بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Vefalı Olmak

      Bugün Güney Kürdistan’da günlük olarak çıkan “Kurdistani Niwe Gazetesinin” ana başlığında “Mam Celal Serdana Mamoste Nawşirwan Mustafa kir” puntosu dikkatimi çekti ve beni uzun süre düşündürdü...Burada Nawşirvan Mustafa’yı ve yaşamını anlatmak istemiyorum... Nawşirvan Mustafa YNK oluşturmadan önce Komela’nın sekreteri ve aynı zamanda Mam Celal ile birlikte YNK’nin kurucu kadrolarındadır..Nawşirvan Mustafa yıllarını Güney Kürdistan’daki Peşmerge savaşına vermiş, bir çok dostu ve düşmanı olan bir kadro... O, çeşitli tarihsel dönemlerde çok sert çıkışlar yapan, yaptığı çıkışlarıda argümentleriyle ortaya koyan biri.... 1991 yıllında Güney Kürdistan’da hırsızlığın büyük boyutlarda seyrettiği bir ortamda Nawşirvan Mustafa “Ben hırsızların şefi olmam” diyerek geri çekildi... Tam o süreçte YNK Kongesi toplanmıştı... Söylentiye göre bu senaryo Mam Celal tarafından hazırlanmıştı... YNK Kongre esnasında bulunduğu bir ortamda birileri Kongre salonuna geliyor ve arabasının çalındığını söylüyor. Tam o esnada Mam Celal ayağa kalkıyor ve kongre divanında oturan Nawşirvan Mustafa’yi göstererek “Hırsızların şefi burda, tüm hırsızlarda, git arabanı bul kim çalarki” diye takılır.. Nawşirvan Mustafa bellirli bir süre geri çekildi, ama bu süre içinde 4.cild halinde anılarını yazdı.. Bu anılar bir çok çevreyi rahatsız etmesine rağmen, Kürdistan’daki bir çok gelişmelere ışık tutu... Kaldiki bizim gibi Ortadoğulu ülkelerde kim anılarını yazabiliyorki? Herkes vatan ve millet adına bildiklerini beraberinde mezara götürüyor.. Avrupa’da ise anılarını yazmayan devlet yetkilisi yok.. Aynı Nawşirvan Mustafa bu yıl YNK içinde yapılan seçimlerde yolsuzluklara karşı kampanya ile girdi... Ama, Xusret Resul ve Mam Celal grupları yanında seçimlerde 3.sırada oy toplayan Nawşirvan Mustafa YNK Genel Sekreter yardımcılığından ve politbüro üyeliğinden istifa etti..O şimdi “Uşe” diye bir şirket kurmuş, Rojname adlı günlük bir gazete çıkarıyor, bir araştırma merkezi ve bir televizyon projesiyle meşgul.... Nawşirvan Mustafa çıkardığı günlük gazetede Güney Kürdistan’da yaşanan sürece ve YNK’ye çok sert eleştiriler yöneltiyor..Ayrıca Nawşirvan Mustafa “Encumani Hukum” üyesi olarak yaşadığı olaylarıda anısal bazda yayınladı... Kerkük vb... sorunlarda çok ciddi eleştiriler yaptı ve o dönem yaptığı hatalar konusuda özeleştiriler yaptı..O, Mam Celal’ada çok sert eleştiriler yaptı ve yapmaya devam ediyor..Mam Celal her Suleymaniye geldiğinde Nawşirvan Mustafa’yi ziyaret eder, onunla birlikte yemek yer ve onunla yaşanan gelişmeleri değerlendirir..Bugünde yapılan böyle bir görüşme idi... Mam Celal ve Nawşirvan Mustafa ilişkisini görünce bizim çevremizde kaç kişi böyle arkadaşlarına ve eski yoldaşlarına karşı vefalı diye düşünmekten kendimi alamıyorum...... Bizde bırakın birbirlerini ziyaret etmeyi, yıllardan beri birbirleriyle hiç bir ilişkileri yok... Bizdekiler birbirlerinin ismini duyduklarında ağızlarından küfürden gayrı bir şey gelmez.. Bizimkiler, düşmandan değil, birbirlerininden nefret ederler... Bizimkiler düşmanın yaptıklarını kanıksamışlar, düşman katliamda yapsa, parmağını bile kıpırdamaz, ama eski arkadaş ve yoldaş konusunda ağızlarını açar ve gözlerini yumarlar................... Nerde kaldı vefa....... Büyük ülkenin Küçük dünyalı insanlarını görünce, Kürdistani Niwe’nin bu küçük manşeti dahi bana geleceğe yönelik büyük umutlar veriyor... Herşeye rağmen tüm Kürdistanlıların yeni yılı kutlu olsun...  

Vefasızlaşanlara vefayı hatırlatma yerine, Kürt toplumunun rahatsızlıklarını, savaşın, güçün, açlığın, horlanmışlığın, eğitimsizliğin, adaletsizliğin, köylücülüğün, lakayıt ve laobaliliğin, asaletsizliğin, düşmanina öykünmanin- benzeşmenin, lümpenleşmenin, işsizliğin ve 200 yıllık milli savaşın bilançosunu tasavur edemeyecek bir belek yitimine sahip oluşun, verisiz-bilançosuz bir körlüğün- bilgisizliğin vardığı yer "KÜRTLER NE İSTİYOR" tartışma sevyesinde saklıdır. Ve "dünyanın kadim halkı" söylemiyle dünyanın en geç kalmış 40 milyonluk nufusu ile kürtler, ve onların siyaset sınıfının sadece şehitleri seslendirerek politika yapma kolaycılığında karınca adımlarla "koşuyoruz" zannetiğimiz, ancak çakılıp kalma realitemizin nedenleri analiz edildiğinde bizim küskünlüklerimizin, kırgınlıklarımızın ve vefasızlığımızın zemini de anlaşılmış olur. Bunları aşmak, bir kaç merhebadan değerli olur diye düşünüyorum. Bir de şu işleri yapıyor görünmekten kurtulablinse sevgi ve vefanın daha fazla boy vereceği de açık olur. Zira bir kez, beş kez barışıp vefa gösterenlerin ne çıkarlar beklediğinin hesabından uzak olunduğunu kim iddia edebilir ki? İdealı insanlardan kaç kişi kaldı ki bizde..?!. Toplumsal tahlil, analiz nasıhatten iyidir. İyi niyetin ötesine geçilse daha doğru olmaz mı? Selamlar. Z.A.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.