Ana içeriğe atla

YÜRÜNECEK HIÇ YOLU YOK!

Hayat bir kere daha göstermiştir ki Orta-Doğu’nun kaderini Kürdler belirleyecektir. Mam Celal’ ın Irak cumhur başkanı olması bunun bir göstergesidir. Kürd Ulusunun Kendi Kaderini Kendisinin Tayin Etme Hakkının olmazsa olmaz koşulu bunu zorunlu kılmaktadır. Kürdlerin ulusal varlık sorunu çözülmedikçe Orta-Doğu istikrara kavuşamaz; kavuşmasının olanağı da yoktur.

Güney Kürdistanlı Ulusal Kurtuluş güçleri uzun yıllar sürdürdükleri ağır ve mücadelenin sonucunda bir yere gelebildiler! Uzun yıllar dağınık ve çatışmalı geçti.. gereksiz yere kardeş kanı akıtıldı; akıtılan her kardeş kanı sömürgeci devletlerin değirmenine su taşıdı.. Kürdün asıl ruhunu yaraladı, gücünü kırdı ve dönem dönem helak etti.. bütün bunlar geçmiş tarihin içinde kaldı! Bu olan biteni unutmadan, geleceğe doğru yol alamayacağız elbet, fakat asla ve asla unutmayacağız!

Kürdistanın kalbi şimdi Güney parçamızda atıyor ve oradan kan pompalıyor Kürdün yaşamına, hayatına, özgürlüğüne.. sıra Doğu da, sıra Güney batıda şimdi. Kuzey parçamız ağır bir sarsıntı geçiriyor .. değişime kapıyı açamaya zorlanıyor.. eski kendi ölümünü ayak başı yapmakta direniyor.. ağır ve derinden kopan şiddetli rüzgarın içinden geçiyoruz.. Kuzey kıpırdanıyor ve bu kıpırdanma eskinin mezarını da kazıyor.

Maddi hayatın gerçek dili öğle birilerinin keyfine göre yürümüyor .. burnumuzu sürtüyor ve bizi kendi açmazımızın içinde parçalıyor.. bunu anlamayan ve anlamamakta da ayak diretenlerin kendi kompleksini getirip koca bir sürecin önüne dikip KUKM’ni kangrene çevirmeye hakkı yoktur! Yaşamın diyalektiği buna müsaade etmiyor .. Elbette ki Kuzey Kürdistan da süreç ağır bir kuşatma altından geçiyor, fakat bu geçicidir ve aşılacaktır. Bunun yolu da önce başkasına reva görmediğimiz hakkı kendimizde bulmayalım ve önce o haksızlığı kendimize uygulanmış görelim ki yolumuz açılsın, ufkumuz genişlesin ve asıl mücadelenin mevzileri işte o zaman yaratılacaktır.

Bugün sömürgeci devletler git gide daralıyor, nefes boruları tıkanmak üzere.. ne yaparlarsa yapsınlar artık bundan sonra Kürdün inkarında deveyi hamutuyla yutmuş yılan olmayacaklardır.. işin realitesi hiçbir zaman ne tür bir yılan olursa olsun deveyi hamutuyla yutması mümkün olmamıştır.. Sömürgeci devletler her türlü çabaya rağmen Kürdlerin yaşamını ortadan kaldırmaya onu tarihten silmeye gücü yetmemiştir ve yetmeycekte..

Bugün Kürdler kendi Rönesans‘ını yaratmaya gayreti içindedir. Bu geliıme çok sevindiricidir. Türk sömürgeci devletinin iç hainlerimiz vasıtasıyla Kürdü bitirme operasyonu başarıya ulaşamamıştır, aksine Kürdün daha bir inatçı kendi değer yargılarını geliştirmesine yaramıştır. şimdi korku duvarları aşıyor Türk sömürgeci devletinin ve basın bile korku için kaygılanmaktadır. Hani, PKK ve süreakşıyla Kuzey Kürdünü bitirmişlerdi, peki ne oldu?

Türk burjuva (sömürgeci) basını Kuzey Kürdistan da gelişen yeni adımlar karşısında paniklenmeye başladı; “Kürt milliyetçiliği gelişiyor!” diye. Evet, Kuzey Kürdleri Rönesans’ını oluşturma gayreti onun ulusal mutabakatı esas almasını ve Kürdü Kürdistanı bir duruş seyri izlemesi sömürgeci basını bile telaşlandırdığına göre sömürgeci Türk devleti deveyi hamutuyla yutan yılan olamayacaktır.

Dün olduğu gibi, bugün de Orta – Doğu’ nun kaderini Kürdler belirlemektedir! Kürdler olmaksızın Orta – Doğu barış yüzü görmesinin şansı yoktur. Kürdlerin üzerinde yaşadığı kavim toprakları, kolay kolay kabül etmiyor kendine yabancı varlığın ayak izlerini. Döne döne isyan etmiş kanla sulanmış bağrı bombalarla, kurşunlarla delik deşik edilmiş olmasına rağmen sürekli direnebilmiştir.

şunun altını önemle çizmek gerekiyor; Kürdistan Ulusal Kurtuluşçu güçlerin kendi arasında Ulusal Mutabakatı oluımadığı sürece, Örgüt ve Parti çıkarlarını bir ulusun çıkarından daha önemli olmadığını, ve asıl olanın Ulusumuz olduğunu kavradığımız an çok büyük işler başarabileceğiz. Bunun ilk örneği Mahabat Kürd Cumhuriyetinin kurulması sürecinde görebiliriz. Mahabad Kürd cumhuriyeti çalışmasında Kürdistan’ın tüm bölgelerinden herkesin var gücüyle katılması sonucu gerçek ulusal bir mutabakat oluşturularak zafer kazanılmıştır. Fakat, ne yazık ki Mahabat’ın yenilgisi içten değil dıştan kaynaklı olmuştur.

Bugünde Güney Kürdistanlı Ulusal Kurtuluşçu güçlerin bir araya gelmesi ve ulusal bir politika izlemeleri sonucunda Mam Celal Güney Kürdistanlı Ulusal Kurtuluşçu güçlerin birliğinin temsilcisi olarak Irak Federal devletinin Kürd Cumhur başkanı olmuştur. Bu bizim gururumuzdur. Bugün tüm dünya bunu konuşuyor. Dünya Kürdleri tartışıyor.. Kürdler kendi kaderlerini kendileri ellerine almaktadırlar.. bundan sonra hiç kimse Kürdler olmadan Orta- Doğuda bir atamayacaktır.

Türk sömürgeci devletinin Ulusumuza karşı yürüttüğü merhametsiz savaşla birlikte iç hainlerimizin Türk sömürgeci devletinden yana Kürd ulusal değerlerini inkarı etmesine karşın Mam Celal Irak federal devletinin Kürd cumhurbaşkanı olarak Türkiye’ye ayak basacaktır.. ışte bu ayak basma Türk sömürgeci devletinin seksen yıldır sürdürdüğü Kürdü inkar politikası infilak ettirdiği gibi, rahatsızda etmektedir. Mam Celal’ın Irak federal devletinin Kürd Cumhur başkanı olarak Türkiye’ye ayak basmasını 07.04.05 tarihli Milliyet gazetesinde Güneri Civan oğlu şöyle tarif ediyor:

“ Talabani, Irak Devlet Başkanı oldu. Türkiye’de devlet protokolü ile karşılanacak. Önüne kırmızı halı serilecek. Tören bandosunda marşlar ile karşılanacak. Tören kıtasını teftiş edecek. ıkametine, Çankaya Köşkü’ndeki yabancı devletler başkanları konutu sunulacak. Türkiye Başbakanı’nı orada ya da elçilikte “kabul(!)” edecek.”

Yürünecek hiç yolu yok!

Metin ESEN

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.