Hewlêr toplantısına „, “Kürdistan Ulusal Kongresi“ demek yanlıştır.(2)
Bu makalenin ilk bölümünde KDP ve YNK'nin ev sahipliğini yapacakları “Kürd Konferansına“ ilişkin kaygılarımı ifade ettim..
Yıllardan beri Güney Kürdistan kazanımlarını tüm Kürdlerin kazanımları olarak gören ve savunan biri olarak “Kürd Ulusal Kongresine“ ilişkin var olan kaygılarım bir çok okuyucunun kafasını karıştırmışa benziyor. Ben bugün de Güney Kürdistan'da var olan kazanımların Kürdlerin biricik kazanımı olduğunu ve Kürdlerin “Özgür Kürdistanı“ göz bebekleri gibi koruması gerektiğini inananlardanım. Son yıllarda Güney Kürdleri ciddi bazı hatalar yaptılar. Bazı şeyleri daha önceden söylemek gerektiğine inanarak,
bugünde var olan kaygılarıma gerekçe olan ve kaygılarımı doğrulayacak bazı hususları anlatmaya çalışacağım.
Türklerin Hewlêr toplantısına karşı olan tavrı beni kaygılandırıyor.
Bugün Mumtaz'er Türköne Zaman gazetesinde “Kürd Konferansı“ adı altında bir makale yayınladı. Türköne'yi hepiniz tanıyorsunuz.. Bu konuda bir şey yazmayacağım..
“Kürd Konferansın“ ilişkin Türköne ne diyor?
“Bir ay sonra Erbil, başka bir toplantıya evsahipliği yapacak. “Kürd Konferansı“ başlığını taşıyacak bu taplantı tam olarak “Kürd ulusal kongresi“ niteliği taşıyor. Kürdlerin “dört parça“ adını verdikleri dört ülkeden, yani Türkiye, İran, Suriye ve Irak'tan legal ve illegal Kürd örgütlerinin bu toplantıya katılması bekleniyor“ diyor..
Biz Türköne'den yapılacak “Kürd Konferansının“ tarihini ve çerçevesini öğreniyoruz..
Güney Kürdistan yönetiminin bu konferans hakkında resmi olarak Kürd kamuoyunu bilgilendirdiği tarih 27 Ocaktır..
Fakat böyle bir konferansın yapılacağına dair haberler daha önce geniş bir şekilde Türk basınında yer aldı..
Örneğin bu konuda 14 Aralık 2008 tarihinde “Taraf Gazetesi“ Hewlêr'deki kaynaklara dayandırdığı geniş bir haberi yayınladı.
Söz konusu haberde Türk devleti ile Güney Kürdistan yönetimi arasında PKK'yi alanda çıkarmak ve silah bıraktırmak için “geniş çaplı bir proje“den söz ediyor.( geniş bilgi için tarafın haberine bakınız)
Ayrıca bu haberde “Kürd Konferans“ınında yapılacağına dair ön bilgiler vardır..
Taraf'ın haberinde Kürd Konferansının yapılacağı şöyle veriliyor: “Yetkililer (Güney Kürdistan yetkilileri) PKK'nin silahlı eylemlerininin Irak ve diğer yerlerdeki Kürd mücadelesine zarar verdiği tezini işleyecek. Ayrıca PKK'ya silah bıraktırma konusunda, Türkiye, Avrupa, İran ve Suriye'deki PKK dışı Kürd örgüt, kurum ve şahsiyetlerin bir araya geleceği bir konferansta planlıyorlar.“
DTP bu öneriye sahip çıktığına göre , PKK'de bu işin içindedir.
Türk devleti ve basını Hewlêr'de yapılacak “Kürd Konferansına“ karşı tek olumsuz bir söz etmiyorlar!!!.. Hatta bu konferansı teşvik ediyorlar..
Neler oluyor? Türk devleti Kürdlere karşı politikalarını tümden değiştirdimi? Biz Türkiye'deki değişimi göremiyecek kadar körleştikmi?
Sanmıyorum.
Türk devleti yine eski Türk devletidir..
Bugün yapmak istedikleri farklı bir taktiklerler “Kürdleri birbirine kırdırtmaktır“..
Kürd iç savaşı var olan Kürd kazanımların sonu olabilir.. Türk devleti de bu tarihsel gerçekliği biliyor ve ona göre davranıyor.
Güney Kürdistan Yönetimi taraf gazetesinde çıkan “Ankara-Hewlêr Projesi“ hakkında açık bir tutum takınmalıydı. “Kürd Ulusal Konferansı“nın ismini böyle bir “Proje“ ile birlikte anılmasına izin vermemeliydi.
“Kürd Ulusal Konferansı“nın toplanması tüm dünya Kürdlerin rüyasıdır. Kürd dünyasının bu “Ulusal rüyasının“ bu projeye destek bazında anılması rahatsızlık yaratıyor..
Böyle bir “Proje“ varmı yokmu olayını tartışmıyorum..
Böyle bir proje olabilir.
Güney Kürdistan Yönetimi “Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek“ amacıyla böyle bir “projeye“ yatmış olabilir.
Bu konuda dünya Kürdlerinin desteğine ihtiyaç duyabilirler.
Bunun için adı konularak bir toplantıda yapılabilinir.
Niçin olmasın?
Zaten toplantıya katılacak Kürdlerin ezici çoğunluğu “PKK'nin silah bırakmasından yana olacak“ ve hatta “PKK'nin silahla Kürd davasına değil, Kürd düşmanlarına hizmet ettiğini“ de söyleyecekler.
Sorun burada değil.
Sorun neden Türk devleti bu silah bırakma işine Güney Kürdleri alet ediyor?.
Apo onların elinde yada onlarla birliktedir. Apo'nun Kürdler için istediği ve istemediği her şey ortadır.
Bu silahları bırakma meselesinde Apo çağrı yapmalıdır. Apo'nun bugüne kadar yaptığı tüm çağrılar pratiğe aktarıldı..Belki bazı insanlar Apo'nun çağrısına uymaz, ama bu çağrıyı “Ulusal Emir“ olarak kabul edecek çok kişi olacak. Birleşik Kürdistan talebinden, Türkiye devleti içinde birey haklarına kadar düşürülen talepleri sözkonusu. Kimseden de buna karşı ciddi bir ses çıkmadı.
Türk devletinin PKK'iyi silahsızlandırma diye bir sorunu yok.. Aksine sürekli bir şekilde kontrol ettiği ve “kontrolu bir savaşı“ yürütüğünden dolayı halinde memnundur. Türklerin işinede geliyor.Savaş ekonomileri yürüyor.Türk devleti istmiş olsaydı bu “konrolu savaşı“ çoktan bitirirdi.
Süreci takip eden herkes bu gerçeği biliyor.
Ama, Türk devletinin amacı farklı.. Güney Kürdlerinin dünya Kürdleri içindeki itibarını kırmak istiyor. Eğer bugün PKK Güney Kürdistan'a saldırırsa, PKK Kürdler içinde izole olur. Yok eğer “Türklerle bir proje“ neticesinde bir savaş gündeme gelirse, Türkler amaçlarına erişecekler. Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri PKK'ye gereken desteklerini sunacaklar. Kürdler arasındaki bir savaş, Kürdlerin tüm umutlarını onlarca yıl daha tarihe gömecek...
Türk devleti bu son 6 yıl boyunca Irak Araplarını ve Türkmenleri Kürd düşmanlığı temelinde örgütledi ve harekete geçirdi. Irak Arapları ile yaşanan tüm temel sorunların bir yerinde de Türk devleti var. Şimdi ise Kürdlerin hamiliğini üsteleniyor.
Şimdi ise Türk devleti Güney Kürdistan güçlerinin bazı açmazlarını da kullanarak bir Kürd iç savaşını çıkarmak istiyor.
Hâlâ top Kürdlerin sahasındadır.. Türklerin kirli planlarını boşa çıkarmak bizim elimizdedir..
Güney Kürdlerinin “Türk Planı“nı doğru bir şekilde okuyup, gereken tedbirleri alacaklarını umut ediyorum..
Silav