بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 27 Gul 2008

Tarih ve Toplum Cözümlemeleri:
AYAKALTI ve DAYAKALTI TOPLUMLARI !
***************************************
Bugünkü konumuz da tarih ve toplum sifrelerini cözmeye iddiali ekstrem bir konu olup, bunun matematiksel saglamasi, ya$anan tüm pratik olay ve olgulardan yansimaktadir...
Tarih boyunca toplumlari kabaca üc sinifa ayirabiliriz: 1) Yerlesik toplumlar, 2) Göcebe toplumlar, 3) Talanci-saldirgan toplumlar ...
Bunlara kisaca deginmeye calisalim.
- YERLESIK TOPLUMLAR: Insanlar, onbinlerce, hatta yüzbinlerce sene önce, yani Paleolitik dönemde, avcilik ve toplayicilik yaparak hayatta kalmaya calisiyorlardi. 10-12 bin yil önce, “Neolitik Dönem“ dedigimiz dönemde, insanligin önemli bir kismi tarim ve hayvanciliga baslayip, yerlesik yasam ve düzene gecti.
Daha önceki bir yazimizda bes-alti bin sene önce, 5 ayri irmak ve su civarinda “medeniyet“ kuran bu toplumlara kisaca deginmistik...
“Medeniyet“ dedigimiz, daha ileri yasam bicimini bu yerlesik toplumlar gerceklestirmislerdi...
Bunlar; “Mezopotamya“ denilen Firat-Dicle irmaklari arasinda kalan cografyada Ur, Uruk, Lagas, Nippur gibi site devletlerini kuran ve birlestiren Sümer; Nil Nehri boyunca Misir; Indus Nehri civarinda Hint; Sari Nehir'de Cin; ve Orta Amerika'da Maya Uygarligi idi..
- GÖCEBE TOPLUMLAR: Yerlesik toplumlar haricindeki toplumlar da bir süre “Gezici/Göcebe Toplumlar“ olarak yasamlarina devam ettikten sonra bunlarin da büyük bir bölümü yerlesik düzene gectiler veya hudutlari icinde yasadiklari devletler tarafindan yerlesik yasama mecbur edildiler...
Günümüzde ba$ta Romanlar (Cingeneler) olmak üzere pek az toplum, gezici olarak kalmaya devam etmektedir.
- TALANCI-YIKICI-SALDIRGAN TOPLUMLAR:
Bunlar, cogunlukla “vandal“ olarak tanimlanan, Orta Asya'li Hun, Akhun, Avar, Bulgar, Oguz, Uygur, Saha(Yakut), Macar ve Pecenek adi verilen Türkler ile, Mogollar, Merkitler gibi toplumlar olup, bunlarin göcleri MÖ. VIII. yy'dan MS 1500 yillarina kadar sürmüstür...
Avrupa ve Balklanlarda ise “barbarlar“ olarak nitelenen ve MS.1.yy'dan itibaren kitanin her yanina yayilip V.yy'da Roma Imparatorlugu'nu yikan göcebe ve saldirgan toplumlar olup, bunlarin ba$inda Germenler, Slavlar, Gotlar, Vikingler, Angillar, Saksonlar, Burgonlar, Franklar, Lombartlar, Süevler, vs. gelmektedir...
Talanci-yikici toplumlara ve devletlere, sadece göcebe toplumlar degil, yukarida adini saydigimiz yerlesik ve ilk medenî toplumlar olmak üzere, ilkcagda kurulmus bütün devletler de dahildir.
Bunlara Hitit, Babil, Asur, Pers, Makedon-Yunan, Roma, Bizans, Haclilar, Mogollar, Selcuklu, Osmanli, hatta Cin ve Hint Imparatorluklari da katmak gerekir...
Zaten devlet kurumu despotik, egemen ve “emperyal“ bir kurum olup, böyle olmayan bir devlet, tarihte yok gibidir...
***
Bu genel giristen sonra, gelelim asιl konumuza yani yazimizin basligina adini veren “AYAKALTI TOPLUMLARI“na..
Önce, metodolojik olarak diger tarihci ve arastirmacilardan farkli olarak, böyle bir adlandirma ve siniflandirma yapmamizin nedenlerine deginmemiz gerekir...
Bu analitik metodolijide aldigimiz baz veya ölcüt, toplumlarin yasadiklari cografyanin niteligine bürünmeleri, yani o cografyani jeolojik ve jeostratejik yapisinin toplumlarin mentalitelerini, karaktersel yapilarini nasil bicimlendirdigi gercegidir...

Cografî olarak kenarda kalan Cin, kismen haric, tarihin ilk medeniyetlerini kurmus yerlesik Ortadogu toplumlari tarih boyunca, bölgenin yer alti, yer üstü ve kültürel zenginlikleri, essiz güzelligi ve üc eski kitanin dügüm noktasi olmasi, yani jeostratejik konumu gibi bircok nedenden ötürü, gerek yerli despotlar, diktatörler, sahlar, sultanlar, han ve hakanlar tarafindan, gerekse distan gelen yabanci saldirgan-talanci gücler tarafindan acimasizca ezilip sömrülerek ve korkunc metotlarla asilip kesilmislerdir !!!

Bu nedenle bu bölgenin zavalli toplumlari, kendilerini o despot ve diktatörlerden, saldirilardan korumak/korunmak veya teselli bulmak icin, Bati ve Avrupa ve diger Bati toplumlarina nazaran, daha fazla yalan-dolan-hile-sahtekârlik, kurnazlik gibi gayri me$ru yollara veya din/mistizizm, asiri duygusallik, büyücülük, falcilik gibi akil-mantik-bilim disi carelere(!), agitlara, ya da sarki-türkü (vur patlasin-cal oynasin!) havalarina kendini kaptirmis olan, akil-mantik-duygu yönünden arizali, zedeli, dengesiz bozulmus toplumlardir...
Kisacasi, trajikomik bir adlandirmayla “AYAKALTI TOPLUMLARI“ ayni zamanda “DAYAKALTI TOPLUMLARI“dir !!!
............
Bizlerin, ceyrek yüzyildan beri, Dogu ve Bati toplumlari arasindaki bu sosyo-ekonomik ve psikolojik (karaktersel) farklarini ortaya koymamizin sebebi, kendi toplumlarimiz olan Dogu toplumlarini -ha$a ve kat'a- kücümsemek ve hor görmek icin degil, Dogu ve Bati toplumlarinin olumlu ve olumsuz yönlerini teshis etmek, yanlis yönlerinin düzeltimine ve hastalikli, cürük yönlerinin sagaltimina haspelkader yardimci olmak icindir....

Gelecek yazilarimizda Bati toplumlarinin en hastalikli yönleri olan bencillik, Avrupa Benmerkezciligi (egosantrizm)/Büyüklük kompleksi/ Dogu Toplumlarina karsi önyargi ve onlara tepeden bakma (!), kendi kapitalist-emperyalist devletlerinin binlerce yildan beri, Dogu ülkelerine karsi yaptiklari ve oradaki diktatörlere yaptirdiklari oyunlara, korkunc kiyimlara, isgal ve talana yeterince ses cikarmamalari (!), ülkelerinde calisan milyonlarca yabanciyi acimasizca sömürmeleri ve özellikle Kürt ve Türklere ait evlerin ve insanlarimizin cayir cayir yanmalari karsisinda devletlerine karsi caydirici eylemlerde bulunmamalari (!), bilâkis, “refah ve keyif toplumlari“ olarak (!) savaslardan, sömürgecilikten, ic ve dis sömürüden rant ve “sus payi“ almalari (!), “medenî/uygar“ gecinmelerine ragmen, Dogu toplumlarindan daha fazla “etobur“ olup, milyarlarca hayvan kesimine karsi cikmamalari (!) gibi isledikleri sayisiz “insanlik suclari“na deginecegiz !..
Selamlar, sevgiler.

TARIH AVCISI
26.5.8

Kisacasi, trajikomik bir adlandirmayla “AYAKALTI TOPLUMLARI“ ayni zamanda hâlâ her tür zulüm ve kiyim altinda inim inim inleyen, zavalli “DAYAKALTI TOPLUMLARI“dir !!!

Merhaba! bence sizde Bati'ya karsi cok önyargilisiniz. Nasilki Sümer, Maya, Inka gibi uygarliklar vardi, simdide ona benzer Bati uygarligi vardir Tabii asil uygarligin besigi Mezopotamya'dir Alan Lezan bence anlasilmadi cünkü Bati ve Dogu sentezi demek Bati'nin akilciligiyla BILIM+TEKNOLOJI Dogunun ahlaki ve morali ile birlesirse tamda istedigimiz toplum ortaya cikar. Eurocentrismus tezin elbette dogru Ama baska nasil olabilirdi? iste Bati'da Dogu'nin ahlak ve moral degerleri eksik. Asil önemli olan Bati ve Dogu'da iyi olan tüm degerlere sahip cikmak. Dogu ve Bati'yi birbirine zit iki toplum olarak degil, birlestirici,bütünleyici olarak anlamak lazim. Bati'da benciller oldugu gibi Dogu'da da tüm bunlar var. Onun icin biz Kürdistan'da tüm bu negatif degerleri terk ediyoruz demektir. Dogu ve Bati'da olan bütün positif degerlere sahip cikiyoruz. Saygilar, XO

MERAMIMIZI MAALESEF ANLATAMAMISIZ ! Sayin XO, Batinin bugün bizlere yaptiklarina baktikca, bizi Bati'ya karsi cok önyargili olmakla suclamaniz “biraz“ haksizlik olmuyor mu?!.. Buna ragmen, Dogu ve Bati Devletleri arasinda henüz olmasa bile, toplumlari arasinda bir senteze gitmek hepimizin birincil gayesidir... Sanirim bu maksat ve meramimizi anlatan asagidaki alintimiz kifayetsiz kalmis, bagislayin lütfen.. “Bizlerin, ceyrek yüzyildan beri, Dogu ve Bati toplumlari arasindaki bu sosyo-ekonomik ve psikolojik (karaktersel) farklarini ortaya koymamizin sebebi, kendi toplumlarimiz olan Dogu toplumlarini -ha$a ve kat'a- kücümsemek ve hor görmek icin degil, Dogu ve Bati toplumlarinin olumlu ve olumsuz yönlerini teshis etmek, yanlis yönlerinin düzeltimine ve hastalikli, cürük yönlerinin sagaltimina haspelkader yardimci olmak icindir...“ Selamlar, esenlikler. TARIH AVCISI 27.5.8

Selam Hoca, [b]Orta Asya'li Hun, Akhun, Avar, Bulgar, Oguz, Uygur, Saha(Yakut), Macar ve Pecenek adi verilen Türkler[/b] demişsin. İddialı bir genelleme yaptığını düşünüyorum. Bulgar, Macar, Saha (Saka, Jakut, Yakut) türk değil. Dil gruplarına bakarak etnolojik tasnif yanılgıya neden olur. Misalen; Fransızlar latindir ama dilleri german dilidir. Kırgızlarla ilgili antropolojik çalışmalar bu halkın yönetici sınıflarının hint-avrupalı olduklarını ortaya koymuştur. [b]Avrupa ve Balkanlarda ise “barbarlar“ olarak nitelenen ve MS.1.yy'dan itibaren kitanin her yanina yayilip V.yy'da Roma Imparatorlugu'nu yikan göcebe ve saldirgan toplumlar olup, bunlarin ba$inda Germenler, Slavlar, Gotlar, Vikingler, Angillar, Saksonlar, Burgonlar, Franklar, Lombartlar, Süevler, vs. gelmektedir[/b] derken de önemli bir hataya düştüğün kanısındayım. Roma şehrinden Britanya adasına, Almanya'nın ortalarına kadar yayılan, Doğu'da Ermenistan'ı istila edip İran'la komşu olan, Güney'de Mısır'ı ve Afrika'nın kuzey kıyılarını istila edip koloniler kuran Roma uygar oluyor. Buna karşılık ülkelerini Roma istilasından, elbetteki soygun ve zulümden kurtarmak için Roma'ya karşı savaş veren "Germenler, Slavlar, Gotlar, Vikingler, Angillar, Saksonlar, Burgonlar, Franklar, Lombartlar, Süevler" saldırgan ve barbar oluyor. Yarın birileri kalkıpta "saldırgan ve barbar" kürtlerin türk "uygarlığını" yıktığını söylerse hiç şaşırmam. Med'ler İ.Ö. 628 yılında devlet kurdular. İ.Ö. 580'li yıllara gelindiğinde Med devleti imparatorluktu. Persler askeri darbe ile yönetimi ele geçirdiler. İskender'in istilası nedeniyle husule gelen 130 yıllık kesintinin akabinde Part bilahare Sasani imparatorlukları 642 yılına kadar hükümran oldular. Kürtler ve farslar arasında yönetimi el değiştiren bu devletlerin tarih sahnesinde 1270 yıllık bir varlığı sözkonusu. 130 yılı çıkardığınız zaman 1140 yıllık kesintisiz İmparatorluk dönemi var. Part ve Med imparatorluklarının tarih sahnesindeki toplam ömrü 542 yıldır. Sınırları Baktria'dan Lidya'ya kadar uzanan bu imparatorluklar ve uygarlıklarından bahsetmeyişin önemli bir eksikliktir. Keti'leri (Hitit) barbar kavimlerden sayman bu kavim hakkında yeterli bilgin olmadığını düşündürüyor. Ketiler demiri işledikleri zaman Mısırlılar demir cevherini işlemeyi ve demirden araç-gereç yapmayı bilmiyorlardı. Ketiler yüksek ahlaklı, aileye değer veren, çocuklara değer veren, aile fertlerinin yaşamının korunmasını yasalara bağlamış yüksek ahlaklı bir halktı. Hırsızlığı, çapulculuğu ve gaspı meneden, mülkiyete garantiler getiren yasaları vardı. Yasalar dışında gelenekleri ve dini kuralları da aynı yöndeydi. Krallık badan oğula geçmiyor, kızkardeşin çocuklarına geçiyordu. Böylelikle evlilik ilişkileri (bir nevi akt ve konsensüs) aracılığıyla aristokrasinin mutlak egemenliği hatta zulmü önlenmek isteniyordu. Kadınların yargıçlık ve rahiplik yapabilmelerine imkan tanınmıştı. Kadınlar imparatorluk yönetiminde de etkin rol oynuyorlardı. İmparatoriçe yasal olarak imparatorun yetkilerini paylaşıyordu. Yabancı karşıtlığı Hititlerde rağbet görmüyordu. Ketilerin dinlere karşı hoşgürüsü ise insanlık tarihinde emsalsizdir. Tapım gören kendi tanrılarının dışında diğer toplulukların tanrılarını Hitit mabetlerine koymalarına izin vermelerine ek olarak yabancıların inançlarına ve tanrılarına da saygı göstermekteydiler. Keti'nin bin tanrısı bu şekilde gerçeklik kazandı. Etnograflar Ketileri yaşadıkları çağın en şık halkı olarak tanımlayarak o dönemin "fransızları" olarak nitelerler. Komşu prenslikler savaş arabaları kullanmasını ve at hakimiyetini Keti başkenti Hattuşaş'a gelerek bu halktan öğreniyorlardı. Arabanın yaygınlaşması Ketiler aracılığıyla oldu. Hellen sütunlarının prototipi ketilere aittir. Hellenler sütunlara yükü paylaştıran sütun başlığı (tonoz) eklediler. Hellen uygarlığının iki önemli ayağından biri Keti (Hitit) uygarlığıdır. Hitit'e komşu ülkelerle salt çatışmak yerine diplomasi yöntemlerine de başvurduklarını, bu konuda ilk olduklarını tarihi belgelerden anlıyoruz. Hitit-Mitanni antlaşması yeryüzünün bilinen en eski diplomasi belgesidir. Hititler varlık gösterdikleri tarihi dönemin en uygar kavimleri arasındaydılar. Hititleri barbar olarak göstermenin hiçbir geçerli dayanağı olmadığını belirtmek zorundayım. İyi dileklerimle.

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.