Ev çiya çiyayê Mengene ye
Dema berbang lê dide li Wanê
Ev çiya çêjika Nemrûd e
Dema berbang lê dide li dijî Nemrûd
Kêlekek te, şepe girtî hawirê Qafqas e
Kêlekek te seccade milkê Ecem e
Li tepelikan dêliyên qeşayê
Kevokên revoke li ser avan
Birra mamizan,
Refa kewan...
Egîtî nayê înkarkirinê
Teko teko di şer de têkneçûn
Ji hezar salan û vir ve, mêrxasên vê taxê
De were em agahdarî ji ku bînin
Refa qulingan nîne ev
Birca stêrkan nîn e li ezmanan
Dilên sîh û sê gullekirî
Sih û sê kanîxûn
Naherike,
Gol bûye di vî çiyayî de...
xxxxxx
Serê salê, binê salê
Sal qurbana kalê
xwede zaroyek bide xanima malê
Serê salê , binê salê
sal qurbana serê kalê
xizir bîn frehîyek bide vî mal ê
..........
Uzar giderdi dilekler, çocukluğumuzun yılbaşılarında.
Bütün dileklerde bir umut, bir istem yatardı.
O güzelim insanlar çekip çekip gittiler,bir seda bırakarak...
Her güzel söylem onların gizemli sözcüklerinde saklıydı.
Yalansız ve günahsız dileklerdi.
Onlarınkisi sıcacık duygularla yoğrulur, yüreğin derinliklerinden derlenerek, tümcelerde anlatımını bulurdu.
O onurlu insanlar bir bir ayrıldı yaşadığımız topraklardan, yıllar devrilirken ardı ardına. Ve sadece bir seda kaldı gökkube altında.
Yaşlı ninem hiç bir zaman dileklerini yabancısı olduğu dilde sunmadı sevdiklerine. Hep kendi dilinde konuştu... Konuştuğunda da bahtiyardı.
Yılların acısıyla haykırırdı bildiği en acımasız ağıtlarıni. Nağmelerini pınar başlarında derler, ardından koşuşturduğu kuzuların melemeleriyle süslerdi.
Dedem elinde değneği, dağlara yaslanarak stran söylerdi. Hepsi de yiğitlemeydi. O, hiç bir zaman rahat yüzü görmedi ki, barışa dair stranlara bağdaş kursun...
Hep kurşun seslerindeydi kulağı.
Vızıldardı kurşunlar, gecenin derinliğinden geçerek yankısını bulurdu karlı bir kiş gününde...
Hem onların, hem de bizdendi kurşunlar, ses geceye düşende.... Bizimkisi varolmaya dairdi, onlarınkisi ise yok etmeye... Ki onlar dadanmıştı anayurda, baba toprağına...
Onun içindi ki; Keremê Qolaxasi heybetli görünürdü elinde mavzeriyle.
Eski yılın devrildiği saatlere yakındı, Xalıt begê HesenÃ'ye seslendi;
"ji berxê mala bavê minre di berêde hatiye gotin ku ew mêrên û mêrxasin..." dedi diz çökerken toprağa.
Ölüm kusardı gecede namlular...
Ve dedem o stranlarını hep o seslerle yoğurdu ve öyle de kaldı.
........
Bazê'de gün akşama durduğu zaman, Piroz teyze 9 enfal verdi. Ağıtları yankı bulduğunda, zaman yeni bir yıla gebeydi. Ama o hep ağıdı işledi günlüğüne.
Yene Süphan'ın babası ki yaşı 70 e yakındır ve sancılıdır sol bağrında.
Ki o hep iniltilerde geçirirdi zamanını... Ve umut ondan yılları aldı.
Tane tane anlatmıştı birinde;
''onlar 7 kez yıktılar evimi ve ben yeniden yaptım inadına!''
Ve bir ara hiddetlendi.
'’50 keçiye bir keleş aldım, dağa çıktım, dağ ki kar ile borandı... Orada geçti bir ömür...
Anlatılmaz hikayelerdir ki üstünden aylar ve günler geçmiştir, yürekleri dağlayarak beyinlere işlenmiştir...
Biz onları dinledik eskiye dair, onları anlatıyoruz gün geceye devrildi mi...
Onlar ki zalime eyvallah dememiştir hiç bir zaman. Onların sevdası bize kalmıştır miras.
Onlar ki dilediler yarınlar güzel olsun, biz de onları yad ediyoruz geçmişleriyle...
Eski yıla dair anısız olunmaz ve yarınlara umutsuz durulmaz...
Yeni bir yıl daha gelip geçecek Warto'da , yaşlı bir annenin bakışlarında. O, elleri buz tutmuş yavrusunun ellerini avuçlarına almış ısıtmakta..
Geçmişe dairdi anlattıklarımız kesit kesit...Yeniye umudu besliyerek...
Kan ve baruttadır zaman ...
namlular puştluk kokuyor
Dışarıda kar serpiyor hafiften
tek tek dökülüyor sözcükler
dudaklarından serpilerek zamana
Yarınlar güzel olsun, yarınlar dostlar...
Re: Hêvîya we her tim hebe....