Ana içeriğe atla

İsrail’in Kendini Savunma Hakkı Vardır!

Ortadoğu’da silahlar susmuyor. Uzun süreden beri dilendirilen Ortadoğu Barış Projesi fiyaskoyla sonuçlandı. İsrail-Hizbullah özelinde süren savaş aslında İsrail ile islam ve Arap dünyası arasında süren bir savaş niteliğindedir. İslam ve Arap dünyası İsrail’i ortadan kaldırma savaşı verirken, İsrail kendini koruma ve yaşatma savaşı veriyor. Kürdlerin kalbi bu savaşta İsrail’den yana atmalıdır. Kürd millet çıkarı bunu öngörüyor. Çünkü İsrail’in savaştığı güçler Kürd millet düşmanlarıdırda ondan.Yahudi halkı yüzyıllarca sürgün yaşama mahkum edildi. Çok çile çekti. Soykırımlara varan uygulamalara tabi kılındı. Ama pes etmedi. Anayurt’a dönüş umudunu daima sıcak tuttular. Batılı devletler bu düşünceyi destekledi. Ve sonuçta 14 Mayıs 1948 günü İsrail devletinin kuruluşu ilan edildi.Batılı devletler, Yahudilerin kendi anayurtlarına dönüş ve kendi devletlerini kurmasında yardımcı oldular. Bu tavırlarıyla yüzyıllardır eziyet, işkence, katliam, soykırım gören Yahudilere diyet borçlarınıda ödemiş oldular. Fakat iş bununla bitmiyordu. Orda da büyük bir sorun vardı.İslam ve Arap dünyasına göre “Yahudiler dışarıdan gelmişlerdir. Müslüman coğrafyada kalmaları tarihin değişmez kurallarına aykırıdır. Yerlilerle doku anlaşmazlıkları vardır. Kesin çözüm bu yabancı unsurları bünyeden söküp atmaktır.”İslam ve Arap dünyası, “İsrail'in mutlaka denize dökülmesi”nin hayalini daima sıcak tuttular. Yahudiler, daima bu ciddi tehlike ile yüzyüze oldular. Bu anlamıyla Yahudilerin kendilerini koruma reflekslerini anlamak lazım.İsrail devleti, kurulduğu günden buyana tehdit altındadır. Bunun devam edeceğide ortadadır. İslam alemi ve özeliklede Arapların İsrail devletini hazmedeceğini beklemek safdiliktir. İslam ve Arap alemi İsrail’i kabul etmeyeceklerdir. Onu ortadoğuda söküp atmak için fırsat kollamaktadırlar. Topyekün olarak bugün İsrail ile ölümüne bir savaşa girmiyorlarsa İsrail’i hazmetiklerinden dolayı değildir, kendi içlerinde bölünme ve çatışmalı olduğundan dolayıdır. İsrail devletide bunun farkındadır.İslam ve Arap dünyası büyük bir potansiyeldir. Bugün bu potansiyel kendi içinde bölünmüş ve çatışmalı olsalarda yarın yanyana gelip birleşmeleri olnakdışı değildir. Arap toplumu Nasır gibi akılı bir nasyonalist etrafında toparlanma ihtimali her zaman olanaklıdır. Böylesi bir gücün Saddam ve Ahmedinnecad gibi canavarların eline geçmeside olasılıkdışı değildir. İsrail,  bu stratejik tehdidi daima ciddiye almıştır. Ve kendilerini buna göre planladıkları biliniyor. Bu da daima savaş halinde olmalarını zorunlu kılıyor.İsrail, islam ve Arap dünyası tarafından kuşatılmıştır. Bu kuşatılmışlık durumu onu daima korunma reflekslerini sıcak tutmasına sebeb olmuştur. Şu an İsrail için en büyük tehlike İran molla rejimidir. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinnecad’ın açıklamaları bilinmektedir. Dediklerini yapamıyorsa İsrail’in arkasındaki ABD’den çekinmesidir. Dahası şu an kendisi ABD’nin nişangahındadır. Kendine yönelik olasılı saldırıyı defetmek, bu mümkün değilse zaman kazanmak için islami terör örgütlerini İsrail’e saldırtmakta ve dikkatleri İsrail üzerine çekmeye çalışmaktadır. İran molla rejimi, İsrail devletine karşı islam alemini cihad’a çağırıyor. Her zaman yaptığı iş olsada şimdi kendi sıkışık konumunu atlatabilmek için islam aleminin desteğini almaya çalışıyor. Terörist islami örgütleri destekleyerek, yönlendirerek İsrail’e karşı kullanıyor. İsrail’in Hizbullah’a karşı zaferle çıkması aslında İran’a karşı zaferle çıkması demektir. Deyim yerindeyse şu an bir anlamıyla savaşanlar İsrail ve İran’dır.İran, 1979 devriminden bu yana, "İsrail yok olmalı" polikasını yürütmekte ve İsrail karşıtı Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad gibi terör örgütleri her alanda desteklemektedir. İsrail’e saldırtmaktadır. Bugün de yaptığı budur. İsrail’de kendisini koruyor. Peki korumasın mı?Siyasi islam ve onun yedek gücü haline gelmiş sol güclere bakılırsa korumaması gerekiyormuş(!) Peki nedenmiş efendim? Gerekçeleri her zaman ki gerekçe. “Yahudiler, dışarıdan gelmişlerdir. Filistin topraklarını işgal etmişlerdir. Bundan sökülüp atılmalı”ymış(!) Hayır efendim. Yahudiler, bilinen tarih içinde coğrafyamızın en eski ve yerli halklarından biridir. Türkler gibi sonradan coğrafyamıza gelmiş değildirler. Uzun bir süre anayurtlarından sökülüp atılmaları onların suçu değildir. Nihayetinden zahmetli bir uğraştan sonra anayurtlarına dönüp devletlerini kurmuşlardır. Bu meşru bir haktır. Her millet gibi Yahudilerinde bu hakkı vardır. Fakat islam ve Arap dünyası bunu kabullenmiyor. İsrail devletini ortadan kaldırmak için büyük bir uğraş veriyorlar.Bu tehlike karşısında İsrail, elini kolunu bağlayıp sonunu bekleyemez. Kendini korumak ve yaşatmak için tüm imkanlarını seferber etmesi kaçınılmazdır. Zaten yaptığıda budur. Kuruluşundan bugüne bu politıkasıyla kendisini yaşatmıştır. Bugünden sonra da yaşatmaya çalışacaktır. Bu, biraz da dünya ve bölge dengelerine bağlıdır. Temenimiz İsrail’in islam ve Arap dünyasına karşı kendisini yaşatmasıdır. Yahudi milletinin barış ve huzur içinde kendi anayurtlarında yaşamalarıdır. Dahası Kürd millet çıkarı da bunu gerektirir.Ama şunu da unutmamak gerekir. İsrail devleti, her zaman 6 gün savaş zaferi gibi bir avantaj sağlanmayabilir. Her zaman 1973 savaşında olduğu gibi ABD’nin korkunç derecedeki askeri ve moral desteğini almayabilir. 1982 Lübnan zaferi gibi bir zafer elde etmeyebilir. İsrail, şu anki savaşı kazanacaktır. Fakat bu her zaman mümküm olmayabilir. Kuşkusuz İsrail ordusu dünyanın sayılı ordularından biridir. Ama unutmamak gerekir ki, yenilmez ordular yoktur.İsrail, bugün gücünün zirvesindedir. Eğer bugün İsrail baharını yaşıyorsa bunun bir nedeni ABD gibi bir dünya devinin arkasından olmasıdır. İsrail devletinin en büyük avantajı budur. Fakat bu her zaman böyle olmayabilir. Her süper güç gibi ABD’de bir zaman sonra gerileyen bir güç durumuna düşebilir. Bu olasılık her zaman vardır. Bu bağlamda İsrail, kendi kendine yeten bir güç olmak zorundadır. Dahası yaşadığı coğrafyada stratejik dost ve mütefik güç edinmek zorundadır. Halihazırda da bu güç Kürdlerden başkası değildir. İsrail devleti bunu çok iyi düşünmeli ve buna göre yatırım yapması gerekir. Kürdlerin devletleşmesi için her türlü desteği sunması gerekir. Büyük Kürdistan’ın gerçekleşmesinde üstüne düşeni kayıtsız şartsız yerine getirmeleri çıkarları gereğidir. Bu hem Kürdlerin, hem de Yahudilerin kendilerini yaşatmanın çıkış yoludur. Kendilerini kuşatan islam ve Arap dünyasına karşı Kürd-İsrail işbirliğini çıkarmak yaşamsaldır.15 Temmuz 2006

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.