Ana içeriğe atla

BAGIMSIZLIKCI HAREKETIN BIRLIK SORUNU VE ULUSAL CEPHE!

Kuzey Kürdistan´in bas asagi cevrili UKM´ni ayaklari üzerine cevirmenin olmasa olmazlari asilmasi gereken iki problemi var. Birincisi, bagimsizlikci güclerin daginikliginin giderilmesi; ikincisi, ulusal birligin saglanmasidir.

Kuzey KUKM tarihinde “ulusal birlik” daima gündemde oldu. Ancak bu alanda kayde deger bir adim atilmadi. Bunun nedenleri var. Bir kere ulusal birligi ete kemige büründürecek ne siyaset aktörleri, ne de bu konuda maddi bir güce ulasmis ulusal bir mutabakata harc olacak düsünsel bir veri var. Zaman zaman girisimler olduysada bir konsensüs yaratilamadi.

Bu konuda kim hakli kim haksiz meselesi daima gündemimizi isgal edegeldi. Fakat taraflarin bu konuda da saglikli bir yaklasim sergiledikleri söylenemez. Birilerinin bu konuda en zaafli olmasina karsin, her zaman “dogru” söylemisler-yapmislar gibi ucuz bir yöntemle kendilerini paklamalarida sorunu cözmemistir. Dahasi sorunun agirlasmasinda bir islev görmüstür.

Bir kere bir konuda anlasmak lazim. Niye ulusal birlik? Öngörülmesi gereken ulusal birligin hedefi ne olmalidir? Bu aciga cikarilmadan sürdürülecek ulusal birlik olusturma cabalari daha evelkilerinin akibetine ugrayacagindan kimsenin süphesi olmasin.

Bana göre ulusal birligin parogrami, ulusun temel haklari temelinde förmüle edilmeden gerceklestirilemiyecegi gecmis deneylerden ortaya cikmis bulunmaktadir. Ülke, ulus ve iktidar perspektifinde yoksun birliklerin ulusal birlik olmadigi ve olmayacagi kavranilmalidir.

Ulusal birligin hedefi Kürt millet iradesini ortaya cikarmak ve iktidarlasmasini saglamak olmalidir. Bu hedeften sapilmis birlikler ne ulusal birliklerdir, ne de buna itibar edilmelidir.

1993 yilinda baslayan Kuzey Kürdistan “ulusal cephe” calismalari bilinen nedenlerden ötürü sonuclanmadi. Zaten bilinen nedenlerden dolayi bu calismanin fiyaskoyla sonuclanacagi belliydi.

Daha sonra malum cevreler disindaki Kuzey Kürdistanli örgütler, PNK-B (Platforma Neteweyî a Kurd?stana Bakûr) catisi altinda calismalarini sürdürdüler. Ne gibi calismalar yaptiklari herkes tarafindan bilinmektedir. Yapilan calismalari kücümsememek gerekir, ama kendisinden beklenen bir performasyonda sergiliyemedigide aciktir.

Bunun bir cok nedenleri var. Birinci neden, platformu olusturan örgütlerin varlik-yokluk konumlaridir. Ikincisi, platformu olusturan örgütlerin varolus nedenlerinin cok farkli hedeflere sahip olmalaridir. Bu nedenle platform programi bir cok örgütün varolus nedeniyle catisir durumdadir. Dahasi cok geri bir programdir.

Sömürgecinin biz Kürtleri asagilamak icin dedigi, “Kürde pisiklet ne gerek” söylemi gibi, Kürt reformist hareket tarafindan Kürdün devlet kurmasi “gereksiz ve imkansiz” siyasetin dayatildigi bir atmosferde ulusal birlik olusturulabilinir mi?

PNK programina sindirilen bu anlayis, ne kadar Kürt millet iradesini ifade edebilir? Bu sorgulanmadan, asilmadan Kürt millet iradesi ortaya cikarilabilinir mi?

Örnegin, PNK bünyesinde yer alan örgütler, Kuzey Kürdistan´da bir referandumun yapilmasi icin basta BM olmak üzere dünya demokratik gücler nezdinde bir girisim konusunda anlasabilirler mi? Referandumun kosullarinin bugün olup olmamasi ayrica tartisilacak bir konudur.

Ikincisi, PNK üyesi veya degil Kuzey Kürdistanli örgütler, bir avuc Türk´ün Kibris´ta elde ettikleri hedef konusunda anlasabilirler mi? Kibris Türk´ünün kazandigi hedefin bagimsiz devlet oldugunu herkesin bildigine göre Kuzeyli örgütlerimiz bunu ulusal cephenin programi yapmasinda anlasabilirler mi?

Birilerimiz önümüze her mikrofun uzatildiginda veya önümüze teyp konuldugunda, “vallahi billahi biz Türkiye´den ayrilmak istemiyoruz” demeyi terk edebilirler mi? “Evet biz Kürtler devlet kurmak istiyoruz” diyebilirler mi? Sorulari cogaltmanin bir anlami var midir?

Peki bunlar yapilamadigina göre, Kürt millet iradesini nasil egemen kilacagiz?

Kimden korkuyoruz, kimden utaniyoruz. Düsmanin dünden bugüne tüm deger yargilarimiza küfür etmeyi siyaset ettigi bir ortamda kendi kendimize uyguladigimiz otosansür disinda bizi engeleyen ne?

“Demokratik cumhuriyet”en tutun “Türkiye´ye demokrasi, Kürdistan´a özgürlük” diyen cevrelerin Kürt ulusal birligi politikasi olabilir mi? Bu cevrelerin cokca vurgu yaptigi “Türk kardeslerimiz” ve “Türk dostlarimiz” dediklerine verdikleri kiymetin binde birini Kürt kardeslerine sunsalardi Kürt ulus iredesi coktan maddi bir güc haline gelmez miydi?

Ama onlar, bunu yapmazlar. Cok meskullar. Islerine bakiyorlar. Isleri nedir, diye merak edenleri merakta birakmayayim. Onlar, Kürtleri sömürgecinin kapisina baglama siyaseti yürütüler, yürütüyorlar. Uzadi, tekrar basa dönüyorum.

PNK programina iliskin zaman zaman tekrarladigim bir arkadasin cok güzel bir belirlemesi var. Arkadasimiz programi okuduktan sonra masaya koydu ve “Her sey tamam ama bir eksigi var. Bu programin altina Kürt örgütleri elele bitlikte teslimiyete slogani eksik” dedi.

Dediginde hakli. Programin degistirilmesi icin PS-KAWA olarak cok caba sarfetik. Ama basaramadik. Hatta bu nedenle bir dönem platformla iliskimizi bile askiya aldik.

PNK Programi, Kürt millet iradesini ifade eden bir program degildir. Eger ulusal cephe olusturulmak isteniliyorsa Kürt millet iradesini programlamak gerekir. Buna gelmeyenlerle ulusal cephe kurma iyi niyet degilse gecmis hatanin bir tekrari olacaktir. Bu da yasanmisi yeniden yasatmak demektir ki, ayni filmi yeniden seyretmek hem sikici, hem zaman kaybetirici. Dahasi bos heybeye kürek salama olur ki, bu da caba ve emegin carcur edilmesi demektir.

Kürt milletinin böyle bir lüksü var midir? Kürt milletinin bu lüksü yoktur, olmamali.

Kuzey Kürt örgütleri mevcut örgütsel yapilariyla, yaklasimlariyla ulusal cephe kurma konumundan cok uzaktirlar. Bir kere mevcut örgütsel yapilanmalar esasta kendilerini bir güzel gözden gecirsinler. Örgüt olsunlar. Ülke zemininde tasviye olmus, mültecilesmis örgütlerimiz, ulusal cephe kurmaya calismadan önce ülke zeminine ayak bassinlar. Cephe calismalarina baslamadan önce ülke zemininde örgütlü ve düsmana karsi iradi bir mücadelenin icinde olmalari bir zorunluluktur.

Bu saglanmadan ismine ne denilirse denilsin olusturulacak bir birlik her sey olur, ama ulusal cephe olmaz. Ulusal cephe mültecilesmis örgütlerin kari degildir. Dahasi , “Türkiye´de demokrasiyi gelistirmek” icin Kürt örgütlerinin ulusal cephe kurmalari gerekmemektedir.

Kürdistan sorunu “Kopenhang Kriterleri”ne endekslenerek cözülemez. PNK, bir anlamiyla bu anlayisa hizmet etmektedir.

Ek bir gercekligimiz daha! Kürtkiran hareket ve versiyonlarinin varolus/varedilis nedeni aciga cikarilmadan kiminle ulusal birlik tartismalarida gündemimizi isgal edecektir.

Bana kalirsa cizgiler döneme uygun olarak giderek daha da beraklasiyor. Kürtkiran hareket ve versiyonlarinin bilinmeyenleri her gecen gün birer birer aciga kavusuyor. Diger yanda Kürt reformist hareketi ile bagimsizlikci gücler arasindaki cizgi giderek daha da bir netlik kazaniyor.

Kürdistan genelinde oldugu gibi, Kuzey Kürdistan´da da güclü bagimsizlikci bir egilim vardir. Fakat bagimsizlikci gücler daginik ve örgütsüz. Bagimsizlikci güclerin her seyden evel bu acmazlarini tartismasi ve asmasi gerekir. Bu asilabilinirse, bir cok sey de buna bagli olarak cözülebilinir. Mesele günün görevini kavramak ve sorunlari önem sirasina göre cözmeye calismaktir.

Sorun, varolan? kabullenmek de?il, yeniyi yaratmakt?r. Cünkü var olanlar ihtiyaca cevap vermekten cok uzaklar. Sorun bunu kavrayabilmektir. Bu da degisik derecikler seklinde örgütlü veya örgütsüz bagimsizlikci güclerin, ancak gecmisteki farkliliklari söküp atmakla mümkün.

Kuzey Kürdistanli bagimsizlikci gücler, hem kendi atil durumlarini, hem ayri duruslarini sorgulamak zorundadirlar. Kuzey Kürdistan devrim dinamiklerini harekete gecirmek iradelerini yitirmislerdir. Kuzey´in sorununu tek baslarina omuzlayabileceklerini iddia eden varsa, neyi bekliyorlar? Yok bu is tek basina kimsenin harci degil diyorlarsa bunu niye sorgulamiyorlar?

Kücük olsun benim olsunu kimse teoride kabullenmesede pratikte yapilan budur. Bu durum yasamin kendisiyle catisir durumda. Bu celiskinin cözülmesi gerekir. Bunca yasanmis deneyden sonra bunun yol ve yöntemi aciga cikmis durumda.

Gecmisin miras? olan farkl?l?klara gönderme yapmak bizleri bir yere götürmez. Mevcut yapilarin ve bagimsiz sahsiyetlerin eski miraslarinda israr etmesi birligi bosa cikarmaktan baska bir islevi olmaz. Böylesi bir tutumda israr yanyana gelmesi imkan dahilinde olanlari karsi karsiya getirmesine hizmet eder. Kuzey Kürdistan bagimsizlikci güclerin birligini yeniden olusturmak, bölünmelere son vermek kesinlikle gecmisin mirasi üzerine insa edilemez.

Öyleyse, bagimsizlikci hareketin üzerinde insa edilecegi zemin nedir ve ne olmalidir sorusuna cevap vermek gerekiyor.

Bana göre mevcut yapilanmalar baz alinarak bir birlige gitmenin gelecegi yok. Bu zeminde olusturulacak bir birlik eski yapilar temelinde bölünme emarelerini güclü olarak kendi icinde barindirir. PYSK´de bu yasandi. Yasanmisi tekrarlamamak gerekir.
Bir kere bunu asmak gerekir. Örgütleri baz almaktan ziyade bireyleri baz almak en dogru yaklasim olur diye düsünüyorum.

Mevcut örgütlerin birbirlerini kaldirabileceklerine inanmiyorum. Ama mevcut örgütlerde yer alan, birbirini taniyan, program ve taktikte anlasanlarin öncülük edecegi bir girisimin basari sansini yüksek görüyorum.

Bu sadece bir yol. Kuskusuz bir cok yönteme bas vurulabilinir. Herkesin katkisiyla nasil bir birlik tartismasi bizi saglam bir zemine oturtur.

07 Mayis 2005

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.