Apocu mankurtlar son dönemlerde “iki dili yaşam” ve “özerklik” vaadi ile yine gündemdeler.

Hergün birgün sonra çöpe atılmak koşuluyla bir hedef ortaya atarlar.

Beynini Apocu çeteye rehin bırakan beyinsiz okumuşlarda bunları ciddi ciddi tartışırlar.

Onlar adına denilen boş vaatlerin içini doldurmayı kendilerine vazife bilirler.

Onlar tartışa dursun Apocu çete onların tartıştığı vaadi çoktan çöpe atmış olurlar.

Önlerine geviş getirecekleri yeni bir iddia atarlar.

Olsun!

Bu çevrelerde böyle kendini konuştururlar.

“İki dili yaşam”a ilişkin söylenlerin içi boş olduğu açığa çıktı.

Tükürdüklerini yaladılar.

Dahası efendileri tarafından kendilerine yalatırıldı.

Apocu mankurt Selahattin Demirtaş, görüştüğü Türk meclis Başkanı ile yaptığı görüşme sonrası yaptığı basın toplantısında;

“Meclis Başkanı'na ifade ettik. Bizim TBMM'de iki dil talebimiz yok.“

Anlaşılan kulağı çekilmiş.

Bu nedenle Türklerin işitmek istediklerini arka arkaya sıralamış

Onu Türk meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin tamamladı.

"Faydalı bir görüşme oldu. Dün verdiğim mesajla bugün kendilerine söylediğim şeyler aynı. Bizim bir tek vatanımız var. Vatanımızın bölünmez bütünlüğü herkesin hassasiyetle üzerinde durması gereken bir mevzudur. Anadillerimiz farklı olsa da, tek milletiz“ dedi.

Bu denilenleri yorumlamak uzun bir iş.

Onu geçiyorum.

Dün verdiği ve bugün tekrarladığı mesajla ne demek istediğine dikkat çekeyim.

Sahi dün ne mesaj vermişti?

Apocu mankurtların “başlattık” iddia ettiği “iki dili yaşam” karşısında Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, "sonucuna katlanırlar" demişti.

“Sonucuna katlanırlar” sözünün ne anlama geldiği Kürdler açısından bilinmeyen bir sır değildir.

Geniş bir yaptırım alanı vardır.

Sınırı nereden başlar, nereden biter bilinmez.

Uygulayıcının insafına kalmış bir durum.

Kaçırılırsınız.

Birgün sonra kafana bir kurşun sıkılmış işkenceli cesediniz bir köprü altında bulunur.

Veya bulunmazsınız.

Ya bir kalorifer dairesinde yakılırsınız, ya da bir asit kuyusunda eritilirsiniz.

Soykırıma varan geniş bir alan.

Bu bilindik bir mesele.

Türk egemenlik sistemin yönetin tarzı.

Kürdlerin karşı karşıya olduğu zihniyet ve uygulama bu.

Bu zihniyetin en yüksek siyaset kurumu Türk meclisini çözüm adresi gösteren Kürdler kime hizmet ediyor dersiniz?

Bu soru bile acayip.

Kime hizmet edecekler?

Elbette Türk sömürgeci sistemine.

Türk meclisinde o ırkçı yemini etmemişler miydi?

Görev gereğidir.

En önlüleri uçakta ne demişti?

“Görev verilirse yapmaya hazırım” dememiş miydi?

Onun mankurtları onun dediklerini yapıyorlar.

Olan biten bu.