Ergenekon Teror Orgutu'ne karsi yurutulen sistematik operasyonda onemli bir donemece girildi. Derin Devlet'in butun gizli faaliyetlerinin saklandigi Seferberlik Tetkik Kurulu'ndaki "kozmik oda"ya girildi. Italyan Derin Devleti de kozmik odaya girilmesiyle cozulmustu.
Bu onemli gelisme Derin Devlet belasindan kurtulmak isteyen insanlari sevindirirken, Derin Devlet'ten ve onun kirli icraatlarindan nemalanan ve onun adina calisan bazilarini da tedirgin etti.
Kozmik odanin kapisini araklayan gelisme olarak bilinen iki subayin Basbakan Yardimcisi Bulent Arinc'in evinin onunde yakalanmasi en cok Genelkurmay'daki cuntacilarin sanal alemdeki psikolojik harp merkezi olan ODATV.com'u tedirgin etti.
"Iste Bulent Arinc'a suikast iddiasinin ic yuzu" (http://www.odatv.com/n.php?n=iste-bulent-arinca-suikast-iddiasinin-icyuzu-2212091200) basligiyla verdigi 22 Aralik 2009 tarihli dezenformasyon amacli haberde sunlari yazdi: "başta Star Gazetesi olmak üzere medyada Bülent Arınç'a suikast iddiası gündemdeydi. Ancak medyanın aynı olayı verirken birbirinden farklı dil kullanması dikkat çekti. Olayı ilk duyuran Star Gazetesi konuyu ordu ile ilişkilendirdi. Suikast şüphesi ile yakalanan iki kişiden birinin albay, diğerinin binbaşı olduğunu söyleyen Star Gazetesi şüphelilerin kullandığı aracın da Genelkurmay adına kayıtlı olduğunu iddia etti. Yandaş medyanın tamamı da Star Gazetesi'ni kaynak göstererek olayı bu şekilde duyurdu. Odatv konuyu araştırdı. Ulaştığımız kaynaklar meselenin iç yüzünü ayrıntısı ile anlattı."
Ardindan da meselenin "ic yuzu" diye lanse ettigi ama gercekte meseleyi sulandirma ve ehemmiyetsizlestirmeye yonelik 8 madde siraladi. Dorduncu maddede "Ancak yakalanan kişilerin Genelkurmay Başkanlığı ile hiçbir resmi bağı yoktu. Birisi emekli asker, biri ise sivil vatandaştı" dezenformasyonu mevcuttu.
Ertesi gun Genelkurmay Baskanligi BN - 131/09 nolu bir bilgi notuyla konuyla ilgili bir aciklama yapti http://www.tsk.tr/10_ARSIV/10_1_Basin_Yayin_Faaliyetleri/10_3_Bilgi_Notlari/2009/BN_131.html). Sozkonusu aciklamadaki "19 Aralık 2009 günü saat 17:10 civarında iki askeri personel, şüphe üzerine yakalanmışlardır. Kaba üst aramaları yapılan personelin, kendilerinin askeri personel olduklarını beyan etmeleri üzerine; Merkez Komutanlığı görevlileri de olay yerine çağrılmıştır" ifadesi, ODATV.com'u acik bir sekilde yalanliyordu (insanin kendi patronu tarafindan yalanlanmasini saniyorum bu durumda en iyi Soner Yalcin bilebilir).
Genelkurmay, ayni bilgi notundaki "İki personelin üst araması ve iki aracın aranması 23:30'a kadar sürmüş ve aramaların bitiminde, olay yerinde tutanak tutulmuştur. Tutanağa göre; gerek personel gerekse de araçlarda herhangi bir silaha, mühimmata, ses kayıt cihazına, teknik takip teçhizatına ve diğer herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır" ifadeleriyle suikast iddialarini yalanliyordu.
Ben de sahsen o iki askeri yetkilinin o gun suikast icin orada bulunduklarini sanmiyorum. Kullanilmaya hazir yuzlerce ucuz tetikci varken suikast icin ust duzey askerlerin gorevlendirilmesi fazla akilci gelmiyor. Ergenekoncu medya da buna benzer ifadelerle olayin duzmece oldugunu ispatlamaya calisti. Oysa olay hukumetin kurguladigi birsey degildir. O iki askerin orada bulunmalari hakkinda birkac ihtimal olabilir.
Eger niyet ust duzey bir siyasetciye suikast duzenleyerek kaotik ortam olusturup hukumeti alasagi etmek ise, o iki askerin gorevi, ust duzey asker olduklari icin fazla suphe uyandirmayacaklari gozonune alinarak, sadece uygun zaman ve zemin tespiti yapmak olabilir. Bu bilgiler daha sonra kiralik tetikcilere (mesela derin-PKK'ya) verilecek, gorev tamamlanacakti. Bu kirli yapinin Ecevit'e suikast girisiminden tutunuz bircok katliamlara kadar bircok olayda rol aldigini unutmayalim. Ayrica, bu yapinin Italya'daki karsiligi olan Gladio'nun kendi basbakanlarini katlettigini da akilda tutalim. Yani boyle gizli ve kirli bir yapinin suikast hazirligi fazla sasirtici degil.
Baska bir iddaya gore ise sozkonusu askerler, yakin bir gelecekte planlanan askeri bir darbeden sonra ilk etapta tutuklanacak siyasetcilerin ve ust duzey burokratlarin adresleri tek tek tesbit ediliyordu. 28 Subat'ta da buna benzer bir calisma yapilmis, siyasetcilerden ve her sehrin onde gelenlerinden olusan 6-7 bin kisilik bir liste hazirlandigi soylniyor. Dolayisiyla boyle bir ihtimal de sozkonusu olabilecek kadar ciddidir. Kozmik odanin kapisini acan ihtimalin bu oldugu soylenebilir.
Baska bir iddiaya gore ise sozkonusu askerler, Genelkurmay Karargahi'ndan disari bilgi sizdiran ust duzey bir komutanin pesine takilmislardi. Bu iddiaya gore, sozkonusu ust duzey askeri "kostebek" bilgileri direk Basbakan Yardimcisi Bulent Arinc'a getiriyordu. "Kostebek'i tesbit etme" olarak bilinen bu iddia da akla yakin ama son derece profesyonel calistigi anlasilan askeri "kostebek"in Bulent Arinc'in evine gelmek gibi "caylak"ca bir sey yapacagini sanmiyorum.
Bu "kostebek" konusunda, istihbarat dunyasinda kod adi "Siyah" oldugu iddia edilen Fatih Altayli'nin bir iddiasi var (http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=11505): "Benim anlatacaklarım ise o gece 'aslında ne olduğu' ile ilgili. O gece Genelkurmay Özel Kuvvetler'i arayan bir kişi, 'Genelkurmay'ın askeri bilgilerini sızdıran üst düzey subay, şu anda Bülent Arınç'ın evinde, AKP'lilerle buluştu“ istihbaratını verir."
"Bunun üzerine o iki subay, Arınç'ın evini gözetlemek ve 'köstebek subayı' belirlemek üzere Arınç'ın evinin bulunduğu sitenin önüne giderler. Aynı anda, numarası ve yeri daha sonra tespit edilen ankesörlü bir telefondan Ankara Emniyeti aranır ve kimliği meçhul bir kişi, 'İki subay şu anda Bülent Arınç'ın evinin önünde Arınç'a suikast yapmak üzere' ihbarında bulunur. Alarma geçen polis, güvenlik önlemlerinin zaten yoğun olduğu bölgede hemen operasyon düzenler ve içinde iki askerin bulunduğu otomobil yakalanır."
"Bu arada olay yerinin hemen yakınında bulunan bir başka otomobil vardır ancak operasyon sırasında bu otomobil kaçar ve yakalanamaz. Kaynağım, 'Ortada ne bir suikast var ne de başka bir şey. Zaten savcılık da bu görüşte. Yakalanan subayların ne üzerlerinde, ne otomobillerinde, ne de evlerinde bir suç unsuruna rastlandı. Kâğıtta adres olduğu doğru ama amaç köstebek yakalamaktı' diyor. Olabilir mi?"
Altayli, gorevi icabi gelismeleri sulandirmak ve saptirmak niyetiyle yaziyor bunlari ("ortada ne suikast var ne de baska bir sey" ifadesinden bu niyeti anlasiliyor); ben ise boyle bir ihtimalin da olabilecegi dusuncesiyle aktardim. 29 Aralik 2009 tarihli "Suikast olur da buluşma olmaz mı?" baslikli yazisinda da (http://www.haberturk.com/yazioku.asp?id=11516) gelismeleri yalanlama yoluna gidiyor Altayli (detaya girmeyecegim).
Hukumet gelismeyi ciddiye almis ve kozmik odanin icine kadar girmeyi goze almissa ortada cok ciddi bir gelisme var demektir. Ciddi gelisme olunca ODATV gibi psikolojik harp merkezleri ve Fatih Altayli, Yılmaz ÖZDİL, Emin Colasan gibi "gorevli" gazeteciler de haliyle tedirgin olacaklardir cunku sozkonusu odada devlet sirlariyla birlikte onlarin maskelerini indirecek, gercek kimliklerini ele verecek gizli bilgiler de mevcuttur.
Ozellikle Derin Devlet'in has adami Emin Colasan'in tedirginligi had safhada... Sozcu Gazetesi'nde yazdigi 29 Aralik 2009 tarih ve "Genelkurmay Baskani'na acik mektubumdur" baslikli yazisinda sunlari yaziyor: "Paşam, vaziyet hiç iyi görünmüyor. İnsanlarımız, benzerine bugüne kadar asla tanık olmadıkları şu son olaylardan sonra adeta kan ağlıyor. Bu ne demektir Paşam, devletin en gizli belge ve bilgilerinin bulunduğu Özel Harp Dairesi basılıyor, hem de üç kez! Arama toplam 48 saat sürüyor."
Sanirsinkiz ki yabanci bir ulkenin adamlari devletin gizli bilgilerini calmaya calisiyor... Colasan'daki bu tedirginlik "devletin gizli bilgileri"nden cok kendisiyle ilgili gizli bilgilerin desifresinden kayanklaniyor gibime geliyor. Cunku Özel Harp Dairesi'ne giren devletin hakimi, arama izni veren devletin mahkemesi ve aramanin arkasindaki guc de devleti temsil eden hukumettir. Bir zamanlar kendisine gizli bilgi ve belge tasiyan "minik kus" o bilgi ve belgeleri sozkonusu kozmik odadan ucuruyordu. Emin Colasan'a gore, kendisinin kozmik odaya girme hakki var ama devleti yoneten AK Parti Hukumeti'nin asla...
Soz aramadan ve aramayi yapan hakimden acilmisken, Ergenekon'un postalli sivil pasasi ve Kurd Ergenekonunun pasasi Abdullah Ocalan'in fikir babasi Yalcin Kucuk'un Odatv.com'daki dezenformasyon operasyonuna da deginmekte fayda var (http://www.odatv.com/n.php?n=yalcin-2912091200). Kucuk Pasa, kafalari karistirmak icin iki soru ortaya atiyor; biri, "O yargicin Fethullah Gulen'le iliskisi var mi?" Ikinci soru da, "Kozmik odadaki planlar Israil'e mi gonderilecek?" Profesyonelce kurgulanmis sorular. Psikolojik harbin onemli kurallarindan biri etkili kisilerin (bu durumda sorusturmayi yapan hakimin) guvenirligini zedelemektir, Kucuk Pasa ve "derin Odatv" bu sorularla bu gorevi yapiyor.
"Israil" konusu ile gelismeleri baska yone cekmeye calisiyorlar. Simdiye kadar Basbakan Erdogan'a 10'unuzerinde suikast girisimi oldugu ve bunlarin bircogunda MOSSAD'in parmagi oldugu iddialari ortadayken (Erdogan'in Israil'e acik tepkisinin bu iddialardan kaynaklandigi soyleniyor), hukumetin kozmik odadaki gizli planlari Israil'e verecegini dusunmek tam da Yalcin Kucuk gibi bir psikolojik harp dairesi elemanina yarasir bir tavirdir. Yalcin Kucuk "Israil" kartini ortaya atarak, 20 yildan fazla sure ABD gizli devleti tarafindan beslenen (Bulent Ecevit'in ifadelerine dayaniyor) Özel Harp Dairesi'nin 28 Subat surecinden sonra Israil gizli devletinin gudumune girdigi iddiasini gozden kacirmaya calisiyor aslinda (aklinca "yonlendirme" yapiyor).
Tekrar Emin Colasan'in yazisina donelim. Colasan soyle devame diyor: "Paşam, üzülerek söylüyorum ama, şu olanlan lütfen kamuoyu ile biraz paylaşın, tepkinizi açıkça dile getirin. Bu işler öyle kapalı kapılar ardında Tayyip'lerle mayyiplerle yapılan görüşmelerde çözülmez. AKP'li bakanların çoğunlukta olduğu, başkanlığını Çankaya'da ki AKP'linin yaptığı Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında hiç çözülmez." Bu ifadelerle Colasan "Haydi, durmayin, darbe yapin" demeye calisiyor. Colasan, aklinca Genelkurmay'daki cuntacilara akil veriyor; oysa onlar da darbe yapmak icin can atiyor ama ic ve dis sartlar musait degil, dunya degisti, Turkiye de dunyayla birlikte degisti. Darbe donemi kapandi, cuntacilar darbe yapamiyorlar, yapamayacaklar. Bu durum da darbeci Colasan'i rahatsiz ediyor.
Colasan'in gorevi darbeleri ve darbecileri desteklemek ve onlarin cinayetlerini ortbas etmek ve kirli camasirlarini saklamaktir. 12 Eylül darbesinden hemen sonra darbeciler tarafindan cezaevlerinin durumuyla ilgili bir yazi dizisi yazmak icin gorevlendirilen Colasan, ozet olarak "cezaevlerinde kötü bir durum yoktur, işkence iddiaları asılsızdır, mahkumlar 12 Eylül cezaevlerinde mutlu bir yaşam sürdurmektedirler. Olumsuz iddialar, ülkemizi batı karşısında zor durumda bırakmak isteyen hainlerin uydurmasıdır" seklinde yazilar kaleme almistir. Boyle bir adamdan demokrasiyi savunmasini bekleyemeyiz.
30 Aralik 2009
Re: Nasname´deki yazi. Gizli oda´ya girildi, derin oda panikledi