بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

SEVGİLİ BAVÊ RABUN (4)

HALEBÇE OLAYLARI ÜZERİNEBiz bir grup arkadaş 13 Mart günü Halebçeye gitmiş ve oradaki Şehidler mezarlığı, Ömeri Xawen heykeli ve Halebçe Şehidler Anıtı hakkında Newroz. com okuyucularını bilgilendirmiştik. Ama ayni dönemlerde Halebçe’nin yeniden yapılanması, temel hizmetlerin götürülmesi ve Halebçe’ de Üniversite ve Kolejlerin açılması için  Süleymaniye, Duhok, Selehadin ve Koyi Üniversitelerinde bulunan Halebçeli Öğrenciler Kürdistan Hükümeti ve Parlamentosu üzerine yoğun baskı kurmuşlardı. Bu amaçla Öğrenciler Kürdistan Parlamento Başkanı ile ve Kürdistan Hükümet yetkilileri ile olumlu görüşmeler yaptılar. Ayni zamanda 11 Mart günü Kürdistan hükümetinin yetkilileri Halebçe’ye giderek Öğrenciler ve Halepçe halkı ile görüşerek sorunlarını dinledi ve yapılan karşılıklı görüşmelerde olumlu mesaj verdiler. 16 Mart günü Güney Kurdistan’ın genelinde Halepçe Şehidlerini anmak için törenler düzenlendi. Kürdistan Parlamentosu bir dizi Kürdistanlı kuruluş gibi 16 Mart günü saat 11’de Halebçe Şehidleri için 5 dakikalık saygı duruşunda bulundu.  Irak Parlamentosu   Halebçe   şehidleri için  saygı  duruşunda  bulundu..  Mam Celal  Irak Cumhurbaşkanı sıfatıyla Halebçe   jenosidine ilişkin  kamuoyuna   bir açıklama  yaptı.Yurdışı da dahil olmak üzere 16 Mart günü tümKürdistanlılar Halebçeliydi. Elbette Halebçe Şehidleri için ayni gün Halebçede de anma törenleri öngörülmüştü. Bu amaçla 16 Mart günü Japon ve Hollandalı yabancı delegasyonlarınında içinde bulunduğu Kürdistani resmi bir heyet törenlere katılmak için Halebçeye gitti.  Kürdler  yıllardan  beri   kendi ulusal davalarını  ve Kürd halkına yapılan jenosidleri  dünya kamuoyuna  aktarmak ve tanıtmak amacıyla   Halepçe  jenosidini bir  tarihsel  örnek olarak  sundular..Yabancı delegasyonlarının da içinde  bulunduğu Halebçe jenosidinin  18.yıldönümünde     Halebçe  törenleri  bu anlamda    tarihsel bir  moment   olarak  ortaya çıkmıştı.. Ama,  ne yazık ki   Halebçe  törenleri  bir  grup  yıkıcı ve    Kürd kazanımlarının   düşmanları  tarafından  çığırından  çıkararak   sabote   edildi..Daha önce    Omeri  Xawen    heykelinden    Halebçe  girişinde  bulunan    Halebçe Anıtına   yürüyen   öğrenciler  ve  yurtsever halkın  arasına  katılan  provakatörler   olayların  büyümesine  ve yıkıcı boyutlara  ulaşmasına   neden oldu..   Yürüyüşe  katılanlar    Halebçe Anıtına  saldırarak ve   anıtın  içine  girerek   bir dizi  döküman,  poster ve  tabloları   yaktılar  ve Anıtı  ateşe  verdiler.Kürdistan  güvenlik güçleri   bu gelişmeler karşısında  açtığı ateş neticesinde   bir kişi öldü ve yaralananlar oldu..Hemen  olayların  ardından   Halebçe’de bulunan  tüm Kürdistanlı  siyasal  partileri  ortak bir açıklama yaparak  olayları mahkum ettiler  ve yaşanan gelişmeleri  araştırmak için   komisyonlar kurdular..Halebçe  Şehid  aileleri   bir açıklama yaparak “ Anıta  yapılan  saldırıyı  Kürdistan  şehidlerine  ve Kürdistan’ın  dört parçasındaki  Kürdlerin  kutsal değerine karşı bir saldırı” olarak değerlendirdi ve   “Halebçe  Şehid Anıtından  çıkan  dumanı,  Saddam’ın  uçaklarının   Halebçe’ye yaptıkları  kimyasal  bombardımanla”  kıyasladılar...Halebçe’de    Şehidler Anıtına  yapılan  saldırı ve  yakma  olayı   Güney Kürdistan  halkı ve  siyasal   oluşumları  tarafından   her ne adına  yapılırsa   yapılsın   tepkiye  neden  oldu ve  mahkum  edildi..Sevgili Bavê Rabûn,Halebçe  olayları  öncesi  ve  esnasında   ileri sürülen  sorunlar,  temel hizmet eksiklikleri,  yeniden yapılanma,   şehid ailelerine    maddi  yardımlar ve  idari yolsuzluklardı...İdari yolsuzluklar  meselesi  Güney Kürdistan’da   çok ciddi bir  şekilde  tartışılıyor..  Geçenlerde   YNK’in  ikinci adamı konumunda  olan  Nowşirwan  Mustafa’nın   televizyonda  ‘Raperin’den  bugüne kadar’ olan  süreci  değerlendiren  konuşması  Kurdistani  Niwê  gazetesinin    5 sayısında   tam  sayfa  olarak yayınlandı...  N.  Mustafa’nın  konuşmasının  tümü  Hükümet ve  örgüt içindeki   yolsuzluklara karşı bir savaş deklerasyonuydu..  Daha önce de  Mella  Baxtiyarların     ortak açıklamalarını  okumuşsundur..Burada   halk,  sokaktaki  insan   korkudan   uzak yöneticileri de  eleştiren  ve bazende  eleştiri sınırlarını da  aşan şeyleri de  söyleyebiliyor..   Biz  Halebçe  olaylarını  halktan  insanlara  sorduğumuz   zaman  çok açık ve  eleştirisel cevaplar   alabiliyorduk..    Konuştuğumuz  insanlar bize “ yol, elektrik, yeniden yapılanma, su  ve  şehid ailelerine   yardım  konusunda  söz verdiler ama  sözlerini  yerine  getirmediler” diyorlardı..   Ama   onlar Anıtı yakma  olayınıda  tasvip etmiyorlardı..   Halebçe’de    Kürdistan  halkının   en  kutsal  değerine   saldırı  yapılmasına  rağmen    Kürdler   yönetime   yönelik  eleştirisel bir tutum içindeydiler ve açık  bir şekilde  konuşuyorlardı..Kürd halkının en hassas  meselelere ilişkin  tutumu,   açık bir şekilde   Güney Kürdistan’da     demokratik  gelişmelerin  olduğunu ve  insanların  düşündüklerini  ifade ettiklerini  gösteriyor.Halebçe  olayları irdelenirken   çıkarılması  gereken   dersleri şöyle   özetleyebilirim...1)Halebçe’de   yürüyüşe denetim  koyanlar,  “Kürdistan  Hükümet yetkililerini  tören alanına   sokmamayı”  kendilerine  hedef  olarak almışlardı...  Daha sonra   pravoke  edilen  yürüyüşte   bu kesimler  şiddet kullanarak  “kürd halkının  değerleriyle oynamaya” başladılar..   Böyle bir olay hiç bir demokratik   ülkede  yaşanmaz..  Birileri  pekala   Hükümet yöneticilerine  eleştiri yöneltebilir, yapılan  törenlere  katılmama ve protesto hakkını  kullanabilir.  Ama,  şiddet kullanarak  törenleri engelleme   olmaz...   Diktatörlüğün  hakim  olduğu rejimlerde   zaten  böyle bir şey  düşünülemez ...2) Halebçe,   2003  yılına  kadar    Güney  Kürdistan Hükümetinin  tam  denetiminde  değildi..   O  dönemler   El Qaide’nin    bağlantıları olan  Zarqawi ve Mella Karker  deneminindeki Ensar El İslam gibi terörist güçlerin  faaliyet  alanlarıydı..   Bundan dolayı   Halebçe’yi  Suleymaniye, Duhok  vb...  şehirlerle kıyaslamaya başladığımız  zaman   bir  çok temel hizmetten yoksun kalmıştır..  Biz Halebçe’yi  ziyaret ettiğimiz zaman kendi gözlerimizle   bu gerçeği gördük..  Ama,  geçenlerde    Kürdistan Hükümetinin   Suleymaniye idaresinin  Başbakan yardımcısı  İmad Ahmed  Halebçe’ye  yapılan yardımların   yetersizliğinden  söz ederken “Qeladiza ve Pencewin”  gibi  kazalara yapılan   yardımlardan  daha fazlasının yapıldığını verilerle   veriyordu...3)Halebçe  olaylarının  tahrik edilmesi  ve çığrından   çıkarılmasının  altında    Kürdistan   kazanımlarının  düşmanlarının  parmakları da  vardı..   Yürüyüş  esnasında    taşınan    bir  pankartta    halkımıza   ve kazanımlarımıza  yönelik   düşmanlığın   boyutları açık bir şekilde  görülüyordu..   Söz konusu pankart “ NAMANEWE  PARLAMAN,  BİMANXENE  SER ÊRAN”  (Parlamento’yu istemiyoruz,  bizi İran’a  bağlayınız)          yazısını içeriyordu...  İstemedikleri  Kürdistan  Parlamentosu ve savundukları  İran kanlı rejimiydi..4)          Güney Kürdistan Hükümeti ve siyasal partileri bu güne  kadar  halkımızın  kazanımlarını  geliştirmek ve güçlendirmek için çok  büyük adımlar attılar..  Bunlar  tartışılamaz...  Ama  yaşanan   ciddi   yolsuzluklarda  vardır..     Zaten kendileri de  tartışıyor ve çözüm  yolları arıyorlar..  Dikta rejimlerinde   yolsuzlukları  kimsenin   tartışma  hakkı ve  cesareti olmaz...  Herkes  yolsuzluklar üzerine  kurulu  sistemden pay almak için  onun  bir parçası haline  gelmeye çalışır..  Ama Kürdistan gibi,  hâlâ  tam olarak kurumlaşmış  demokratik  yapılanmalar olmamasına rağmen  açık tartışan,haksızlıklara karşı çıkan,  yönünü  demokrasiye  çeviren bir  ülkede   yolsuzluklar   büyük tahribatlara   neden olur..  Bundan  dolayı  Kürdistan  Hükümeti  ciddi bir  temiz toplum  kampanyasına  girişmeli ve  var olan Kürd  kurumlarını işletmelidir..O zaman   Kürd ve   Kürdistan  düşmanlarının  içişlerimize  karışma  zemini ortadan kalkar..5)Kürd halkının  düşmanları,  sanat    ve insan aklının  düşmalarıdırlar..  Halebçe  Anıtı’nın  içinde  bulunan    Rebwar Said’in    yıllara  dayalı   Halebçe’ye ilişkin  tabloları    ve 65   cıvarında   başka    ressamın  tabloları  onların  yıkıcı  faaliyetlerine  hedef oldu..    Müzik,  Resim ve dans  düşmanlarının    halkımıza     sunabilecekleri   fazla birşeyleri  yok...     Sonuç olarak Sevgili Bavê Rabûn,  kim   ne adına   ve hangi  bahanelerle olursa olsun    Halebçe   Şehidlerinin Anıtına  saldırıyor ve yakıyorsa    40 milyon  Kürde hakaret ediyor ve düşmanlık  yapıyor  demektir.Devam edecek

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.