Kürdler, bu dünyada, bu gökyüzünün altında
güneşten yararlamayan sayısal olarak büyük
olan son milletir..
Hep başkasının gölgesinde,
hep başkasının şemsiyesi altında..
Dün ağalar ve beyler...
Daha sonra sömürgeci güçlerin himayesinde..
Bugün ise Kürd "Serok"ların gölgesinde..
İradeleri öldürülmüş, beyinleri esir alınmıştır..
Bir dizi "değer yargıları" oluşmuş.
Buna dokusan küfür, şuna dokunsan hakaret..
Ne "Küfür" Türkçe nede "hakeret"..
Birde bu kelimelerin orjini alınırsa
"Küfür", birinin dini ve imanına sövmektir..
Ama, nede olsa Türkçe gibi devşirme bir sil,
başkalarının dillerindeki kelimeleri alırken dahi onlarıda devşiriyor.

Şimdi biz devşirme kelimelerler "bazı değerlerin" bekçileri olduk..
Aslında Kürdlerin bu kölelikten kurtulması için bizim
göebildiğimiz tüm "değerleri" yani tanrıdan ve kuldan gelen,
tüm değerleri bombardımana tutmamız gerelir..,Önce kendimizden başlamamız gerikir..
Fizikimizi, beynimizi, ruhumuzu ve bedenimizi özgürleştirmemiz gerekir..
Ülkemizini özgürleştirmek için olmazsa olmaz kendimizi bombardımana tabi tutmaktır..
Sorun bizde.. Sorun değerlerimizde, sorun bizim sürüleşmeyi içselleştirmemizden kaynaklanıyor.
Sorun biziz.... Çünkü, hep haklı ve suçu hep başkasında araıyoruz..
Ama ağaya, beye, şefe, devlete ve hazır bulduğumuz yada kendimizin yaratığı tüm "değerlere" köle olmamız tüm sorunları kaynağı..