Ana içeriğe atla

“EFENDILERIME” MEKTUPLAR! - 1

P.I.Overijssel Locatie Almalo (de Karelskamp)
Bornsestraat 333
7601 PB Almalo

03 Mart 2005

YETKILI MAKAMLARA / HOLANDA

25-27 Subat 2005 tarihleri arasinda yapilmasi öngütlenen, Kuzey Kürdistanli parti, örgüt ve demokratik kuruluslarin, aydinlarin, sanatcilarin, isverenlerin katildigi “Kuzey Kürdistan Ulusal Konferansi”na katilmak icin geldigim Holanda´ya sinir polisi tarafindan gözaltina alindim. TC devletinin istemi üzerine Interpol tarafindan arandigim gerekce gösterildi. Almanya´da ikamet ettigim ve Alman vatandasi oldugum halde.

AB üyesi Holanda tarafindan böyle bir uygulamanin yapilmasini skandal olarak degerlendiriyorum. Dahasi karsisina cikarildigim yargicin tutuklulugumun 20 gün uzatilmasina “kacabilir” gerekce göstermesini sacma buluyorum.

Serbest birakilmami sizden talep etmeyecegim. Cünkü bu sizin bileceginiz bir is. Nasil tutukladiysaniz, öylede serbest birakacaksiniz.

Su an ugradigim ve de ugrayacagim maddi ve manevi zararlardan dogan yasal haklarimi sakli tutuyorum. Sözkonusu konferansa katilip kendimi temsil etmem benim acimdan maddi ve manevi degeri ölcülemez. Ikincisi, 28 Subat 2005 günü evime dönemedigim icin calisan esimin isini kaybetme riski büyüktür. Ücüncüsü, kücük olan cocuklarimin psikolojik bunalima girecekleri bir gercektir. Dahasi hürriyetim gasbedildi ve siyasi faaliyetlerim engelenmis oldu. Vs.

01 Mart 2005 tarihinde karsisina cikarildigim yargicin tutuklulugumun 20 gün uzatmasina sebeb gösterdigi TC devleti tarafindan gönderilen rapor bastan sonuna kadar yalandir. Umaraim TC devleti, bu iddialarini ispatlar ve Holandali sayin yargici hakli kilar. Ama ben iddia ediyorum ki, TC devleti, iddialarini ispatlayamaz ve Holandali sayin yargicta kandirilmis duruma düsecektir. Cünkü TC devleti, yalan söylemistir. Bunu ispatlayacagim.

Bir devlet, diger bir devlete yalan söyler mi? Söyleyebilir, söylemeyebilir. Sözkonusu olayda TC devleti, Holanda devletine yalan söylemistir. Eger Holanda devleti, üstüne düsen sorumlulugunu yerine getirirse bunu aciga cikarabilir.

Holanda devleti, TC devletinden sözkonusu iddialarinin envanterini istemelidir. En önemli envanter, 1981-1986 tarihleri arasinda yargilandigim Adana 6.Kolordu 1.Nolu askeri mahkemenin „Gerekceli Karar“idir. Bu karar mutlaka istenmelidir. Bu karar 1986 tarihinde verilmistir. Bu karar metninin gelmesi halinde mutlaka expertizi yapilmalidir. 1986 tarihli nüsha olup olmadigi tespit edilmelidir. Cünkü sözkonusu kararda askeri savcinin iddia ettigi biri haric tüm suclardan beraat ettigim görülecektir.

Ayrica TC devleti, Holanda devletine gönderdigi raporda terörist olarak gösterilmem icin cok sayida silah yakalatigim iddia edilmektedir. TC devleti, bu iddiasini ispatlayamaz. Bunun ispati silah yakalatirdigima dair tutulan tutanaktir. Elerinde böyle bir tutanak varsa Holanda devletine sunarlar. Ama sunamayacaklar. Cünkü böyle bir belge yoktur.

Peki geriye ne kaliyor? Kuskusuz TC devletinin yalanlari. TC devleti, beni terörist olarak lanse etmek icin yalan söylemistir. Yalan söyleyerek Holanda devletini kandirmistir. Bunun ispati icin Holanda devleti, sözkonusu iddialarin belgesini mutlaka TC devletinden istemelidir.TC devleti,iddialarini belgeleyemeyecektir. Yalan söyleyerek Holanda devletini kandirdigi aciga cikacaktir. Ogünden sonrada Holanda devleti ne yapar bilemem. Kendisini kandiran bir devleti cezalandirmak icin yasalarinda bir madde var mi, yok mu onuda bilmiyorum. Eger yoksa bu konu da kendisini kandiran TC devleti hakkinda ne gibi bir yaptirim uygulayacagi benim icin merak konusudur.

Holanda devletinin beni tutuklamasinin TC devletinin yalanlari disinda baska bir nedeni varsa onu bilmiyorum. Ama görüyorum ki, TC devletinin jandarma ve polis görevini üslenmistir.

Bilindigi gibi Holanda´ya ilegal yolarla girmedim. Holanda´nin ic kesiminde yakalanmadim. Holanda-Almanya sinirinda yapilan kontrolden gözaltina alindim. Eger Holanda´ya girmem sakincali görülüyor iddiyse beni vatandasi oldugum Almanya´ya geri göndermeleri gerekirdi. Bunu yapmadiniz. Bunu kendilerine söylememe ragmen yapmadilar. Ki arabayla gelmistim, bunu yapmalari mümkündü. Ama Holanda devleti, bunu yapmayip beni tutuklamakla TC devletine büyük bir hizmete bulunmustur. Bu uygulamanin Avrupa´nin deger yargilariyla bagdaslastirmak mümkün olmadigi gibi, bana yönelik uygulamanin Kürt halkinin hos karsilamayacagida aciktir.

TC devletinin ileri sürdügü her iddiaya göre Avrupali devletler, Kürt tutuklamaya kalkarsa – ki son dönemlerde Avrupa capinda bir cok Kürt politikacisi tutuklanmistir – bu isin sonunun nereye varacagini kestirmek zor degildir. TC devleti nezdinde Kürt isminin bile potansiyel bir suc oldugu biliniyorken dogacak sonucun vahameti ortadadir.

Bir Kürt politikacisi olarak Avrupali devletlerin TC devletinin anti-Kürt politikasinin suc ortaklari olmamasini dilerim. Kuskusuz bu benim dilegim. Avrupali devletler, cikarlari geregi TC devletinin suclarina ortak olurlarsa bunuda kendileri bilir. Bunu kendilerine tavsiye etmem. Cünkü bu politikanin Kürt halki nezdinde iyi karsilanmasi beklenilmemelidir.

Bu is bu safhaya gelmemeliydi. Eger is bu safhaya vardirildiysa kim terörist, kim suclu, kim kimi kimin adina tutukluyor yargiliyorsa bu meselenin aciga kavusmasi zorunlulugu var demektir. Holanda devleti, terörist mi ariyor? Katil ve iskenceci mi ariyor? Fazla uzaga gitmeye gerek yok. Iskenceciler, katiller, teröristler yani basindadirlar. TC devletinin Büyükelcisinden tutun, devlet tarafindan görevli ögretmeninden cami hocasina kadar hepsi irkci, fasist, katliamci, iskenceci, anti-demokratik bir devletin temsilcileri olmasi münasebetiyle sucludurlar.

Söz acilmisken bana atfetikleri suclardan dolayi yargiladiklari dönemin askeri cuntasinin 56 kisinin idam edilmesinin kararin altinda imzalari var. Sonraki dönemi daha sonra belgeleriyle izah edecegim icin bunu geciyorum. Sözkonusu askeri cunta döneminde yüzlerce insan gözaltinda iskencelerle öldürüldügü sabit ve belgelidir. Milyonlarca insan iskenceli sorgulardan gecirildi. Sakatlananlar oldu.Düzmece iddianamelerle yüzbinlerce insan onyillarca zindanlarda cürütüldü. Bunlardan biride benim. Gördügüm iskence 1984 tarihinde Mersin Hükümet Tabibliginde aldigim raporla belgelidir.Bu rapor yargilandigim dosyadadir.

Burada sunuda belirtme geregini duyuyorum. Tüm bu icraatlarin sorumlusu askeri cuntanin sekreteri Haydar Saltik, aklim beni yaniltmiyorsa 1986 tarihinde TC devletinin Büyükelcisi sifatiyla Holanda´ya tayin edildigi, Holanda kralicesine güven mektubu sundugu ve bu güvenin kabul gördügüdür. Bu meseleyide kamuoyunun degerlendirmesine birakiyorum.

Bir gercek var. Bir tarafta sömürgeci, fasist, katliamci TC devleti, diger tarafta her türlü insani ve ulusal haklari gasbedilen Kürt ulusu var. Bu iki gücün savasi var. Ben, bu savasta tarafim. TC devletinin politik düsmaniyim. TC devletininde bana karsi yaklasimi budur. Simdi Holanda devletinin beni tutuklamakla kime hizmet ettiginin farkinda mi? Beni tutuklamakla TC devletine büyük bir hizmet sundugu ortadadir.

Holanda devlet, Kürt-Türk savasinin hakemi degildir. Eger kendine böylesi bir misyon biciyorsa yapacaklari cok is var. Buna gücüde yeter, öncülükte yapabilir. Yapacagi en önemli is uluslararasi bir Kürt konferansinin düzenlenmesidir. Türk tarafida bu konferansa cagrili olmalidir. Bir Kürt politikacisi olarak Kürt tarafin buna hazir oldugunu söyleyebilirim.

Bana yansiyan boyutuylada Holanda devletinin yapacagi seyler var. Sunu belirtmek zorundayim. Holanda devleti, beni düsman bildigim TC devletine teslim etme hakkina sahip degildir. Ama sunu hazirim. Belirleyeceginiz herhangi bir mahkemede – ki bu uluslararasi bir mahkemede olabilir – TC devletiyle birlikte yargilanmaya varim. Kimin terörist, kimin suclu, kimin haksiz taraf oldugu aciga ciksin.

Madem isi bu yoyuta vardirdiniz, bu ortamida buyrun hazirlayin. Yok bu degilde TC devletinin tek tarafli iddialarini esas alip beni TC devletine teslim etmeyi düsünüyorsaniz yaniliyorsunuz. Hic bir güc beni sag olarak TC devletine teslim edemez. Cünkü buna müsaade etmeyecegim.

Bana ne siradan bir insan, hele terörist muamelesi hic yapamasiniz. Buna hakkiniz yok. Ülkenizde istenmiyorsam sinirdisi edersiniz. Bu da sizin ayibiniz olur. Gidecegim ülkeyide ben tayin ederim. Benim adima ülke tayin etme hakkini kimseye verdigimi hic hatirlamiyorum.

Mutlu bir evliligim var. Aile babasiyim. Aile ve cocuklarimi seviyorum. Dahasi yasami, halkimi ve mücadeleyi seviyorum. Fakat TC devleti elinede sag olarak düsmeyide hic mi hic düsünmüyorum. Bunu önlemenin binbir yol ve yöntemi var. Sakin bunu ne bir tehdit, ne bir blöf olarak algilamayin. Benim yasam ve mücadele anlayisima yorumlayin.

Saygilarimla.

Hasan H. YILDIRIM

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.