Ana içeriğe atla

Amansiz TC asimilasyon ve devsirme programinin en acik etkileri, Kürdistan'da bati Anadoluya yakin/komsu Kürdistan kentlerinde ve birde Kürdistanin degisik noktalarindaki (sehir-kasaba-köylerde) görülmektedir. TC asimilasyon ve devsirme programi cok yaygin ve etkili olmasina ragmen, köklü ve tarihi kültür ve dil sahibi olmalarindan dolayi, kürtler tam yutulamadi, tam asimile edilip devsirilemedi. Fakat bu amansiz devsirme carkinin agzina düsmüs kürtlerin durumu gercekten de vahim. Asimilasyonun derin etkileri kürt toplumunun bireyleri üzerinde degisik derin etkilerde bulunmaktadir. Bu cok cesitli ve cok dalli etkilerin neler oldugu ve kürt sahislarinin nezdinde nasil basgösterdigini, ne gibi özelliklere sahip oldugu konusu, baslibasina genis bir sosyo-psikolojik calismayi gerektiriyor. Ancak bir tanesine deginebilecegim bugün: özenme.. Bazi kürtler asimilasyon programlari sonucu türklüge özenmenin müthis hastasi olurlar. Hatta Bati (Suriye) ve Güney (Irak) Kürdistan kürtlerimizin üzeinde de bu özenti hastaligi zaman zaman görülebilmektedir. Sükrü Gülmüs cok yönleriyle türklüge müthis özenen bu devsirik kürtlerdendir. Diyarbekir, Urfa, Elazig'da bu bozuk kürt tiplerine rastlandigi gibi Mêrdîn ve Qosar'da da bu tiplere cok rastlanmaktadir. Örnegin bunlarin türkce konusmak ve türkce yazmalarina bakin. Tamamen türklüge özenir bir bicimde türkcenin özgün sivesiyle, agizlarinda kelimelerini telafuz etmeye calisirlar ve konusma tarzini türkce siveyle yapmaya cok özen gösterirler. Bunu derin bir husu icinde yaoarlar beceremedikleri halde. Kendini tam türk gibi görürler böylesi zamanlarda. Bunu da tam kabul ettikleri gibi cok mesru bir durum olarak görüp savurnurlar. Bunlarda kürtlük yüzeysel, türklük ise temel ve herzaman ön planda görülmektedir. Türkce konusma ve yazma özentisi bircok taninmis ve anonim kürtte mevcuttur. Bu agir bir hastaliktir Tedavisi zor olmakla birlikte mümkündür. Ama asiri bir hal almis hastalik ve derin sahsiyet bozuklugu yaratmis kisilerde ise bu hastaligin tedavisi mümkün degildir. Bu cesit asimilisayona/hezeyana ugramis cok kisi var toplumumuzda. Isim vermek dogru bir tavir olmaz. Ancak türklük hastaligina yakalanmis ve hastaligi asiri ilerlediginden tedavisi mümkün olmayan hastalari ise taniyip, toplumumuzu daha fazla bulandirmadan kesip atmaliyiz. Sükrü Gülmüs, Abdullah Öcalan ve benzerleri bu agir ve tedavisi mümkün olmayan hastalar arasindadir. Bu iki taninmis "ESKI" kürtlerimizin ikisi de dikkat ederseniz, kürtlüge sinirsiz saldirlar yaparak, ayni isin pesinden kosmaktalar: "türk-kürt kardesligi" Türk-kürt kardesligi, kardeslik ve baris ortaminin saglanmasi sorunlari kürtlerin sorunu mudur? Olsa olsa bu elinde balyozla kürt halkinin kafasina habire darbe vuran türklerin sorunu degil midir? Kürtlerin tek bir sorunu: ülkelerini bu baris ve huzurumuza tecavüz eden saldirgan güclerin elinin altindan cikararak barisi saglamak degil midir? Gerisi bes paralik zirvalamaktan baska bir sey degildir. Sükrü Gülmüs ve Öcalan'in kürtlere saldirarark türk-kürt barisi saglayacagiz dedikleri zirvalari onlarin agzina tikmasini bilelim. Saygilarimla Idrisko

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.