Ana içeriğe atla

Artık Irak Diye Bir Devlet Yok, Bağımsız Kurdistan Emin Adımlarla

Sunni ve zoraki bir şekilde kurulan Irak devleti tarihsel miadının bittiği son günlerine yaklaşıyor. Irak, İnglizlerin Petrolden dolayı zorla yapay bir şekilde kurduğu ekletik devlet olarak miadını bittirdi. Son günlerde gerek Bağdat, Ürdün ve Ortadoğuda başlatılan yoğun diplomatik toplantılar, Şii ve Sunniler arasındaki 1500 yıllık tarihsel çelişki ve çatışmalara bir çözüm getirebilecek konumdan oldukça uzaktır. Irak’ ın orta bölgelerinde Şii ve Sunniler arasındaki yoğunlaşan çatışmaları Irak boyutu ile değerlendirmek eksik kalacaktır.  Suriye dışişleri bakanın Irak’ a gitmesi, ardından Mam Celal’ ın İran seferi, Ürdün’ de yapılan toplantıya ABD Başkanı Bush’ ın, Suudi Arabistan, Mısır, Kuweyt’ ın dışında Irak başbakanı Maliki, Şii ve Sunni temsilcillerin katılması, hızlı bir şekilde bölünmeye giden Irak’ ın birliğinin korunması yolundaki son önemli toplantılarından biri olarak tarihe geçebilir. Kurdistan devlet başkanı Sayın Mesud Barzani’ nın Bağdat’ ta gitmesi, adı geçen toplantı ile bağlantılı bir gelişmedir.  Her ne kadar Ürdündeki toplantıya Kürt’ lerden temsilci katılmaması, Kürt aleyhine yeni bir gelişme olarak görülse bile, aslında bunun böyle olmadığı önümüzdeki süreçte net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Irak’ta Sunii ve Şii’ lerin iktidar savaşında başarılı çıkması, Şii ateşini Suudi Arabistan’ dan Pakistan’ a kadar uzanan bir bölgeyi de ateşleyecektır. Ürdünde yapılan toplantı bir yanda Şii’ lerin iktidar alanını sınırlamak diğer yanda Irak birliğinin sağlanılmasıdır. İçinde Iran’ ında bulunabileceği bölgesel çatışmayı Irak’ la sınırlı tutabilmek için Ürdün toplantısı düzenlenmiştır. Suudi Arabistan, Yemen, Katar, Kuweyt, Pakistan....vs ülkelerde de önemli oranda Şii nufusu bulunmaktadır. Toplantı başarıya ulaşabilir mi soruna net bir yanıt verilmezse de gelişmeler bunun başarıya ulaşamıyacağı yönündedir. Irak’ ta Şii ve Sunii arapların çatışmalarını durdurmak için Şii ve Sunii temsilcilerin katıldığı Mekke toplantısında, bir anlaşma çıkmasına rağmen, tarafların verdikleri imzanın mürekebi kurumadan çatışmalar daha şiddetli bir şekilde geniş bir alana yayıldı.  1500 yıldır bastırılan Şiiler için iktidarlarını kurma ve kutsal mekanların ( Kerbela, Necef, Kufe..vs )   denetimini ele alma imkanlarını kaçırma gibi bir lüksleri olmayacaktır. Bu savaş, Irak’taki Şii ve Sunnilerin savaşı olmayıp Iran, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün...vs ülklerin savaşıdır. Bu savaş, Irak’ ta tarafların üzerinde anlaştığı ( Kürtlerin referandumda red edip % 98 oranında bağımsız kurdistan istediği Irak genel seçimleri ) Federasyonun da rafa kaldırılmasıdır.  Irak’ ta Federasyon uygulamaya geçmeden ölmüştür.  Irak sembolik olarak yaşayabilmesi için bir imkan vardır o da Konfederasyondur. Tarafların üzerinde anlaşacağı Konfederasyon aslında, tarafların ayrılmak ve kendi bağımsız devletlerini kurmak için girişecekleri bir manevra olacaktır. Sunni devletlerin Şii devletine karşı çıkmaları yada Türkiye, Iran, Suriye ve diğer Arap devletlerinin Bağımsız Kurdistan devletine karşı çıkmaları bir handikap olarak görülse bile Irak ve uluslar arasındaki gelişmeler de facto olarak Irak’ ta 3 devletin yada çok gevşek bağlarla sembollik olarak Bağdat’ ın başkent olacağı bir Konfederasyon kurulacaktır. Taraflar bu denli derinleşip gelişen çatışmalardan sonra, birlikte yaşayamacakları ortadadır. Kurdistan devlet başkanın Bağdat’ ta gitmesi aslında Kürtleri de bu girdaba çekmek için girişilen bir manevradır. Pêşmergelerin Bağdat’ ta güvenliği sağlaması büyük bir tuzaktır. Kürt liderlerin ABD, Şii ve Sunnilerden gelen bu talebe soğuk yaklaşması olumlu bir gelişmedir.   Evet Irak bölünmüştür ve Bağımsız Kurdistan devletinin adımları atılmıştır. Çatışmaların ilk başladığı günlerde yazdığım makalelerde, Şii-Sunii çatışmasının derinleşip yaygınlaşması bağımsız Kurdistan devletinin ilk adımı olacağını belirtim. Bu öngörülerimin doğru çıkması beni son derece mutlu etti. Uluslararası alanda büyük güçlerin, Ortadoğuya ilişkin yeniden bir planlamaya giderken Kurdistanın geçici başkenti Hewlêr’ de konsolosluk açma yarışının başlaması kendiliğinden ve tesadüfi bir gelişme değildir. Kurdistan’ da açılan her konsolosluk yarının büyükelçilik denemesinin ilk adımlarıdır. Kurdistan Devlet başkanın Bağdat’a davet edilmesi, ABD Büyükelçisi Halilzad’ın hazır bulunduğu toplantıda Kürt, Şii ve Sunii’ ler arasında Irak’ ı kurtarma toplantılarının yapılması, genel gidişatı değiştirmeyecektir. Irak fiilen 3 bağımsız devlete dönüşmüştur ve Merkezi  Bağdat Hükümetin hiç bir bölge üzerinde fonksiyonel bir konumu yoktur. Şii, Sunni ve Kürt’ ler de Irak’ ın hızla çözülüşe gittiğinin farkında oldukları için sınır ve iktidarlarını genişletme mücadelesini vermektedirler. Esas sorun sınırlar sorunudur ve şuandaki çatışmaların bir boyutuda bu kapsamdadır. Sunii Araplar bir yandan Şii Araplarla iktidar çatışması içersinde iken diğer tarafta Musuldan Xaneqîn’ e kadar Kürtlere karşı bir yıldırma terörünü başlatması tesadüfi bir şey değildir. Kurdistan’ ın güneyindeki yönetimin, Amade baş dedikleri her türlü duruma göre hazırlık içersinde olmaları ve özellikle Musul ve çevresinde Kürt halkına karşı girişilen terör olaylarına sessiz durmamaları gerekir.  Kurdistan’ ın kuzeyindeki Kürtler, Kurdistan’ ın güneyine bakıp kendi kendilerini tatmin etme siyasetinden vazgeçmeleri, rüyadan uyanmalarınin zamanı, bir hayli geçiyor. Kurdistanin Kuzeyindeki politik yapılanma, aydın ve bir takım menfeat çevrelerinin ( Güneydeki politik yapılanmaya sırtlarını yaslayıp palazlananlar ) bir şeyi açık ve net bir şekilde görmeleri gerekir ki Kurdistanın güneyi değişen uluslararası koşullar ile birlikte hızlı adımlarla bağımsızlığa gittiği ve bunun Kurdistan’ ın kuzeyine yansımasının ne olacağı konusunda kafa yormaları gerekirtiği kanaatindeyim. Bırakın Musul’ u, Musul daha düne kadar uluslararası alanda Kurdistan toprakları sayılıyordu, Tikrit ve Bağdat ve daha aşağıları bir zamanlar Guti topraklarıydı. Kurdistan’ ın güneyindeki politik yapılanmanın önündeki en büyük görev yeni döneme göre hazırlık içersinde olmaları gerekir ve bu Kurdistan’ ın güneyinde yüksek sesle tartışılmaya başlanıldı.Güney iktidarı  muhtemel sınır çatışmalarına hazırlıklı olacaklardır. Şans her zaman kapıyı iki kere çalmaz. İç ve uluslararası koşullar Güney Kurdistan’ ın lehinedir. ABD ve 2008 yılında Beyaz Sarayda iktidar olacak olan Demokratların politikaları 3’ e bölünmüş ve gevşek merkezi bir yapılanmadan yana ve Kurdistan’ ın güneyinde modern donamınlı üsler kurup, askelerini Irak’ tan çekmekdir. Kuzeyli aydın ve politik yapılanmaların esas olarak üzerinde düşünmesi gereken, yeni dönem ortadoğu politikaları ve Kurdistan’ ın güneyinde kurulucak bir Kürt devletine karşılık, Türkiye ve Kuzey Kurdistan’ a yansıması ne olacaktır.....bu hengame içersinde T.C nasıl razı edilecek ve Kurdistan’ ın kuzeyi nasıl etkilenecektir...bizim birazda kafa yormamız gereken temel sorunda budur....T.C, Güney Kurdistan’a saldıracak fobisi bir tarafa atılmalıdır.[email protected]

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.