[b]“Biz Demokratik Cumhuriyet'in geliştirilmesi temelinde Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaya varız“[/b]
Bu Cümle; „Cumhuriyetin 85. Kurulu$ yildönümü“ vesilesiyle barbar türk devletinin bir partisinin genel ba$kaninin söylemi$ oldugu bir kutlama mesaji gibi görünse bile degildir.!
Bu mesaj KCK yürütme konseyi ba$kani Murat karayilan, a aittir.
Ne tesadüf !, ve ne büyük bir tezat !
29 Ekim tarihi benim icinde türk barbarizminden kurtulu$un günü olarak hafizama silinmemek üzere kazinmi$ bir gündür. !
Ben; bundan tam 20 yil önce 29 Ekim günü barbar türk devleti ve kemalist Türkler bütün türkiye genelinde ve tabiki Asker postallari altinda inim inim inleyen Kuzey Kürdistanda askeri törenlerle kutlandigi bir sirada bir ikindi vakti sahte bir pasaportla Kapikuleden Sürgüne dogru ciki$ yapiyordum....
Tarihin cilvesine bakinizki, ayni zaman diliminde „özgürlük mücadelesi“ veren örgüt o gün türk barbarizmine kar$i silahli bir ba$kaldiriyi yönetirken söylemleri „Kürd ulusunun kendi kaderini tayin hakki“ ydi.
20 yil sonra; türk barbarizminin katlandigi, o tarihten sonra 3 milyon Kürdün ülkesinden sürgün edildigi, binlercesinin faili belli katledildigi, 3 bin köyünün yerle bir edilip yakildigi ve hala o yanginin alevlerinin sönmedigi topraklardan cikan dumanlarin ve dinmeyen cigliklarin gölgesinde kendisine „özgürlük hareketi“ diyen bu örgüt barbarizmin, Kürd kiyiminin, irkciligin ve sömürgeciligin sembolü olan sözde „cumhuriyet bayramini“ kutlamaya hazir oldugunu itiraf ediyor...
[b]„Demokratik Cumhuriyet“ ![/b]
Hafizasi zayif bir toplum oldugumuzdan ve yapilan Manipulasyonlar sonucu kaniksadigimizdan dolayi bu kavram kuzey Kürdlerinin bir kismina pek itici gelmiyor.
Bu kavramin özellikle imrali tarikati müritleri tarafindan Kürdlerin bitirilmesi projesi oldugu gercegi maalesef görülemiyor,
Kürd kamuoyunun belleklerinde Bu kavrami ilk 1999 yilinda bülbül kafesine giren Imrali bülbülü itirafci Apo nun söyledigi dü$ünülür.
Aslinda bu yanli$tir.!
Bu kavrami devlet katinda ilk defa sesli olarak seslendiren 1992 yilinda devlet strateji anlistlerinin tarti$tigi ve demokratik degi$im dernegi adini verdikleri bir platfomda olgunla$tirilarak kamuoyuna sunuldu. Sonrada türk cumhurba$kani olan Süleyman Demirel bunu seslendirdi. Demirel, 2-3 Aralik 1996 yilinda Lizbonda toplanan Avrupa Güvenlik ve i$birligi te$kilati (AGIT) zirvesinde, Kürd sözcügünü agzina almadan „demokratik vatanda$ligin“ en iyi taniminin „anayasal vatanseverlik ve vatanda$lik kimligi“ cercevesinde yapilabilecegini ifade etti.
Bunun tanimi acik ve nettir.
Türk devletinin resmi tarifine ve Anayasa,sina göre Türkiyede ya$ayan herkes türktür.
Türkce resmi dildir.
Misaki milli sinirlari, degi$tirilemez, parcalanamaz bir bütündür.
Türk bayragi resmi bayraktir.
Yani; TEK DEVLET, TEK MILLET, TEK TEK DIL, TEK BAYRAK !
Apo,nun türk devletine biat ettigi, devletime hizmet etmeye hazirim ! dedigi tarihten, 1999 dan itibaren ona devletinin dikte ettigi $ekilde „demokratik cumhuriyet“ tezini müritleri olan örgütü kanaliyla kuzey Kurdlerine dayattigi kavramda yukarida zikrettigim türk tezinden zerre kadar degi$en bir yapisi sözkonusu degildir...
Itirafci Apo devletine biat ettigi tarihten , 1999,dan sonra yazdigi Kürt sorununda demokratik cözüm bildirgesi adli kitabinda (ITIRAFNAMESINDE ) „...'ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesinin artık geçerliliğini yitirdiğini' (sayfa 61), 'demokrasiyi derinleştirecek, sınırlara hiç dokunulmadan geliştirilecek bir çözümün daha gerçekçi' (sayfa 62) oldugunu söylüyordu.
Itirafci Apo, aynı kitapta, „...Demokratik Cumhuriyet'in en önemli ilkesi Misak-ı Milli esaslarına baglılık, ortak vatan gercegini tartı$masız kavramak ve kabul etmek olmalıdır (s. 44). Itirafci Apo bu ilkeye atfettigi önemi 125. sayfada tartı$maya meydan vermeyecek $u sözlerle vurguluyordu: 'Özgür vatan birliği, bütünlüğü kutsaldır, tartışılamaz.' Bu ilkenin kabulünden sonra cumhuriyet devrimciligini demokratik evrimlerle ilerletmenin ise en önemli görev oldugunu söylüyordu.
„...Demokrasimizi birlikte kurmalı, geliştirmeliyiz. Cumhuriyet'in kuruluş ve korunmasında emeği geçen tüm şehitleri şehitlerimiz bilmek, kurucusunu minnettarlık ve saygıyla anmak, bayrağını gururla selamlamak bunun için esastır. (s. 159). Türkiye'de ortak bir ulustan bahsetmenin yadırganacak bir yönü yok (s. 104). Atatürk milliyetçiliği ırk, köken milliyetçiliği olmadığı, esasında tarihten süzülen bir kültür ulusçuluğunu esas aldığı halde bu ulusçuluktan sapma, karşı bir milliyetçiliğe zemin hazırlıyor. (s. 104) Atatürk'ün kurucu rolü bugünkü vatanın gerçekleşmesinin esas nedenidir. Buna hep minnettarız (s 124). Resmi dil Türkçe (s. 132) ...
Kisaca aktardigim „demokratik cumhuriyet „ kavrami Kürdü bitirmek olan barbar türk devlet konseptinden ba$ka bir $ey olmadigi aciktir.
Bunun ta$iyiciligini ise utanmadan Kürd halkiyla alay edercesine kendilerine „özgürlük hareketi“ adini vererek yapan KÜRDKIRAN yapilanmadan ba$ka hicbir $ey olmadiklari acik olan bu kontra harekettir...
Dü$tükleri cukurda geldikleri nokta türk barbarizminin, irkciliginin, sömürgrciliginin sembolü olan „cumhuriyet bayramini“ kutlama olmu$tur...
30.10.2008
Ézdi $ér
Destxweş birayê Êzdî Şêr