بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

7 Ocak Günü Kürdlerin Kardeşlik Günüdür..

  Güney Kürdistanlılar 1991 büyük Raperînle sömürgeci Baas rejiminin Kürdistan’da bulunan tüm kurumlarını yerle bir ederek, özgürlüğüne kavuştu.. Kürdler sadece bugün kontrol ettikleri, Duhok, Hewlêr ve Suleymaniye’yi değil, Kürdistan’ın tarihi başkenti Kerkük şehrini de özgürleştirdi...Ama, o dönem var bölgesel ve uluslararası ortam, ABD’nin Saddam rejimine hava saldırıları konusunda izin vermesinden sonra, Güney Kürdlerin kimyasal silahların korkusundan dolayı “yüzyılın büyük göçü” başladı...Dünya kamuoyunun baskısı neticesinde, Fransa’nın önerisi üzerine Güvenlik Konseyi, Güney Kürdistan’ın bir kesimini “uçuşa yasak bölge” ilan etti... Kürdler yerlerine geri döndüler... Kürdistan bu özgür bölgesi, dört bir yandan sömürgeciler tarafından abluka altına alınmış, ambargolara tabi tutulmuştu.... Kürdler, bu kadar olumsuz şartlarda Ortadoğunun diğer ülkelerine kiyasla çok daha demokratik seçimleri gerçekleştirerek, Kürdistan Parlamentosunu ve daha sonra Kürdistan Hükümetini oluşturabildileri. Özgür Kürdistan’da ambargolarında etkisiyle var olan ekonomik sorunlar daha da büyüme başladı, Kürd halkının düşmanlarına bağımlılık ilişkileri daha derinleşmeye giderken, sorunlar karşısında çözümsüz kalan YNK ve KDP birbirlerini suçlamaya başladılar. Kürd halkının düşmanları, KDP ve YNK arasında tarihsel çelişkileri kışkırtarak, “Kürdleri Kürdlere kırdırtma” politikalarına zemin hazırlıyorlardı. Daha sonra hepimizin bildiği, Qeladiza’dan “araziden dolayı”!!!! başlayan çatışma kısa bir süre içinde tüm Kürdistana yayılarak, Kürdlerin büyük bedeller neticesinden yarattıkları tüm ulusal kurumların sonunu getirdi.. Kürd yurtsever çevrelerinin tüm barış girişimleri boşa çıktı... İki örgüt tarafından herkese dayatılan “ya bizden ya onlardan yanasınız” ikilemi yüzünden sadece Güney Kürdleri değil tüm dünya Kürdleri ikiye bölündü.. Kürdler arasındaki bu “kardeş kavgasına” son vermek için Paris ve Dublin görüşme ve antlaşmalarıda çözüm olmadı.. Daha sonra dönemin ABD Dışişler Bakanı başkanlığında yapılan antlaşmayla birlikte “sıcak savaş” yerini “soğuk savaşa” bıraktı.. Kürdistan artık 4 parça değil, 5 parça olmuştu.. Kürdistan’ın bu parçalanmışlık durumu Saddam’ın kanlı rejiminin yıkılması esnasında Kürd ulusal davası açısından büyük handikaplar yaratabildi.. Kerkük gibi tarih boyunca Kürdlerin uğruna 100 binlerce şehit verdiği ve devrimerin yenilgisini göze aldığı bir şehrin geleceği belirsizliğe, sömürgecilerin oyunlarına açık bir hale getirildi..Kürdistan Hükümetinin iki idaresini birleştirmek için YNK ve KDP arasında yüzlerce toplantı yapılmasına rağmen hiç bir sonuç çıkmıyordu.. Her seferinde iki partinin politbürolarından iki kişi basının karşısına geçip “toplantı çok iyi geçti, büyük mesafeler alındı” demelerine rağmen kimse inanmıyordu... Herkes “yine anlaşamadılar” görüşünde birleşiyordu.Ama seçimler öncesi Mam Celal ve Kek Mesud’un Kürdistan halkına verdikler sözler, seçim sonrası yapılan toplantılar iki partinin bu konudaki ciddiyetlerini ortaya koyuyordu..7 Ocak günü Kürdistan Başkanı Kek Mesud Başkanlığında Pîrmam’da toplanan YNK ve PDK politbüroları, Kürd halkının senelerden beri talep ettikleri Kürdistan Hükümetinin iki idaresini birleştirme kararlarını açıkladılar..Kürdistan Başkanı Kek Mesud bu kararı “ Kürdistan halkına ve Kürdistan şehitlerine bayram hediyesi” olarak ilan etti. Kosret Resul Ali bu kararı ve günü YNK adına “tarihi” olarak değerlendirdi...Mam Celal Bağdat’tan itibaren yaptığı açıklama da Kürdistan Hükümetinin birleşme karar gününü Kürd ve Irak halkları için “ULUSAL BAYRAM” olarak değerlendirerek, bu kararın “Kürd Siyasal Önderliğinin olgunluğunu, sorun ve çelişkileri uzlaşı, bilimsel ve dostça çözmek için şahinler gibi yükseklerde uçtuğunu ispat etmiştir” dedi.7 Ocak günü, “ulusal çıkarların dar parti çıkarlarının üstünde olduğu”(C.Talabani) bir gün olarak Kürdistan tarihine geçecektir. Evet bu “tarihi gün” Kürdlerin “Barış ve kardeşlik günü” olarak kutlanılmalıdır. Çünkü, biz Kürdlerin böyle günlere ihtiyacımız var.. Kürdlerin ulusal çıkarları için bir araya geldiği, barıştığı, birleştiği ve tek ses, tek irade olarak dost ve düşmanın karşısına çıktığı günlere ihtiyacımız var..Tarihimizde de bunun örnekleri var: Eğer Med aşiretleri bir konfederasyon çerçevesinde birleşmiş olmamış olsaydılar, Med imparatorluğu da olmayacaktı......[email protected]

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.