi doneminde yapilan haksizliklar telafi edilecek yani sozkonusu bolgelere yerlestirilen Araplar geri gonderilecek, goç ettirilen Kurdler yerlerine geri donecekler ve magduriyetleri telafi edilecek, b- akabinde, belirlenen tarih bitmeden serbest seçimlerle Kerkuk ve diger butun ihtilafli bolgeler ve sehirler kendi kaderlerini belirleyecekler.
Araplarin butun direnmelerine karsin bu da bir kazanim sayilir. Böyle olmasini simdilik daha dogru goruyorum; birincisi Kurdlerin de zamana ihtiyaçlari vardir, çunku henuz „awareler“ butunuyle geri donemediler ve bunlarin sayisi yaklasik olarak 110 bini buluyor. Ikincisi, Kerkuk ve Xaniqin gibi önemli sehirlerde YNK’nin nufusu agirlikta ve bu PDK açisindan sorun olmaktadir. Bir takim siyasi rekabete dayali politikalar iki partiyi karsi karsiya getirebilir, o bakima her iki partininde birbirini yeterince hazmedebilmeleri için zamana ihtiyaçlari vardir ve bu mevcut tarihi konjukturde oldukça önemlidir. Kurdler, beraber hareket ettiklerinde ve bir tek ortak milli politikada birlestiklerinde ancak basari sanslarinin oldugunu bir daha gorduler. Bu bakima, Kerkuk ve benzeri bolgeler için Araplarla belirlenen sartlar uzerinde anlasmalari öyle bir takim dar kafalilarin iddia ettikleri gibi manasiz olmamistir. Kaldiki, siyaset uzlasmalar, taviz verme ve alma sanatidir.
Kurdler, degisimin ve demokrasinin motorudurlar
Irak’ta butun bir 20. yuzyilda oldugu gibi bugun de Kurd halki çagdas donusumlerin ve demokrasinin esas motoru konumundadirlar. Irak’ta gerici otokratik bir duzenin yada irkçi milliyetçi Arap devletinin kurulusunu engelleyen ve ortadogu’nun belkide en demokratik siyasi duzenini kurmakta olan Kurd halkidir. Bir yandan Kurdistan yoktan varedilmektedir, öbur taraftan Irak’in demokratiklesmesi mucadelesinde oldukça basarili bir performans gosterilmektedir. Butun ilerici kesimlerin destegini hak eden Guneyli Kurd’ler, yeni anayasa’nin olusturulmasiyla boylelikle Kurdistan’in yukselisine yeni bir basamak daha eklemeyi basarmislardir. Kurd halkinin ezeli dusmanlarini son derece rahatsiz eden, yeni fesatlik ve yikici faaliyetlere iten budur. Kurd halkinin basarisizligini isteyenler ayni zamanda butun Iraklilarin basarisizligini isteyenlerdir.
Ne var ki; sorun henuz bitmemistir, önemli olan Kurd milli devletinin 1) içte yani Irak sinirlari içinde hukuki haklarini bir daha degismemek uzere garanti altina almasi ve 2) dista yani uluslararasi hukuk alaninda mesruluk kazanmasidir. Butun bunlar daha epey zaman alacaktir ve basarili Kurd diplomasisini sart kosmaktadir. Gozlem ve elestiriyi elden birakmaksizin ve konformistlerin „kulvarina“ dusmeksizin Kurd siyasi önderliginin basarisina guvenmek gerekiyor. Guneyin basarisi, butun Kurdistan’in basarisi ve bagimsiz birlesik Kurdistan’in gerçeklesmesinin yolunu bir daha geri donmemek uzere açacaktir. 30.08.2005
Mehmet MUFIT