Ana içeriğe atla

ATESKES SAGLANDI-3

Devletin belirleyici makamlarinda bulunanlar istikrarsizligi ranta dönüstürerek savasi siddetle yürüttüler.Kürt'ler için tam bir ulusal hak talebinin budanmasini saymazsak sonun baslangicina tekrar gelindi. Kürt cephesinde hafizalara kazinmasi gereken barbarliklar bir çift söze kanma biçiminde, birileri tarafindan unuturma çabasi ile halkimiza empoze edilerek günümüz küzey kürdistan'da siyaset modasi haline getirildi. Baslangiç itibariyle Ulusal devletlesme için patlayan fisekler, sonuç baglaminda yerini demokratik taleplere terk ederek çitanin asaglara çekilmesi herkesin kafasinda soru isareti olmaya devam etti. Bu siyasi bir yenilgidir, demokratik bir ortamla beraber bu meseleler konusulacaktir. Linç cumhuriyetin kürtlere ödettigi bedelin karsiligi agirdir. Dünün kelle avcilarinin baskomutanlari geçmislerinden pismanlik getirerek utangaççada olsa barisçil sözlerle insafa gelmis görünmelerine karsi degiliz, katil baslarimiza sasiran türk aydinlarina'da.Türk isgal tarihi türk olmayanlar için kâbus ve bilinci yerinde olan her kürd ferdi için bir sok niteligindedir. Dahada sasirtici olani ise türk isgal sisteminin kuzey kürdistan sahsinda 21. asra tasirilmasidir.Türk aydinlari için sasirtici bulunan dünün sömürge valilerinin açiklamalari, yarin zitina dönüstügünde, ayni aydinlar sadece bir cümle ile gene sasirtici bularak içinde çikacaklar, ancak kürtler adina konusanlar için o kadar kolay olmayacaktir. Kürtler ulusal kurtulus için siyaset yapmalidirlar, sömürgeci sistemin partilerine ve onlari iyi gösterenlere asla inanmamalidirlar. Demirel, Ecevit, Ciller, Erdogan ve türevleri her dönem olacaklardir. AKP, iktidarini kürtlerin oyu ile garantiledikten sonra yasanan katliamlarla ilgili tutumu yeterince açiklayicidir. Kürt milleti, TC ve partilerinin deneme kulvarina dönüsmesine müdahale etmeliyiz. Simdi deneme sirasi Mehmet Agar'dadir. Bazilari türk sömürgecilgin basamagi olmaya alismis olabilir ama kürtlerin özgürlük mücadelesini lekeleme hakkina sahip olmadiginida bilmelidir. AB yetkilileri kürt'leri dünyanin en büyük devletsiz ulusu olarak tanimlayip çözümü dayatiyor, Kürt'ler adina siyaset yapanlar, uluslararasilasan bu meseleyi dilencilik derekesine düsürerek halkimiza zarar veriyorlar. Bin operasiyonun aktörlerinden Mehmet Agar silahlarin susmasini olumlu bulmus diye bir açiklama yapiyor; bizim bazi kürt aydinlari birinci sira memuru gibi hemen ortaya firliyorlar; "M.Agar çok güzel konustu, Agar degisti" diyor, bir digeri "süper degisti ve sasirti diyor", bir baskasi nerdeyse DYP'ye kaydini yaptiracak kadar kendinden geçiyor. Binlerce kürdün öldürülmesini ortak planlayanlardan, sayin çete lideri genelkurmay baskani Yasar Büyükanit, diger ortagi Agar ve ekibine ihtiyaci kalmamis olmasi Agar'i farkli alternatiflere sürükleyebilir. Kirli isler bazinda birbirlerine gebe olan bu çete liderleri birbirlerinin kirli çamasirlarini gizlemeleri danisikli dögüs degilse, bir araya veya karsi karsiya getiren iktidar ve çikar çatismasinin baslangici olarak görülmelidir.Türkiye'de iktidar olan Büyükanit, karsitlarini tasfiye etmekten vazgeçmeyecektir. Jitemin kurucularindan Cem Ersever ve benzerlerinin akibeti biliniyor.Kürt aydin ve siyasetçileri tarihsel hafizaya uygun davranma agirligi ve sorumluluguyla hareket etmelidirler. Düsünüyorumda, acaba Mehmet Agar'in parlamentoda yüz milletvekili olsaydi PKK'yi sivil siyasete davet edermiydi? Sömürgeci vali Hayri Kozakçioglu, devletin önemli bir makaminda olsaydi Federasiyon'dan söz edermiydi? Savunmasiz kürtlere kan kusturan ve TC'nin en yüksek,yetkili ve etkili makamlarinda bulunduklari zaman hertürlü güç ve yetkiye sahipken savas, devlet nezdinde bir kiymetleri kalmayinca ve siradanlastiktan sonra barissever görünmeleri nasil inandirici olacak? Cumhurbaskani sayin Turgut Özal, TC'nin tepesindeiken kürt sorunun çözümüne iliskin, ateskese hazirlanmasi önemliydi ve hayatina mal oldu. 1 Ekim 2006 ateskesi geçmis dönemlerin ateskesinden farki, Ulusal istemlerin daha'da asagi çekilmesi açisindan dikkat çekicidir ve kürtlere örülen tuzak benzesmesinden dolayi kisaca deginelim.17 mart 1993 ilk ateskes yapildi. O dönem Turgut Özal tarafindan gazeteci Cengiz Candar ve bugün Federal Irak ve Kürdistan Cumhurbaskan'i olan sayin Celal TALABANI üzerinde gerekli mesaj verilmisti. Sayin Talabani'nin Öcalan'i Sam'daki evinde ziyareti ve yogun basin yayinin ilgisiyle birlikte söz konusu ateskes yürürlüge girmistiSayin Özal, tc'nin inkar, katliam tarihinin devamiyla kürt sorunun çözülemeyecegini anlamisti. Özal,in cesaretli girisimiyle birlikte ateskesi savunanlarla karsi çikanlar olarak devlette belirleyici iki egilim olusmustu. Bu iki egilimden çeteciligi, siyasal ve ekonomik istikrarsizligi temsil eden savas yanlilari galip gelerek Özal ve ekibini bosa çikarmislardi. O dönem türk aydini sifatiyla pkk'nin içine sizdirilan Yalçin Küçük, Özal'i kast ederek; "Türkiye'nin bir pkk mücadelesine ihtiyaç duydugunu göremedi" diyerek,aydinlik Zindan kitabinda dile getiriyordu. Y.Küçük'e göre türkiye'nin ihtiyaç duydugu bir mücadeleye Turgut Özal'in barisçil çözüm arayislari devletin geleneksel kürt politikasinda bir sapma idi. Y.Küçük, Semdin Sakik'in gafil avlanma sevincini; Öcalan'in partiye mükemmel hükmetmesi biçiminde maskeleyerek anlatmasi bazi akillilarin hosuna gidiyordu. Devletin ikinci bir kesif kolu gibi örgüte dalisi hepimizi rahatsiz etmisti. Bu tuhafligi sordugumuzda; "heval baskan biliyor, onu kullaniyoruz" diyerek kesip atiyorlardi. Kürt politikaci, yazar ve gazeteci sayin Yasar KAYA, Yalçin Küçük'ün, pkk içine dalisini devlet konseptli planin bir parçasi oldugunu özgür politika gazetesinde kasim 1998'de ve sonrasinda defalarca anlatmisti. Ateskes yanlilari savasta israr edenlere yenik düsmüstü. 17 mart 1993 ateskesin ömrü fazla uzun sürmemisti. Kimin eli kimin cebinde oldugu belli olmayan ortadogu çemberinde, sömürgeci devletlerarasi tarihsel çeliskilerden faydalanmak için bagimsiz bir toprak parçasinda onlara ragmen güç olmayi gerektiriyordu. Aleyhimizde olan bu kosullarda yapilan ateskeslerin basari sansi, kollektif üretilmeyen bir siyasetle birlesince sifirlaniyordu. Saldiri ve operasiyonlara araliksiz devam eden TC ordusu her türlü provoksiyonu gûndemlestiriyordu. 33 askerin öldürülmesiyle söz konusu süreç sona ermisti. Her iki tarafinda hedefi haline gelen dönemin ARGK komutanlarindan, Semdin Sakik, kirli oyun ve anlayislarin bir kurbani olarak agir bir ihanete ugrayinca, ihanetle cevap vermisti. Sonuçla sebepleri izah eden mantigin faturasi agir oldu. Semdin'in su anki olumsuz konumu bir sonuçtur, yeni sonuçlarin yasanmasini engellemenin tek yolu sebepleri yaratan sartlarin ortadan kaldirilmasidir. Ciddi bir gerilla hareketi kendisine bir dönem komutanlik yapmis kisi hakkinda isgalcileriyle ayni dili ve yaklasimi sergilemesi, sömürgeciligin bir kazanimi olarak yenilgihanemize yazilmistir.Yillarca karsilikli ama KÜRDISTAN cografyasinda ve ayni siddetle asla türk metropollerine tasirilmayan savasin, temel ulusal taleplerden siradan taleplere ateskeslerle gelinmesi ise ayri bir muama olmaya devam etti. Ikinci ateskes'in baslamasida birincisinin baslangicina benzedi ve 1 Ekim 2006 ateskesine benzerligi ise simdilik yaklasan seçimlerdir. 15 aralik 1995'te kürt aydinlari ve bazi türk ayndinlarin bu yönlü talepleri mevcuttu. 24 aralik 1995 seçimleride yaklasiyordu. Avrupa Parlamentosu'nun kürt sorununda taraflarin karsilikli görüsmelerini talep eden karari etkili olmustu. Bu öneriye yanit olarak tek tarafli ateskes ilan edildi. Seçim öncesiyle'de iliskili olan bu ateskes süreci Mesut Yilmaz baskanligindaki Anayol hükümeti dönemi 1996 'da iki türk temsilcinin ve pkk temsilcisi A. C'nin katildigi Köln 1996 Nisan toplantisiyla sonuçlanmisti.Sonrasi dönem, M.Yilmaz'in danismanlarindan Alev Alatli'nin Öcalan'la görüsme istegi'de biliniyordu. Ondan sonraki dönemin aracisi Ilknur Cevik olarak devam etti. Ayrica Nisan 1997 sonunda Genelkurmay'a bagli çevik bir'in ekibi olarak bilinen iki subayin ve ARGK sifatiyla temsil edilen kisiyle Avrupa'da görüsmesi olmustu. Üçüncü ateskese götüren bu görüsme'nin perde arkasi'da vardi. Sonuç olarak kürt milleti yeni oyun ve tezgahlarla karsi karsiyadir. Dünya baskentlerinde, kürt ulusal kaderinin kendisi tarafindan belirleme prensibine karsi çikilmamasina ragmen türk isgali devam ediyorsa sorun kürt örgütlerindedir. Kuzey'li örgütler, Güney Bati Kürdistan örgütleri gibi ortak bir ulusal deklerasiyonla AB ve ABD ile kalici, saglikli bir iliski gelistirmelidirler. Ulusal birlik vizyonu olusturulmalidir. Ortak bir ulusal insiyatifin olusturulmasini becermeyenlere ulusal kurtulus örgütü, lideri muamelesi yapilamaz. [email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.