„Benim oy hakkim olsaydi, Kürdistan Listesine oy verirdim“
Gecenlerde Dogu Kürdistanli bir yurtseverin, Güney Kürdistan’da cikan Kurdistani Niwê’ye verdigi bir mesajda: „Benim oy hakkim olsaydi, Kürdistan Listesine oy verirdim“ diyor..Bende ayni kanidayim.. Cünkü, Güney Kürdistan’da Kürdlerin elde ettikleri tüm kazanimlarin biricik garantisi ve savuncusu Kürdistan Listesidir..Bu bir realite ve yilarin tecrubesi neticesinde ortaya cikan bir veridir.Kürdistan halkinin tüm berleskenleri olan, Kürdler, Türkmenler, Asuriler, Keldaniler, Suryanilar gibi etnik gruplar ve Kürdistan’in tüm dinsel gruplari bu Liste cevresinde toplanmis durumdalar.Gecmiste Kürdistanlilar, Kürdistan Ittifaki Listesi cevresinde kilitlenerek, Federal Irak Parlamentosuna 77 milletvekili gönderip, Siilerden sonra ikinci güc olarak temsil edildiler.Bu Parlamento’ya gönderilen güc sayesinde Mam Celal, Irak Devletinin Saddam sonrasi ilk Cumhurbaskani oldu... Beyaz Saray’da Kürdce konustu.. Birlesmis Milletleri olusturan devletlerin Baskan ve Basbakanlarina „size Kürdistan halkinin selamlarini getirdim“ diyerek Kürdlere yönelik olusturulan tüm tabulari tuzla buz etti..Kürdistan Baskani Kek Mesud, Beyaz Saraya „Kürdistan Baskani olarak“ davet edildi ve George Bush kendisine „Baskan“ olarak hitap etti... Kürdistan baskani olarak Kek Mesud’un yaptigi ziyaretler, Kürdistani bir siyasal aktor olarak uluslararasi siyasal arenaya sokmasi „tarihsel bir olaydi“(Celal Talabani).. Kürdistan Baskani’nin Papa Benedick’le yaptigi görüsme ve Isa’nin resminin nakisedildigi kilimi kendisine hediye etmesi, Ortadogu dinsel fanatizminin kapkaranlik dunyasi ortasinda yükselen yeni Med günesiydi..Vicdani olan herkes, Kek Mesud’un bu jestinin ne anlama geldigini cok bir sekilde okudu ve Kürdlerin uygarliga, toleransa ve barisa mi yoksa karanliga mi yönünü cevirdigini gördü..Mevcut olan Federal Irak Anayasa’siyla Güney Kürdleri ciddi kazanimlar elde ettiler. Bunlardan en önmelilerini shöyle siralayabiliriz: federal yapi, Kürdistan Pesmergelerinin Kürdistan Savunma gücleri olarak Anayasal bir zemine kavusmasi, Kerkük ve diger Kürdistan‘in isgal edilen bölgelerinin geleceginin Anayasal bir boyuta tasirilarak, 2007 yilinin sonuna kadar cözümlenmesi, Kürdcenin Arapca ile birlikte resmi dil olmasi, yeralti ve yer üstü zenginliklerin paylasilmasi, Dis Elciliklerde Kürdistan Bürolarinin kurulmasi vb..vb...Bunlarin hepsi, Kürdistan halkinin asirlardan beri ugruna milyonlarca shehid verdigi ideallerdi.. Sadece Güney Kürdleri son 25 yil icinde bu ugurda 200,000 shehid verdi.. Anfallere ve kimyasal silahlara hedef oldu, asrin en büyük göcüne tanik oldular..Bu kazanimlar, Kürd halkinin hedefledigi amaclarinin kücük bir parcasidir. Ama yok edilmekle karsi karsiya kalan Kürdler icin büyük kazanimlardir.. Bu kazanimlari korumak, oturtmak , derinlestirmek ve daha sonra sicrama tahtasi haline getirmek önümüzde duran görevdir.. Bugün, bölgesel ve uluslararasi kosullar bizi bu haklarla sinirladi.. Dünyanin super gücü ABD, Kürdlerin önüne böyle bir harita koydu... Kürdistan Siyasal önderligi, mevcut dünya kosullarini, bölgesel ve uluslararasi faktörleri, dost ve düsman güclerin durumunu cok ciddi bir analize tabi tutarak, bugün Araplarla federal bir yapi icinde birlikte kalmayi „tercih“ etti. Bu kararin alinmasi pek kolay olmadi.. Bir taraftan Rusya ve Bazi Bati Avrupa ülkelerince desteklenen Kürd halkinin düsmanlari olan Islam ve Arap güclerinin ortak cephesi tarafindan dört bir yandan kusatilan Kürdistan ve ABD’nin sartli destegi, diger yandan, bagimsizlik istemiyle ortaya cikan Kürdistan halki ortaminda karar vermek zor bir olaydi.Bu reel durum, cok kaygan bir zeminde olup ve yarin degisebilir bir ortama kayarak Kürdistan halkinin asirlardir hayal ettigi ruyalarinin önünüde acabilir.Ama, süreci ciddi bir sekilde okumak gerekir. Yarin, biz Kuzeyli Kürdlerin pek hosuna gitmeyebilecek yeni bölgesel iliskilerde gündeme gelebilir.. Örnegin Güney Kürdistan ve Türkiye iliskileri...Cünkü, Güney Kürdistan’da ortaya cikan Federal Kürdistan Devleti, Kürdistani isgal eden tüm gücleri, ortaya cikan ABD’nin himaye ettigi, de facto durumundan Anayasal bir boyutta tasinan yapilamayi, yeniden okumaya ve iliski ve politikalarini yeniden tespit etmeye götürüyor.. Güney Kürdleri de, kendilerini yeniden tanimlamak süreciyle karsi karsiyadirlar.. Cünkü, onlarda artik bir siyasal parti yada olusum gibi hareket edemezler.. Federal bir devlet olarak, kendi cikarlarini savunmak ve korumak icin iliskiler gelistirecekler.. Zaten bu iliskilerin ekonomik ve ticari temelleri coktan atilmis, acik siyasal bir tutum eksikti... Bu yönde de acilimlar var.. Ama hamaset siyaseti, Ortadogu‘nun „aile icinde“ rutinlesmis bir gelenegidir.. Israil’le gizli iliski kurarlar, ABD’ye dayali olarak siyasal yasamlarini sürerler, ama kendi halklarina karsi ise baska bir dil kullanirlar... Bundan dolayi, hep riyakar, iki yüzlü Janus gibi cok farli bir tablo cizerler..Simdi, Güney Kürdistanlilar olusturduklari, Kürdistan Ittifaki Listesi vasitasiyla, Irak Parlamentosunda gecmiste sahip olduklari güclerine yakin bir pozisyonda temsil edilmek istemektedirler.. Ama bu secimlerde, Güney Kürdistanlilarin daha önceki secimlerde elde ettikleri 77 milletvekilini yakalama imkânlari yok.. Cünkü Sünniler cok yogun bir sekilde secimlere katiliyorlar.. Bundan dolayi, hem Kürdlerin ve hemde Siilerin bu secimlerde oy oranlari düsecek... Ama, Siiler yine birinci liste olacak ve Parlamento’da en büyük parlamenter grubunu olusturacaklar.. Kürdlerin ikinci grubu olusturma imkanlari var.. Eger Kürdistan halkini ciddi bir sekilde secimlere kanalize ederlerse, bunu basarabilirler.. Cünkü, Sünniler secimlere yogun bir sekilde katilmalarina ragmen, farkli listeler altinda secimlere katiliyorlar..Kürdistan Ittifaki Listesi, Kürdistan halkinin bir kesimi tarafindan ciddi elestirilerle karsi karsiyalar.. Bu elestirilerden en önemlilerinden bazilarini siralamak gerekirse: Var olan Kürdistan Hükümetinin iki idaresinin hâlâ simdiye kadar birlestirilmemesi, idari yolsuzluklar, adeletsizlikler, su ve elektrik sorunlari, kayirmacilik, atanmalar yoluyla milletvekili adaylarinin tespit edilmesi, Anayasa’ya Kürdlerin Kendi Kaderini Tayin Hakkinin konulmamasi gibi hakli elestiriler söz konusudur.. Bu secim propagandalarinda hem Mam Celal ve hemde Kek Mesud yaptiklari aciklamalarda, „eksik“ ve „kusurlardan“ söz ediyor, „yolsuzluklara“ dikkat cekiyorlar..Ayrica Kürdistan halkinin bir kesimi „yönünü Bagdat’ta degil, Avrupa’ya cevirmes“ durumdadir... Onlara göre „Bagdat Parlamentosuna oy vermek, kendi eliyle kendi hapishanesini yapmak“ gibidir..Bundan dolayi bu kesimler ya secimlere gitmek istemiyor yada hâlâ kararsizlik icindeler.Sonuc olarak, Kürdistan Ittifaki Listesi’ni cok cetin bir görev bekliyor.. 10 gün icinde Kürdistan halkini motife etmek, secimlere seferber etmek gerekiyor.. Cünkü, secimlerden sonra Anayasa’yi tamamlayacak 50 civarinda yasanin cikarilmasi gerekir... Secimlerden sonra ilk dört ay icinde Anayasa’da bazi degisiklikler yapilacak.. Federasyon, gelir kaynaklarin yönetimi ve bölüsülmesi, Irak kimliginin tanimlanmasi vb.. vb.. Secimlerde önce Sünnileri secimlere katmak icin bazi sözler verildi.. Bu söz konusu olan hususlar Kürd halkini ve kazanimlarini dogrudan ilgilendiriyorlar.. Tüm bu etmenlerden dolayi Kürdlerin cok güclü bir sekilde secimlere katilmalari ve Kürdistan Ittifaki Listesine oy vermesi gerekir.. Kürdistan Ittifaki Listesinin sözcüsü Kosret Resul Ali’nin dedigi gibi „15 Araligi Kürdistan halkinin karnavali“ yapalim..Yine tekrar ediyorum„Benim oy hakkim olsaydi, Kürdistan Listesine oy verirdim“ ve bende bu karnavala katilirdim....03.12.05