Ana içeriğe atla

YAZARIMIZ H.H YILDIRIMIN TUTUKLANMASININ HIÇ BIR HUKUKI GEREKÇESI YOKTUR.

Avrupa, ayni para biriminin kullanildigi ve bir tek Anayasa ile yönetilme ve sinirlarin kaldirilmaya gittigi ortamda, bu koca insan haklari, özgürlük ve demokrasi ?ampiyonu oldugu söylenilen Kita da, bazen de ilginç ve tuhaliklar da ya?aniliyor. Son dönemde Kürd yurtseverlerine kar?i yapilanlar tesadüf olarak degerlendirilebilinir mi?

Aslinda belki ?u bahsedilen ve 700`ü a?kin Kürd yurtsever, aydin, yazar, siyasetçi...vs nin arandigi Interpol-Euroupol listesi olmasaydi, denilebilinir ki ya?anilanlar tesadüfi günlük rutin olaylardir.

Diger yurtsever ki?ileri tamamen yakindan tanimadigim için somut olarak yazarimiz Hasan Hüseyin Yildirim`dan hareketle diger yurtsever insanlari da bu genel degerlendirme içersinde ele alacagim. Hic bir Kürd insani kendi riza ve istegiyle ülkesini topraklarini terk etmemistir.

Devletlerarasi siyasi, askeri ekonomik ve diplomatik ili?kilerin dayanagi olan iç uygulama ve yasalar tamamen gözardi edilerek sürdürülemez. Devletlerarasi iliskilerde demokrasi, insan, haklari, hukuk, özgürlük...vs kavramlar da belli derecede rol oynamaktadir.

Genel anlamda, iç uygulama, anayasa, hukuk insan haklari, demokrasi, özgürlük..vs bazen ili?kiler açisinda tamamen belirleyici olmasa da etkileyici bir pozisyondadir. Türkiyenin 12 Eylül Askeri darbesi ve onun ürünü olan Türk anayasasi ve Anayasa dan kaynaklanan uygulamalar günümüz Avrupasinda Anti-Demokratik-fa?izan Anayasa olarak degerlendirilmektedir.

AB-Türkiye ili?kileri, Kopenhagen kriterleri, 12 Eylül fa?izan Türk anayasasinin degi?tirilmesi temelindedir. Ve dogal olarak 12 Eylük fa?izan Türk anayasasinin uygulamalarindan dogan haksizliklarin da giderilmesi gerekir. Türkiye 12 Eylül Askeri darbesinin ürünü olan fa?izan Anayasa ve kanunlarinin ürünü olan 700 ki?ilik aranma listesinin bu anlamda hiç bir hukuki zemini yoktur.

Dolaysiyla Bu yasa ve kanunlarla Magdur duruma sokulanlarin pozisyonu her ?eyden önce bütün Avrupa devletlerinin kabul etmemesi gerekir. AB`nin bunu Türkiye`de net bir biçimde belirtmesi ve hukuk disi ve kanunsuz olan Aranma listesinin geçersiz ve iptal edilmesi icin baski uygulamak zorundadir. Bunun baska yollu yoktur, hukuk ve hukuksuzluk bir arada yürüyemez.

Bütün bunlari bir yana biraksak dahi Avrupadaki Iltica ve ?engen anla?malari ile son dönemde yapilan degi?ikliklerle, birlikte, Iltica ve vatanda?lik hakki diger ülkelerde de geçerliligini korumaktadir. Kaldi ki Newroz. Com yazari Hasan Hüseyin Yildirim 5 yildan beri Alman Devletinin vatanda?i yani, AB`gi devletlerinin de vatanda?idir.

Hakkinda ne Almanya`da ne de diger bir Avrupa ülkesinde arama ve tutuklama karari yoktur. Hollanda polisinin Fa?ist-Askeri bir darbenin ürünü ve hiç bir uluslararasi hukuksal degeri olmayan olan Türk kanunlarina dayanarak böyle bir uygulamaya gitmekle en ba?ta kendi yasa ve kanunlarina kar?i ters bir pozisyona dü?mü?tür.

Avrupa devletlerinin Türk fa?ist sömürgeci devletinin hasasiyetlerine kar?i, Kürd halkinin haklarini çignemesi kabul edilemez. Geçmi?te Isviçre devleti de böyle bir tutum içine girmesine ragmen, Hasan Hüseyinden özür dileyip, tazminat da ödeyerek yaptigi haksiz uygulamadan vazgeçmi?tir.

Hollanda devletininde bu yanli? tavirlar içersine girmesi gerçekleri degi?tirmeyecektir.Temenimiz Hollanda devleti yaptigi yanli?liktan vazgeçip yazarimiz Hasan Hüseyin Yildirim daha fazla magdur edilmeden serbest birakilmasidir.

Bu ve buna benzer olaylardan biz Kürd tarafinin çikarmasi gereken çok önemli dersler vardir. Avrupa devletlerinin kendi yasalarini da çigneyip bizlere kar?i bu türden hukuk disi uygulamalara gitmesi, içinde bulundugumuz içler acisi pozisyonu bir kez daha gözler önüne seriyor. Halen Avrupa da Türk vatanda?i statüsünde isek buna bagli böyle geli?melerin olmasi bizim en zayif yanimiz olarak kalacaktir.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.