Ana içeriğe atla

Kürdistan Başkanı Sayın Mesud Barzani'nin ABD Ziyareti Üzerine(4)

     Kürdistan Başkanı'nın   önderliğindeki   Kürd  delegasyonu  Washington'da     diplomatik  görüşmelerini  devam ederken  Amerika'nın   Irak  Büyükelçisi   Cristopher   Hill      basına  yaptığı açıklamada „Kürdlere  verdiğimiz  sözleri  yerine  getirmek  için  çaba  içindeyiz“   dedi.  border=1>    Hill     açıklamasında  devamla    sorunlu  olan  bölgelerin  meselesini çözmek için  ciddi  bir çaba  içindeyiz ve    Amerika    140.maddenin      tatbik etmesini  destekliyor, dedi.   Hill   konuşmasının devamında „  Belli bir dönem  önce  BM'in   Irak  temsilcisi  ile   görüştüm.  Biz  iki  tarafta     sorunlu  olan  bölgelerin  meselesinin  çözümü     konusunda   aynı  görüşteydik.  Bu   meselenin   zamana  ve   ciddi bir  çabaya  ihtiyacı vardır.“ dedi.   Hill  bu arada    Beyaz  Saray'ın açıklamasına  değinerek  :  „Kürdistan'daki dostlarımıza   söz veriyoruz.  Amerika,    Kürdlerin  Irak  hükümeti  olan  sorunlarının  çözümü  için   devamlı  çaba  içinde  olacak“   eğilimini  açık  bir  şekilde  ortaya  koydu.   Güney  Kürdistan basınında ve Kürd  siyasi  çevrelerinde       ABD  büyükelçisi   Hill    diğer    ABD'li  diplomatlardan  farklı şekilde  değerlendiriliyor.    Bu çevrelere göre   Hill   „komşu  devletler tarafından  manipüle  edilmiyen bir şahsiyet“   olarak    kabul  görüyor.   Güney  Kürdlerin   Cristopher   Hill  hakkındaki bu   eğilimi  besleyen     onun  Kürdlere  ilişkin yaklaşımı  ve   açık sözlülüğüdür.   25  Ocak  2010   günü    Hill bir  Amerikalı  delegasyon ile birlikte     Halebçe  şehrini  ziyaret  etti.    Hill  ve   beraberindeki delegasyon  Halepçe Şehidler Anıtına  bir  çelenk  koydular.  Hill  burada  yaptığı  basın  toplantısında  „Halebçe   faciası  dünyada   asla  unutulmamalıdır.   Dünya ve  Amerika   halklarının  bu  şehirde      ne  olup bittiği  bilmeleri  ve  bu şehri ziyaret  etmeleri  gerekiyor.  Halebçe  şehidleri   Amerika ve Kürdistan arasında  ilişki  köprüsü  oldu.“ dedi.   Hill  konuşmasını  „Amerika   Kürdistan'ı  terketmeyecek, Kürdleri bırakmayacak ve sizleri  destekleyeceğine  inanmanızı istiyorum“  diye  konuşmasını  noktaladı.   Amerika'nın  Irak  Büyükelçisi   tüm  Halebçe  halkının, Kürdistan ve Irak  halklarının önünde   yaptığı   bu  konuşmayı    ABD  idaresinin    bilgisi  dışında     yaptığını     düşünmek  zor.   Hill  iyi bir diplomattır, söylediği   her  kelimeyi ve cümleyi    uzun uzun tartan  bir    çevreden  geliyor.     Şimdi  yeniden  Washington     görüşmelerine  dönelim.   Kürdistan Başkanı  Mesud Barzani  önderliğindeki  Kürd  delegasyonu,  Obama  ve  yardımcısı  Biden  ile     görüştükten  sonra,  diğer      üst düzey  görüşmeleri yaptılar.  Kürdistan  delegasyonu   Amerikan Savunma Bakanı   Robert  Gates,  ABD   Dışişler Bakanı    Hilari  Clinton,  yeniden  Başkan yardımcısı   Joe  Biden ile,   Amerikan  Kongresinin   Dış  İlişkiler  Komitesi  Başkanı,  John   Kerry,   senatörlerden      Mc  Cain  ve  Joseph  Liebermann    ile    ayrı  ayrı  görüşmeler  yaptılar  Ayrıca   Kürdistan Başkanı   Amerikan  ordusundan  emekli olmuş ve  Kürdlerle  yakınlıkları   bilinen    subaylarla  aynı araya  geldi.   Tüm  bu görüşmeler  esnasında   Başkan Barzani    Irak  seçimleri,   Kürdistan Hükümeti  ile Bağdat arasındaki  sorunlar,  Kerkük meselesi,  Anayasa  meselesi ve  Kürdlerin  komşu devletlerle    olan ilişkileri  hakkında    Kürdlerin sahip  oldukları     pozisyonu  açıkladı ve  destek istedi.   Basına   yansıyan haberlere,    görüşmelere  katılan  Kürd kesiminin verdikleri  bilgilere ve ABD  yetkililerinin   görüşmelerden  sonra  yaptıkları çeşitli açıklamalara bakılırsa    Kürd  delegasyonu   yaptığı  görüşmelerde   hedefine   ulaşmıştır.   Ayrıca   Kürdistan  Başkanı     bu görüşmelerden   sonra   Amerika'daki  Kürdlerle  de  aynı  araya   geldi ve onlarıda   yaşanan  gelişmeler  hakkında  bilgilendirdi.   Bu arada  Kürdistan Başkanı     Saban Center  for  Middle  East  Policy'nin   direktörü     Kenneth  M. Pollack'ın   moderasyonunu  yaptığı   „The   Brookins  İnsitition“un    örgütlediği          bir  toplantıya   konuşmacı  olarak katıldı.   Başkan  Barzani'nin  The   Brookins  İnsitition“undaki    konuşması    ve  Amerika'nın  Kürd  diasporasıyla  yaptığı toplantı  esnasında  söyledikleri   Washington'da yaptığı  ikili  görüşmelerin    kısmen de olsa   detaylarınıda    gündeme  taşıdı.   Başkan Barzani  „The   Brookins  İnsitition“ ün  ev sahipliğini yaptığı  toplantıda   Kürd  yönetiminin    bir dizi   hayati   sorun hakkındaki   yaklaşımını   katılımcılara aktardı.   Bilindiği  gibi   Irak  Anayasa'sının  7. maddesi     Baasçıları  iktidar  organlarından ve siyasi yaşamdan  uzak tutmaya çalışıyor.  7 Mart 2010 tarihinde  yapılacak seçimlere  katılacak  bir  dizi  Sünni şahsiyet ve  listeler   Hakimler  Kurulu'nun   engelline  takılarak  seçim  dışı bırakıldı.   Bazı çevreler  bu  kurulun  İran tarafından  manipüle  edildiği ve yetkilerini  kötüye  kullandığı  iddiasından   bulunuyorlar.  Amerikalılar,  Sünnilerin  geniş  bir  şekilde  seçime  katılması  için   var olan kararın gözden  geçirilmesi  için   taraflara  baskı  yapıyor. Bazı Sünni  çevreler   bu durum  devam ederse  seçimlere  katılmayacaklarını ilan ettiler.  Bu  mesele   Kürdistan Başkanı'nın  Amerikan  yetkilileriyle  yaptığı görüşmelerde de  gündeme  gelmişti.     Eski  Baasçıların  seçimlere  katılıp  katılmaması meselesinde   Kürdistan Başkanı'na     sorulan  bir  soru üzerine,   o  bir çerçeve  çizerek  şoyle   cevapladı:  „Suç  işlememiş,  Enfal ve Irak   halkının  ölümlerine  karışarak  suç   işlememiş  ve Anayasa'ya   bağlılıklarını  bildiriyorlarsa   siyasal  yaşama  katılabilirler“  dedi.   Kürdistan Başkanı  bir  soru  üzerine    Irak  seçimlerini  önemsediğini,   fakat  seçim   öncesi   hiç bir   çevre ile  gelecekte  kurulacak  hükümet  üzerine   ittifak  çalışmalarına   girmediklerini  ve  bu  meseleyi   seçim  sonrasına   bıraktıklarını  deklere  etti.  Ayrıca  Kürdistan Başkanı      hiç bir çevrenin   tek başına  iktidara  gelememeyeceğini ve   seçim  sonrasında    yeniden      ortak  hükümete    gidileceğini    söyledi.    Seçimlere  hile  karıştırılması   en  büyük   tehlike  olduğunu ve  bu konuda    uluslararası  kuruluşların  yardım ve desteklerine  ihtiyaçları  olduğunu söyledi.   Kürdistan  Başkanı      Irak'ta  terör  olayları  eskiye  oranla  azaldığını,  geçmişte    ger gün    50    patlama  olurken ,  bugün  her gün   10 patlama   oluyor.  Tehlike   hala devam ediyor.    Seçim esnasındada    terör  saldırıları daha da  arta bilir dedi.   Kürdistan  Başkanı   bir  soru üzerine   komşu devletlerin  Irak'ın iç işlerine  karıştıklarını,  eğer  Iraklılar bu  meseleyi  çözmeseler, çeşitli çevrelerle  ilişkilerine  çeki düzen vermeseler     Amerika'nın  yapabileceği    fazla  bir şeyi  olmadığını  söyledi.  Başkan  Barzani, seçimlerden  sonra   var olan  sorunlarla  ilgili  görüşmeler  meselesinde  ise     Irak'taki sorunları     ikiye  ayırdı.  Birincisi,  tüm  Iraklılarla   ilişkisi var;   diğeri  ise   Kürdistan ve Bağdat  hükümetleri  arasındaki   ilişkilere  dairdir, dedi.  Tüm  Iraklıları ilgilendiren  sorunlar,  Anayasaya  bağlılık meselesi, yönetime  katılma,  kendisini dayatma  yada  iktidarı  kişilerde  somutlaştırma  gibi sorunlar.   Bağdat ve Kürdistan hükümeti  arasındaki sorunlar ise     Kerkük  ve diğer   tartışmalı  bölgelerin  sorunlarını çözme konusunda ön görülen   140.maddeye  ilişkindir.  140.madde    yalnızca    Kürdistan  Bölgesine   ilişkin değildir.  Diğer  bir  çok vilayetin   sınırları değiştirilmiştir.   Bize   göre    140.maddenin    alternatifi yoktur.  Sonuçta  halk karar verecek.  Bizim  için Kerkük'ün  kimliğini   tespit  etmek  önemlidir.   Biz  Kerkük'ün   Kürdistani  kimliğe   sahip  olduğunu  söylüyoruz.  Tüm  tarihi ve  coğrafi    veriler  bu gerçekliği   açık bir şekilde  ortaya koyuyor.  Bu gerçekliklere  rağmen  biz  yumuşak davranarak    halka başvurmak için referandumu kabul ettik.   Eğer  bu gerçekleşirse   bizim  Kürdistan Bölgesi  olarak    ortak bir  idareyi  oluşturabiliriz.    Petrol ve  gaz  meselesinde  ise  bizim   Anayasanın     ön gördüğü biçimle  hiç bir sorunumuz yok.  Biz   petrol ve  gaz  yasasını  kabul ediyoruz.  Bu zenginlikler  tüm  Iraklıların malıdır.  Irak  bütçesine  ilişkin   sorunumuz var.  Biz  diyoruz  bizim  payımız  %17 dir.  Bu oranın  tespiti bir  siyasi  antlaşma  neticesinden  gerçekleşti. Çünkü,  şimdiye  kadar  hala  bir nüfus  sayımı  yapılmamış ve    Irak nüfusunun  gerçek  sayısı ortaya çıkmış  değil.  Bize  göre   %17'de azdır. Fakat  bir  siyasi antlaşmaya varıldı ve bizde  kabul ettik.  Biz   petrol ve  gazlardan  gelen  gelirlerin   bizim  payımıza   düşen  kesiminin  doğrudan  Kürdistan Hükümetinin  kontosuna   gitmesini istiyoruz.  Tabi ki  kontrol  olacak.  Bağdat'ın    bunu  Kürdistan Bölgesine karşı    baskı aracı olarak  kullanmaması, Kürdistan Bölgesinin  bütçesini  bloke  etmemesi  ve azaltmaması  için...  Bizim bu konuda    sorunumuz var.   Devam  edecek   Aso Zagrosi   

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.