Türk medyasında ve Ergenekon iddianamesinde; “devlet emriyle Kürdistan`a silah verildi" diyen, birden fazla kişinin “itiraf“ ya da deşifreleri yer almış durumda. (Yalnız, silahların sayısı Tuncay Güney tarafından 20 bin olarak telaffuz edilirken, Ümit Oğuztan tarafından ise 100 bin olarak ifade edilmiştir.)
Güney`in, medyaca kamuoyuna duyurulan ifadelerinin üzerinden günler geçmesine karşın, bu ciddi iddiayla ilgili ne devlet, ne de Kürd tarafından herhangi bir yalanlama ya da doğrulama gelmedi.
Derin bir sessizlik hakim...
Asıl ilginci: bugün yayınlanan bir habere göre: Ergenekon tutuklularından Ümit Oğuztan'ın bu silah transferiyle ilgili 25 Şubat 1997 tarihli şikâyet dilekçesinde TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu'na şikâyette bulunduğu, şikâyet dilekçesinde ise: "Ocak 1991'de MKE yetkililerinin eline geçen mesajda 100 bin silahın üzerinden seri numaralarının çok gizli yürütülecek bir işlemle silinmesi isteniyordu. 4 gece süren bir çalışma sonucunda silahları hazırlattılar." dediği belirtilmekte. Bu ifade doğru kabul edilirse: demek ki ilgili ihbar TC devlet yetkilileri, komisyonları tarafından bu güne dek gizlenmiştir.
Sözü edilen TC menşeli, numaraları silinen silahlar`ın veriliş tarihi ve nedeni üzerinde durmak gerekiyor.
Kürdleri düşman gören TC, Talabani, Barzani ve Apo`culara aynı anda neden gizlice silah yolluyor acaba?
Kanımca bunun en mantıki açıklaması: Kürdü Kürde kırdırmadır.
Kürdler arasında çelişki ve çatışma çıkarmada zaten mahir olan TC, demek ki, 1987`li yıllarda silah servisine de gerek duymuştu.
-Mümkündür ki ilgili dönemde silah transferinde aktif rol aldığı belirtilen Veli Küçük ve ekibi tamamen resmi devlet politikasına bağlı, sorunsuz hareket ediyorlardı.
-Ya da, ikinci olasılık: devletten ayrı olarak, PKK ile gizli ilişkileri vardı. Talabani ve Barzani`ye yollanan silahların bir kısmını gizlice PKK`ye verdiler.
Bu “kördüğümün“ çözülmesi için, Apo`culardan dürüst bir açıklama yapacakları beklentim kalmadı artık...
YNK ve PDK`nin yapacağı açıklamalar hem önemlidir, hem de gereklidir.
Her Kürd yurtseverinin, güneydeki bu iki partiden de böyle bir beklentisinin olması gerektiğini düşünüyorum...
Sedat Günçekti
6 Ağustos 2008
