Konumuz Ergenekon.
Ahtapot!
Türk egemenlik sistemin esas adı.
Son dönemlerin revanş ismi.
Gündemimizin ana konusu.
Gerçi daha önce ismi başka biçimde telefuz edilse de, tüm yaşantımızı yönlendiren celadımız.
Celat dedik de; öyle tekil değil, çoğul.
Çok kimlikli.
Sağcısı var, solcusu var, dindisi var, Kürtçüsü var.
Resmisi, sivili var demek zaten gerekmiyor.
Her şey çıplak olarak orta yerde.
Sorun bu değil, saydıklarımızın kimisinin bizden görünmesi ve kökümüze incir ağacı ekmekle görevli oluşları.
Bunu görmek çok önemli.
Dahası deşifre etmek daha önemli.
Sevgili ağabeyim Veysel MERİÇ, bu konudaki öngörülerini daha önce bizlerle paylaşmıştı.
O dönem kimileri tarafından „komplo teorileri“ olarak değerlendirilmişti.
Kimisi sırası mı demişti.
Kimisi kanıt, belge, kürek istemişti.
O, bunlara aldırmadan öngörülerini yazdı.
„İhanetin mühürlü belgesi olmaz. Ama teori ve pratiği çıplak“ dedi.
Sorun bunu görebilmek ve seslendirebilmektir.
O, bunu gördü ve kamuoyuyla paylaştı.
Süreç onu doğruladı.
„Ergenekon operasyonu“ süreciyle gerçi bizlerin bildiği, ama bir çok gören körlerin göremediği, görenlerinde seslendiremediği bir çok „karalık ilişki“nin açığa çıkması bize;
„Biz Demiştik“ deme hakkını verdi.
Hani derler ya: Sezar'ın hakkı Sezar'a! Bizimkide o hesap.
Konunun güncelleşmesi Veysel ağabeyimin daha önce yazdıklarını yeniden siz değerli okuyucularla paylaşmamı gerektirdi.
Başta Veysel ağabeyim olmak üzere siz değerli katılımcıların hoşgörünüze sığınarak, daha önce seri olarak yayınlanan makaleleri belli aralıklarla yayınlamayı düşünüyorum.
Yararlı olacağını umuyorum.
Sevgi ve saygılarımla..
HAINLIK TÜRK EGEMENLIK SISTEMINDE BIR KURUMDUR (1)