Balın varsa sineğin Bağdat'tan gelir.. deyimi, Cebaxçor yöresinde kullanılan bir özdeyiştir. Şüphesiz diğer yörelerde de vardır.

Bu foruma gelmeleri bal olduğunu keşfettiklerindendir. Adamların her iki ayda bir çıkarılan seferberlik yaygarası ve onu izleyen sıkıyönetim ilanıyla "sağa bakma yasak, önüne bakma yasak, öyle deme birliğe aykırı, sen kim olursun da filancayı eleştirirsin, filanca kurum senin akıldaneliğine mi kaldı" yollu tarizlerden bezdikleri anlaşılıyor. Türk ordusunda askerlerin saatlerce bir taşa selam vererek kişiliksizleştirildiklerini her nasılsa öğrenen Öcalan'ın aynı yöntemi Bekaa'da kürt savaşçılarına uyguladığını biliyoruz. Welatparez'in atgözlüğünden başka zaviyeye göz çevirmesi yasak olanların bu nedenle arayışlar içine girmesi kaçınılmaz.

Hele bir de hiç olmayan birlik ve bir gün olsun akıl edemedikleri birliktelik bahanesini, farklı her serzenişin önüne, türk devletine ait "ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü" teranesine rahmet okuttururcasına dikmeleri yokmu?

Bütün bunlar, T.C. ile müritlik müessesesi arasındaki benzerliklerin bir-bir farkedilmesine, fiziki olarak düşmana bağlanmış bir yapının ruhsal olarakta da düşmana benzetilmek istendiğinin anlaşılmasına yol açıyor. Mahçup mektep kaçkınları gibi gelip bacadan kaçamak bakış atılması bu nedenle anlamlıdır. Yemin ederim, "geçiyorken uğramış" olanlardan bir tanesi burada bir bardak çaya kalsa mahalleden geçişe bile "ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü" adına yasak konacak, uğrayanlar asker kaçağı misali inzibat marifetiyle kışlaya celp edileceklerdir.

Yazı başlığını sineklere dair bir özdeyişten seçtim. Teşbihte hata olmaz. Kimseyi kastederek söylemiyorum. Böyle düşünenler bağışlasın. Ben, gelenlerin artık bezdikleri kanısını taşıyorum. Sonuçta insandırlar. Birilerinin onların yerine düşünmesini ve komutlarla yönetilen robotlar konumuna düşürülmeyi hiçte kabul edecekleri sanısında değilim. Gelenler hoş geldi sefa geldiler.

Şüphesiz her gelen dağarcığındaki niyetleriyle, karşılık aradığı sorularıyla gelmiştir ve gelecektir. Bırakınız Abdoculuklarını sınasınlar. Zaten sınama isteği ve dürtüsüdür onları buraya iten. Hangi tür karşılıklar alacaklarını merak ediyorlar. Kafalarında oluşmuş kuşkularına karşılıklar bulmaya çalışıyorlar. Bastırılmış, hiçe sayılmış olmanın susuzluğunu gidermeye, bir türlü kurtulamadıkları açmazlarına çıkış aramaya geliyorlar.

Hoş geldiler, safa geldiler. Bizde bal çok. Paşalar gibi ağırlarız. İzzetimiz ikramımız insancadır. Paylaşmayı da biliriz. Üstelik hiçbir kardeşimizin başına kakmadan.

Burada taşa selam çakmak yok. Putlara tapınmak yok. Yasaklar yok. Hepsine karşıtlık, insana gerekli olana, insana yakışır olana yandaşlık var.

Bırakınız gelsinler. Bizim töremizde açık kapıları kapamak yok, açmak var..