بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Zorunlu Bir Açıklama

Ergenekon soruşturmasıyla birlikte Qamışlo katliamı üzerindeki giz perdesi kaldırıldı.Türk egemenlik sistemi 29 yıl sonra resmen bir itirafta bulundu.“PKK'nin önünü açmak için Qamışlo katliamı gerçekleştirilmiştir” denildi.Kişi olarak başından beri bu iddia sahibiyim.Bu iddia PKK'ye bulaşan ve bulaşmıyan kimi çevrelerce “komplo teorileri” olarak sunuldu. Ama gel gör ki, hani derler ya;“İki kişinin bildiği bir bilgi sır değildir” diye.Türk egemenlik sisteminin kendi içindeki ekipler savaşında bu bilgi sır olmaktan çıkıp kamuoyu önüne serildi.İddiamız gerçeklik kazandı.Bu vesileyle Berwarto ve benim tarafından “İkimizde Sevmiştik Onu” çalışmamızda konuya ilişkin bölümlerini Newroz Com sitesinde yayınladık.Yazı tarafımızdan ne Kürdistan Aktüele ne de bir başka yere gönderilmiştir.Fakat Kürdistan Aktüel'de yayınlandı ve sonra kaldırıldı.Bunun üzerine Berwarto, nedenini ilgililerden sordu.Cevabı Admin adına Selim Çürükkaya verdi.İsabetsiz bir cevaptı.Birincisi, sözkonusu çalışmayı sadece kaleme alan ben değilim. Bunu Berwarto ile birlikte yapıyoruz.İkincisi, yazının kaldırılış gerekçesidir. Kaldırılmasına bir itirazım yok. O arkadaşların tercihidir dedim geçtim. Fakat gösterdikleri neden kendi yaklaşımlarını boşa çıkarmaktadır. Ne diyor Selim;“PKK'yi baştan beri tetikçi bir hareket olarak değerlendirmekkonuyu böyle izah etmek doğru değildir.”Evet yazının kaldırılış gerekçesi bu.Fakat Selim daha önce yazdıklarını unutmuş.Yazdığı “Ergenekon” kitabında Serok Alanı'ı başından beri Ergenekon üyesi diye yazmış. Bizim de dediğimiz bu. Bu bir çelişki değil mi?Ben söylerim, ama başkaları söylerse doğru olmaz mantığını anlamaktan zorluk çekiyorum.Selim soruda sormuş.“PKK derken kimleri kast ediyoruz?”On adet PKK yok.Bir PKK var. O da Selim'in dediği başından beri Ergenekon üyesi “Serok Alan'nın PKK'sidir.Bu, dün de böyleydi, bu gün de böyledir.Tersi iddia sahipleri bu gerçeği kabullenmek zorundadırlar.Dahası “Serok Alan”ın PKK'si başından beri Türk egenmenlik sistemin tetikçiliğini yapmıştır. Kürdkıran bir harekettir. Selim'min şu yaklaşımı doğru değildir.“Ama eğer PKK nin içinde bazı tetkçiler sızdırılmış ve bu sızdırımış tetıkçiler kitleyi yönlendiriyor, yönlendirmeyi kabul etmiyen kürtleri katl ediyorlar derseniz kabul ederim.”Zorlama bir tespit.Aslında bunun tersi doğrudur.PKK içine tetikçi sızdırılmış falan değildir. Doğrusu Türk egemenlik sistemi tarafından tetikçilere kurdurtulmuştur. PKK'nin sahipleri bunlardır. Dahası A. Öcalandır. Onun da sahipleri vardır. Bu konu da tarafların sayısız defa açıklamaları vardır. Bunu ikidebir tekrar etmenin bir anlamı yoktur.Bu bir realite. İnkara gelmez. Ha bilmem kaç milyon Kürd PKK'liyim diyor meselesiyse bunun izah tarzı vardır.Hitleri, Saddam'ı, İran Molları'nıda milyonlar desteledi/destekliyor. Sorun sürüleşmiş kitlenin duruşu değildir. Bir hareketin niteliği kitlelere bakılarak tespit edildiği nerde görülmüş? Belirliyen o hareketin teori ve pratiğidir. O zaman PKK hareketinin kuruluşundan bu günü teori ve pratiğini sorgulamak gerekir. Ben sorguladım. Olumlu tek bir şey bulamadım. PKK'nin resmi görüş ve onun izdüşümlerin dediğinden öte bir olumluluk gösterebilen birileri varsa buyursun söylesin.Ama kitle, savaş, şehit edebiyatından uzak yapılsın.İnsan ve tabiatiyla harap edilmiş bir ülke gerçekliği gözönünde bulundurulsun.Bu manzarayı “savaştır, olur”a yormamak gerekir. Kuşkusuz her savaş taralara yıkım getirir. Fakat yaşanan savaş danışıklı-döğüş bir savaştı. Taraflara değil, sadece Kürdlere yıkım getirdi. Başından beri öyle kotlandırıldı. Burada bilinç unsuru rol oynadı.Ha burada A. Öcalan PKK'sinde görev almış kadrolar bunu görmedi mi?Kimi gördü ve;“Biz Apo'nun yanlışlarınında militanıyız” dedi. Kimi başında görmedi. Görmediği sürede A. Öcalan'a hizmet etti. Kimse ben Kürd milletine hizmet ettim demesin. Komik duruma düşülür. Niyet o olsa bile tüm başarılar A. Öcalan'ın hanesine yazıldı. O da bu imkanların üzerine oturdu. Bir tiran olup çıktı. Kürd milletine kan kusturdu ve kusturmaya devam etmektedir.Bunu görenler tavır aldı. Kimi bunu canları ile ödedi. Kimi daha şimdi bile onlardan kaçarak ilegal yaşamak zorunda kalıyor.Kürd milleti bir handikapla karşı karşıyadır.Bir türlü PKK'yi çözemedik.Delinin kuyuya taş atması meselesi.Mesele uzun.Açıklamanın sınırlarınıda aştı. Kesiyorum.22 Ocak 2009

halo yazdiklarin dogru tespitlerinde ancak birazcikda hatayi kendimizde aramaliyiz diye dusunuyorum.apo ve surakasinin onunu bizim hareketin pasifist ve sorumsuz davranislari hatta yerinde bulursaniz kendine bile sahip cikmayisi ulkeyi terk ederken geri donulmeyisi siyasi arenanin birilerine birakilmasi 12 eylul yenilgisi uzerinden bir elestiri ve ozelestiri mekanizmasinin calistirilmamasi yoldaslik iliskilerinde sekter davranislar orgutsel iliski ve sorumluluklar anlaminda degerlendirme eksiklikleri vs.bence birazcikda bunlar uzerinde kafa yormak gerekmezmi hatta bu konularda detaylica tartismak ve yazmak.Isvicreli

evet xalo biz elestirini dozunu kaciriyoruz galiba sizi alkislarim politika yapip avrupada kaldik ulkenin kulagi doymadi , bizim kurdistanda milyonlarca taraftarlarimiz var sagolun akrabalarimiza yarandi iltica konusunda slm

evet xalo biz elestirini dozunu kaciriyoruz galiba sizi alkislarim politika yapip avrupada kaldik ulkenin kulagi doymadi , bizim kurdistanda milyonlarca taraftarlarimiz var sagolun akrabalarimiza yarandi iltica konusunda slm

evet xalo biz elestirini dozunu kaciriyoruz galiba sizi alkislarim politika yapip avrupada kaldik ulkenin kulagi doymadi , bizim kurdistanda milyonlarca taraftarlarimiz var sagolun akrabalarimiza yarandi iltica konusunda slm

MUSTAFA KARASU Kürt Halk Önderi’nin esaretinden sonra bazı marjinal Kürt grupları ya da bazı kişilikler, Önder Apo’ya saldırmayı bir görev olarak bildiler. Önderliğin sözlerini, değerlendirmelerini ve duruşunu çarpıtmak için ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalıştılar. Birçok iftirada bulundular. Kendi söylediklerinin İmralı’da okunmadığını, duyulmadığını bile bile bu tür saldırılarını bırakmadılar. Bilindiği gibi avukatların da Kürt Halk Önderi’ni dışarıdaki gelişmeler konusunda bilgilendirmeleri de sınırlandırılmıştır. O koşullarda her şeyi konuşma imkanı da olmamaktadır. Bu nedenle yapılan suçlamalar ve iftiralara cevap verme imkanı çok sınırlı bulunmaktadır. Avukatlarına sadece tutumunu ortaya koyan birkaç cümle söyleyebilmektedir. PKK’nin tasfiyesini dört gözle bekliyorlar Kürt Halk Önderi’ne dışarıdayken de zaman zaman bu tür saldırılar olurdu. Özellikle 1980’li yıllarda bu tür saldırıların birçok çevre tarafından yapıldığını biliyoruz. Ancak Kürdistan Özgürlük Mücadelesi geliştikçe bu tür karalama ve suçlamalar azaldı. Ancak uluslararası komplodan sonra Kürt Halk Önderi’ne içten içe öfkeli olanlar İmralı esaretini fırsat bilerek saldırılarını artırdılar. Özellikle 1970’li yıllarda Kürtlük adına siyaset yapanlar ve halkın özlemlerini sömürenler, Apocuların ortaya çıkmasıyla etkisizleşmişlerdi. Bu çevreler uluslararası komployu bir fırsat olarak gördüler. “Apo yakalandığına göre PKK dağılır, yine bize halkın özlemlerini sömürme fırsatı doğar” diye düşündüler. Kürt Halk Önderi karşısında 1970’lerde kaybettikleri siyasi mücadelenin rövanşını böylece alacaklarını sandılar. PKK, halkı uyandırmış ve önemli gelişmeler yaratmıştı. Eğer PKK dağılırsa, bu gelişmelerin üzerine otururuz dediler. Böyle bir hevese kapıldılar. Bu yeminli PKK ve Apo düşmanları, uluslararası komployla birlikte ilk önce gerillanın Türkiye sınırları dışına çıkarılmasını kendilerine göre ele alarak, “Apo ve PKK teslim oldu” propagandasıyla birlikte, “PKK Apo’yu dinlemesin, savaşa devam etsin” dediler. Hatta PKK’den 2000 yılında on-on beş kişi kaçınca, onların savaşa devam ederek, PKK’yi tasfiye edeceğini sanıp heyecana kapıldılar. Bu tür düşüncelerle Apo ve PKK karşıtlığını geliştirmeye çalışanlar yanında, “bakın bizim dediklerimiz doğrulandı” diyerek kendi teslimiyetçi ve mücadeleden kaçan özelliklerini meşrulaştırmaya çalışanlar da oldu. Bu tür beli kemiksiz kişilikler 2004’te gerilla meşru savunma direnişine geçtiğinde ise, bu defa da bu direnişe karşı bir karalama kampanyası başlatmışlardır. PKK ve Önder Apo herkesin yüzünü ortaya çıkardı PKK’nin on yıllardır yürüttüğü mücadele ve ortaya çıkardığı halk gerçekliği Kürdistan’da eskisi gibi siyaset yapmaya son vermiştir. Bu nedenle bu tür çevre ve kişiler el birliğiyle Önder Apo ve PKK’yi etkisizleştirdiklerinde PKK’nin yarattığı bu ölçülerin, bu değerlerin son bulacağını, böylece kendilerini yine eskisi gibi yaşatacaklarını hesaplamaktadırlar. Saldırıların tümü bu hesaba dayanmaktadır. PKK ve Önder Apo’yu saf dışı ederek, yaratılan değerlere el koymayı düşünüyorlar. Çünkü kendilerinin değer yaratacak gücü yoktur. Ancak PKK’nin var ettiğine el koyarak üzerinde yaşayabilirler. İşte bu anlayıştaki PKK karşıtı çevreler, uluslararası komplonun uzantıları gibi, Kürt Halk Önderi’ne saldırmışlardır. Onlar da bilmektedir ki, Önder Apo ve PKK etkisizleştirilmeden bu komplo tümden amacına ulaşamaz. Zaten komplo bir yönüyle de bu tür Kürtlerin önünü açmak için yapılmıştır. Bunlar yeminli PKK düşmanı Bazıları hayatlarında hiçbir değer yaratmamışken, hala inkarcı sömürgeci devlete karşı büyük mücadele veren PKK ve her gün ayakta olan Kürt halkının bağlı olduğu önderini, genelkurmayın istediği doğrultuda hareket etmekle suçlamışlardır. Devlet ve genelkurmay baskı ve tecrit politikasıyla teslimiyet dayatması yaparken, duruşuyla mücadelenin nasıl olması gerektiğini gösteren bir öndere böyle alçakça iftiralar yapmışlardır. Bu tür ucube kişilikler, Kürt halkını değil de, kendi bencil duyguları çerçevesinde kişilik bozukluğu yaşayan bazıları, fırsat buldukça, bu tür kinlerini kusuyorlar. “Sen, Kürdistan’da üzerinde ağalık yaptığımız ya da özlemlerini sömürdüğümüz halkı elimizden alırsan biz de sana böyle yaparız” dercesine her fırsatta bu kinlerini ortaya koyuyorlar. Son günlerde Kemal Burkay da Kürt Halk Önderi’ne iftiralarda bulunmuştur. Fetullahçıların ve AKP yandaşı basının psikolojik savaş gereği uydurdukları yalan ve iftiraları bir de bu yeminli PKK düşmanının ağzından duyduk. Zaten bu şahıs, ne zaman Türk devleti ya da Avrupa, PKK ve Önderi’ne saldırırsa, meydana çıkıp bu saldırı korosuna katılmaktadır. Bunlarda mücadele edecek yürek yok Kemal Burkay yıllarca PKK ve Önder Apo düşmanlığı yaptığı gibi, 1993’te olduğu gibi siyasette bir aktör haline geleceğini düşünerek, Kürt Halk Önderi yanında poz vermesini de bilmiştir. Öyle ki, yıllarca silahlı mücadeleyi eleştiren bu zat, o zaman Kürdistan’a PKK’nin desteğiyle gerilla gönderme kararı bile almıştı. Ama beceremeyecekleri bir iş olduğu için yapamamışlardır. Daha doğrusu, yapılmasının kolay olmadığını görmüşlerdir. Kemal Burkay’ın da içinde olduğu üç grup 1970’lerde ‘anti Apocu cephe’ kurarak, onlarca PKK’liyi katletmişlerdir. PKK’ye 1990’lı yıllarda Hizbullah nasıl saldırmışsa, 1979 yılında da bu Kemal Burkay efendinin ideolojik öncülüğünü yaptığı cephe, PKK kadro ve sempatizanlarına saldırarak onlarca genci katletmiştir. Sadece kadroları değil, PKK’lilerin akrabalarını bile öldürmüşlerdir. Diyarbakır Cezaevi’nde şehit düşen Ferhat Kurtay’ın abisi Melle Davut, sadece Ferhat’ın abisi olduğu için katledilmiştir. Şimdi adını veremeyeceğimiz onlarca insan, bu anti Apocu cephenin kurbanı olmuştur. Zaman zaman çarpıtıldığı gibi asıl saldıran PKK değil, bu cephe olmuştur. Bunlar mahkeme kayıtlarında da sabittir. Hatta bu saldırılarla ilgili yargılanan birisi, “bizi niye yargılıyorsunuz, biz de Apoculara karşı savaştık” diyebilmiştir. Türk devleti neoişbirlikçileri kullanıyor 15 Ağustos Atılımı olduğunda da, PKK aleyhinde yine faaliyet yürütün bu tür kişiler ve çevreler olmuştur. 1980’li yıllarda PKK’nin baskı ve tutuklamalarla Avrupa’da bitirilmek istenmesinden de bu çevrelerin iftiraları, yalan yanlış bilgilendirmeleri etkili olmuştur. Türk devleti her sıkıştığında bu tür kişi ve çevreleri ortaya çıkararak, PKK aleyhine konuşturmaktadır. Son zamanlarda MİT ve işbirlikçi sahte İslamcı bazı basın, Kürt Halk Önderi ve PKK yönetimi hakkında bir karalama ve kuşku yaratma kampanyası başlatmıştır. MİT ve AKP yanlısı basın, bu tür kişilikleri ve çevreleri konuşturarak kendi yürüttüğü kirli psikolojik savaşı güçlendirmeye çalışmaktadır. Yani PKK’ye karşı yürütülen kirli psikolojik savaşın kullanılan basit figürleri ya da muhbirleri konumundadırlar. MİT, kullandığı elemanları böyle değerlendiriyor. Bunların kayıtlı MİT elemanlarından tek farkı; bunların resmi olarak MİT’ten para almıyor olmalarıdır. Zaten yeminli Apo ve PKK düşmanı oldukları için devletin yeni sahipleri tarafından yürütülen bu kampanyaya gönüllü katılıyorlar. Devletin yeni politikasında PKK’yi tasfiye edene kadar bu neoişbirlikçileri kullanma yaklaşımı da vardır. Ne diyelim tepe tepe kullansınlar!.. Boş heveslere kapılanlar hayal kırıklığına uğrayacak Devlet başka hesap yapıyor, bunlar başka hesap. Her ikisinin de hesabı PKK’yi bitirmek üzerinedir. Kemal Burkay ve bunun gibi bazı meleyip de süt vermeyen keçiler, eğer devlet PKK’yi tasfiye ederse kendilerine gün doğacağını sanıyorlar. Bunlar hiç heveslenmesin. Ne Kürt Halk Önderi Apo saf dışı edilir, ne de PKK tasfiye edilir. PKK’nin tasfiye edildiğini düşündüğümüzde bile bırakalım onlara bir şey vermelerini, o zaman onları bir muhbir olarak bile çalıştırmazlar. Zaten bunların Kürtlükle alakalı olmadıkları, Türkiye’yi tanımamış olmalarından da bellidir. PKK Beşikçi’yi eleştirir ama asla tehdit etmez Bu arada bir hususu da belirtelim. Biz İsmail Beşikçi’nin önderliğe yaklaşımını eleştirdik. PKK ve yürüttüğü mücadele ile ilgili yaptığı değerlendirmelerin doğru olmadığını vurguladık. Bu konuda Önder Apo’ya da PKK’ye de haksızlık yaptığını belirttik. Tabii ki bizim ideolojik yaklaşımlarımız ve paradigmamız İsmail Beşikçi’nin bakışından farklıdır. Bizim devlete bakışımız ideolojiktir. Her türlü devleti, demokrasi ve özgürlük karşıtı görüyoruz. Bu konuda Kürt Halk Önderi’nin kapsamlı çözümlemeleri vardır. İsmail Beşikçi’nin, Önder Apo’nun ve PKK’nin devlete yaklaşımını ideolojik temelde eleştirmek yerine, farklı değerlendirmeler yapmasını tabii ki doğru bulmadık. Özellikle Önderliğe yaklaşımını ahlaki bulmadık. Bu konuda düşünce ve eleştirilerimizi basın yoluyla açıkça ilettik. HPG sitesinde çıkan bir yazının İsmail Beşikçi’yi tehdit ettiği söyleniyor. Biz okumadık. Bir tehdit yapılacağını sanmıyoruz. Belki tepkisel bir yaklaşım gösterilmiştir. Uygun olmayan bir üslup kullanılmıştır, ama hareket olarak bizim, İsmail Beşikçi’yi tehdit etme gibi ne bir yaklaşımımız vardır ne de bir tutumuz vardır. Hareketimizin İsmail Beşikçi’yi tehdit ettiği doğru değildir. Hareket adına değerlendirme yapacak kurumlar vardır. Bir de hareketi bağlayıcı konuşma yapacak bilinen arkadaşlar vardır. Bu nedenle biz, ‘İsmail Beşikçi tehdit edilmiştir’ yaklaşımını, durumdan vazife çıkarmak isteyen bazılarının tahriki olarak görüyoruz. Bir imza toplanmış deniliyor. Bunlar da hala elimize ulaşmadı. Ama imzalayan şahsiyetlerin böyle bilmesini istiyoruz. Komploya karşı güçlü bir duruş sergilenmeli Uluslararası komplonun bugün de Kürt Halk Önderi ve PKK’yi tümden bitirmek için uğraştığı açıktır. ABD-İsrail-Türkiye-İran bu işin temel aktörleridir. Irak ve Güneyli güçler de bu işin içine katılmak isteniyor. AKP hükümeti ve yandaşı basın ise geleceğini tamamen PKK’nin tasfiyesine bağlamıştır. Bir daha belirtelim; uluslararası komplo sadece fiziki alanda değil, psikolojik ve ideolojik alanda da sürdürülüyor. Kürt halkı, Kürt yurtsever demokratları, aydınları ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin dostları, bu konuda da duyarlı olmalıdır. Komplonun bu yönüne karşıda tutum göstermesini bilmelidir. Okunma: 574

yazdiginiz acikalama cocuklari bile ikna edemeyecek durumda,ayrica hic kimsenin derdi PKK bitsin yerini alalim degil cunki PKK ninvermis oldugu bunca zarardan sonra kimse onun yerini almak yada yeniden bir silahli direnis orgutlemek gibi islere kalkismaz.Artik yeter Kurd Halkida diger uluslar gibi insanca bir yasami fazlasiyla hak ediyor.Metropol de yasayan kurtler bu kirli ve danisikli savas yuzunden aclik yoksulluk perisan halde yasiyor ve ekmek parasi icin fuhus dahil her turlu yoz ve ahlaksiz isleri yapmak zorunda kaliyorlar.Kiminiz kandilde kiminiz Imralida keyf catarken bu halk 30 bin evladini daha sizin kirli ve danisikli savasina feda etmeyecektir.Namuslu her KURD aydini bu konulari yazip anlatarak yuzunuzu aciga cikaracaktir.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.