بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

Biz Bu Raporu Hiç Sevmedik!

James Baker ve Lee Hamilton başkanlıĝında oluşan komisyon, beklenen raporunu 6 Aralık 2006 tarihinde sundu. Rapor sömürgecilerimiz nezdinde fazlasıyla ilgi ve kabul gördü. Raporu yazanlar, sömürgecilerimizi aratmiyor. Onlar adına Kürd millet haklarının gasbını öngörüyor. Rapora sindirilen sömürgecilerimizin “hassasiyet” ve “kırmızı çizgileri”dir.Peki Kürd milletinin haklı hakları ne olacak? Kürd millet hakları bu soğuk savaş dinazorlarını ilgilendirmediği anlaşılıyor. Eskidende ilgilendirmiyordu. Sömürgecilerimizin Kürd milletine uyguladığı tüm insanlıkdışı yaptırımların altında bu dinazorların imzası var. Sömürgecilerimiz onların eseri. Biz bu dinazorları dünde sevmedik, bugünde sevmemiz mümkün değil.Onların özlem duydukları Saddam diktatörlük tarzıdır. Fakat Kürd milletinin bunu sevmesi ve kabullenilmesi isteniliyorsa aldanıyorlar. Zaten Kürd önderliği en yüksek organıyla gereken cevabı vermekten gecikmedi. Kürd milletine yeniden dayatılmak istenilen Lozan ve Cezayir Antlaşmaların benzeri bu rapor  “bizi bağlamıyor” denildi.Rapor özelinde Irak, genelde de ortadoğu gerçeğini kavramaktan uzaktır. Rapora sindirilen sözde çözüm önerileri aslında çözümden ziyade sorunları daha da ağırlaştırmak, dahası sömürgecilerimizi memnun etmeyi hedeflemiştir. Bu bağlamda da sömürgecilerimizin övgülerini fazlasıyla hak kazanmıştır. Zaten eskiden de bu soğuk savaş dönemi kadrosu sömürgecilerimizin övgüsünü hak kazanmışlardı. Eskiden Kürd millet egemenliği üzeri inşa edilen statükonun devamı için sömürgecilerimize her alanda destek sunan bu müzelik “uzman” kadro, bugünde yine sömürgecilerimizi memnun etmek, onların övgülerine mazhar olmak için Kürd milletinin kan ve can bedeli kazandığı mevzileri yok etmek için bu raporla elinden geleni yapmışlardır.Bu soğuk savaş dinazorlarını kim kilerde çıkarıp yakamıza bıraktıysa onları yeniden kilere kaldırma sorumluluklarıda var. Bu görev ortadoğuya yeni bir çekidüzen vermek için kolları sıvayan Bush ve ekibinin omuzlarındadır. Birde ABD’deki Yahudi lobisinin biraz daha fazla çabası gerekmektedir.James Beker ve Lee Hamilton raporu Bush ekibi tarafından kabul edilebilir bir çözüm paketi değildir. Dahası Bush ekibini boşa çıkarmaya yöneliktir. Bush’a dayatılan suçu kabullendir. Bush, bunu sineye çeker mi şu an bir şey demek mümkün değildir. Doğrusu beklemek en doğru olanıdır. Fakat Bush’un bu raporu kabullenmesi beklenilmemelidir.Ayrıca tasviye niteliğindeki öneriler gerçekci değildir. Herkes bir bunalımdan bahsediyor, ama bunalımı aşacak bir çözüm bulunamiyor. Önerilenlerde ABD’ye yenilgiyi kabul et, pılını pırtını topla doğru anlantik ötesinedir. Kürd ve Şiilerede Saddam artıklarına mecbursunuz denmektedir. Bunu hiç bir ABD yönetimi göze almayacağı gibi, Kürd ve Şiilerinde kabulleneceğini hiç kimse hayal bile etmesin. Bunun yapılması halinde ABD’nin havlu attığı anlamına gelir. Peki ABD’nin havlu atması için bir sebeb mi var? Sorun Irak’ta asayişin sağlanamaması mı? Bu ABD için o kadarda önemli olmadığı kanısındayım. Yanısıra yüzyıl çekmedikleri kalmayan ve şu an özgürlüklerin tadına varan Kürd ve Şiilere rızanızla köleliği kabullenin demek olsa olsa bu soğuk savaş döneminde kalan fosilleşmiş beyinlerin işi olsa gerek.Baker-Hamilton raporu şu an ki, ortadoğu gerçeğine uygun değildir. Bu dil ile sorunların çözümü mümkün değildir. Dahası Baker-Hamilton raporu tüm anti-ABD’ci güçlerini cesaretlendirmiştir.Raporun özü Saddam gibi bir diktatörü Irak’ta iktidar yapmayı öngörmektedir. Fakat bunu başaramayacaklar. Bunu öngörenler, El-Kaide, Saddam artıkları ve onların arkasındaki güçlere ABD, İsrail, Kürd ve Şiilerin teslimini isteyenlerdir. Eşkiyayı destekleyenlerdir. Diktatörlük hayranları ve destekleyenlerdir. Bunların hak hukuk demokrasi gibi değer yargıları yoktur. Zaten raporlarıyla eşkiyayı cesaretlendirmiş ve demokrasi güçlerin elini zayıflatmışlardır.Rapora damgasını vuran soğuk savaş dönemi mantığıdır. Bush ekibinin uygulamaya koyduğu politıkanın karşıtı mantıktır. Her iki politıka farklı güçlerin çıkarına cevap vermektedir. Bu nedenle çıkarı çatışan güçler, raporu savunan ve karşı çıkanlar olarak saflaştı. Rapora karşı iki güç tepkilerini yüksek sesle dile getirdi. Bunlar Kürdler ve İsraillilerdi. Bunların dışındaki kalan tüm güçler raporu savundular/savunuyorlar. Bush ekibi henüz ne düşünüyor düşüncelerini ortaya koymuş değildir. Kürdler ve İsrail ile birlikte kendi ipini çekmeyi kendisine öneren bu rapor karşısında ne gibi bir duruş alacağı merak konusudur. Temenimiz bu berbat raporu elinin tersiyle itmesidir. Kürd ve İsraillliler bunu yaptılar. Sıra Bush’ta. Bush inandırıcılığını göstermek istiyorsa daha evel söylediklerinin arkasında olduğunu ispatlamak zorundadır. Dahası soğuk savaş döneminden kalma bu müzelik dinazorlara haddini bildirmelidir. Bir de bu raporla inlerinde kafalarını çıkaran lağım farelerinin sevinçlerini kursaklarında bırakmalıdır. Biz Kürdlerin beklentisi budur.Raporda önerilenler, Bush karşıtı güçlerin bugüne kadar tekrarladıkları tezlerdir. Söylenenler, uturun uturduğunuz yerden. Bush’a önerilen budur. Aslında ABD’den istenen budur. Bunu özelikle sömürgecilerimiz yüksek sesle seslendiriyorlar. Bush ekibi bunu sineye çekecek mi, hiç bir şey olmamış gibi, “vallahi hatta yaptım, siz haklısınız” diyecek mi? Sanmiyorum. Dikkat edilsin raporu alkışlayanlar, Irak özelinde yüzyıldır Kürd ve Şiileri her türlü insanlıkdışı muameleye tabi kılan ve bugünde birer terör odakları olarak ABD, Kürd ve Şiilere karşı savaşan Sünni Araplardır. Birde bu terör odaklarını destekleyen bölge sömürgeci devletleridir. Raporu yazan soğuk savaş kadrosu aslında bu güçleri yaratanlardır. Eski müttefiklerinin yenilgisini hazmedemiyorlar. Onları yeniden iktidara taşımayı ve egemen kılmayı deniyorlar. ABD, İsrail, Kürd ve Şiilere bu terör odaklarına teslimini öneriyorlar.Bunun kabul edilecek bir tarafı yok. Kürdler ve İsrailliler resmi olarak tepkilerini gösterdiler. Şiilerde aynı anlayışı paylaşıyorlar. Çünkü rapor ortadoğu ve Irak gerçekliğinden uzak yazılmıştır. Eğer çözülmek istenen Irak’taki sorunlarsa sorunun tarafları olan Kürd ve Şiilerin istemlerini dinlemek ve karşılamak zorundadırlar. Irak’ta Kürd ve Şiilerin onayını almayan hiç bir girişim başarıya ulaşamaz. Fakat görülüyor ki, soğuk savaş kadrosu bunu anlayacak kapasitede değildir. Onlar, günümüzün yükselen aktörlerini değil, eski statükocu dinazorları çözüm adresi göstermişlerdir. Belli bir süre sonra Saddam’dan özür dileyip serbest bırakılsın derlerse kimse şaşırmasın. Gerçi iktidara taşımak istedikleri Saddam’ı aratmayacak kumaştan dokunmuşlar ya.Raporu yazanlarrın ve destekleyenlerin eskiye dayanan hak ve hukukları var. Ortak anlayışları yeni bir ortadoğu istemedikleridir. Özlem duydukları eski ortadoğudur. Fakat bu çevrelerin görmek istemediği köprülerin altında çok suların aktığıdır. İleriye yönelik başlayan bir sürecin geri gelmeyecek kadar mesafe aldığıdır. Ama görecekler. Bugünden sonra hiç kimse Kürd ve Şiileri Saddam dönemi konuma dönderecek güce sahip değildir. Bunu onlarda anlayacaklar.Rapora bakılırsa Kürd milletine giydirilmek istenilen köle gömleği olduğu açık. Bir eksikle Saddam dönemine dönüş öneriliyor. Bu eksikte Saddam’ı serbest bırakmak, kendisinden özür dilemek ve ABD yüksek nişanı vermek. Belkide raporu yazanlar bunu da düşünüyorlar. Bunun yapılması raporun tamda özüne uygundur.Dünya bu raporu tartışırken, işin tuhaf tarafı Türkler bu raporu pek tartışmadılar. Oralı bile  olmadılar. Anlaşılan Türkler, bu raporla tüm “kırmızı çizgilerimiz geri geliyor” mantığı ile tatmin olmuşa benziyorlar. Eğer bu rapor hazırlama işi Türklere verilmiş olsaydı, ABD tarafından 21. Yüzyılın projesi olarak övünçle lanse edilen ve bölgemizde uygulanmaya konulan GOP’ne karşı ancak bu kadar karşıt bir rapor yazarlardı. Çünkü bu raporla eli güçlenen anti-ABD’ci güçlerdir. Avuçlarını ovuşturanlar, El-Kaideciler, Saddam artıkları, Esat diktatörlüğü, İran Mollaları, Türk barbarları ve bir cümle ortadoğuya dayatılan eski statükoyu savunanlardır. Aslında bu raporla anti-ABD’ci güçler nezdinde ipi çekilmek istenen ABD’nin kendisidir. Belki onlar, biz paçayı kurtarırız diyebilir. Bunun faturasını Kürdlere çıkarabiliriz diye düşünebilir. Düşünebilir bile fazladır, çünkü aynen öyle düşünüyorlar. Ama yanılıyorlar. Çünkü bunun sorumluluğu altında ABD kalkamaz. Bu, ABD’nin resmen yenilgiyi kabul ettiğinin resmidir. GOP’nın rafa kaldırılmasıdır. Bu beklenen bir gelişme midir diye sorulursa bunun cevabı hayırdır. ABD yenilmemiştir, GOP uygulanmaya devam edilecektir. Kimse bu soğuk savaş döneminden kalan diktatörlük heveslisi dinazorların bize kabul ettirmeye çalıştıkları kölelik gümleğini giydirmeye gücü yetmez. Sonuç olarak Kürdler, bu isabetsiz raporu sevmedi. Bush’un seveceğinide sanmiyorum. Ya severse? O zaman Kürdlerin önünde tek bir seçenek kalır. Bağdat’ı terketmek. Belki de bu daha hayırlı olur.08 Aralık 2006 

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.