Ana içeriğe atla

SÜRECİMİZİN BİTMEYEN SANCILARI!-1

Şöyle bir durup geçmiş tarih olan 1945 yıllarında Irak Komünist Partisi genel sekreteri olan Yusuf Selman Yusuf’un el-Kaide gazetesinde Kürd ulusuna öncülük edecek ulusal demokratik bir partinin kurulması gerektiği konusundaki şu açıklamasına baktışımızda, sanki bugün içinden geçtiğimiz süreçte Kuzey Kürdistanlı anti – sömürgeci güçlere ilişkin bir çağrı yapıyor ve şöyle diyor:

“Ey Kürt Halkının bütün kesimlerine mensup bilinçli ve yurtsever kimseler! Halkınızın sorunu boynunuzda bir emanettir. Sizi seçip oraya süren halkınıza karşı görevinizi yerine getirin. Şu anda içinde bulunduğu bu olumsuz durumdan kurtulması için halkınıza öncülük edin. Kürt Halkının pratiğiyle örtüşen bir Kürt Halk örgütlenmesini gerçekleştirin. Kürt Halkının çıkarlarına hizmet edecek bir örgüt.”(*)

Işin can alıcı noktası burada yatmaktadır. Bizim üzerinde durup düşünmemiz gereken ve dönemin en acil görevi olarak önümüzde duran bu yakıcı sorunu tartışmak durumundayız, çünkü, hayat bizi buna zorlamaktadır.

Orta – Doşunun savaşı da barışı da Kürd Ulusunun kaderiyle orantılı olarak gelişmektedir.. Yılların deneyimleri vardır. Hatalarımız ve yanlışlarımız doğrularımızdan fazladır, bunu asla unutamayız. Her yenilgi kendi iç dinamiklerimizi parçalamıştır. Bu parçalanma, kendi gurup ve parti çıkarlarımızın ulusal çıkarlarımızın üstünde yer ettiği için derin yaralar açmıştır bağrımızda. Güçlü olduğumuzda baskıcı olmuş karışmızdakine saygı göstermemiliz, zayıf olduğumuzda ise güçlüye tapınmayı geliştirmişiz. Ulusal olduğu kadar uluslar arası arenada da ulusal mutabakatı sağlayamadığımız için sömürgeci tasallut; iç çatışmamızdan doğan hatalarımızdan sürekli kan almıştır.

Bugün Güney Kürdistan da ki gelişmeleri birazda bu çerçevede izlemek gerekiyor. Güney Kürd ulusal hareketi kendi içinde birliği sağlamadığı sürece Kürd ulusunun güney parçasında federe devlet olma şansını bir kere daha kayıp etme riskiyle karşı karşıyadır. Onun için Güney Kürd ulusal hareketini uyarmak, eleştirmek ve ileriye doğru iteklemek durumundayız.

Şunu bir kez daha görmek durumundayız ki, bugün Orta – Doğunun cadı kazanını yeniden, fakat farklı biçimde kaynatmak isteyen sömürgeci devletler her gün yeni atraksiyonlar geliştirmeye çalışıyor.. Yeni yeni işbirlikleri, yeni antlaşmalar ve yeni güç birliklerine doğru gitmektedirler. Aralarında tarihsel olarak var olan çelişkiler Kürd sorunu karşısında birden bire buharlaşıp havaya uçuyor.

Oysa biz Kürdler birlik noktalarımızdan çok ayrılık noktalarımız üzerinde durarak aramızdaki çelişkileri derinleştirmekteyiz. Her zaman birlik çağrıları, birlik metinleri, birlik toplantıları yapmışız, yapmaya çalışıyoruz, fakat birlikten çok kendi aramızdaki ayrılıkları derinleştirmeye gayret etmişiz; ediyoruz. Güneyli Kürd Ulusal hareketinin de içinde bulunduğu açmazlardan biri de budur ve bu anlamda Güneyli Kürd ulusal hareketi yeni bir sancının düşümü ile bir kez daha derin bir kuşatmanın altındadır ve bu kuşatma çok hassas dengelerde yürütülmektedir.

Görünümde ABD’nin “rahatsızlığına” rağmen Türk sömürgeci devleti Suriye ile ilişkilerini derinleştirerek ve Iran ile yeni düzenlemeler içinde hareket ederek her şeye karşın Israil ile “ barış “ çubuğu tüttürmek istiyor(!) Güney Kürd ulusal demokratik hareketin mevzi gerisini boşaltmak amacıyla Güneyli Kürd ulusal hareketini Orta – Doğu da yalnızlaştırmayı hedeflemektedir.

Bunun yanında diğer parçalarda ki Kürd ulusal hareketleri henüz atraksiyon yapabilecek güç ve beceriyi gösteremediği için sömürgeci devlet tasallutunun önünde devrimci bir barikat olamaması Kürd ulusu için dezavantaj durumunu oluşturmaktadır.

Diaspora da ki Kürdler ise bir başka macerada koşuyor. Oysa, diaspora Kürdleri çok önemli bir mevzi ve cephe gerisidir. Bunun önemini kavrayarak hareket edilmesi gerekiyor. Güney Kürd ulusal hareketinin içinde bulunduğu kuşatmayı bu cepheden kırma şansına sahibiz ve üstelik orada ki Referandum Hareketiyle derin ilişki içinde olunması çok önemli bir durumdur; önemli olduğu kadar gelecekte uluslararası alanda Kürd Ulusal Konseyinin yaratılmasının teminatı da olacaktır ve bu hareketin Kürdistanın diğer parçalarında geliştirilmesine önem verilmelidir. Bu hareketin gelişmesi; geliştirilmesi sonucunda yeni bir örgütlenme doğacaktır ve bu örgütlenmenin asıl yanı temel öğesi Ulusal Demokratik olarak Kürd ulusal mutabaktIn gelişmesini güçlendirecektir.

Kuzey Kürdistan da ise H.Hüseyin Yıldırım arkadaşın dediği gibi bir açmaz yaşanıyor ve o açmazı da şöyle tanımlıyor:
“Herkesin hem A, hem B planı vardır. Peki ya biz Kürtlerin? Bırakın B planı A planında bile yoksunuz. Kuzey Kürdistan Kürt politik önderliğin bir planı olduğunu kim iddia edebilir? “(**)

Kimse iddia edemez elbet(!) fakat, sol çocukluk hastalığı olan politikalarından da geçilmiyor. Sürekli bu sol çocuk hastalınan ideolojik açmazları Kürd Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin önünde durdukça elbette ki “Kürt politik önderliğin bir planı” olmaz; olamazda. Hele ideolojik planda “vurdulu, kırdılı” Türk filmlerini aratmayacak Arabeks politikalarla hiç mümkün değildir. Biraz hayatın kendisiyle başık olmak durumundayız.

Yukarda da belirttiğim gibi, yanlışlarımız, hatalarımız doğrularımızdan çok fazladır. Bunun altını kalınca çizmek gerekiyor. Kendi hatalarımızın kaynağı gene kendimizdedir; Kendi içimizdedir. Onun için hatalarımızın bertaraf edilmesi ulusal kimliğimizi demokratik normlarla besleyerek mümkün olacaktır.

Bunun yolu da demokratik mevzilerin geliştirilmesi ve kendimizi yeniden gözden geçirmemizle mümkündür.

Şunu unutmamak gerekiyor ki, ulus olarak, toplum olarak farklı kategorilerden, farklı sınıf ve tabakalardan, farklı etni ve kökenden olarak bir arada yaşmaktayız bunun içinde birbirimize tahammül etmek, saygı göstermek durumundayız. Ancak bu şekilde yeni alanlara, yeni mevzilere çıkabileceğiz. Sürecimizin aşılmasında temel etken burada yatmaktadır. Kuzeyli Kürd ulusal hareketleri yürüttüğü mücadele boyunca bunu hep ihmal etmiştir. Bugünkü daralmasının, önderlik planından yoksun olmasının nedenlerinden birde budur. Ben olmaktan Biz olmaya doğru adım atamamıştır. Ben etrafında kendi kendini daraltmış, parçalamıştır. Oysa Ben Biz’ in bir parçasıdır. Biz Benlerin toplamından oluşmaktadır.

Metin ESEN
-----------------------------------------------------------------------------------------------------

(*)BARZANI ve Kürt Ulusal Özgürlük hareketi.syf.505-506 Mesut Barzani.Doz yy.
(**) A PLANI OLANIN B PLANIDA VARDIR. H.Hüseyin Yıldırım. Newroz Com. 02.05.05

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.