TÜRKIYE, KERKÜK ve TÜRKMENLER
Kerkük, yıkılan Irak devletinin kuzeyinde Kürtlerin yaşadığı ve Kürdistan dedikleri yarı özerk bölgenin içinde bulunan kent merkezinin ve küçük bir bölgenin adıdır.Emperyalistler için bu bölgenin önemi, yer altında fışkıran petrolden ibarettir.
Kürtler içinse, üzerinde yaşadıkları vatan toprağı olmasıdır.
Türkmenler göçmen işçi olarak geldikleri bir ekmek kapısıdır. Araplar ve Türklerin ilgileri ise bölgenin zenginliğine kabaran talancı duygularını kamçılamaktan ibarettir.
Paylaşılamayan bu küçük toprak, Kürdistan toprağında bulunduğundan, doğal olarak nüfus yoğunluğu Kürtlerden oluşmaktadır. Arap, Süryani ve Türkmenler azınlıklar olarak bulunmaktadırlar.
Kerkük\'te Arap azınlığın hakları için Irak\'lı Arapların endişeleri anlaşılır şeydir. Süryanilerin ve Türkmenlerin kaygıları da keza anlaşılır!
Peki Türkiye\'ye ne oluyor?
Osmanlı\'nın Türkmenlere ettikleri, tarihte yaşanmış Türkmen isyanlarından bellidir.
Dadaloğlu dedikleri, Türk zulmüne başkaldırmış bu halkın bir kahramanıdır. EĞer Türkmenlerin hakları korunacaksa, bunda taraf olması gereken devlet Türkiye hiç değildir! Türkiye bir halklar mezarlığıdır ve bu mezarların yüzlercesi Türk kılıç ve namluları ile can vermiş kahraman Türkmen halkına aittir.
Türkmenlerin hakları korunacaksa ve Türkmenler bu amaçla sığınacak bir devlet arayacaklarsa, göç edip geldikleri ve hala bir Orta Asya devleti olan Türkmenistan ne güne duruyor? (Türkmenistan, başşehri AŞkabat olan ve yaklaşık 5 milyon nüfusu bulunan bir eski Rusya Cumhuriyetidir. Sovyet sisteminin dağılmasından sonra bağımsız bir cumhuriyet oldu. Devlet başkanı Saparmurad Niyaz ow\'dur. ) Türkmenlerin kendi devletleri (aslı) dururken, Türkiye\'nin (suretin) hükmü yoktur!
Türkiye\'nin Orta Doğuya burnunu sokmaya hiçbir nedenle hakkı yoktur!
Halkların hakları Türkiye\'nin derdi olsa idi, Türkiye hala bir halklar hapishanesi olmayı sürdürür mü idi? Türkiye kendi baskısı altında tuttuğu Türkmenlere ne hak vermiş ki, Kerkük\'tekileri savunmaya kalksını
Tükmenistan Türkiye\'nin emellerini ve kaygılarını bilmektedir. Kerkük\'teki Türkmenler Türkiye\'dekilerden daha fazla hakka sahiptirler ve alacaklardır. Bu nedenle Türkmen halkını gereksiz bir çatışmaya sürüklememeye dikkat etmektedir.
Türkiye\'nin derdi, Türkmen veya başka halkların menfaatlerini savunma kaygısı değildir! Öyle olsaydı topu topu bir kent nüfusu kadar bile olmayan bu halkı, tükenmek anlamına gelecek gereksiz bir savaşa sürüklemeye kalkmazdı!
Türkiye\'nin bir tek derdi var; o da neye mal olursa olsun, yeter ki özgür bir Kürdistan olmasın! Çünkü, dünyanın herhangi bir yerinde bir Kürt Devleti olsa, kendi zulmü altında tuttuğu Kürtleri ve diğer halkları zapt etmesi na mümkündür!
ışte, dış işleri bakanı Abdullah Gül\'e \'Brezilya\'da bile olsa bir Kürt devletine karşıyız\' demesinin altında yatan şey bu halkları zapt edememe korkusudur!
Bir bireyi ilgilendiren hakların bile gasp edilemediği günümüzde sayıları 20- 30 milyon olarak telafuz edilen halkların haklarının gaspı daha ne kadar olanaklıdırı
Türkiye ya çağdaşlaşacak ya da batacaktır.
Ya gökyüzünde dalgalanan bir Kürt bayrağına tölarans göstererek, beraber yaşayacak yada komıusu Saddam gibi çökecektir!
Kardeşlik, dünyanın neresinde olursa olsun, kardeşine dünyayı dar etme tehditleri savurarak değil; kardeşinin ziyaret edebileceğin bir evinin (devletinin) olmasını istemek ve desteklemekle olur!
H Dere
10/04/05
