Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 6 March 2009

pkk nin ilk tutuklanmalarinda hepimizin maulumu oldugu gibi yüzlerce kadro,binlerce yurtsever yakalandi,bunlarin icinden pkk kurucularida vardi,kadrolarda vardi yurtsever insanlarda vardi.

pkk kuuruculari ve kadrolarinin daha fazla ceza alan yurtseverlerde vardi,iste sükrü gülmüs bu yakalanan kadrolardan biridir.
sükrünün cezaevi yasantisinda direniselere katildigina dair tek bir emare yoktur.
kendisi bütün yazilarinda cezaevinde pkk ile hic hareket etmedigini,hep disinda kaldigini yüzlerce kez dile getirmistir,icerde pkk ile sorunlu oldugunu,cezavei yasantisinda hep bagimsiz kaldigini yüzlerce kez kendi yazilarinda okuduk.
bir cok kez kendi yazilarinda pkk den dislandigini ve hic bir karar mercidne bulunmadigini kendisi yazilarinda itiraf eder.
dogrudur sükrü gülmüs pkk li olarak yakalanmistir,ihanet ettigini kimse iddia etmemistir,itirafci olmamistir ama bir kac sene cezaevinde kalmaktan baska hic bir özelligi olmayan sükrü gülmüsün bu gün tarihi kendi nasnamesiyle baslatmasi hicte ahlaki degildir.

kendisinin bilmedigi bir cok konuda ahkam kesmeside ayri bir hezeyan olarak karsimiza cikiyor.

sükrünün tek bir derdi vardir oda türk basinina malzeme olmak ve adinin cimasidir bundan baska sükrü ve sükrü gibilerinin hic bir amaci yoktur,bu gün sükrünün yaptiginin kürd miulleti icin oldugunu iddia etmek ahmakliktan baska bir sey degildir.
sükrü hic bir degerin sahibi olmamasina ragmen bu degerlerin üstünde kendini konusturmaktan baska bir sey yapmiyor.

bir kac yilik cezaevi pratiginden baska bir seyi olmayan,ve bu bir kac yilllik cezaevi pratigindede pkkden hep uzak durudugunu söyleyen sükrü gülmüs kendini neden anlatma ihtiyaci duymayi hiseder?

hep balandira balandira anla´ttigi türkiye basin yayinkurlu baskanligi dedigi nedir?
siradan bir pkk kadrosunun yillarca yönettigi bir masadir,bazi zamanlarda milislerin türk basin yayin kurulu baskanligini yaptigini zanedersem bir cok insan bilmiyor.
sükrünün basinda bulundugu türkiye basin yayin kurulu baskanligina biz bir zamanlar savastan korkan,daga ayak uyduramyan,her an kacip düsmana siginacak tipleri cok atadigimizi bilmem sükrü gülmüse hatirlatmama gerek varmi?
herkesin iyi anlamasi acisindan acik yazayim.
pkk icinde ne kadar savastan korkan varsa,daga ayak uyduramayan insan varsa,kusura bakmayin ama pkk tabiriyle ne kadar gereksiz insan varsa onlari basin yayina gönderirdik.
hic bir zaman pkk gercekten is yapacak,ise yarayacak bir insani basin yayina atamamistir,buda iyi bilinsin.
bu durum türkiyede böyleydi,avrupadada böyleydi,ve dagadaki redeksiyonlardada böyledir.

simdi sükrü ben basin yayinin basindayim derken o makamin ne oldugunu bile bilmemektedir,sükrü yillarca ben basin yayinin basindaydim diyor ama onun oraya gönderilemsinin nedenlerinden bihaberdir,bunuda ilk defa bende duymus olsun.

sükrü gülmüs yazdiklariyla bir cok insanin kafasini karistirmaktan baska bir sey yapmamaktadir,hic hakim olmadigi konularda bile ahkam kesmekten geri durmamaktadir,bunlari yaparken sapla samani hep karistirmakta ve yarim yamalak bilgilerle kürd milletinin kafasini karistiramaktadir.

nasnamesindeki yayin politkasinin en cok türklere hizmet ettigini bilmesine ragmen nasnamenin adini ve sükrünün adinin türk gazetelerinde cikmasi onun egolarini tatmin etmek icin yeterlidir.
hic bir kurdistani derdi olmayan sükrü gülmüs ve nasnamesi,ha bire türklere bilgi yetistrimek icin yogun caba sarfetmektedirler.
bir cok kürd katilinin nasnamede yazdigini hepimiz biliyoruz,bunu kendileride cok iyi biliyor.
akp nin borazani yazarlarla bir yere varacagini zaneden sükrü gülmüs kürd milleti ile alay etmektedir.
adeta kürdmiletine hic bir boruc yokmus gibi davranip kürd milletini ikinci plana itmistir,varsa yoksa türk basinina malzeme tasimanin derdine düsmüstür.

öncellikle sükrüye sunu sormakta yarar vardir.
sen pkkde yöneticilik yaptiinmi?yoksa yapmadinmi?
sükrünün verecegi cevap o an ki kosullardir.
ortamina göre cevaplar verir,pkknin olumsuzluklarini söyledigin zaman verecegi cevap,
yok ben basindan beri onlarla hareket etmedim,onlardan ayri yasadim diyecektir.
ama kürd milleti o kadar unutkandirki yukaridaki cevabi veren sükrü yarim saat sonra ben cezaveinde kogus sorumlusuydum,söyle direndim, ciktiktan sonra akademi yönettiminde bulundum,daha sonra basin yayin kurulu baskani oldum diye yazilar yazar ama kimsede cikip sunu sormaz?
yahu hoca sen yarim saat önce sana pkknin olumsuzluklari siralandiginda sen kendini bunun disinda tuttun,hic bir görev almadim dedin,ceazevinde hep bagimsiz kaldim dedin,pkkile hareket etmedim dedin,bu nasil bir sey diye sormaz bu adama.

sükrü kacin kurasi?öcalanin talebesi degilmi?öcalanin ögrencisi elbette öcalan gibi düsünür ve onun yaptigi gibi yapar,yok birbirlerinden farklari aslinda.
ikiside kürd milletini enayi yerine koyup istedikleri gibi alay ediyorlar,ikiside kürd kani üzerinde bunu yapiyor,ikiside kürd emekleri üzerinde bunu uyguluyorlar.

ama bundan sonra sükrü gibilerininde maskesini halkimiza anlatacagiz,sükrü gibilerinin hic bir pratikleri olmadan öcalan karsitligi maskesi altinda kürd milleti ile alay etmelerine müsade etmeyecegiz.
onlara soracagiz kilonuz kac?,emeginiz ne?neyin pesindesiniz diyede artik soracagiz.

sükrü hic utanmadan kürd katillerini aklamaya calsitikca bu ikiyüzlülügünü anlatacagiz,peki sormazlarmi adama be insafisiz,bu pkkiy bu milletin basina bela ettiniz,binlerce kürd evladini daglara gönderdiniz,binlerce köyün yikilmasina sebep oldunuz,binlerce insaninimizin faili mechule kurban gitmesini sagladiniz,birde uatanmadan küd katili olan ve halen bu katiliklerini mesru gören yarin ellerine firsat gecse aynisini yapacak insanlarin aklanmasina yaptigin katkinin evladini ölüme gönderdiginiz,kylerinin yakilmasina neden oldugunuz,babalari kontaralar tarafindan kateldilen insalarin gözünüm icine baka baka bu katilleri aklamaya utanmiyormusun sükrü,senin öcalandan ne farkin var.

and olsun sizinde maskeninizi düsürecegiz,ve yaptikarinizi halka anlatacagiz.
sahtekarligin bu kadarida fazla artik.
size müsade etmeyecegiz bunuda akliniza sokun.
ya kürdler adina yola cikmadiginizi,kurdistan diye bir derdiniz olmadigini kalkkip kivirmadan saga sola saptirmadan halka anlatacaksiniz yada böyle bir iddianiz varsa,katliamlara sevkettiginiz bu milletle alay etmekten vazgececeksiniz baska yolu yok.

sorarim sükrü gibilerine senin kürd ve kurdistandan anladigin nedir?kurdistan diye bir derdin varmi?

kusura bakmayin sahtekarlari gördükce midem bulaniyor,ve tiksiniyorum bunlardan

saygilar

Benim öteden beri; gerek Partiye katılım, gerek Kürdî bakış, duruş ve lider arayışımın adayı M. Hayri Durmuş'tu. Onu ölene kadar izledim. Direnişlerde -bir tek 14 Temmuz Ölüm Orucu'nda- beraber bulunmadım. Ve o benim neden bulunmadığımı biliyordu. Direnişlerde, mahkema savunmalarıda ve şu ana kadarki gelenek sahiplenmesinde ondan başka insan tanımam PKK hareketinde. Çünkü o, tüm hata ve suçlarıyla; Kuzey Kürd Mücadele Tarihine eşsiz bir önder olarak geçti. Yaşadıkça da onun anısını ve saygısına helal getirmeyeceğim.

Yazdığım en son yazım olan ’Türk Lawrence : Duran Kalkan 'a bazı tepkiler geldi. Gelmeye de devam edecek. Ben yayınlananları okudum. Ve sayın Ramanî'nin yorumunu ayrıca da verdim. Altına not düşerek, teşekkür ettim.

Bugün evime gelen misafir dostlarımdan biri; -ki ne konuyla, ne de yazılanlarla- fazla ilgilenir. Çünkü bu sıralar Almanca diline yoğunlaşıyor. ’Mamosta, Duran ve Lawrence' asla kıyaslanmaz. Bu çok yanlış' dedi. Olabilir. Çünkü herkes durduğu yerden bakar. Bakın ben farklı, sayın Ramanî farklı yerden bakabiliyoruz. Bunları da tartışacağız.

Beni en çok etkileyen ve yanlışımı söyeyen Diyarbakır'dan bir okuyucum oldu. Benim özel e-mailime gönderdiği için buraya alacağım: ’Makalenizi daha yeni okudum.(Çok tecrube ve olayların içinden geldiğiniz görülüyor. Yazının bir çok yerinde gülmemek elde değil. O kısımlar olmasaydı daha iyi olurdu :)Tarih kokan ve önemli konular olduğu için bunu söylüyorum. Yani bütün olarak bakıldığına esprilerden dolayı olayların akışı hemen unutuluyor. Bunu eleştiri olarak anlamayın sadece daha iyi nasıl olur diye belirtiyorum'

Bu kardeşime kucak dolusu selamla beraber, şükranlarımı sunuyorum. Ve eleştirisini kesinkes gözönüne alacağım. Biraz onun, biraz da bu olayı bilmeyenler için, çok sade ve anlaşılır anlatacağım. Umarım o zamana kadar Duran Kalkan'dan da yanıt gelir. Bana gelirse vereceğim. Kendi basınında yazsa, yine buraya akataracağım.

*

Sayın Ramanî'nin yazısına Mazlum ve Duran'ın fotosunu aldım.
Şimdi de; Xeyrî ve Mazlum'u alacağım.
Ve sorumu şu şekilde bikez daha soracağım:
Evet kimin mirasına sahip çıkacağız?

Bir defa -şunun altını çizmek durumundayım- Öcalan'ın mirası diye bir miras yoktur ce olanı da tanımıyorım. Ama Öcalan'ın gerek biz PKK'lilere ve gerek bizimle beraber tüm Kuzey Kürd Mücadelesine bulaştırdığı; Çernobil- Pisliği'ni kesinkes gündemimize almak zorundayız. Ben üç isim sayacağım.
Bir Mehmet Hayri Durumuş..
İki Mazlum Doğan..
Üç Duran Kalkan...
Bunlar üçü de bir gelenek ve bir mirasın temsili güçleri olarak alınabilir. Bana göre; Duran Kalkan; Öcalan'ın bir uzantısıdır. Onun her alandaki temsilî gücüdür.

Mazlum Doğan; sol/solcu/sosyalist/Komunist/M-L ve ölümüne yakın bir zamana kadar da, Öcalancı bir anlayışın değişik bir türüydü. En son olarak şu sözüyle, ahdevefada yanımda saygın bir yeri var. ’Ben Apocuyum ama Apo'nun kendisi de bir partilidir.' Yani açılımı; Mazlum, herhangi bir başkanlık seçiminde kayıtsız ve şartsız Öcalan'ı gösteren ama ona da kayıt koyandı. Nitekim aynı tedbiri görüşünü Lice/Fis'deki PKK Kuruluş(!) denilen toplantıda da dillendirmiştir. Onu da geçiyorum.

Benim öteden beri; gerek Partiye katılım, gerek Kürdî bakış, duruş ve lider arayışımın adayı M. Hayri Durmuş'tu. Onu ölene kadar izledim. Direnişlerde -bir tek 14 Temmuz Ölüm Orucu'nda- beraber bulunmadım. Ve o benim neden bulunmadığımı biliyordu. Direnişlerde, mahkema savunmalarıda ve şu ana kadarki gelenek sahiplenmesinde ondan başka insan tanımam PKK hareketinde. Çünkü o, tüm hata ve suçlarıyla; Kuzey Kürd Mücadele Tarihine eşsiz bir önder olarak geçti. Yaşadıkça da onun anısını ve saygısına helal getirmeyeceğim.
Gelelim Duran'a ve sayın Ramanî'nin söylemi, okuyucumuzun hatırlatmasıyla, Duran'a isnat edilen suçlara.

1- PKK- KUK çatışmasının da mimarı ve startını verendir. Bunu yazmadım. Çünkü KUK tarafından -henüz- tartışacak muhatapsızlık sorunum var.
2- Mazlum Doğan, Yıldırım Merkit ve Aysel Öztürk (Çürükkaya)'nın yakalanmaları

BİLMEYENLER İÇİN DURUM AÇILIMI

-1978'lerdeki Maraş Katliamı sonrasında Serxwebûn özel sayısındaki bir yazıda; muhtemel bir darbe hazırlığı tesbitleri vardı.

-Yine aynı tarihlerde, Elazığ/Fevzi Çakmak Mahalesi baskını ve çok üset düzeyli PKK'linin yakalanması, Şahin Dönmez'in çözülmesinden sonra; artık Öcalan'ın içerde -Kürdistan'da- kalması zorlaştı. Ki tüm bu sepeplerin arasında -bence- Öcalan'ın kollayıp, koruyan derin babaları, kulağına ’Dışarı Çık!..' talimatı verdiler. Ve o, aynen söyeleneni yaptı. En yakınındaki Kesire'sine bile ne bunu söyledi, ne hissettirdi. (Bu da ayrı bir konu..) Suriye topraklarına ayak basar basmaz El Muhabarat'la çalışmayı kabul etti. (Bir başka zaman bunun üzerinde de tartışırız)

- Mardin'de kaldığı dönemde, ’APO-HARRAN' şifreli, her kadronun kendisine mektup yazmasını tembihledi. Tabi o zaman ’Mektup'un talimat olduğunun ayrıdında değildik.

-Bir günlük Mehmet Karasungur'la konuşmadan sonra ’Bucak'a Saldır!..' emrini verdiğini kendisi söyledi.Karasungur da emre harfiyen uydu. MAK (Merkezi Askeri Konsey) onun emriyle oluşmuştu. Karasungur'la beraber Rıza Altun ve Fehmi Yılmaz vardı.

-Lübnan'a geçip yerini sağlamaştırınca ’Ricat Taktiği'nin gerekçelerini söylemeye bile gerek görmeden; çok önemli sayıda gücü dışarı çekti. Tabi bunu yaparken de ’silahlı Eğitim' ve deplasmanlı ülkeye giriş-çıkış olacak, dedi. Her Filistinli, Suriyeli ve Iraklı güçlere de ayrı ayrı adamlar yerleştirdi. Onları birbirinden izole etti. Anlaşma ve görüşmeleri istediği gibi dizayn etti.

-İşte bu sırada beni ve hiç tanımadığım (ZY) devreye soktu. Tek gerekçe; ’Altı aydan beri ilişkisiz bırakıldım. Bu bana karşı yapılmış bir harekettir..Onlar (PKK/MK) bana karşı, ben tarihe karşı sorumluyum. Kırbaşı Baskını fiyaskodur. Salih Kandal'ın vurulması komplodur, ihanettir. Bu halkı temsil edememdir' dedi. Ve içerdeki eski PKK/MK'nın tümüne müdahale etti. Onları görevden aldı. Merkezi Serxwebûnları toplattı. Sovyetlerin Afganistan'a müdahelesine ’Devrim' dedi. Yeni örgütlenme şemasını bizlere verdi. Ve bizler direkt ona bağlı olacaktık. O'na ve o'nun bu söylemlerime itirazlarım oldu. Bunları yüzüne söyledim. Ama ülkem, halkım ve mücadelem için asla görevden kaçmam, kaydıyla bir tek ’Mazlum Doğan'ın yakalanması, Başarısız Firarı ve sorumlularının koğuşturması, cezalandırılmasını özel izinini..' istedim. Kabul etti. Onayladı ve ’Sonununa kadar takip et' dedi.

Şimdi gelelim Mazlum Doğanların yakalanması ve Duran Kalkan'ın bu konudaki somut suçlarına.

Öcalan'ın yurtdışına çıkışıyla beraber oluşan boşluğu PKK/MK'sı yedek üyesi ve Urfa bölgesi sorumlusu Yıldırım Merkit'in getirilmesi düşünülüyor. Bu nedenle de PKK/MK'si Diyarbakır'da acil bir toplantı yapıp Merkit'i aslî üyeliğe alıp bazı sorunlar için toplanacak. Bunun organizesini de Duran Kalkan'dır. Ve Doğan/Yıldırım/bayan Öztürk'de yanlarında olmak kaydıyla, Urfa'dan Diyarbakır'a gönderilir. Onların gidiş için iki taksi ayarlanır. Biri önde gidecek ve bir olumsuzluk karşısında mendil sallanarak işaret verilecek. Birinci araba geçer ve ikinci araba yoluna devam eder. Ama bir trafik noktasında trafik polisi ehliyet kontrolü yapar. Yolculardan şüphelenirler. Arama yapacaklarını söylerler. Mazlum, durumun kötüye gideceğinin farkına varır ve Suruçlu Haci'ye ’para teklif et.. Yanımızdaki bayanı kaçırdığımızı, başımızın aşiretsel durumlardan dolayı belada olduğunu söyle' der. Lakin polisler inanmaz ve kaba aramada -çamurluk altında- bir kocaman zarf çıkar. Polisler önce bişey anlamaz. Ve siyasi polise haber verirler. Hatta Mazlum'un ve şoför Haci'nin anlatımlarında iki polis arasında tartışma çıkar. Biri ’bırakalım gitsin' derken, diğeri ısrarla ’karakola..' der. Ve karakola gider gitmez durumlar, ayan beyan ortaya çıkar.

Mazlum Doğan, İbrahim Şenol, Yıldırım Merkit: Kadir Merkit kimlikleriyle sorgulanır. Belgeleri inkar ederler. Ve Mazlum'un bana anlattğıyla; ’İbrahim Şen' adında bir Hilvanlı'nın kimliğiydi. Sağlamdı. Ben Şen'ın arkasına bir OL ekledim. Ve ben 1. Nolu'ya gittiğim Şubat 1980'e kadar Mazlum İbrahim Şenol olarak Çocuklar Koğuşu'nda yatıyordu.
Bu olayla ilgili olarak herkesle konuştum.

Uzun yıllar sonra ise Baki Karer'le İsveç/Stockhom'de görüşmemle, Baki bana; ’Bu iş tamamıyle Duran'ın insiyatifindeydi' dedi. İster ihmal, ister kasıt ve ne olursa olsun tek sorumlu tuttuğumuz Duran'dı. Bu yakalanmadan dolayı sorgulandı. Görevsizlendirildi, diyordu.
Bu ve diğer Bidon Firar'ın da sorumluluğu Duran'da. Ama ne bu yakalanma ne de Bidon Firarı için ben; kesinkes ’ajandır' demedim ve deme gibi bir hakkım yok. Ancak PKK denilen bu harekette her türlü pis için içinde eğer Duran, eğer Rıza ve eğer Kalkan çıkıyorsa; elbette düşünürüm. Doğal olarak Ankara/Tuzluçayır Ekibi benim aklıma gelir.

Bugün Aysel Öztürk (Çürükkaya)'ya da sordum. O bu olayın içinde, yakalanan, sorgulanan, işkence görendir. Elbette onun da anlatacakları vardır. Ama onun da bu olay hakkında bilgisinin benimki kadar detaylı olacağını sanmam. Çünkü o, daha neden orda olduğunu, niçin Mazlum ve Merkit'le beraber olduğunu bile yanıtlayamadı. Umarım bu yazımdan sonra onun da ekleyecekleri olur.

*
Yıllarca bu teşkilatta çalışmış olan bir insan olduğum, ve dışından -son on yıldır- araştırmam ve yazmama rağmen hala her şeyi çözemedim. Çözemem de. Ancak benim gibi herkes konuşur, araştırır ve yazarsa, belki puzle taşları bir araya gelir. Durumun fotoğrafı ortaya çıkar.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Duran Kalkan, A. Haydar Kaytan, Rıza Altun, Cemil Bayık ve Mustafa Karasu'nun da içinde olduğu PKK/Ankara/Tuzluçayır Ekibinin her biri bir ayrı vaka. Onların durumunda asla olmak istemem. Onların en sadık Öcalan'ı görüneni bile; Öcalan'a içten içe diş biliyendir. Bunu anlatmak, bunu bilmeyene izah etmek o kadar zor ki.. Anlatılmaz ve çukurun çukuru alçaklıkları bazen dillendirmemek için;işi espiriyle örterim. Yoksa gerçek o kadar yakıcı ki; isterseninz bunun için GÜNEŞ'e çıplak gözle bakın, sussuz bir büyük rakı devirin. O zaman sizi göreyim. Bu PKK denilen teşkilatta, herkesin Öcalan tarafından rehin alınma durumu farklı farklıdır. Ankara katılımılı olmak, Tuzluçayır Toplantısında bulunmak ve yıllarca Öcalan'a sadakatla hizmet etmek de yeterli gelememektedir. Ben bu durumu bazı yabancı gazeteci ve yazarlara anlattığım zaman haliyle inanamadılar. Ve hafızaları bu türden şeyi alamadı.
Öcalan'ı bugün en çok övenler, içlerinden de en çok sövenlerdir. Ama içleri kan ağlasada bunu dışarı yansıtamazlar. Yansıttıkları an bir ’HİÇ olacaklarını biliyorlar. Bunun nedeni bence çok açık; her birinin çok farklı teslim alınma belgesi vardır. Ve bunlar birer tapu gibi Öcalan'ın elindedir. Kiminin elini kana bulaştırmış, kimini düşürmüş, kiminin ruhuna kadar tecavüz etmiş, kimini turabiden de beter örsünde dövmüştür. Bu özellik ve bu yöntem Duran Kalkan için icat edilmedi. Merak edip araştıracaklar için bir kaç veri sunayım. Şu anda Kandil'da bulunan ve o gariban Kürd gerilla kardeşlerimin başında ahkam kesenlerin bazı koordinat şifrelerini vereyim.

-HİÇ'leştirilen A. Haydar Kaytan yıllarca, Haki Karer üzerine yazdığı ’Ben İnsandım' şiirine neden sahip çıkamadı? Eski eşi Cemile Merkit'le evliliği ve çocuk yapma isteminden dolayı ’Zürriyet Düşkünü' olarak az mı süründü. (Cemile Merkit, Yıldırım Merkit'in bacısı olup, şu anda Baki Karer'la yaşayandır.)

Kaytanların birini rehin alıp, bir başkasını yıllarca görevli kılarak esir muamelesi yapan kim?

-Cemil Bayık'ın başına Haki Karer olayını bir çorap gibi ören, onu sorumlu ve başarız kılan, ardından da boğazına kadar suça bulaştıran, yaralı gerillaların kurşuna dizilmelerini deşifre eden, her fırsatta ’O hammaldır' diyen kim?

-Hele de ’Başkanımın hatalarının da militanıyım' diyen Mustafa Karasu niye bunu söyler durur? Onun bu kadar sadakatle bağlı olmasının başka ne gibi incelikleri var?

-Diyeceğim; Kandil KCK komutanları; asla ve asla Öcalan'sız olamazlar. Dün Öcalan'ın onlara ihtiyacı vardı bugünde onların Öcalan'a ihtiyacı var. Duran Kalkan'ın hakkında konuşacağı en son insan benim. Ama o iradesi dışında beni eleştirmek zorunda. Bunu da biliyorum. Kendisi de çok iyi bilir ki ben ne kaçkınım, ne hainim. Ve ben onun söylediği gibi yeni konuşmuyorum. 1993'den ’99'a Parti içinde, 1999'dan sonra da İntername ve Nasname ile Öcalan hakında ne biliyorsam yazıyorum. Evet önderine saldırıyorum. O da önderini savunmak zorunda. Bunda bir terslik yok. Ancak şunu da söylüyorum. Bu da Duran'ı kurtarmaz. Gemi batıyor. Ve Öcalan onları çoktan gözden çıkardı. Eğer Duran'da zerre kadar izan kalmışsa; tek tavsiyem, zamanı daralıyor. Kendini atabileceğin bir liman bulsun. Artık önderi Öcalan da onu çoktan terk etti. Yalvarmanın, yakarmanın, sağa sola saldırmanın bir faydası yok artık.
“Son teslelli; yanmış kül olmuş bir evin cepte kalan anahtarına benzer.“

Belki bazı okuyucularım şunu merak eder; acaba hoca neden Duran ile Lawrence dedi?

Küçük bir ipucu vereyim.
Lawrence; İngiliz'di. İngiliz'di ama Arapça'yı mükkemmel konuşurdu. O fistanlarıyla, develerin ardındaki yürüyüş ve yaşayışlarıyla Lawrence, Araplara nasıl devlet kuracaklarını öğretti.
Türkler (Osmanlı) ona ne yaptı biliyor musun?
Tecavüz etti!..
Peki Öcalan, Türk Duran ne yaptı?
Onu da siz bulun!..

1 Mart 09

Foto: PKK Belgeseli'nden

bunlarin maskelerini düsürmek gerekir,kim bu tipler hakkinda bunlarin pratikleri hakkinda ne biliyorsa anlatmalidir,bunlarla cezaveinde yatanlara sesleniyorum bizim basimiz sadece öcalan ve pkksi ile belada degil en az öcalan kadar tehlikeli onlarca öcalan aramizda dolasiyor hemde kürdlük adina. kim bunlarin hakkinda hangi bilgiye sahipse yazmalidir. bunlara ayni dönemde cezaevinde yasayan yurtseeverlerde anlatsin. iki dilim fazla ekmek ve bes tane sigaryi arkadaslarindan saklayanlardan medet ummayin,bunlarda öcalanin talebeleridir.

Belki bılmeyen arkadaslar vardı. Şükrü Gündem gazetesinin sorumlulugu 3 ay sürdü. Bakmayın, Şükrü sanki 10 yıl basın sorumlulugu yapmış gibi konuşuyor. Basın sorumlusu degildi sadece gündemin sorumlusuydu topu topu 3 aylıktı.

Sukru Gulmus un yazilarina bakildigi zaman sanki bir melek ve PKK icinde ne kadar devrimci ögeler,direnisler varsa kendisi tarafindan yaratilmistir. Eski Kawa ci Mahmut Sahin eski cezaevi direniscilerden ve onunla yakinda gurustugum biri.Mahmut Sahin gecmis cezaevi direniscileri sevgi ile överken Sukru Gulmus ismi gecince "ihanetci kurnazligi" söyliyerek Sukru nun ismini dahi anmaz sahtekarligindan.Yanliz Mahmut Sahin mi sukru sahtekarligi anlatmis ,hayir daha bir cok eski cezaevi direniscilerle sohbetlerimde Mahmut Sahin nin anlatiklarini dogruluyordu. Bugunku Nasname de PKK tarafindan ölduruldugu ida edilen Ethem Akcan 1983 yilindsa Lamia Baksi bizat Suriye de yeni geldiginde Serxwebun da Ethem Akcan hastaliktan dolayi vefat ettigini bizat Lamia nin bir doktor olarak cabalari dahi oldugu ama hastalik asiri derecede genisledigi icin caresi olmadigini bizat Etheme özgun olan Lamia Baksi den duymustum .Lamia nin sözleri bugun gibi hafizamdadir cunku Apo yu Suriye ye ilk kez Ethem gecirdigi icin iyi hatirlarim Ethem Akcan i. Sukru Gulmus kendini Apo kilifina sokup Apo kilifina yalan ve sahtekarca kendini konusturmak icin en ihanetci iliskilere dahi giriyor.Benim anladigim bu. Seyidxan

bilirsin bazen gazetenin imtiyaz sahibi bile bir bakkal olabilyordu,bazen adamlarin haberi bile olmadan yazi isleri müdürü,imtiyaz sahibi olan insanlarin oldugunu sende biliyorsun hasan dogan. söylememe gerek yok

bundan sonra sükrü basta olmak üzere bütün pkklilerin yazilarini degerlendirecegim icindeki sahtekarliklari yorumlayacagim. (Benim öteden beri; gerek Partiye katılım, gerek Kürdî bakış, duruş ve lider arayışımın adayı M. Hayri Durmuş'tu. Onu ölene kadar izledim. Direnişlerde -bir tek 14 Temmuz Ölüm Orucu'nda- beraber bulunmadım. Ve o benim neden bulunmadığımı biliyordu. Direnişlerde, mahkema savunmalarıda ve şu ana kadarki gelenek sahiplenmesinde ondan başka insan tanımam PKK hareketinde. Çünkü o, tüm hata ve suçlarıyla; Kuzey Kürd Mücadele Tarihine eşsiz bir önder olarak geçti. Yaşadıkça da onun anısını ve saygısına helal getirmeyeceğim.? 1-ölene kadar hayri durmusu izledim.direnislerde-bir tek 14 temmuz ölüm orucunda beraber olmadin diyen sükrü gülmüs,bu izlemenin analamini biraz acarmisiniz? izledim derken yani 14 temmuz direnisinden önceki bütün direnislerde hayri ile birlikte yer aldiginimi söylemek istiyorsun yoksa izelemekle mi yetindin? 2-14 temmuz ölüm orucunda neden bulunmadin?hayri biliyor derken yasamayan bir insandan bahsettiginin farkindamisin?neden bulunmadigini kendin aciklamiyorsun?hayrinin direnislerini överken mahkemedeki tavrini överken sen bu direnis ve mahkeme tavirlarinda ne yaptin?senin tavrin neydi? 3- Çünkü o, tüm hata ve suçlarıyla; Kuzey Kürd Mücadele Tarihine eşsiz bir önder olarak geçti derken hayrinin hata ve suclari neydi? bu hata ve suclari kürd kamuoyuna niye aciklamiyorsun? 4-Duran Kalkan; Öcalan'ın bir uzantısıdır. Onun her alandaki temsilî gücüdür,derken neden duran kalkan basindan beri ajandi diyemiyorsun?basindan beri öcalandan daha yetkili oldugunu bildigin halde niye bunu saklama geregi duyursun? 5-Mazlum Doğan; sol/solcu/sosyalist/Komunist/M-L ve ölümüne yakın bir zamana kadar da, Öcalancı bir anlayışın değişik bir türüydü derken neyi kastediyorsun?niye dolambascli yolardan kafakarisikligi yaratiyorsun? simdi söyle bakalim ölümüne yakin bir zamana kadaröcalanci bir anlayisin degisik türüdür derken hangi konularda öcalanin bir türüdür? iskenceciligiylemi?diktatörlügüylemi?katililigiylemi?hangi konularda öcalanin degisik bir türüydü? daha önce mazlumun direnisini bosa cikaran ve mazlumun sehadetini yalan yanlis bilgilerle bosa cikardigini bilen biri olarak mazlumu kücük düsürmeye,öcalan ile kiyaslamaya utanmiyormusun? senin öcalandan farkin nedir?öcalanda hayrinin ölüm orucuna baslamasini mazgal deliginden bakilmasina baglamisti,sende mazlumun direnisini degisik seylere bagliyorsun varmi bir farkiniz? 6-duran kalkan PKK- KUK çatışmasının da mimarı ve startını verendir. Bunu yazmadım. Çünkü KUK tarafından -henüz- tartışacak muhatapsızlık sorunum var,derken ne anlatmaya calisiyorsun?biliyorum senin gibiler burunlarindan kil aldirmazlar,muhatapin yok diye bildiklerini anlatmayacakmisin? eger illaki bir muhatap ariyorsan en büyük muhatabin katliamlarina sebep oldugunuz kürd milleti degilmi? neden bir bilgiyi aciklarken illaki bir muhatap ariyorsun? öcalanda yillardir muhatap muhatap der durur,sende bu muhatap hastaligini öcalandanmi aldin? 7(( Mazlum Doğan, Yıldırım Merkit ve Aysel Öztürk (Çürükkaya)'nın yakalanmaları BİLMEYENLER İÇİN DURUM AÇILIMI -1978'lerdeki Maraş Katliamı sonrasında Serxwebûn özel sayısındaki bir yazıda; muhtemel bir darbe hazırlığı tesbitleri vardı. -Yine aynı tarihlerde, Elazığ/Fevzi Çakmak Mahalesi baskını ve çok üset düzeyli PKK'linin yakalanması, Şahin Dönmez'in çözülmesinden sonra; artık Öcalan'ın içerde -Kürdistan'da- kalması zorlaştı. Ki tüm bu sepeplerin arasında -bence- Öcalan'ın kollayıp, koruyan derin babaları, kulağına ’Dışarı Çık!..' talimatı verdiler. Ve o, aynen söyeleneni yaptı. En yakınındaki Kesire'sine bile ne bunu söyledi, ne hissettirdi. (Bu da ayrı bir konu..) Suriye topraklarına ayak basar basmaz El Muhabarat'la çalışmayı kabul etti. (Bir başka zaman bunun üzerinde de tartışırız) bu ne celiski sükrü,hem öcalanin artik icerde kalmasinin imkani kalmamisti diyorsun,hemde öcalani kollayip koruyan derin babalari kulagina disari cik talimati verdilerve o aynen söyleneni yapti diyorsun,hangisi dogru sükrü bu milletin kafasi zaten karisik birde senin gibi bilmececileri cözmek zorunda birakmayin insanlari yeter artik dolambacli yollardan bu halki kandirdiginiz, biriniz bilmece gibi komusur aslinda konustugunu zaneder,bir digeri sirlari cözer. net bir sekilde deki öcalan su nedenlerden dolayi disari cikti yada cikmak zorunda kaldi. hem öcalanin icerde kalma imkani kalmadi diyorsun,hemde derin güclerin kulagina cik dediklerini iddia ediyorsun,bu taktikte öcalanin taktigidir iyi ögretmis sana kafa karistirip insanlarin saglikli düsünmesini engelemeyi. 8-İşte bu sırada beni ve hiç tanımadığım (ZY) devreye soktu. Tek gerekçe; ’Altı aydan beri ilişkisiz bırakıldım. Bu bana karşı yapılmış bir harekettir..Onlar (PKK/MK) bana karşı, ben tarihe karşı sorumluyum. Kırbaşı Baskını fiyaskodur. Salih Kandal'ın vurulması komplodur, ihanettir. Bu halkı temsil edememdir' dedi. Ve içerdeki eski PKK/MK'nın tümüne müdahale etti. Onları görevden aldı. Merkezi Serxwebûnları toplattı. Sovyetlerin Afganistan'a müdahelesine ’Devrim' dedi. Yeni örgütlenme şemasını bizlere verdi. Ve bizler direkt ona bağlı olacaktık. O'na ve o'nun bu söylemlerime itirazlarım oldu. Bunları yüzüne söyledim. Ama ülkem, halkım ve mücadelem için asla görevden kaçmam, kaydıyla bir tek ’Mazlum Doğan'ın yakalanması, Başarısız Firarı ve sorumlularının koğuşturması, cezalandırılmasını özel izinini..' istedim. Kabul etti. Onayladı ve ’Sonununa kadar takip et' dedi.)))))) basindan beri bize mazlum,yildirim ve ayselin nasil yakalandigini anlatamak istiyorsun ama anlattigin hic bir sey yok,yine kendini konusturup öcalan nasil kafa tuttugunu anlatiyorsun,üc insain yakalanmasini bile kendini anlatmak icin yaziyorsun,yeter artik bu milleti koyun yerine kyomaktan vazgecin senin taktigin aynen öcalanin taktigidir,her yazdigin yazida kendini anlatmaya calisiyorsun,yine mazlum doganin yakalanmasi,firari sorumlularinin kogustrulumasi ve cezalandirilmasi sartini öcalanin önüne sürdügün iddia ediyorsun peki bu yakalanma ve firar olayiyla ilgili neler yaptiniz?kimseyi cezalandirdinizmi? cezalandirdiysaniz kimdi bu? bu yakalanma ve firar olayinin sorumlularini buldunuzmu?buldunuzsa kimdi? birakin bilmece bulmacalarida bu halka dogru dürüst cevap verin,kafa karistirip,aslinda bir sey anlatmiyorsun bir tek kendini anlatiyorsun. 9-Şimdi gelelim Mazlum Doğanların yakalanması ve Duran Kalkan'ın bu konudaki somut suçlarına. Öcalan'ın yurtdışına çıkışıyla beraber oluşan boşluğu PKK/MK'sı yedek üyesi ve Urfa bölgesi sorumlusu Yıldırım Merkit'in getirilmesi düşünülüyor. Bu nedenle de PKK/MK'si Diyarbakır'da acil bir toplantı yapıp Merkit'i aslî üyeliğe alıp bazı sorunlar için toplanacak. Bunun organizesini de Duran Kalkan'dır. Ve Doğan/Yıldırım/bayan Öztürk'de yanlarında olmak kaydıyla, Urfa'dan Diyarbakır'a gönderilir. Onların gidiş için iki taksi ayarlanır. Biri önde gidecek ve bir olumsuzluk karşısında mendil sallanarak işaret verilecek. Birinci araba geçer ve ikinci araba yoluna devam eder. Ama bir trafik noktasında trafik polisi ehliyet kontrolü yapar. Yolculardan şüphelenirler. Arama yapacaklarını söylerler. Mazlum, durumun kötüye gideceğinin farkına varır ve Suruçlu Haci'ye ’para teklif et.. Yanımızdaki bayanı kaçırdığımızı, başımızın aşiretsel durumlardan dolayı belada olduğunu söyle' der. Lakin polisler inanmaz ve kaba aramada -çamurluk altında- bir kocaman zarf çıkar. Polisler önce bişey anlamaz. Ve siyasi polise haber verirler. Hatta Mazlum'un ve şoför Haci'nin anlatımlarında iki polis arasında tartışma çıkar. Biri ’bırakalım gitsin' derken, diğeri ısrarla ’karakola..' der. Ve karakola gider gitmez durumlar, ayan beyan ortaya çıkar. Mazlum Doğan, İbrahim Şenol, Yıldırım Merkit: Kadir Merkit kimlikleriyle sorgulanır. Belgeleri inkar ederler. Ve Mazlum'un bana anlattğıyla; ’İbrahim Şen' adında bir Hilvanlı'nın kimliğiydi. Sağlamdı. Ben Şen'ın arkasına bir OL ekledim. Ve ben 1. Nolu'ya gittiğim Şubat 1980'e kadar Mazlum İbrahim Şenol olarak Çocuklar Koğuşu'nda yatıyordu. Bu olayla ilgili olarak herkesle konuştum. sükrü kimse senden aldiklari benzini,polisler arasindaki tartismalari yada yildirim merkitin hangi nedenle asil üyeligine getirldini ne soruyor nede merak ediyor bir ton laka luka yazdin ama mazlumlarin kimin sayesinde yakalandigini bir türlü yazmadin.mazlumun hangi kimlikle yakalandigini,ayrica birak mazlumun sana anlattigi kimligin sahibini anlatmayida yakalanmalarinda kimlerin parmagi onu anlat,kimse. yok mazlum ibrahim sen adindaki vatandasin kimligiyle yakalanmis,yok arkasina ol yazmista senol olmus bunlar cok önemli degil yeter dedim bu milletin kafasini karistirmayin,bildigin bir sey varsa anlat ,yoksa laka luka ile bilmdigin bir konuda ahkam kesmenin anlami yok ,bunu kimse anlamsada biz anlariz sükrü.k yok söför haciymis,yok hilvanliymis,sen bildiklerin anlat duyduklarini degil. 9-Uzun yıllar sonra ise Baki Karer'le İsveç/Stockhom'de görüşmemle, Baki bana; ’Bu iş tamamıyle Duran'ın insiyatifindeydi' dedi. İster ihmal, ister kasıt ve ne olursa olsun tek sorumlu tuttuğumuz Duran'dı. Bu yakalanmadan dolayı sorgulandı. Görevsizlendirildi, diyordu. Bu ve diğer Bidon Firar'ın da sorumluluğu Duran'da. Ama ne bu yakalanma ne de Bidon Firarı için ben; kesinkes ’ajandır' demedim ve deme gibi bir hakkım yok. Ancak PKK denilen bu harekette her türlü pis için içinde eğer Duran, eğer Rıza ve eğer Kalkan çıkıyorsa; elbette düşünürüm. Doğal olarak Ankara/Tuzluçayır Ekibi benim aklıma gelir. lafi dolandirma sükrü bildigin bir sey varsa anlat,yoksa hic yazma cünkü gülünc oluyorsun,her seye baliklama atliyorsun bilmedigin, olmadigin ortamlar hakkindada yazilar yaziyorsun,kesinkes ajan dir diyemiyorsan o zaman insanlari saibe altindada birakma hakki yok. 10-Bugün Aysel Öztürk (Çürükkaya)'ya da sordum. O bu olayın içinde, yakalanan, sorgulanan, işkence görendir. Elbette onun da anlatacakları vardır. Ama onun da bu olay hakkında bilgisinin benimki kadar detaylı olacağını sanmam. Çünkü o, daha neden orda olduğunu, niçin Mazlum ve Merkit'le beraber olduğunu bile yanıtlayamadı. Umarım bu yazımdan sonra onun da ekleyecekleri olur. sükrü aysel neden orda oldugunu bile bilmiyordu derken aslinda ayseli asagilama amacli icin kullaniyor bu sözcügü,bununla ayselin aslinda bir sy olmadigini anlatmaya calisiyor halbuki ayselin yarim senelik gerilla pratigi bile sükrünün bütün ömründeki pratige bedeldir,bunuda umarim aysel sükrüye hatirlatir. * 11-Yıllarca bu teşkilatta çalışmış olan bir insan olduğum, ve dışından -son on yıldır- araştırmam ve yazmama rağmen hala her şeyi çözemedim. Çözemem de. Ancak benim gibi herkes konuşur, araştırır ve yazarsa, belki puzle taşları bir araya gelir. Durumun fotoğrafı ortaya çıkar. buda koca bir yalan sükrü,sen yilarca bu teskillata calismis bir insan degilsin. topu topu bir kac yil kiziltepede görev almissin,cezaveine girdikten sonra parti ile hareket etmedigini kendin yazmissin,arsivler ortada,kendi itiraflarinda ben ceza evinde bagimsizdim,pkki ile hareket etmedim diyen sensin. senin yazilarin ve cezavindeki arkadaslarin söylediklerine göre ceza evinde pkk ile hareket etmemmissin ve direnislerden uzak kalmissin,yukarida hayri neden ölüm orucuna katilmadigimi biliyrdu derken yasamayan bir insani sahit gösteriyorsun. yine soruyorum hayrinin bildigini bizede aciklarmisin? gaztedede topu topu bir kac ay kalmissin oda cok önemli bir alan degildi,pkkden gözden düsenlerin bir cogu basina gönderilirdi,bu basinida o kadar büyütmene gerek yok.gazeteye yazi isleri müdürü olmus,imtiyaz sahibi olmus ama müdür v imtiyaz sahibi olduklarini bilmeyen onlarca insan vardir,bir tek polis kapilarina dayanip söyledikten sonra gazetenin sahibi olduklarini anlayan insanlar biliyorum. 12-Ben bu durumu bazı yabancı gazeteci ve yazarlara anlattığım zaman haliyle inanamadılar. Ve hafızaları bu türden şeyi alamadı. bir zahmet kim bu gazeteci ve yazarlar aciklarmisin?yoksa gazeteci ve yazar kiligina girmis bnd den olmasinlar bunlar? 13-Öcalan'ı bugün en çok övenler, içlerinden de en çok sövenlerdir. Ama içleri kan ağlasada bunu dışarı yansıtamazlar. Yansıttıkları an bir ’HİÇ olacaklarını biliyorlar. Bunun nedeni bence çok açık; her birinin çok farklı teslim alınma belgesi vardır. Ve bunlar birer tapu gibi Öcalan'ın elindedir. Kiminin elini kana bulaştırmış, kimini düşürmüş, kiminin ruhuna kadar tecavüz etmiş, kimini turabiden de beter örsünde dövmüştür. Bu özellik ve bu yöntem Duran Kalkan için icat edilmedi. Merak edip araştıracaklar için bir kaç veri sunayım. Şu anda Kandil'da bulunan ve o gariban Kürd gerilla kardeşlerimin başında ahkam kesenlerin bazı koordinat şifrelerini vereyim. -HİÇ'leştirilen A. Haydar Kaytan yıllarca, Haki Karer üzerine yazdığı ’Ben İnsandım' şiirine neden sahip çıkamadı? Eski eşi Cemile Merkit'le evliliği ve çocuk yapma isteminden dolayı ’Zürriyet Düşkünü' olarak az mı süründü. (Cemile Merkit, Yıldırım Merkit'in bacısı olup, şu anda Baki Karer'la yaşayandır.) burdada bir sey anlatmiyorsun,sadece insanlari asagiliyorsun ve mahremlerine dokunuyorsun,bununla eline ne gececek bilmiyorum,kimse baki karer ve cemilenin su anki durumunu merak etmiyor,varsa onlarin pratigi hakkinda bir bilgin onu acikla,insanlarin yasamlarini ifsa ederek eline bir sey gecmez. buda basit bir öcalan taktigidir,onlarin ne yaptiklarini anlatirken aslinda onlari asagilayip gözden düsürümeye calisiyorsun. bize yildirim merkitin kiminle yasadigina baki karer diyorsun onun hakkinda celiskili aciklamalar yapiyorsun ama bir sey anlatmiyosrun.yine anlattigin kendin oluyorsun. 14-Kaytanların birini rehin alıp, bir başkasını yıllarca görevli kılarak esir muamelesi yapan kim? bende halktan biri olarak sana soruyorum kim? kim?kim?kim? acikla sükrü acikla birak bilmeceleri bulmacalari. bunlari böyle muamali yazarak onlarin senin hakinda konusmasinin önünü kesmeye calisiyorsun,onlari baski altina alip tehdit unsuru olarak kulanmaktan vazgec buda öcalanin taktigi. 15-Cemil Bayık'ın başına Haki Karer olayını bir çorap gibi ören, onu sorumlu ve başarız kılan, ardından da boğazına kadar suça bulaştıran, yaralı gerillaların kurşuna dizilmelerini deşifre eden, her fırsatta ’O hammaldır' diyen kim? yine öcalan gibi konusuyorsun,sen bize soracagina kendin cevap versen bunlara,niye bilmeyenlere soruyorsunki? hadi ben sorayim cemil bayikin haki karer olayindaki rolü nedir?biliyormusun? biliyorsan niye bize soruyorsun?kendin aciklasana. 16-Hele de ’Başkanımın hatalarının da militanıyım' diyen Mustafa Karasu niye bunu söyler durur? Onun bu kadar sadakatle bağlı olmasının başka ne gibi incelikleri var? ayiptir sükrü ayiptir bunlari niye soruyorsun?sen bildigini iddia ettigin hic bir konuda cevap verip aciklama yapmiyorsun sadece soru soruyorsun buda senin aslinda hic bir sey bilmedigini ortaya koyar. mustafa karasu niye sadakatle öcalana baglidir?bunun nedenlerini bize soracagina kendin aciklasana. yok cumanin basina kim corap ördü? yok mustafa karasi neden bu kadar öcalana bagli? yok ali haydarin karisini kim niye almis? yok hayri durmus sükrünün neden 14 temmuz direnisine katilmadigini biliyormus? yok suymus,yok buymus,zartmis,zurtmus,birak bu ayaklari sükrü yazacagin her yazini degerlendirip senin bu parti hakkinda aslinda bir sey bilmedigini,sundan bundan aldigin bilgileri millete kendi bilgilerin gibi yuturmaya kalkma,karsina senide partinide,tarihinide ,öcalaninida duraninida senden daha iyi bilenler cikar ve böyle senin yazdikarinin bos oldugunu halka anlatir sükrü.

Deli Dersimli Arkadasin SAukru icin yazdigi bir conuya katiliyorum. Bir seyi net olarak bilmek gerekir, Sukrunun bugun Kurd-Kurdistan derdi yok! Onun tek bir sorunu var Turk basinin sukruden bahs etmesi! Iste Sukru, bu nedenle cok radikal cikislar yaparak, Turk basinida ondan bahs ediyor. Anladigim kadariylan sorunlu bir durumdadir. Yani beyinsel sorunlari var gibime geliyor. Kendi kendisine yasadigi bazi hezeyanlari var galiba. yazilarindada bu celiskiler net anlasiliyor. Ayni makale icinde kara dedigine ak diyebiliyor. Dikat edilirse Duran kalkani sucladigi yazilarda hic bir maddi delil olmamasina ragmen insanlarin kafalarina soru isaretleri sokmaya calisiyor. Belkide gecmisin intikamini boyle aliyor. Sukru cezaevinde Teslim ve ihanetci olmamasina ragmen, Protestocu kisiliginden dolayida direnislerdede yer almiyordu. Zaten cezaevi yonetimide bunu gordugu icin uzerine fazla gitmiyordu. Devamli Buyuk gostermeye calistigi, PKK nin basin yayinin sorumlusuydum palavralari, Delili arkadas bu durumuda iyi cozmus, Dogrudur PKK nin taktiklerinden biri Zayif unsurlari pasif gorevlerde yurutmektir. Bu tur zayiflilik gosteren kisileri basin yayin, legal alanda, avrupada gorevlendirilmisti. Cok iyi hatirlarim Bir ara Yayin kurulusunun sahibi ve bir suru yayin sorumlulugu alan kisi bir mermerciydi. Simi burda ismini yazsam desemki felan kisi kimdir hic biriniz yanimaz adini duymamistir, hatta o mermercinin. gecmiste PKK ile iliskisi yoktur. Sukrunun Sorumluluk yuklendigi tek donem Seksen oncesi, Mardin bolge sorumlulugudur. O surec disinda sorumluluktan ya kacmis, yada verilen gorevler kackinlarin gorevlendirildigi yerlerdir. Ancak Mardin Bolge sorumlulugu yaptigi zaman hakkiylan gorevini ifa ETMISTIR!!! Iste sukru bugun o surecleri anlatirken! Sorumlu kendisi olmasina ragmen PKK-KUK catismasinin talimatlarini baskasinin verdigini idia etmektedir. Peki sormazlarmi adama Sen bostan korkulugumuydun. Tabiki soyledikleri dogru degildir. O surecin bas sorumlusu sukru ve BK dir Bakmayin sukrunun Kac carpi kac boyundaki ducara mermi isabet ettirmedim demesine. Tetige hakim biridir! oyle olmasaydi Seksen oncesi PKK nin catismalarinin yogun oldugu bolgelerde gorev verilirmiydi. Ha birde siverek ve hilvan pratigi vardir! o sureclerdede Siverek ve Hilvanda gorev verilmesine ragmen, Sukru gorev yerinden habersiz kacarak. Mardine gitmisti!!! Yeri geldiginde sikri kucuk daglari ben yarattim der! ancak hesap vermeye geldimi ben hic bir sey yapmadim deyip kuyrugu kisar.... Bugunde Sukrunun yaptigi Turk devletine hizmetten ote bir sey degildir, PKK yi elestirme, daha dogrusu PKK den intikam alma adina tum degerleri peskes cekmektedir... O kadar karaktersizki Kendi sitesinde sukrunun dusuncesinden farkli yazan insanlarin yazilarinin basina ve sonuna Kucuk notlar ekliyerek, onlari bosa cikarmaktadir! Fuat cavguna yaptigi gibi. Bunu yaparkende ayni dusuncede olmasakta her kese tahamul ettigini soyler!!

Yurtsever ama politik olmayan bir kurt olarak Sukru Gulmusun yazilarini okuyunca. Hep celiskiler, spekulasyonlarla dolu oldugunu görmemek mumkun degil. Aslinda kafa bile karistiramiyor cunku celiskiler hemen fark ediliyor. Iddalarin arkasinda herkesin bildigi seylerden fazlasi asla yok; olanlarda spekulasyonvari. Kendisi hapis yattiysa kendi dusunceleri icin yatmis bu iste cikari oldugu icin bazi seyleri yapmistir. Ben bu gun kurt yurtseveriysem bu benim cikarima oldugu icin, aslima sahip ciktigim icin böyledir. Baskalari bana minnet duysun diye asla degil. Bu bana herkesten daha cok akilli oldugum dusuncesine sahip olma hakkini vermez. Yazilarindan ben merkezci oldugu hemen belli oluyor. Evet yazi yazabiliyor ama ikna edici degil nedenmi cunku kendisini bir aziz ve havari gibi lanse ediyor her zaman. Saygilar Sukru Gulmuse! Binlerce kurt gencinin ölumunden o sucladiklariniz gibi sizdede sorumlusunuz. Bir kere siz esas dusmanla hic ugrasmiyorsunuz öyle bir sorununuz yok cunku. PKK den baska derdimiz yokmu biz kurtlerin. Kurtlerin birbiriyle ugrasmasina neden olan insanlardan birisisiniz. Ya ne biliyorsaniz kanitlariyla aciklayin yada kurtleri rahat birakin her gun ayni icerikli yazilari okumaktan biktik. Bozuk plak gibi.Nasnameye baksamda bazan, sizi asla okumuyorum artik.

Değerli arkadaşlar, Şükrü Gülmüş'e aylarca ısrarlı bir şekilde iki soru yönelttim. O hangi havadan çalar hangi konuyu gündeme getirirse getirsin karşısına bu iki soruyu sürdüm. Şükrü beni sitesine yazmaya davet etti. Davetine aynı soruları sorarak karşılık verdim. Rizgari'yi izleyenler hatırlarlar, "[i]hiç kimse için bugüne kadar yapmadım[/i]" diyerek benim adıma övücü bir şiir yazarak sitesine yazmamı tekrardan teklif etti. Teşekkür ederek ve yine aynı soruları öne çıkararak karşılık verdim. Sorulardan birincisi Şükrü Gülmüş'ün devlet tarafından kışkırtıldığından kuşku duymadığım PKK-KUK çatışmasında o dönem Mardin Eyaleti'nin ikinci derece sorumlusu olması münasebetiyle çatışmalardaki rolü ve eline ne ölçüde kürt kanı bulaştığıydı. Sonuçta Şükrü Gülmüş "[i]evet, ben katilim, öldürdüm[/i]" diyerek suç kabul etti ama detay açıklamadı. İkincisi, Şükrü Gülmüş'e alman tıbbi kurumlarınca verilmiş olan amiyane tabiri ile "deli" raporudur. Bu raporla Şükrü Gülmüş'ün cezai ehliyetinin olmadığı, işlediği ve işleyeceği suçlardan dolayı normal bir insan gibi yargılanamayacağı rapora bağlanmış olmaktadır. Şükrü Gülmüş'ün Almanya'da bir almanı bıçaklaması üzerine yargıya sevkedilmesi sonucu bu rapor ortaya çıkmış, mahkeme Şükrü Gülmüş'ün akıl hastası olduğunu havi raporu dikkate alarak hiçbir cezai müeyyide uygulanamayacağına binaen yargılamadan serbest bırakmıştır. Benim ısrarla gündeme getirdiğim bu soruyu da sonuçta "[i]evet, ben deliyim[/i]" diyerek kendi sitesinde cevapladı. Bunların dışında Şükrü Gülmüş'ün yalan söylemek ve basit düzenbazlıklara tevessül etmek, birlikte çalıştığı insanlarla geçimsizlik şeklinde öne çıkan hususiyetleri de var. Bunlar Şükrü Gülmüş'ün eksileri. PKK'ye tavırlı oluşu ise olumlu yanıdır. Bireysel borca mahsub edilebilir ama siyaseten işlevsel olabilmesi dürüstlük şartı gerektirir. Şükrü Gülmüş benim izlediğim kadarıyla ikircikli. Söylemedikleri, gizledikleri, çarpıttıkları söylediklerinden kat-kat daha fazla. Deli raporunu nasıl elde etmiştir, itiraf ettiği gibi delimidir değilmidir bilmiyorum ve bilmek istemiyorum. Ancak yalancı olduğu, insan öldürmeye varan bir yığın çirkin eylemin faili ve suçlusu olduğu muhakkak. Siyasetin ve insan hukuku savunusunun ve hele Kürdistan gibi infazların ve insan hakları ihlallerinin tezgah ve komplolarla elele bir kurtuluş mücadelesini çökertmek için başat yöntemler olarak kullanıldığı bir ülkede cinayet ve komplo karşıtlığı şampiyonluğunun bu suçlardan sabıkalı kişi ve gruplara bırakılmaması sağduyulu her kürdün görevi olmalıdır. Kürtler bunu başarmadıkça insanlık aleminde itibar sahibi olamayacaklardır. Ciğerin kediye teslim edilmesine rıza gösteren mantık kürtlerin üzerinde dikkatle düşünmeleri gereken ciddi bir olguyu işaret ediyor. Kürdistan tarihinin soykırımlar tarihi olduğu kadar siyaseten komplolar ve infaz uygulamaları tarihi olduğu tecrübelerimizle ortada duruyor. Kürtlerin kavgası Öcalan'ın birini kovarken diğerine yer hazırlamaktan dikkatle kaçınmak tahtında başarı şansına sahiptir. Kürtler bir ucubeyi defedip yerine diğerini yerleştirmek, bir diktatörü etkisizleştirip diğerine ortam hazırlamak, yabancı despotları kovup yerine yerli versiyonlarını ikame etmek için mücadele vermiyorlar. Kürtlerin kavgası ülkemizde çağdaş ölçüleri geçerli kılmayı hedefliyor. Kürdistan mücadelesi, bağımsızlığı olduğu kadar özgürlüğü ve demokrasiyi amaçlıyor. Hürmetlerimle.

Sükrü gülmüs alaman tibbi kurumlarinca verilmis olan amiyane tabiri ile "deli"raporuludur.Bu raporla sükrü gülmüsun cezai ehliyetinin olmadigi,isledigi ve isleyecegi suclardan dolayi normal bir insan gibi yargilanmayacagi rapora baglanmis olmaktadir.sükrü gülmüsün almanya da bir almani bicaklamasi üzerine yargiya sevkedilmesi sonucu bu rapor ortaya cikmis,mahkeme sükrü gülmüsün akil hastasi oldugunu havi raporu dikkate alarak hicbir cezai müeyyide uygulamayacagina binaen yargilamadan serbest birakmistir. sayin delil dersimi.bir kac gundur yureginizin sesi parmaklarinizda dökülünce satirlara,her bir yazinizi soluksuz okuyan biri olarak,artik gercekler yerli yerine oturmakta.akilli-deliler belli olmakta.sayin kenan fanin sükrü gülmüslen ilgili raporlu belirlemesini baslik olarak aktarinca yukariya,artik demek cokta akilli güzükmemek gerek.yosa boyle raporlu tescilli olusun aciklanir.raporlu bir delinin kuyuya tas atisida yaman oluyormus meger.artik sükrü kuyunun dibinde. benimde bir iki sorum olacakti sükrü gülmüse;ama artik tescilli,raporlu bir deliye ne sorula bilinirki.allah akil ihsan eylesin.yanliz bir kaygimi paylasmak isterim.sayin kenan fani sükrüylen ilgili gercegi aciklarken hicte iyi yapmadi.bunu duyan diger akillarda ya rapor icin siraya girerlerse vay halimize.sayin delil dersimi bir ricam olacak,yazdiklarinizi tam okumadan bir digerini görunce,okudugum yaziyi birakip digerini okumaya calisiyorum.biz okurlara biraz okuma zamani biraksaniz. hürmetler

söylediklerinde haklisin ama kürd kaninin dökülmedigi tek bir saat varmi kek balyoz. bazilari icin bunun önemi yok biliyorum. onlar aliskindirlar kürd milleti katledilirken,satilirken seyretmeye,onlar isim icin haftadan haftaya yazi yazarlar,onlarin zamanlari bol,günde on kürd ölmüs sorun degil onlar icin dedigim gibi. ama tahtlari sallandi,kürd milleti öcalanin yaninda bunlarinda aslinda birer öcalan oldugunu ögrendi,ve ögrenmeye devam edecek. saygilar

Elinde deli raporu olmayan serbestce dolasan paranoid-sizofrenlerden bir tanesi de siziniz. Bu hastaliktan dolayi sizi kinamiyorum .Bu sizin sucunuz degil dogum esnasinda beyniz hasar gormesinden olabilir,genetik olabilir,cevre sartlari olabilir ... hasta genelde daha cok kendine zarar verir. tedavisi yoktur sadece tabletler hayal gormeyi(halusulasyon) gormeyi ,kulaga sesler gelmesini(deluzyon) engeller. gecmis olsun.

Kimliğini kişiliğini saklayarak forumlarda insanlara çatmakla tatmin bulan, açıktan söyleyeceği bir tek sözü olmayan ahlak düşkünlerine ilaveten ışığa çıkmaktan kuduz misali ürken senin gibi paranoyaklar aramızda kol geziyor.

daha 3 -5 ay evvel bir daha bu forumda artik yazmayacagini belirtmistin. neden verdigin sozun arkasinda durmadin? yukarda saga-sola catip tatmin olan ben miyim yoksa Sukru`ye catip tetmin olan sen miisin? neden yazilarinda bolca arapca ve farsca kelimeler kullanmayi yegliyorsun?Kendini bilgin biri olarak tanitma ihtiyacinin neden hissediyorsun? bu forumda yazan herkes mahlas kullaniyor .Kenan Fani mahlas mi gercek isim mi nerden bilecegiz>? Dunyadaki tum gazete ,dergi ve forumlarda katilimcilar hep mahlas kullaniyor .Amac ,kisilerin kendi gercek iismleriyle soyleyemedikleri fikirlerini sansursuz,acik ve net olarak yazmalari degil miidir?

Ülkede iken avrupada yeni yayin hayatina baslayan özgür politikanin bir sayisi elimize ulasmisti.BBC,gibi yayinlarin disinda haber kaynagi sikintisi ceken gerilla icin eskide olsa bir gazete bulup okumak degerliydi.Birde bu bizim gazetemizdi reklam ilanina kadar okurduk. O gazete sayisinin arka sayfasinda Agit arkadasi anlatan tam sayfa bir yazi vardi. Yazi Sükrü gülmüs adina yayinlanmisti.Yani yazan kendisiydi. Yine kendini anlatiyordu.Mazlum Dogan karsisinda estirdigi beyin firtinasini övüyordu. Manevi komutanimiz,rehberimiz Agiti anlatiyor diye alaka gösterip yaziyi bir gurup arkadasla toplu okuyorduk. Yazida Kürdistan vietnamdaki gibi uzun süreli halk savasinda Kürdistanin Giyapi kim olur diye sükrüye Mazlum arkadas bir soru sormus. Sükrü de aninda cevap verip Kürt giyapi nin Agit arkadas olacagini söyleyince Mazlum arkadasin buna katilmadigini yaziyordu. Agit arkadas siradan bir savasci degil.Kürdistan tarihine yön veren tarihi bir sahsiyet büyük bir komutandir. Böyle büyük bir efsanenin yasami cok konusulur tartisilir insanlar onun hakinda bilgi sahibi olur. Agit arkadasi okuyup arastiran herkes onun hakkinda ögrenecegi ilk seylerden biri Mazlum arkadasla olan iliskileridir. Agit arkadasla tanisip,PKK ile beraber hareket etmesini saglayan kisi Mazlum dogan arkadastir.Agit arkadasin yasimi ve özgecmisinde tarih bunu böyle anlatir.Ama Sükrü o yazisinda bunun öyle olmadigini inceden inceye isliyordu.Yazisinda Mazlum arkasin Agide inanmadigini bile yaziyordu. Icimizden bir arkadas buna karsi cikti.Sükrü degil Mazlum arkadasla tartissin,onun oldugu yerde sesini bile etmez mis dedi,ki dediginin dogrulugu onun ayriksi durusundandir. Benim merak ettigim sükrü Mazlum arkadasa karsi bu kiskancligi niye.Yada Mazlum aradasa karsi olan hisleri sadece bir kiskanclik sebebiylemidir. O yazi Sükrünün son yazisi oldu sanirim.Ondan sonra kendisi kafayi siyirip delilige vurdu kendini.Bir ara yattigi hastahanede hemsirelerin sac ve göz rengine takmisti kafayi Kürtce haftalik Welat gazetesinde fantazik yazilar yaziyordu. Avrupada psikkolojik sosyal,ruhsal deprasyona giren insanlara doktorlar kedi köpek önerir.Toplum disi kalmis bu hastalar evlatlik edindigi kedi köpeklere tüm sevgilerini verirler. Bizim deli sükrü kedi köpek evlatligi edinmedi ama nur topu gibi nasname edindi.Sevgisi,aski,dostu,dert ortagi,yari,hayat arkadasi,sirdasi kisacasi herseyi nasnamesidir. Evlatligi nasnamenin selameti icin yürtseverler haric herkese aciktir kapisi.Kürt katili sebekesi hizbulkontra cinayetlerini müslüman kürtlerin kominist kürtlere karsi eylemi olarak mesru gören Sitki Zilan adindaki yobaza bile eyvallah dedi.Peki sükrü katledilen o insanlarin kominisligin k sine bile inanmadiklarini bilmeyecek kadar geri zekalimi ki o tür yazilara müsade ediyor. Fuat cavgun arkadasidir,sor dedim defalarca.Senerin yönetimine isyan edip ona karsi darbeye girisen hilvancilik,silvancilik zikkimin kökücülük yapip darbe bildirilerini yayinlayan,Senerin idam iddanamesini hazirlayan fuatlar hangi yüzle senerin magduruyetini savunuyor. Yine Selimin Ceyhan ceza evinde iken kac insani sosyal tecrite koydugunu,onlari aclikla terbiye ettigini,nasil eli sopasiz esta oldugunu yaz dedim. Selimin Bartin cezaevinde Fasistlerle karisip barismasini,eregli jandarma alay komutaniyla hastahanede kurdugu diyalogu,hasta olmadigi halde aylarca neden hastaheneye götürülüp getirildigini,ceza evinde oldugu halde dergilere hangi imkanlarla röportaj demeclerini verdigini,kisacasi disariya nasil hazir hale getirildigini merak etmiyormu diye yazdim.Ne cevap aldim,nede sorularim,yorumlarim yayinlandi.

öncelikle belirteyimki birilerine firsat dogdu ya . Sükrü elestirisi üzerinden Kemalist teslimiyetci Apo ve PKK sini övülüyor.. önce sormak gerek Eyyy Apoist güruh sizler önce bu halka Kürdistan adli göznuru vatana yaptiklarinizin bagimsizlik sevdamizi Kemalizmin kuyruguna takip imralidaki korkagin Sac larina kurban etmedinizmi.. Sükrü evet delidir , yalan söyler , Kürdistan gibi bir derdi yoktur.Kendisini konusturur. Adinin bir yerlerde gecmesi icin bin takla atar bunlar dogru.. Sükrü yada Selim ikisinin ortak özelligi budur..Adlari gecsinde nasil gecerse gecsin.. Ama bir sey varki bu iki insan en kötü kosullarda bile anam türktür devlet hizmet versin amadeyim demedi.. Sükrüyü ayni cenahtan olanlar elbette elestirmeli mahkum etmeli ancaak.. Apoist mürüdlerin buna hiic hakki yok.. Adama derlerki önce kendi evinin önünü süpür.. Kek Delil ve Kenan Fani nin söylediklerinin tümüne katiliyorum.. Keske Halis Acar konussada neden Nasname`den ayrildigini söylese.. Ayrica hakkini verelimki Nasname deli Sükrünün elindede olsa cok önemli isler yapti.. muhalefet odagi oldu..ve gelinen noktada saflar metlesiyor.. Ben sahsen Ne apoist mürid takimindan neden Sükrü Selim , C.Yüce vs ekibinden Kürdistana tek bir fayda gelmeyecegini biliyor/inaniyorum. Bunlar birbirini yasatan iki kirli yapidir ikisi birbirinden ayrilmaz , biri digerinin varligi üzerine konumlanmis. Bu noktada derimki yasasin Bagimsiz Birlesik Kürdistan Mücadelesi.. Yasasin elini tasin altina koyup Apoist teslimiyete ve bu güne kadar Apo muhalefetinden baska bir halt islemyenlere karsi cikan gercek Kürdistanlilar. Ne kamalist Apo izm nede fetulllahci Türk basinina servisci ve özünde ayni olan iki taraf. Kürd ve Kürdistan baskada yol yok.. selamlar.

Amansiz TC asimilasyon ve devsirme programinin en acik etkileri, Kürdistan'da bati Anadoluya yakin/komsu Kürdistan kentlerinde ve birde Kürdistanin degisik noktalarindaki (sehir-kasaba-köylerde) görülmektedir. TC asimilasyon ve devsirme programi cok yaygin ve etkili olmasina ragmen, köklü ve tarihi kültür ve dil sahibi olmalarindan dolayi, kürtler tam yutulamadi, tam asimile edilip devsirilemedi. Fakat bu amansiz devsirme carkinin agzina düsmüs kürtlerin durumu gercekten de vahim. Asimilasyonun derin etkileri kürt toplumunun bireyleri üzerinde degisik derin etkilerde bulunmaktadir. Bu cok cesitli ve cok dalli etkilerin neler oldugu ve kürt sahislarinin nezdinde nasil basgösterdigini, ne gibi özelliklere sahip oldugu konusu, baslibasina genis bir sosyo-psikolojik calismayi gerektiriyor. Ancak bir tanesine deginebilecegim bugün: özenme.. Bazi kürtler asimilasyon programlari sonucu türklüge özenmenin müthis hastasi olurlar. Hatta Bati (Suriye) ve Güney (Irak) Kürdistan kürtlerimizin üzeinde de bu özenti hastaligi zaman zaman görülebilmektedir. Sükrü Gülmüs cok yönleriyle türklüge müthis özenen bu devsirik kürtlerdendir. Diyarbekir, Urfa, Elazig'da bu bozuk kürt tiplerine rastlandigi gibi Mêrdîn ve Qosar'da da bu tiplere cok rastlanmaktadir. Örnegin bunlarin türkce konusmak ve türkce yazmalarina bakin. Tamamen türklüge özenir bir bicimde türkcenin özgün sivesiyle, agizlarinda kelimelerini telafuz etmeye calisirlar ve konusma tarzini türkce siveyle yapmaya cok özen gösterirler. Bunu derin bir husu icinde yaoarlar beceremedikleri halde. Kendini tam türk gibi görürler böylesi zamanlarda. Bunu da tam kabul ettikleri gibi cok mesru bir durum olarak görüp savurnurlar. Bunlarda kürtlük yüzeysel, türklük ise temel ve herzaman ön planda görülmektedir. Türkce konusma ve yazma özentisi bircok taninmis ve anonim kürtte mevcuttur. Bu agir bir hastaliktir Tedavisi zor olmakla birlikte mümkündür. Ama asiri bir hal almis hastalik ve derin sahsiyet bozuklugu yaratmis kisilerde ise bu hastaligin tedavisi mümkün degildir. Bu cesit asimilisayona/hezeyana ugramis cok kisi var toplumumuzda. Isim vermek dogru bir tavir olmaz. Ancak türklük hastaligina yakalanmis ve hastaligi asiri ilerlediginden tedavisi mümkün olmayan hastalari ise taniyip, toplumumuzu daha fazla bulandirmadan kesip atmaliyiz. Sükrü Gülmüs, Abdullah Öcalan ve benzerleri bu agir ve tedavisi mümkün olmayan hastalar arasindadir. Bu iki taninmis "ESKI" kürtlerimizin ikisi de dikkat ederseniz, kürtlüge sinirsiz saldirlar yaparak, ayni isin pesinden kosmaktalar: "türk-kürt kardesligi" Türk-kürt kardesligi, kardeslik ve baris ortaminin saglanmasi sorunlari kürtlerin sorunu mudur? Olsa olsa bu elinde balyozla kürt halkinin kafasina habire darbe vuran türklerin sorunu degil midir? Kürtlerin tek bir sorunu: ülkelerini bu baris ve huzurumuza tecavüz eden saldirgan güclerin elinin altindan cikararak barisi saglamak degil midir? Gerisi bes paralik zirvalamaktan baska bir sey degildir. Sükrü Gülmüs ve Öcalan'in kürtlere saldirarark türk-kürt barisi saglayacagiz dedikleri zirvalari onlarin agzina tikmasini bilelim. Saygilarimla Idrisko

seni gidi pislik,hadi baskasina itlik yapma,birak senin sahibib havlasin Delil Dersimi senin ve efendinin kuyrugunu sikistirdigim farkindayim,halis acar sendende yedi sülalendende onurludur. itlere ayiracak zamanim yok

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.