Ana içeriğe atla

Katliam, sürgün ve soykirima ugrayan iki halk: Ermeniler ve Kürdler.....(1)

Kürdler ve Ermeniler iki Hint-Avrupali halk olarak yana yana yada birlikte yasadilar.... Iki halkin ortak yazgisi; disardan gelen isgalci kavimlerin ve güclerin hep saldirilarina hedef oldular... Xenephon yunan ordulariyla alana geldiginde „önbinlerin dönüsü“ adli eserinde hem Kürdlerden ve Ermenilerden söz ediyor.....

Daha sonra gelen Mogol, Tatar, Türk vb.... isgalci güclerin hep saldiri ve yikimlarina ugradilar.....Daha sonra olusan Osmanli devletinde bu iki halk hep ayni kaderi paylastilar...... Kürdlerin dinsel durumu ve Safevilere karsi „Kürdlerin etten bir duvar“ olarak görev görmesi Kürdlere, Ermenilerle kiyasla bir avantaj sagliyordu....

Osmanli ve Safevi devletlerin arasindaki ezeli rekabet ortami, Kürdlerin cesitli Beylikler yada hükümetler seklinde varligini sürdürmesine olanak sagliyordu...

Ermeniler ise bir cok alanda var olan Kürd Beyliklerin denitimleri altinda yasiyordu.....
Yunanlarin Mora adasinda bagimsizliklarini ilan etmeleri ve Avrupalilarin Balkan Hiristiyan halklarina sundugu destek karsisinda cilgina dönen Osmanli Devleti, tüm gücleriyle doguya yöneldi ve bu alanda bulunan Kürd beyliklerinin kismi otonom yapilarina son vermeye calismaya basladi... Osmanli devleti 1800‘lerin ilk yarisinda Baban, Soran ve Botan Kürd Beyliklerini yikmak icin Kürdistan’da tam bir terör uyguladi....

Osmanlilar Balkanlardaki yenilgilerinin intikamin Kürdlerden almaya basliyordu....
Kürd Beylikleri kendi otonom yapilarini korumak icin Osmanlilara karsi direnise gecmeye basliyorlar....

Mir Bedirxan Ermenilerle bir iliski arar ve Türklere karsi genis bir cephe olusmaya calisir. Garo Sasuni’nin aktardiklarina göre: „ Bedirxan’in Ermeni ve Kürdleri esit, hatta kankardesi olduklarini, kurulacak devlette esit statü de olacaklarini, din, millet gibi kavramlarin önemli olmadigini“ söyledigini yaziyor. Botan’da Kürdler ve Ermeniler Mir Bedirxan’in önderliginde toplanirken, diger alanlarda ayni seyler yasanmiyor...

Fakat o dönem Istanbul Ermeni Patrikligi, Botan Miri, Mir Bedirxan’a ve Kürdlere karsi cok olumsuz ve düsmanca tutumlar icine girerek, Kürdlere karsi, onun tabiriyle „ baslarinda Han Mahmud ve Bedirxan’in bulundugu insafsiz ve isyanci Mar(Kürdler) halkina karsi“ Ermenileri Osmanli Sultanini desteklemeye cagiriyor... Istanbul Patriarki Peder Matteos Bitlis, Van, Diyarbekir Palu ve Erzurum vb... alanlardaki din adamlarina mektuplar yazarak Osmanli Ordusuna destek vermelerini ve „Kürdlerin insafsiz ve zalim despotlarina“ karsi savasmaya cagiriyor.. Bu cagrilar neticesinde Ermeni vatandaslar Osmanlilarla birlikte Botan’a saldiriyorlar.... Mir Bedirxan yakalanir ve sürgüne gönderilir... Kürd lideri Mahmut Han ise bir Ermeni manastirinda tutsak edilir ve Osmanlilara teslim edilir...

Daha sonra baslayan Êzdan Sêr hareketi de Osmanlilarca kanli bir sekilde bastiriliyor...

Alman Generali Moltke Türkiye Mektuplarinda „1840‘li yillarda Ermenilerin, Kürd ve Araplara göre Osmanlilara daha sadik ve durumlarinin daha iyi oldugunu“ yaziyor..

Kisacasi Kürdler direnis gösterdikleri bir dönemde, Ermenilerin belirli kesimleri Devletle isbirligini tercih etmislerdir... Burada tüm Ermeniler yada Ermeniler digerek cok bir genellemeye gitmek dogru olmaz...

Ayni seyler Sêx Ubeydullah hareketinin baslamasi esnasindada tekrarlanir... Bu sefer Asurilerle...... Ubeydullah „ Asuri lideri Mar Shimona iki defa mektup yazarak Türklere karsi birlikte mücadele istemini“ bildiriyor... Ama Shamon olumsuz cevap veriyor...

Sêx Ubeydullah „sefere cikmadan önce Ermeni ve Asurlulara dokunulmamasi icin fetva veriyor“ (G. Sasuni)

B. Nikitin, „ Osmanli yöneticilerinin 1880‘de Ubeydullah’a Ermenileri öldürmesi icin teklifte bulunduklarini, ama Sêx’in kabul etmedigini“ yazmaktadir..

Sêx yaptigi bir toplantida „ cok eski zamanlardan beri Ermeniler ve Kürdler bu topraklarda komsu olarak yasamaktadirlar.. Sayet biz bugün onlari kirarsak, yarinda Türkler bizi kiracaktir.......... diyor....

Sêx Ubeydullah hareketi Iran ve Osmanli devletlerinin ortak saldirilari sonucu yenilgi aldi....

Artik Kürd Beylikleri kalmamisti.... Kürdlerin iradesini temsil edebilecek, „Ben Osmanli Sultan’indan daha soyluyum“ diyerek Bagimsiz devlet Kurmak istiyen Bedirxaniler yok..Kürdleri Osmanli devletine veya baska bir güce karsi koruyabilecek ve gerektiginde düsmanlarina karsi koyabilecek bir gücleri yoktu...

Osmanli devleti Kürd toplumunu atomize ettikten sonra asiret reisleriyle dogrudan bir iliski icine girer....

Kürdlerde bu durum yasanirken Ermeni Cephesinde baska bir gelisme yasaniyor... Ermenilerin Ruslarla olan iliskileri, Misyonerlerin etkisi, Ermeni burjuvazisinin palazlanmasi, Fransiz ve Ingiliz gibi devletlerin Hiristiyan olan Ermenilerle ilan iliskileri beraberinde Ermenileri siyasal bir aktör olarak gündeme getiriyor...

Tabii ki 1886 tarihinda Hincak, 1890 tarihinde Tasnak partilerinin olusumu ve daha önceleri cikan Ermeni basini Ermenilerde ulusal bilinclenmeye büyük bir ivme kazandirmisti.... ve ciddi bir hareketlilik söz konusuydu....

Osmanli devletiyle Batili devletler veya Ruslar arasindaki Antlasmalarda (19.Subat 1878 Saint Stafanos ve daha sonraki Berlin Antlasmasi) Ermeni sorunu gündeme getirilir ve „Ermenilerin Kürd ve Cerkezlere “!!! karsi korunmasi istenir...

Osmanli Devleti, bir yandan Kürdleri dinsel nedenlerden dolayi Ermenilere karsi kiskirtirken; diger yandan Kürdleri tehcir ediyordu.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.