Ana içeriğe atla

Kürdlerin Çözemediği Sır!

Geçmişi saymasak son 30 yıldır Kürdistan'nın Kuzeyinde danışıklı olarak sürdürülen silahlı bir mücadele vardır. Getiri ve götürüleri vardır. Bunun muhasebesi bir türlü yapılamadı. Cevabı aranan bu savaşla Kürdler ne kazandı, ne kaybetti ikileminin açığa çıkarılmasıdır. Zaman zaman kimi Kürd aydın ve siyasi şahsiyetleri bazı gerçekleri dile getirmeye çalışsada çoğunluğun sessizliğe gömülmesi, büyük bir kesinin amaçları ne olursa olsun PKK yanlısı bir tutum sergilemesi karşısında kaybulup gitmektedir. Mesele bu olunca işin gerçeği karanlığa gömülmektedir. Kürdistan'da gerçekleştirilen şaibeli eylemler kimin işine geldiği sorusu açığa çıkarılırsa TC devleti ve PKK'nin ne yapmak istediklerinin amacıda kendiliğinden açığa çıkar. Bu eylemler ister TC tarafından, ister PKK tarafından yapılsın sonuç değişmiyor. Sonuç olarak Türk ordusu ve PKK'nin karşılıklı güçlenmesine yol açıyor. Türk ordusununda istediğide budur. Türk ordusunun kontrol ettiği PKK vasıtasıyla Kürd potansiyelini kontrol altına almak ve süreç içinde “Türk uluslaşması” içinde eritmektir. Gerek TC devlet yetkililerin ve gerekse PKK lideri A. Öcalan bunu defalarca dilendirdiler. Türk tarafı bunu doğru okumalarına karşın Kürd aydın ve siyasetçileri birkaç kişiyi saymasak doğru okumadıkları gerçeği karşımızda durmaktadır. Bu bir bilinç kırılmasıdır. Kürd-Kürdistan insanı ve tabiatıyla büyük bir yıkıma uğratıldı. İsmine savaş denildi. Savaşın ismi ne konulursa konulsun Kürd-Türk savaşı değildir. Türk ve onun Kürddistan'daki kontra örgütlenmesinin ortaklaşa Kürd insanına ve ülkesine karşı sürdürdüğü bir yıkım savaşıdır. Bunu görmek için kahin olmak gerekmiyor. Başta PKK lideri A. Öcalan'dan tutun yetkililerin söylemleri bunun kanıtıdır. Söylemlerinde Kürd millet haklarının dilendirmesi yoktur. Sömürgeci TC devletinin kuruluş felsefesinin savunulması vardır. Bu felsefe savunucularının Kürd milli savaşını verdiğini iddia etmek işlenen suça ortaklık etmek olur. TC devletinin amacı PKK'yi zayıflamak değildir. Askerin dayatmasıyla Türk meclisi hükümete Kürdistan'ın Güneyini işgal edebilirsin iznini verdi. Her ne kadar gerekçe PKK isede işin aslı bu olmadığını herkes biliyor. Amaç PKK'ye karşı sözde “sınır ötesi operasyon”u adı altında Kürdistan'nın Güneyini işgal etmek ve Kürd kazanımlarını yok etmektir. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ın beyanatı bunun somut kanıtıdır. Kürd önderliğin buna cevabı sert oldu. Türkleri güllerle karşılanmayavaklarını ve ülkelerini savunacaklarını ilk elden deklere ettiler. Bunun diğer bir ismi Kürd-Türk savaşıdır. Bu savaş kaçınılmazdır. Kürdlerin Türklerden kurtulması içinde şarttır.Bunun başka alternatifi yok mu? Elbette vardır. Herkesin istediği çözümdür. Barışla sorunun siyasal çözümüdür. Bu doğruda, bunun gerisi yoktur. Bir sorunun barış yoluyla siyasi olarak çözümü için tarafların bunu kabul etmesine bağlıdır. Türk tarafı bırakın sorunun barış yoluyla siyasal çözümünü istemesi Kürd-Kürdistan gerçekliğini kabule yanaşmıyor. PKK'ninde Türklerden farklı bir mantığı yoktur. Kürdistan sorunuyla uzaktan yakından bir alakaları yoktur. İkide bir „siyasi çözüm istiyoruz, çözüme hazır oldukları“ biçimindeki açıklamaları ile gündem oluşturmayı politıka edinmiş bulunmaları bu gerçeği değiştirmiyor. Karşınızdaki PKK olunca insanın aklını binbir fikir geliyor. Örneğin şöyle bir soru sorsak çok mu acayip olur? Neyi çözmek istiyorlar?Kürdistan diye bir sorunları var mıdır? Kürdlerin millet olmasından doğan haklarını savunma dertleri var mıdır? Kendileri yok diyor. Liderlerinin avukatları vasıtasıyla kamuoyuna taşırılan görüşleri bu yöndedir. Dışarıdaki adamlarıda aynı düşüncededirler.Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin Diyarbakır-Kerkük karşılaşmasına ilişkin konuştukları sömürgecileri korkutukları kadar PKK'lileride tedirgin ettikleri görüldü. KKK Başkanı Zübeyr Adar ve DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün aynı perdeden aynı şarkıyı mırıldamaları nedensiz değildi. Ahmet Türk, 13 Nisan 2007 tarihli basın toplantısında "Kerkük sorunu Irak'ın bir iç sorunudur. Türkiye'deki Kürt sorunu ise, Türkiye'nin bir iç sorunudur. Ve bu sorun Türkiye'nin içinde, bu sorunun parçası olan aktörler ve Türkiye'nin üniter yapısı içinde çözülecektir. Kerkük ve Türkiye'deki Kürt sorununu birbirinin karşısına koyarak, gerginlik ve müdahale tartışmalarına zemin yapmayı doğru bulmuyoruz." Sömürgeci Türk devletinin uniterliğini savunuyorlar. Kürdistan'ı ülke olarak inkar ediyorlar. Kürd-Kürdistan'ı boğan misak-ı milli sınırını tanıyorlar. Dahası her ağzı açan saygı duyduğunda kusur bırakmıyor. Hatta Kürdistan'ın Güneyininde buna dahil edilmesini isteyenler oldu. Türk sembollerini kendi sembolleri olduklarını beyan ediyorlar. Türklerle yaşamak onurdur diyorlar. Kemalizmin ne kadar iyi olduğunu öve öve bittiremiyorlar. Türk meclisinde yok olan namus ve şerefleri üzerine Türkiye'nin birlik ve beraberliğini koruyacaklarınına dair yemin ediyorlar. Rehin askerleri almaya giden DTP vekilleri basına verdikleri demeçlerinde katil Türk ordu unsurlarına “askerlerimiz” vurgusunu defalarda yaptılar.Benim söylediğim şudur. Bunlar Kürd yurtseverlerinin söyleyecekleri sözler olamaz.Bunlar Kürd milleti ile oynuyorlar.„Kürt sorunu Türkiye’nin iç sorunudur“ demek Kürdistan’daki sömürgeciliği kabullenmek ve meşrulaştırmaktır. Kürdlerin millet olmaktan doğan haklarından feragat etmesi demektir. Kürdistan sorunu; ülkesel, milletsel ve iktidar sorunudur. TC devletinin üniter yapısı çerçevesinde çözülecek bir sorun derekesine indirgemek Kürd milletini “Türkiye uluslaşması” denilen ucube girdabında yok etme girişimidir. Bu proje Türk Genelkurmayın PKK liderleri vasıtasıyla devreye konulduğu bir sır değildir. Uygulama ayaklarından biride DTP yapılanmasıdır. Kürd millet mücadelesini tasviye etmenin ayaklarından biridir. İçinde kimi yurtseverlerin oluşu bu gerçeği değiştirmiyor. Bunların kime hizmet ettiği bilinmeyen bir sır değildir. Aynı şey PKK içinde geçerlidir. Milyonlarca yurtsever Kürd'ün deteğine ve bir karış özgür Kürdistan için dağa çıkmış binlerce gerillanın varlığına karşın PKK önderliği Türk ordusunun emriyle hareket etmektedir.Bunu Türkler görüyor. Görmeyen Kürdlerdir. Görende ifade etmiyor. Kürd aydın ve siyasetcisi görevini yapmayınca danışıklı savaşın ceremesinide Kürd halkı çekiyor. Gerisi teferuattır.06 Kasım 2007

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.