Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 27 July 2011

bu bir deneme notudur
adi uzerinde "deneme" demek bol miktarda spekulatif dusunce iceriyor demektir.
spekulatif dusuncenin yanlisi, eksigi cok olur
ancak bilimde de bilim disindada bazi can damarlari spekulatif dusunceyle desteklenmis sistematik cabalarla bulunur.

once yaziyi yanlis yollara cekilmesini engelleyecek onlem notlarini yazayim-

1-burda sozunu ettigim ekoljik model in Ocalan in uydurma "ekolojik toplum" apartmasi ile yakindan uzaktan lakasi yok.

2- burda ekolji mevzusu sadece bizi ilgilendirem sosyo-ekonomik dunyayai anlamaya yonelik bir model olarak kullanildi. ekolojiyi anlamaya cabalayan bilimsel faliyetlerle kullanilan YONTEM i
sosyo ekonomik , siyasi surecleri kavrama da, bizi guvenilir ongoruler yapabilecek duruma tasiyabilecek bir yontem bulma cabasidir

3- sanirim baska bir disiplinden yontem-model aktarmanin faydali olabilecegini gostermek icin
biyoloji de (daha dogrusu fizyolji ve tip alaninda) de Nobel odulu almis
danimarkalai Niels K Jerne kendi ifadesi ile acikladigi bir yolu sizelere aktarmak iyi olacak (meraklisi detayi orjinal dokumentten okuyabilir)
http://nobelprize.org/nobel_prizes/medicine/laureates/1984/jerne-lectur…
kisaca Noam Chomsky nin meshur "generative Grammer " hiptezini biyoljiye (immun sstemleri anlamaya) tasiyan Niels K Jerne nin yontemini ben de meslegim olan ekolojideki yontemleri siyasi socio ekonmik dinamileri anlamak icin onerecegim

insanlarin dogal halleri ile ekosistemler icinde yer aldigi
ve burdaki dogal yasalarin bir olcude parcasi oldugunu soylemek mumkun.
-bir olcude- ibaresi insanin doga ile olan iliskilerini doganin belirleyici kurallarinin bir hayli disina tasimis olmasi faktorunu dikkate almak icin kullandim.

aslinda insanin ekolojinin bir figuru olmasini da bir yana koyabiliriz.
sadece siyasi sosyo ekonomik karmasanin en fazla ekolojik karmasaya benzemesi uzerinden hareket etmek de mumkun.

eger siyasi, sosyo ekonomik dunyayi bir ekosistem gibi algilamaya baslarsak
ekolojide basvurulan bazi yontemleri bu alanda da kullanmak mumkun olabilir
ben sadece bir tanesine ve cok basitletirerek deginecegim

gunes enerjisinin fotosentez ile biyokutleye donusturen
(daha dogru bicimde gunes enerjisinin kimyasal enerjiye onun da organik maddeye donusmesi)
hayati etkileyen besin zinciri ve diger sureclerin (CO2 atmosferden alma, oksijen uretme vs gibi)
baslangici sayabilecegimiz birincil uretim faliyetleri
bir suru faktore baglidir
ancak bunu
basitlestirmek icin
bu uretimi SINIRLAYAN biricil sebep hep oteki faktrlerden once bulunmaya cabalanir
basit bir yol-
Liebling in "limiting nutrient" (sinirlayici besin) hipotezi burda devreye girer,
once terrestrial biyolji vs bu meseleyle ugrasti son 15-20 yildir da okyanuslarda deniz bilimciler CO2 meselesini besin zincirlerini Carbon cevrimini iklim problemini anlamak icin bu meselyle hasir nesir olmaktalar.

o kadar karman corman ekositemlerde, ilave olarak cansiz yasamin da yer aldigi biojeokimyasal surecleri indire indire
bir tek element in penceresinden "limiting element" anlamaya cabalayan bir yontem.

sanirim biyolji ekoloji kafa utulemesini burda birakabiliriz
cunku onerdigim yontemi yeterince acik ettim.

siyasi-sosyo ekonomik sureclerin
ekosistem veya biojeokimyasal sureclerden karmasik oldugun idda eden olabilir mi bilmiyorum.
ben boyle olabilecegini hic sanmiyrum
birincisi den sayisi miyona vuran degisik turun bir biri ile yasam mucadelesi verdigi
buna ilavetten de cansiz dunyanin bin bir cesit mekanizmasinin da bu karmasayi iyice renklendirdigi
bir dunya
buyuk oranda insanin belirledigi siyasi sosyo ekonomik dunya dan daha az karmasik olamaz.

o halde
nedir bizim anlamay cabaldigimiz dinamiklerin en belirgin sinirlayici faktoru.
bunu bulup oteki faktorlerden zaman ve mekan kosullarini da aklida tutarak ayirabilirsek
bir onceki dinamikler -yeni dinamikler ve bunlari yakalama cabasinda one cikabiliriz.

nedir kurd sorununda limiting faktor?
sinirlayi faktir
veya kontrol faktor?
tek faktor!
yok oyle F Kurd un cok makul bicimde, akla yakin bicime, ileri surdugu dinamikleri birbirinden ayiramayiz! tezinin kolayciligi (umarim FKurd beni yanlis anlamaz-yorumlari cok makul cok akilica ancak bu cercevenin disina cikabilir miyiz ona bakiyoruz, akla yakinlik bazen insani en fazla korelten sey olabilir)
belkide ayirabiliriz
belkide bir tek faktr digerlerinden belli bir zaman ve mekan cercevesinde one cikiyor
ekoloji de bu kanitlandi
buyrun beyin cimnastigine ve bence de ise yarayabilecek bir tartisma mevzusuna

hurmetler
HeK

dinamikler deniliyorda esasen burada PKK nin hinligi goz ardi edilmemeli ornegin her evden en az bir gerilla uygulamasi neticesinde, az once bahis konusu ettiginiz o bilmem ne dinamikleri boylelikle savasin kendiliginden tarafi olmus oldular diger Kurdistani orgutlerin savas yurutmeyislerinden oturu boylesi bir toplum dinamigiyle hasir nesir olmalari soz konusu olamadi kisaca bu PKK nin cimri davranmayip her turlu toplum dinamigine kolaylikla girdigi hususu lafzaldir - gorecelidir devinim yaratilmistir,  bunada kismi basari diyebilirmiyiz ben derimboser

merhaba simdi her hangi bir kurd genci neden PKK ye meyil eder? ve PKK bu genci hangi yontemlerle bunyesinde tutar? bu da kurd toplumunun yonlendiren bir DINAMIGI yakalamak la olur dinamik dedigin sey hosh iyi guzel olmak zorunda degil babadan tokat yiye yiye buyuyen, buna isyan etmeyip boyun egen biri kendisine bu bicimde davranan bir lider ariyor olabilir (sadece bir ornek olsun diye yaziyorum. bu is boyledir demek icin degil) yani her evden bir sehit yaratip butun mahalleyi pesine takmis olmak da bir dinamigin parcasi. insanlarin duyarliliklarini bulup bunlarin uzerine gitmis olmak insanlarin zayifliklarini farkedip bunu kullanmak hepsi tartistigimiz konuya dahil. benim amacim butun karmasikliktan en one cikan en belirleyici en kontrol edici dinamigin ne oldugunu, degisip degismedigini anlamak. kisa bir girisi yapayim baslangic asamasinda PKK kurdistan daki eylemsizlik esigini kirdi TC nin en kutsal kurumuna KARAKOLA buyuk olcekli saldiri yapti bunun etkisinin buyuk olmasi PKK nin kontrol edici bir seyi yakalamsi oldugunu gosteriyor simdi bir platodayiz bir asama sonrasini belirleyecek one cikan bir baska kontrol mekanizmasini iyi yakalayan (eger PKK olursa onumuzdeki sureci de o belirler), baskasi becerise onlar. once anlayalim da bu isi yaparken kizginliklarimizi elestirilerimizi de gecerken yapariz anlamak en onemli en oncelikli is hurmetler HeK

Toplumsal gelisimleri irdeleyen sosyal bilimlerin günümüze dek süren cikmazi, toplumsal sürecleri belirleyen olgulari (dinamikleri) öngören bir model  yaratamamasidir. Böylesi bir modeli üretebilmek icin, Hek'in de önerdigi gibi fen bilimlerinden modeller ve izah yöntemlerine zaman zaman basvurulmaktadir. Ancak karmasik sosyo-ekonomik gelisimin izahinda, daha dogrusu gelisimi belirleyen dinamiklerin önceden yakalanabilir olmasi yönünde fenbilimleri yöntemleri, Hek'in önerdigi ekolojik model dahi, iki sebepden dolayi yetersiz kalmakta: 1. Insanlarin ögrenme kabiliyeti. Yani insanlar  - mekan ve zaman olgusunu bir yana birakirsak - ayni olaylar karsisinda ayni davranisi göstermiyebiliyorlar. Gecmisteki tecrübeleri onlari  ( belki de yeni) cikarlari dogrultusunda ayri bir davranis bicimini sürükleyebiliyor ve farkli bir sonuc cikabiliyor. Insanlarin ögrenme kabiliyetini, düzeyini ve boyutunu öngörmek mümkün olmuyor. 2. Fenbilimleri modellerinin yakalayamadigi diger bir olgu ise F. Schiller'in su cümlesinde barinmakta: "In deiner Brust sind deine Schicksals Sterne" ( Kaderinin yildizlarini yüreginde tasiyorsun  ). Insanlar ortak cikarlari icin örgütlenme yetenegine, Schiller'e göre yürekliligine sahipler. Örgütlenmeler sonucu olarak karsimiza siyasi aktörler, gücler cikiyor. Ve bu gücler dogal gelisimlere müdahale ediyor, veya en azindan müdahale girisiminde bulunuyor ve dogal gelisimi bloke edebiliyorlar. Yani farkli boyutlardaki dinamiklerin iletisimi sonucu dogan beklenmedik  yeni toplumsal fenomenlerle karsi karsiya kaliyoruz.  Bundan dolayi tolumsal sürecleri belirleyen dinamikleri önceden tespit edebilmemiz veya yakalayabilmemiz icin ( Hek'in degimi ile "yeni dalgalari önceden görmek" icin) elimizde henüz ne sosyalbilimlerine nede fen bilimlerine ait bir model bulunmamakta . Bu anlamda eger toplumsal sürecleri belirlemek veya en azindan kendi cikarlarimiz dogrultusunda yön vermek istiyorsak elimizedeki tek olgu örgütlenmek. Bunun icinde, Schiller'in dedigi gibi yüreklilik gerek. Israrli, riskleri de göze alarak  toplumun icine dalmak ( sürecin bu asamasinda akil, siyasi öngörü fazla bir önem tasimiyor !). Bu baglamda örgüt/örgütlülük hem arac, hem amac hemde sonuc oluyor. PKK olgusunu ve diger Kürd potansiyellerinin basarisizligini belki bu pencereden izah etmek mümkün. Biri kör topal mayinli tarlalara girip, bazi mayinlara carpip onlari ayni zamanda imha eder ve  yerine kendi mayinlarini döserken, digeri "tarlanin ilk önce temizlenmesi gerek" diyor (I. Güclü'nün Kürd gencligi üzerine verdigi röportaj bu yaklasimin bir göstergesi) ve tarlanin disinda kaliyor. Söylediklerim Hek icin fazla makul ve akilli olabilir, Balyoza göre de bir keklik gibi görünebilir. Ama ne yüreksiz bir akil calisir, ne de yüreksiz bir keklik yasar. Tarla mayinli da mayinsiz da üzerinde duran güclerin elinde kalir ;) Beyin cimnastigine devam....

saatlerdir var olan her neyse onu calistirirken "bu bir deneme notudur"yazini okudugumda ,seni anlamaya-algilamaya koyuldum. fakat malumunuz,doluya koydum olmadi,bosa koydum dolmadi hallerimle birakin beyin jimlastigi yapmayi,su hasta halimle haftada ancak iki uzun yürüyüs yaparim o kadar ve zaten oldum olasi teorik yazilara antipatigimdir,nedeni ise cok basit, kafa karisikligindan öteye gidilmiyorda ondan . ve ne olur hocam onlardan olma ve ders anlatir gibi anlatsanda yormasan bizi olmazmi. hani baska bir platforumda olsaydin anlardim seni,cekinceleri var ve ters düsmek istemiyor der muhalefetligini anlardim da, ama burada yani kürdistan forumda her tartisma özgür ve aleni yapilldigina göre sorularin yada adi her ne olursa olsun her bir seyin  bariz bir sekilde ortaya konulmasi gerekmezmi. gerekmezmi derken, tekrardan yaziniza bir göz atmak istedim.iyikide bir göz atmisim. sorular daha bir net olurken,cevap elbetteki muglak olmayacaktir. ben zaten onlari hep dinlendiriyorum. bazen bir soluganda,bazen bir anida,bazende kendimi tiye alaraktan onlari tanimliyor,adinida koyuyorum. körle oturup sasi kalkan apocu  genclik ,bügün PKK meyillise, oda bahsis dagitani tek irademizdir diye dayatanlardan kaynaklidir. ve o"irade"bugun gencligi ki bir kismini avucunda tutuyorsa,oda bir anlamda her evden bir `sehit`ve itirafci ciktigindandir. muazam bir itirafci,ispoyuncu,korucu cikaran bir partinin hedefi belli degilmi. ve onlari utangac haliylende olsa degerlendiren hasan bildirici ni su yazisini okumanizi öneririm. Neşe Düzel'in röportajı ve Kürdistan Mühürü    

Selam Hek, iyi bir noktaya degindin. Esasinda bu noktalar epeydir tartisiliyor. Weber mesela capitalist sistemin neden Avrupa'da gelistigini neden baska yerlerde gelismedigini acikliyan meshur proterston etik tezi var. Yukarda sormus oldugun, sosyal sistemler diger biyolojik sistemlerden daha karmasik olabilirmi sorusuna benim cevabim baskadir. Sosyal yapilar diger yapilarda cok ve cok daha karmasiktir. Buna ek olarak Marxistler arasinda feodalizmin capitalisme gecisi hala tartisilmakta. Bazilari yapisal noktalara deginirken digerleri siyasal sinif mucadelesiyle aciklamaya calismaktalar. Ilgililer Brenner debate diye adlanan bu tartismalara bakabilirler. Bunun sebebi ise insanin diger hayvanlardan ayiran dusunme ve karar verme ozeligidir. Agency ve Structure olarak adlandirilan problem pek cozulecege benzemiyor. Dusunme yetenegi mevcut dogal sistemi cok daha fazla karistiriyor. Quantum teorisinin gelistiren Max Plack ekonomiden fizik bolume gitmesinin sebebini ekonominin cok zor oldugunu soylemesi birazda bu gercekten kaynaklaniyor. Sorun sadece Kurt toplumu icin gecerli degil. geri kalmis toplumlarda neden bazi toplumlar mevcut kosulari yakaliyabiliyor fakat baskalari yakaliyamiyor. Bu konuda kesin bir sey soylemek imkansiz. celiskili tarihsel ornekler bulunmakta. Gelisen asya ulkeleri bunu ozel bir asya kulturuyle iliskilendirmek istiyorlar. Belirli duzeyde bir gercekligi bulunmakta fakat mutlak anlamda bu kulturel ozeliklerden dolayidir demek pek dogru degil. Soguk savas stratejilerini anlamadan Japan'yanin, Korenin ve diger gelisen ulkeleri anlamak imkansizdir. Evrimsel surec ve bunun sosyal yapidaki karsiligini tartisan epey yapit bulunmakta. ilgililer icin Geoffrey Hodgson'nun Economics and Evolution: Bringing Life back Into Economics kitabini oneririm (turkce cevirisi varmi bilmiyorum). Hodgson'nun bu konuda epey calismasi var, diger kitaplarida bu konulara deginiyor. Benim tezimin bitmesine bir ay kaldi. ondan sonra tartismalara daha fazla zaman ayirabilirim. slav u rez Shevhat

fizikte gazlar teorisini esas alarak hazirlanmis "critical mass" isimli bir calisma var. HeK'e tavsiye etmistim burada. ingilizce bilen ve de ilgili olan arkadaslar madem var, sizlere de tavsiye ederim. bahsettigim gazlar teorisinin critical mass formulasyonunun kolay kullanilabilir bir metod olmasinin en elverisli yanlarindan biri tekil dinamikleri baz almamasi. HeK'in ekolojiden bilim olma arayisindaki sosyal calismalara yapmaya calistiginin tam tersi bir iddia yani.

cok haklisin aslinda orgut nihayetinde CESARETIN urunu. aslinda cesaret her alanda ZIPLAMAYI yaptiran manivela yani korkak bir kisi dunyanin sirlarini kesfetmis olabilir ancak onu aciklama cesareti olmadigi surece bu kisinin varligindan haberdar olmak mumkun degil. tabbi bir soruna bir care ile birlikte cesaret orgutu kurdurdu. bence kurdistan da sinirlayici unsur CESARET degil biz de CESARETTEN cok ne var? demek ki ORGUT sadece cesaretin cocugu degilmis. kendi yazdigimizi bu hizla bozduk. tekrar Fkurd yazisina bir daha goza atayim. atmadan once adim adim basit elemeninasyonu surdureyim kurdistan da orgut de sinirlayici bir unsur gibi gelmedi bana asiri riskleri (hayayi) goze alip bir suru orgut kurdu kurdistanlilar. ama tek bir tanesi KITLESELESTI. arada hep gume giden bir seyi braya koyayaim ZAMAN (zamanlama) orgutu KITLESELESMEYE goturen zamanlama mutlaka o anda o kitlenin bir seye asiri derece de IHTIYAC duydugunu farketmekten geciyor olmali. simdi IHTIYAC one cikti 1980 lerde kurd toplumunun en belirgin IHTIYACI neydi? simdi o IHTIYAC ne alemde? degisti mi? ne kadar degisti? yep yeni bir ihtiyac belirdi mi? belirmek uzere mi? bu boyle uzar gider hurmetler HeK

once sana kolay gelsin diyeyim tezinin seni memnun edecek sekilde bitmesini dort gozle bekliyorum. tamam insan dusunen soyutlama yapan bir yaratik bu sebeple durum iyice karmasiklasiyor burda ilk bakista haklisiniz ben gene de dusunsel yeteneklerimizin  uygarlik icin cok onemli ama detay sayilan alanlarda  bizi ekosistemden ayirdigini dusunuyorum yani TEMEL ihtiyaclar alaninda oyle derin dusunmek degil kontrolu ele geciren tam tersi biyoljik durtulere cok yakin seyler burda one cikiyor gibi geliyor bana bu sebeple mesela ne bileyim einstein gibi biri degil de hitler gibi biri almanlara lider oluveriyor. bu konu icine dalmayalim simdilik senin tezini bitirmeni beklemeliyiz tez onemli ancak tezin bitince zinciri acmak da senin boynunun borcu olacak haberin olsun neseli saglikli,konstantrasyonu bol gunler HeK

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.