Recep Maraşlı ile Güney Kürdistan Seçimleri Üzerine Söyleşi
Merhaba, Biz Güney Kürdistan’daki seçimlerle ilgili bazı Kuzeyli aydınlara çeşitli sorular sorarak süreç hakkında düşüncelerini almak istiyoruz.Eğer bu sorularımızı cevaplarsanız çok memnun oluruz. Saygılarımla Aso Zagrosi Aso Zagrosi:Ülkemizin Güney Parçasında 25 temmuz günü Kürdistan Parlamentosu ve Kürdistan Başkanı için seçimler yapılacak. Siz bu seçimleri genel olarak nasıl görüyorsunuz? Kuzey Kürdlerinin sessiz bir şekilde takip ettikleri bu seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?Recep Maraşlı:Serbest ve demokratik seçimler Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını kullanıyor olmasının meşru göstergelerinden birisidir. Halkın kendi iradesini ortaya koymasının en temel aracıdır. Güney Kürdistan’ın serbest seçimlerle oluşmuş bir parlamento ve hükümet tarafından yönetilmesi Uluslar arası meşruiyetin de kaynaklarından birini oluşturur. Demokratik seçimler aynı zamanda Kürt toplumu içindeki değişik eğilimlerin ve o coğrafyadaki farklı etnik, din ve inanç gruplarının kendilerini ifade ve ikame ettirebilmelerinin de önemli bir aracı ve olanağıdır. Bu nedenle Güney Kürdistan’daki seçimleri hem geleceğin biçimlenmesi hem de bir model oluşturması bakımından son derece önemli buluyorum. Aso Zagrosi:Bu seçimlere Nawşirwan Mustafa’nın bağımsız bir liste olarak katılması, seçim propagandalarının daha çok iç sorunlara kaydırılması hakkında düşünceleriniz nelerdir? Nawşirwan Mustafa’nın çevresinin başarı göstermesi halinde parlamento denklemi, KDP ve YNK balansı nasıl olacak?Recep Maraşlı :Kürdistan’daki iki köklü gelenek ve partinin dışında farklı siyasi örgütlenmelerin de seçimlere katılması ve iddialı olmasını demokratik dengelerin oluşması bakımından sağlıklı buluyorum. İktidar bütün rejimlerde vardır, fakat muhalefet sadece demokrasilerde olur. PDK ve YNK iktidar partileridir. Güney parçasında bir anlamda bağımsız bir devletin mayalanmakta olduğu bir kuruluş süreci söz konusudur. Muhalefetin varlığı, demokratik denetim mekanizmalarının işlemesi, farklılıkların ifadesi ve yönetime katılım olanakları o devletin karakterini de belirler. “Muvazalı” olmayan –yani danışıklı dövüşün yapılmadığı- gerçek anlamda bir çok partililik bu noktada belirleyici bir öneme sahip. Nawşirwan Mistafa hareketi veya başkaları, fark etmez; onların programları ve eğilimlerinden bağımsız olarak söylüyorum bunu.Aso Zagrosi:Kürdistan Parlamentosunun son anda bir kararla Anayasa’yı referanduma sunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Parlamento’da 30 cıvarında milletvekili Anayasa oylamasına karşı çıktı. Kürdistan’da bazı siyasal oluşumlar Anayasa’ya reddedeceklerini açık bir şekilde proganda ettiler. Fakat Irak Yüksek Seçim Kurulu “teknik” nedenlere dayandırarak Anayasa Referandumunu erteledi. Bu konuda Kürdler ikiye bölünmüş durumda. Bir kesimi, Maliki’nin Jeo Biden’e söylediklerini ve Abdullah Gül’ün Obama’ya açtığı telefon konuşmasına dayanarak bu ertelenmenin “siyasi” olduğunu söylüyor, diğer bir kesim ise Ağustos’un 11 referandum tarihi olarak verilmesini sebep olarak göstererek “teknik”nedenlere bağlıyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?Recep Maraşlı :Güneydeki yönetimin henüz uluslar arası hukuk tarafından tanımlanıp güvenceye alınmamış olması büyük bir handikaptır. Tabiri caizse şimdiki “de facto” durumun hukuksuz bırakılması halinde ilerde koşullar oluştuğunda bir müdahale ile ortadan kaldırılabilmesinin imkanları elde tutulmak isteniyor. özellikle TC ve Merkezi Irak yönetimi, Kürdistan Federe Bölgesi’nin uluslar arası hukuk normları içinde tanımlanmasını çok bilinçli biçimde engelliyorlar. ABD ise kendisi için olmasa bile Arap yönetimleri ve Türkiye’nin desteğini yitirmemek için bu diplomasi oyununa katılmaktadır.Kürdistan için bağımsız bir Anayasal konsept oluşması uluslar arası bir hukuksal çerçeve oluşturması bakımından önemli. Bunu bir anlamda bağımsızlık manifestosu veya rezerve edilmesi biçimde de okuyabiliriz. Fakat iki şeyi de birbirine karıştırmaktan titizlikte kaçınmakta fayda var. Kürdistan Bölge Yönetimi için anayasal bir çerçeve oluşmasını engellemeye çalışan Irak merkezi yönetimi ve TC gibi sömürgeci odakların telaşı ile; bu Anayasa’nın içeriğine karşı eleştirileri ve kaygılarını dile getiren muhalefetin pozisyonu birbirinden tamamen farklı şeylerdir. Bunlar tamamen birbirine zıt iki kutup. Ertelemelerle ilgili gelişmeler, ise bende Kerkük’ün statüsünün referanduma sunulma konusunun boğuntuya getirilmesiyle benzer senaryoları çağrıştırıyor. Aso Zagrosi:Güney Kürdistan’da bir siyasi çevre ve aydınlar mevcut olan Anayasa Taslağının ciddi bir şekilde tartışılmadığını, Anayasanın bazı maddelerinin Kürdleri geriye götüreceğini, örneğin “hiç bir yasanın islam dinine ve Kuran’a aykırı olmayacağı” yönündeki maddeleri sebep gösteriyorlar. Siz bu Anayasa sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?Recep Maraşlı :Formel olarak bağımsız bir anayasal çerçeve oluşması kadar içeriği çok daha önemli. Bağımsızlığın önünü kesen, çoğulcu ve demokratik bir toplumsal yapıyı engelleyen bir çerçeve ebetteki kabul edilemez. Günlük ve geçici ulusal heyecanlarla “bizim” olsun da içinde ne olursa olsun diyerek, bu tür tartışmaları savuşturan, hatta zararlı gören tehlikeli bir tutum var. Tartışmaların yeterince bilince çıkarılmadığı, hatta önemsiz görüldüğünü söylenebilir. Oysa bu içerik yarın çok daha büyük sorunlar olarak toplumun önüne dikilecektir.Örneğin Kürt parlamentosunun erkekler için çok eşlilik yasasını kabul etmesi, ulusal kurtuluş sürecini sırtlamakla kalmayıp, demokratik ve açık toplumun güvencesi olan kadın hareketini marjinalize etti. Anayasa’nın “Şeriat hükümlerini” esas alması ise, Kürt bağımsızlık mücadelesine her zaman en aktif ve militan ögesi olmuş olan sosyalistleri, farklı felsefik düşünce, din ve inanç gruplarını marjinalize eden bir tutum olur. Ezidileri, Asuri ve Keldani gibi Hıristiyan halkları, daha başka pek çok mezhep ve inanç grubu için bu bir dışlanmadır. Dahası kanunların dine uygun olmadığını denetleyen, din ulemalarından oluşan bir konseyin bütün demokratik kurumların tepesinde bir oligarşik bir aygıt oluşturması anlamına gelir. Kuşkusuz TC’dekine benzer bir ”Kemalist laisizim” de aynı biçimde Müslümanları marjinalize eder. Şu halde dinler, inançlar, felsefik düşünüşler karşısında devlet ortak toplumsal yaşamın kurallarını koyabildiği ölçüde demokrasiden söz edebiliriz. Dinler ve cemaatlerin kendi içlerinde özerk hukuk alanları olması mümkündür. Tersine Anayasa bu özerk hukuk alanları karşısında evrensel insan hakları normlarına aykırı olamayacağının garantisi olmalı. Aso Zagrosi:Bir çok Arap şövenist çevreleri ve Türkler kapalı kapılar ardında ve yer yer açık bir şekilde Kürdistan Anayasasına karşı lobi faaliyetlerini yürütüyorlar. Ayrıca farklı nedenlerden dolayı Güney Kürdistan’da azımsanmayacak bir Kürd kitleside bu Anayasa’ya karşı. Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzani geçenlerde yaptığı bir konuşmada: “Kürdistan Anayasası düşmanlarımızın gözünde dikendir” demişti. Bu konuşmayi Güney Kürdistan’da Anayasa’ya karşı çıkan kesimlerde üzerlerine aldılar ve Kek Mesud’a sert cevaplar verdiler. Hatta Şerko Bêkes Awine Gazetesinde “düşünce özgürlüğü” bazında uzun bir makalede yazdı ve imza kampanyaları oldu. Fakat işin ilginç yanı Kürdistan Başkanı’nın yukarıda sözünü ettiğimiz sözlerine verilen cevapların hiç biri Kuzey basınına ve internet sitelerine yansımadı. Ama, Kürdistan Başkanı’nın basın sözcüsü Faysal Debax’ın konuya ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklama bir dizi basın ve yayın organına yansıdı. Faysal Debax Kek Mesud’un “Arap şövenistlerini hedef aldığını” söylüyordu. Sizce Kürdler nasıl kısmen bağımsız bir basına sahip olabilir?Örneğin uzun süreden beri Güney Kürdistan’da KDP ve YNK basın ve yayın organları dışında kalan Hawlati, Awine, Rojname ve Levîn gazeteleri “bağımsız” oldukların söylüyorlar. Bu dört gazete Kürdistan Başkanı’nın basın çevreleriyle yaptığı toplantıyı Anayasa’ya karşı olan tutumlarından dolayı boykot ettiler, şimdi ise açık bir şekilde Nawşirwan Mustafa’nın “Goran Listesini” destekliyorlar. Bağımsız basın böyle mi olur?Recep Maraşlı :Ülkemizin genelinde henüz “bağımsız “ bir basından söz etmek çok güç. Evet çok çeşitli, değişik görüşlerden gazete ve dergiler, TV kanalları var; ama bunların hemen hepsinin özünde parti ve örgütlerinin “basın-yayın kolu” anlayışından geldikleri ve henüz burayı aşamadıkları bir gerçek. Bunların toplamı bir demokrasi ortamı oluşturur, ama özellikle halkın doğru haber alması, bilginin nesnelliği gibi temel basın kurallarının hakim olduğu bağımsız bir basın olmaması büyük bir noksanlık. Aso Zagrosi:Mam Celal Irak Devlet Başkanıdır ve uzun bir dönemden beri Kek Mesud’un başkanlığı ve Kürdistan Listesinin kazanması için açık toplantılar yapıyor. Siz bu tutumu doğru buluyor musunuz?Recep Maraşlı :Irak Devlet Başkanlığı makamının Kürdistan’daki seçimlere taraf olmasının merkezi otoritenin müdahaleci bir yaklaşımı olarak görmek mümkün. Fakat unutmamak gerekir ki Mam Celal, Irak Devlet Başkanı olsa da o aynı zamanda Kürdistan’ın temsil gücü yüksek örgütlerinden biri olan YNK’nin lideridir. Dolayısıyla onun bu tavrını Irak Merkezi otoritesi adına yapılmış bir müdahale olarak değil, Kürdistan’ın iç politikasının iki önemli politik aktörünün ittifakı olarak değerlendirmek daha doğru. Talabani’nin halen Kürt politik arenasının bir iç aktörüdür. Bulunduğu makamı ileri sürerek bağımsız kalmasını talep etmek de yanlış değil... Irak merkezi yönetimi adına Arap müdahaleciliğine emsal oluşturma gibi riskleri söz konusu. Fakat zaten şu anda federalist bir ilişki biçimi var ve Talabani’nin tavrının ise Irak hükümetinin bir tercihi olarak değil Kürdistan’ın bir iç politika refleksi olarak biçimlendiği kanısındayım. Aso Zagrosi:Güneydeki seçimlerle ilgili bir temeniniz ve isteğiniz varmı?Recep Maraşlı :Dileğim, seçime gölge düşürebilecek her türlü suistimal ve şaibeden uzak, açık bir oy verme ve sayım yapılması. Kürt halkının kendi kendini yönetme olgunluğunu göstermesi bakımından seçimlerin demokratik bir ortamda, açık, denetlenebilir bir şeffalıkta sonuçlanması çok önemli. Aso Zagrosi:Bize zamanınızı ayırdığınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyoruz.Recep Maraşlı :Ben de bu fırsatı tanıdığınız için teşekkür ediyorum. Newroz.com’a ve okurlarına içten selam ve sevgilerimi iletiyorum. Başarılar.