Kürdistan Forum'da M. Paloyé ve Hek arasında Cemilé Çeto'ya ilişkin bir tartışma oldu. Bu tartışma esnasında bir dizi husus gündeme geldi.
Tam da bu esnada ben de Osman Sebri ile ilgili yazı serisini yazıyordum.
Sözünü ettiğim yazı serisini takip eden arkadaşlar Osman Sebri, amcaları Şükri ve Nuri Diyarbekir İstiklal Mahkemesinde yargıladıkları sırada Cemilé Çeto'da yargılanıyor.. Daha doğrusu Cemilé Çeto'nun mahkemesi onlardan bir önceki mahkemedir.
Mirdesilerin mahkemesinde Şükri ve Nuri ağalar idama, Osman Sebri altı yıla mahkum oluyor.
Osman Sebri aynı dönem cezaevinde olduğu Cemilé Çeto'nun mahkemesi üzerine de duruyor.
Ben bugün Osman Sebri'nin ağzından Cemilé Çeto'nun mahkemesi üzerine duracağım..
Osman Sebri'nin Cemilé Çeto'ya ilişkin tespitleri bundan sonra yapılacak tartışmalar içinde iyi olacak.
„Cemilé Çeto, Türk hükümeti ile ittifak eden ağalardan biriydi. Bilemiyorum, hangi sebepten dolayı hükümet onu ve dört oğlunu, Evdé, Feremez, İzeddin ve Naifi tutuklamış İstiklal mahkemesine vermişti. Bu da yetmiyormuş gibi eşini ve çocuklarınıda getirip Diyarbekir askeri kışlasına tutuklu bulunduruyorlardı. Cemilé Çeto ile birlikte Qadiré Béndur adlı bir ağa ve 150 kişi vardı. Gerçi, Qadir değilde Cemilé Çeto Kuzey Kürdistan'da tanınan ve bilinen bir ağaydı. Bu iki ağayı gören ve akılları hakkından bilgi sahibi olan herkes Kürd ülkesinin ne tip insanların eline düştüğünü ve sonunun ne olacağını görürdü. Cemil gün boyunca elinde ayna cımbızla kılları çekiyordu. Bunun dışında ne bir yükü ve ne de bir düşüncesi vardı.“ Osman Sebri Qadir Ağa hakkında bazı değerlendirmeler yaptıktan sonra „ Xerzan ve Pencinaran bu kısa akıllarıyla ve dargörüşlükleriyle İstiklal Mahkemesinin eline düşmüşlerdi.
Mahkeminin yapıldığı yer sinema salonuydu.. Tüm sandalyeler numaralanmıştı. Onları mahkemeye götürdikleri zaman Cemilé Çeto'yu birinci kürsüye, Qadiré Bendus'u ikinci ve diğer tutukluların her biri de önlerine gelen saldalyelere oturuyor.
Bu tutukluların hiç biri Türkçe bilmiyordu. Bundan dolayı hepsinin tercüman ihtiyacı vardı. Yani sorulan her soru ve cevap iki defa tekrarlanacaktı. Biri Türkçe ve diğeri de Kurmanci..
Buna rağmen mahkeme iki celse sürdü. Her celse 5 saatten fazla sürmedi.
Bazı alışa gelen sorular vardır:
İsmin ne? Babanın ismi ne? Nerelisin? Hangi tarihte dünyaya geldin? Ne iş yapıyorsun? Sana isnat edilen suçlar doğru mu yanlışmı? Eğer doğru değilse delillerin varmı? Diye... Bu altı soru mahkemenin önüne çıkan her tutuluya sorulurdu. Değerli okuyucular bu altı soru ve cevapları iki dilden ve 150 kere sorulsa ve cevaplandırılırsa bir celse dahi yetmezdi...........
Sonuçta mahkeme iki celsede bitirildi. Mahkeme Başkanı'nın kürsilerini numarısını mahkum etme sırası geldi. Mahkeme başkanı : „ Birinci ve ikinci numara idam, 90'a kadar 15 yıl ve geri kalan serbest....“ diyor. Onlar hakkında verilen hüküm buydu. Şimdiye kadar hiç bir zalim mahkeme kürsilerin numaralarına göre ceza verdiğini sanmıyorum.
Cemilé Çeto'nun mahkemesinden bir gün sonra bizi mahkemeye götürdüler. Cemilé Çeto ile Qadiré Bendus'un cesetleri darağacından hala salanıyordu. Biz onların sehpalarının önünden geçtik. Acayip olan şey bizim bu iki adama acımadık. Tüm tutukluların içinde onlara iyi bir gözle bakan kimse yoktu. Hatırlıyorum. Cemilé Çeto'nun mahkemesinden bir kaç gün önce Emré Temir idama çarpılmıştı. Emré Temir mahkemeden döndüğü zaman Cemilé Çeto ağlayarak kendisini onun kucağına atı verdi.
Emré Temir çok sert bir şekilde Cemil'i geri itiverdi ve azarlayarak:
„Cemil!! ben üzerine ağlanacak adam değilim sen benim üzerime ağlıyorsun. Ben Türklere karşı gönlümü rahatlatım, elimden ne geldiyse yaptım ve geri durmadım. Fakat sen zavalı, sen düşmalara yardımcı oldun ve bugünde seni öldürmek istiyorlar. Ağlamanı kendine sakla!! Senin ağlaman lazım, ama kendi üzerine“ diye..
Cemilé Çeto donup kalıyor ve ne yapacağına şaşırıyor. O gün düşmanına hizmet eden birilerinin ne kadar acız kaldığını ve ezik olduklarını gördüm. Ayrıca yurtseverleri kendi başlarına getirmişlerdi... Fakat, Cemilé Çeto'yu eşi ve çocuklarıyla birlikte tutuklamışlardı. Öyle görünüyor ki Cemilé Çeto'ya bu tokatı atan gizli bir el vardı. Bu gizli el Kürd halkına yabancı değildi...“
Osman Sebri Cemilé Çeto hakkında bu bilgileri veriyor... Fakat, Osman Sebri Cemilé Çeto'nun 3 oğlu ile uzun bir cezaevi geçmişi var... Sonraki dönemde o süreç üzerine de duracağım...
Silav
Aso Zagrosi
Kek Aso