Ana içeriğe atla

KIM NEYI KURTARMAYA CALISIYOR

KIM NEYI KURTARMAYA CALISIYOR

Hasan H. YILDIRIM

Son dönemlerde birileri, yine önümüze suni bir gündem koymayi basardi. Bu da yetmedi. Bu, vesile yapilarak, müritlerini sokaga salarak Kürt yurtseverlerine karsi düsmanca bir girisimin mimari oldular. Helal olsun demek lazim. Kürdistanli Bagimsizlikci güclerin darmadagin konumu sürdükce, sürece iradi olarak müdahale etmedikleri müddetce misak-i milici gücler, siyasi mücadele arenasinda daha cok at kosturacaklar.
Allah askina PWD-PSK ortak aciklamalarinda ne var?

Kürdistanli politik gücler, ilk defa mi yanyana geliyor? Ilk defa mi ortak bir aciklama yapiliyor? Peki bunca koparilan firtina neyin nesi oluyor?

Bunu anlayabilmek icin biraz geriye gitmek gerekir. Su an oynanan oyunu bir kez daha seyretmistik. Kemal Burkay-Abdullah Öcalan tarafindan imzalanan ortak protokoldan bahsediyorum. Ö dönemde bu her iki güc bugünkü koparilan firtinanin benzeri bir firtina estirmislerdi. Bilindigi gibi bu protokol, “tarihi birgün” olarak deklere etmislerdi. Fakat protokolun henüz boyasi bile kurumadan tarih olusu hakkinda taraflar tek bir kelime etmemislerdi. Aliskanlik olsa gerek. Anlasilan ayni gücler, tarihi bir kez daha tekrarlamak istiyorlar.

Kuskusuz bu onlarin sorunudur. Bunu engeleme diye bir derdimiz olamaz. Ama bu konuya iliskin bir kac söz söyleme hakkimiz var. Göründügü kadariyla bu iki kesimin yaptiklari kendileride dogru mu, yanlis mi konusunda emin olmamis olacaklar ki, bu konuda herhangi bir yurtsever bir sey söyleme durumunda olmasin. Ne anti-birlikciligi, ne düsmana hizmet edisi vs. ile karsilasmasi akil izan isi degildir. Tek kisilik egemenligin hakim oldugu kapali düzenlerin bildigimiz yaklasimlaridir.

Bugünün bu trajik-komik durumu kavrayabilmek icin okuyucunun iyi niyetine siginarak yaziyi biraz uzatmam gerekiyor. PKK, PWD ve PSK hakkinda bir kac sey söylemek istiyorum.

PKK, basindan beri TC Devleti elinin altinda Kürt ulusuna karsi savastirilan bir taseron örgüt oldu. PKK icinde eskiden mücadele eden cogu kisi ve cevreler, su veya bu nedenle PKK´den ayrilsalar bile bu durumu kabullenemiyorlar. Tarihi kendi kisisel ve grupsal tavriyla izah ediyorlar. Bugün PKK veya Kongra-Gel´e tavir alan kisi ve gruplar PKK´nin basindan beri TC Devletinin bir taseron örgütü oldugunu itiraf etmekten kendilerini alikoymalari var olan bu gercekligi yok saymiyor.

PKK´nin TC Devleti tarafindan sokaga salindigi günden bu yana KUKM veren yurtsever Kürt hareketini “ilkel milliyetcilik” adi altinda her yol ve yöntemi mübah sayarak yok etmeye yönelmistir. PKK bünyesinde yer alan tüm kisiler, su veya bu ölcüde bu kirli teori ve pratigin vereni olmuslardir. Kuskusuz bugün geldikleri yer olarak bazi kisilerin bazi söylemlerini olumlamak mümkündür. Ama bu kisilerin PKK´nin gecmis kirli teori ve pratigini aciga cikarma görevleri vardir. Samimi olmanin ölcüsü budur. Bu yaklasim hem kendilerine, hemde Kürt halkina kazandirir. Fakat görünen odur ki, daha hala bir cok kisi ve cevre, bir kontra olan PKK´yi “özgürlük hareketi olarak degerlendiriyorlar.

Agizlarda pelezenk yapilan ve ikide bir gevelenen „PKK’nin binlerce ?ehit vererek kazand??? mücadele de?erleri“nden bahsediyorlar. Gercekten nedir bu “yaratilan degerler”? Hic kimse bu budur diyememektedir. Hangi kazanc, hangi mevzi, hangi kazanimdan bahsediliyor? Ortada böyle bir sey mi var? Bu, bir maniplasyon hareketidir. PKK´nin Kürt halki adina kazandigi bir sey yoktur. Oysa PKK´nin Kürt halkina sonsuz zarar verdigi ortadadir. Bunlar defalarca sayilip ortaya döküldü. Bilinmeyenler degildir. Isin gercegi ortadayken ikide bir „PKK’nin binlerce ?ehit vererek kazand??? mücadele de?erleri“ iddialari basindan beri TC Devletinin bir taseron örgütü olan PKK´nin Kürt halkina karsi ihanetini unuturmaya calismaktan öte bir anlam tasimamaktadir.

„Türk devleti… marjinal sol örgütleri Kürt özgürlük mücadelesinin ba??na musallat ederek PKK'nin ulusal birlik yakla??m?n? ray?ndan ç?karm??t?r. Kürdistan'?n di?er parçalar?n? temsil eden Kürt örgütlerinin sürekli i?birlikçilik statüsünde gösterilmesi tesadüf de?ildir. Bu söylemin alt?nda Kürt ulusal birli?ini parçalamaya dönük haince bir plan vard?r.“(NT)

Peki sormazlar mi, 1993 yilinda baslatilan, program ve tüzügü tamamlanan, sadece ilan edilmesi kalan Kuzey Kürdistan ulusal cephe girisimi niye sonucsuz kaldi? Bunu en iyi bilen PWD yöneticileridir. Cephe toplantilarina katilan Faysal Dumlayici ve….. (su an bazi nedenlerden ötürü ismini aciklama geregini duymadigim) kisilerdir. “Serok”unuza gidip “Sayin Baskanim hersey tamam. Diger örgütler bir an önce cepheyi ilan edelim diyorlar. Tüm engeleyici gerekceleri bittirdik. Ne yapalim?” dediginizde “serok”unuz, “Sallayin gitsin. Oyalayin. Genelkurmayin uzantilariyla cephe mi kurulur?” dedi mi, demedi mi?

Sorun bu kadar aciken, PKK´nin hangi ulusal birliginden bahsedilmektedir? Sorunun kaynagini Imralida ve de kendinizde arayacaginiza, sorunu “marjinal sol örgütlere” fatura etmeniz neyi degistirir?

PWD, PKK´yi kurtarma operatörlügünü üslenmis durumdadir. Ama bosuna bir caba. Cünkü PKK´nin basindan beri TC Devletinin bir taseron örgütü oldugu hic kimse tarafindan unuturulacak gibi degildir. TC Devletinin bir taseron örgütü olan PKK´nin bir ulusal birlik yaklasimindan bahsetmek PKK gercekligini unuturmaya yöneliktir. PKK´nin hic bir dönem ulusal bir politikasi olmadiki, rayindan ciksin.

Herkes sunu cok iyi bilir. PKK´nin TC Devleti tarafindan sokaga salinmasindan bugüne gecmis Kürt hareketlerini gerici saydigi gibi, mevcut olanlarida „MIT ajani“, „Genelkurmay uzantilari“ ilan ederek kendilerine yöneldigi ve kendileriyle catismadigi hic bir Kürt parti ve örgütü birakmadigi ve yüzlerce yurtsever Kürdün katledildigi bilinmeyenler degildir. Gercekler bu kadar acik ve netken PKK´nin ulusal birlik yaklasimindan bahsetmek gercekleri tersyüz etmekten baska bir sey degildir.

Ha bu konuda Kemalist Türk sol harekertleri ve unsurlarida yangina kürükle gittikleride bir sir degildir. Ama dumanin ciktigi yerde atesin yoklugunu inkar etmeklede hic kimse bir sey kazanamaz. Sadede gelmek lazim. Cocugun ismini dogru okumak lazim. Bu cocugun isim babasinida dogru tanimlamak lazim. Kürt halkina kazandiracak olanda budur. Bundan kacinilarak yapilacak her tahlil gercegi ifade etmeyecegi gibi Kürt halkinada bir sey kazandirmaz. Bugüne dek bu yaklasimlarin Kürt halkina zararlari ortadadir. Hic olmasa bu zararlari bugün yok etmek lazim. Bunun yoluda PKK´nin gecmis kirli teori ve pratiginde olumluluklar kesfetmek degildir. Ki hic kimse bu tür bir olumlulukta kesfedemez. Yapilaninda bir zorlamadan öte bir sey olmadigini bunu yapanlarda bilir.

Bilirler, ama buna niye bas vururlar bunuda acmak lazim. Bu insanlar bu hareketin bünyesinde yillarca inanarak mücadele ettiler. Binlerce arkadasini sehit verdiler. Kürt ve Kürdistan´a büyük zararlar verenleri oldu. Oysa bunlar yola cikarken Kürt ve Kürdistan´i kurtarmaya kendilerini inandirmislardi. Bu ugurda da yapmadiklari hic bir fedakarlikta birakmadilar. Ama yillar sonra bir kapana kisildiklarini farkettiler. Ihanete ugradiklarini gördüler. Bunu samimi olarak ifade etmeleri beklenirken bunu kendilerine yidirememektedirler. Bu samimiyeti gösterememektedirler. Aslinda tüm olaylarin sahitleridirler. Bunlari sorgulamalari gerekirken, sanki her sey dogru gidiyordu da A.Öcalan´in yakalanmasiyla tersine döndü gibi bir yaklasim sergiliyorlar. A.Öcalan´in su anki yaklasimlarina bile bir isim koyamayanlarin, kendilerinin birinci derecede sorumlu olduklari kirli bir teori ve pratigi olumlamalari kacinilmaz kaderleri olur. Bugün bile A.Öcalani düzeltmeye calisiyorlar. Zaten mücadele tarihleri boyunca hep bu ugursuz rolü oynadilar.

“Abdullah Öcalan'?n teslim al?nmas? ard?ndan Kongra Gel; art?k Ankara'n?n güdümünde ve kemalist çizgiye yak?n bir anlay??a sahiptir.“(NT) demek kimseyi kurtarmiyor. A.Öcalan´ni „teslim alinmasi“ bir maniplasyondur. Böyle bir sey yok. A.Öcalan, sadece yuvaya geri dönüs yapmistir. „Ciktigi Ankara´ya Yürümüstür.“ Bunu kendisi ifade etmektedir. Baskasinin gücü A.Öcalan´i düzeltmeye yetmemektedir. Dahasi A.Öcalan´a karsi olduklari iddiasinda olanlarin böylesine bir zorlamanin icinde olmalari anlasilir bir sey degil. Anlasilir olan durum sudur ki, A.Öcalan´nin basindan beri bir kontra oldugunu unuturmak ve bu baglamda A.Öcalanla yürüdükleri süre icinde kendilerinin yaptiklarini olumlamaktir. Bunun samimi bir yaklasim olmadigi aciktir. Bu durum bu yaklasim sahiplerini kurtarmaz. Dahasi A.Öcalan´a prim kazandirir. A.Öcalan´nin varedilisi acikca dilendirilmedikce ve bu Kürt halki nezdinde maddi bir güc haline getirilmedikce A.Öcalan ve sifir adamlari daha cok Kürt halki tarafindan desteklenir. Bu böyle bilinmelidir. Bu nedenle A.Öcalan ve partisinin su anki konumuna karsi olduklarini iddia edenlerin kacak dövüsmesine gerek yoktur. Eger höle partisi degilse.

„B?rakal?m, Türk solunun marjinal yazarlar? tek ba??na Kongra Gel bas?n?n? kullanarak Kürt halk?na küfür etmeye devam etsin. Bu Türk devletinin onlara verdi?i bir görevdir.“(NT)

Biz bunu yillar önce söyledigimizda basimiza gelmedik hic bir bela kalmadi. „Türk solunun marjinal yazarlari“ ile PKK basininda bizleri bilinmeyen düsmanlarla „iliski“lendirenler bu sahsiyetler degil miydi? Bunlar ne cabuk unutuldu. Kendileri yapinca iyide, sira kendilerine gelince ciyak ciyak bagirmanin bir anlami var midir?

Bu sahsiyetlerin cabasi sonucu Kürt halki bu ihanetle yüzyüze gelmedi mi? Su an söyledikleri pek fazla bir sey ifade etmedikleri bu sahsiyetlerinde bilmesi gerekmiyor mu? Bugünden sonra A.Öcalan´a „kemalistsin“ demek hic bir sey ifade etmiyor. Ki bunu bile diyemiyorlar. Oysa A.Öcalan´in kendisi bunu acikca ifade ediyor. Ki A.Öcalan bunu yenide yapmiyor. Cikisindan bu yana bunu degisik yer ve zamanda dile getirmistir. Eger birileri bunu anlamamissa bu kimsenin sorunu degildir. Bu sahsiyetlerin A.Öcalan´a körükörüne müritlik yapmasindan kaynaklaniyor. Bunun suclusunu kendileri disinda baska yerde aramanin mantigi var midir?
Samimi olmak lazim. Sezarin hakkini Sezara vermek lazim. Kürt yurtsever hareketi yillardir dile getirdigi gercekler var. Bu gercekleri dile getirenleri „MIT ajani“, „Genelkurmay uzantisi“ ilan edenler bu sahsiyetler degilmiydi? Kürdistan ulusal hareketinin su an icine sürüklendigi durum bu mantigin sonucu degil midir? Bunlar bir yana birakilarak „PKK’nin binlerce ?ehit vererek kazand??? mücadele de?erleri“ her ne demekse arkasina siginilarak zeytin yagi gibi üste cikmanin politikasini yapmak kimseyi kurtarmaz.

Gerceklerden kacilmaz. Hic kimsenin buna gücede yetmez. A.Öcalan´ni su an ki, ihanetine utangacta olsa tavir alis gibi bir yaklasim sergilemeniz yüzeyselikten öteye gecmedi. Bugüne kadar direk bir elestirileri olmadi. Anasiyla ugrasilacagi yerde danasiyla ugrasiydi. Anasi Imralida danasi Kandilde. Kandile ugrasilacagi yerde Imraliyla ugrasilsa daha dogru olmaz miydi? Bunu yapiyorlar mi? Ama A.Öcalan´i „Kürt ulusunun ulusal önderi“ olarak bu halka kabul ettirende bunlar. Zamaninda yapmayin etmeyin diye diye dilimizde tüy bitti. Ama anlayan kimdi. Bir kontra olan A.Öcalan „Kürt ulusal önderi“ ilan edilip secdeye durulurken, bizler ise bilinmeyen düsmanlarla iliskilendirilerek hakkimizda idam fermanlari cikariliyordu. Evlerimiz tespit ediliyordu. Arabamizin altina bomba konuluyordu. Bunun icraatciside Osman Öcalan oluyordu. Bunlar ne cabuk unutuldu? Bunlar daha tarih olmayacak kadar bir kac sene önce yasananlardi. 1992-1993 yillarinda Güney Kürdistan´da yasananlardi.

Bunlar hemde „ulusal birlik“, “ulusal cephe” cagrilarinin ayukaya ciktigi dönemde yapiliyordu. Bir taraftan ulusal birlik, ulusal cephe cigirtkanligi yapiliyordu. Diger yanda evlerimiz tespit ediliyor, saldiri planlari hazirlaniyor ve arabamizin altina bomba kunuluyordu. Bu nasil bir mantik? Bunu anlamak bizim acimizdan zor degildir. Ama gelgörki bunu baskalarina anlatmak deveye hendek atlatmaya benzer. Kimdir bunlar? Onlar kendilerinide bizide cok iyi tanirlar.

Birileri bunu dün dündü, bugün bugündür politikasida yapabilir. Biz bu mantigin yabancisida degiliz. Cünkü bu maktik sahipleri bu ugursuz yaklasim ve girisimlerini dünde sergiliyenlerdi. Anli sanli sekreterleri A.Öcalan ayagina giderek resim cekerek, protokol dedikleri her neyse „tarihi adim“ ilan ederek sorumsuzluk örnegini sergilerlerken, ikinci ve ücüncü adamlarida solugu Zele´de kücük Öcalan´nin huzurunda aliyorlardi. Dahasi bizleride bu cirkeflige, suc ortakliga davet ediyorlardi. Tüm uyarilarimiza ragmen bu cirkeflik yapiliyordu. Bu sorumlu bir davranis degildi. Ama uyaniklik oldugu kesin. Bu cevre bu uyanikligi her defasinda yapar. Fakat bu kimseyi kurtarmaz. Olacak olan sudur ki, bu uyaniklik sadece kendilerini kandirilmisa endeksler. Kuskusuz bu da onlarin sorunudur.

Son dönemlerde yine bilinen bu uyanik cevre tarafindan tetiklenen ici bos “birlik” tartismalarini ciddiye almak gerekmiyor. Cünkü yaptiklari is ciddiyetsizce yapilmaktadir. PKK ve türevleri disinda herkesin üyesi oldugu Kuzey Kürt Örgütleri Platformu üyesi olduklarini unuturcasina, yarim yamalak ortak bir aciklamayi milat ilan etmek ancak bu uyanik cevrenin kari olabilir. Bizden uzak kalsin.

Kimin kiminle birlik kurmasinin karar kilicisi degiliz. Böyle bir görevimiz yok. Bu baglamda PSK-PWD ortak aciklamasinida böyle degerlendirmek gerekir. Niye böyle bir girisimde bulundular gibi bir itirazimiz yok. Olsa bile bir kiymeti harbiyesi olmaz. Nihayetinde iki politik güctür. Uygun gördükleri konularda ortak aciklama yapabilecekleri gibi, ortak ittifaklarda kurabilirler. Bunu engelemek bize düsmez, ama elestiri hakkimizda var.

Tartisilan sorun bu degildir. Tartisilan bu iki politik gücün niteligi ve henüz ortalikta elle tutulur bir veri yokken bu ortak aciklama üzerine koparilan firtinaya iliskindir. Gercekten ne olduda bunca firtina koparildi ? Kim neyi kotarmaya calisiyor? Ortada kotarilacak bir sey mi var? Anlasilan odur ki birilerinin hesabi baska. Kendilerince bu «uyaniklik» oluyor.

Bu cevreler bu uyanikligi her zaman yapti ve yapiyor. Herkes hafizasini bir yoklasin. 1992 yilinda Güney Kürdistan parcamizda Kürt federe devleti ilan edildi. TC Devleti, zaman yitirmeksizin bunu tanimadigini ilan etti. Hemen PKK dügmesine basti. PKK, Güney Kürdistan Federe Devletine karsi savas acti. Fakat boyunun ölcüsünüde aldi. Ama yüzlerce yurtsever insanin katledilmesi pahasina.

PKK´nin inise gectigi dönemdir. Kuzey Kürdistanli diger siyasal hareketlerin Güneyde Kuzeye yönelik bir cikis arayisini sürdürdügü bir dönemdir. Bu dönemi degerlendiren TC-PKK ikilisi gelisebilecek olasili olumlu gelismeleri önlemek icin Kuzey Kürdistan icin « ulusal cephe » olusturma fikrini ortaya atti. Bununla olasili olumlu gelismeleri konrol altina almak ve bagimsiz gelismesini önlemeye calismak hedeflendi. Bunuda basardilar. Kuzey Kürdistanli politik gücler bunu göremedi. TC-PKK planinin agina düserek kendi idam fermanini cekme gibi bir rol oynadilar.

KAWA Hareketi olarak bunu basindan beri gördük. Ama dönemin o tozlu politik arenasinda mevcut olan gücümüzle süreci belirleyemedik. Bizi yikima götüren gelismelerin arkasinda sürüklendik. Kuzey Kürdistan «ulusal cephe»si diye önümüze konulan TC-PKK planina katilmamiz dogru degildi. Baskalarini bilemem dünde böyle düsünüyordum, bugünde bunun kanitlandigini söyleyebilirim.

Kemal Burkay, gözümüzün icine baka baka bu süreci kendilerinin baslatiklarini söylemektedir. Simdi süreci yasayan sadece kendileri olsaydi, kendi kendilerini kandirabilirler. Henüz tarih olmayacak kadar yasanan bu sürec birlikte yasandi. Sormak lazim. Kim kime ne satiyor?

PKK´nin Güney Kürdistan Federe Devletine karsi savasta hezimete ugramasiyla bas asagi giden gidisatinin önünü almak, olasili siyaset aktörlerinin önünü tikamak icin sözkonusu projeyi Kuzey Kürt örgütlerinin önüne koydu.

Bu is icin ilk önce bize geldiler. Bunun araciligini DEP milletvekileri yaptilar. Bu insanlar sagdir sorabilirler. DEP milletvekilerinin araciligiyla bize iletilen PKK´nin bizimle konusmak istemeleriydi. Buna soguk baktik. Fakat DEP milletvekilerin israri üzeri görüsme Hewler´de saglandi.
Toplantinin basinda kendilerine 1992 «cözümlenmeleri»ni hatirlattik. Sözkonusu “cözümleme” de “KAWA Hareketinin Genelkurmay uzantisi oldugu, önderlerinin görüldügü yerde tutuklanmasi, sorgulanmasi ve infazlarinin yapilmasi” isteniyordu. Bunu kendilerine hatirlatik. Ve ekledik.
“Genelkurmay uzantilariyla oturuyorsunuz. Kendinizede bir kimlik bulun.” dedik. Salon bir anda buz kesildi. Bu da nereden cikti diye. Tüm konusmalari burda anlatmanin imkani yok. Ama birgün anlatiriz. Merak eden varsa DEP milletvekilerine sorabilirler.

PKK temsilcisi, yeni bir sürecin basladigini, ateskes ilan edilecegini, Kuzey Kürdistan´da ulusal cephe kurmayi düsündüklerini, bunu ilk defa size actigimizi, Baskanimizin sizlerle görüsmek istedigini vs. dile getirdi.

Bizim bu konuda dile getirdiklerimiz netti. Baskaninizla görüsme gündemimizde yoktur. Ulusal cephe sadece PKK-KAWA sorunu degildir. Bir bütün olarak Kuzey Kürdistan politik güclerin sorunudur. Herseyden önce bunun önceli var. Siz kendi disinizdaki tüm gücleri “Genelkurmay uzantisi” vs. degerlendirdiniz. Ilk önce bu konuda yanlis yaptiginizi kamuoyuna deklere edin. Ondan sonrada tüm Kuzeyli örgütlerin cagrili oldugu bir toplanti yapilir. Ama bu toplanti Suriye disinda olma sartimiz var. vs. görüslerimizi kendilerine iletik.

Aradan cok zaman gecmeden bir baktik ki, A.Öcalan ve örgütüyle kanli-bicakli anli-sanli sekreterlerimiz A.Öcalani ziyaret koyruguna girmis. Resimler cekiliyor. Protokoler imzalaniliyor. Bunu “tarihi birgün” olarak ilan ediyorlar. Simdi buna ne demek gerekir? Ne kotarilmak isteniliyordu? Kim kimden ne umuyordu? Basli basina bir muama.

A. Öcalan´nin bir el salamasiyla tipis tipis ayagina gidenler, yakin zamanda kendileri disinda kimsenin PKK´yi dogru degerlendirmedikleri, uyanik davranmadiklari, sadece kendilerinin uyanik davrandiklarini, bununda bir öngörü oldugunu uzun uzun izah ederek kendilerinden gectiler.
„ Türk rejimi, PKK´yi kendi eliyle kurdu, sahneye sürdü.“„ PKK hicbir zaman Kürt halkinin partisi olmadi, ipleri hep baskalarinin elinde idi.“( PSK Bülten Özel Sayi. Ekim 2000.)

Peki sayin sekreterim, bunlar hos güzelde, Türk rejimi tarafindan kurulan, ipleri hep baskalarinin elinde olan bu örgütün Genel Baskani, yani sizin tabirinizle “sayin” A.Öcalan´in bir el salamasiyla ayagina gitmekte ne oluyordu? Cekilen resimler, mülakatlar, „1993 y?l?nda PKK ile bir protokol imzalad?k ve 12 Kuzey Kürdistan’l? örgütün içinde yer ald??? bir cephe çal??mas?n? ba?latt?k.“ nutuk atmalar ne oluyor?

Allah askina kendiniz disindaki herkesi enayi mi saniyorsunuz? Etmeyin beyler. Bu gök kubenin altinda sadece siz ve müritleriniz yasamiyor. Müritleriniz körcesine dediklerinize kafa salayabilir. Ama bu yastan sonra bizdende kafa salamamizi beklemeyin. Ayip oluyor.

Peki sormak lazim. Ipleri hep baskalarinin elinde olan A.Öcalan´in ayagina girmek, hava atarcasina saydiklarinizi yapmak sorumluluk mudur, yoksa uyaniklik midir? KUKM´ne karsi duyulan sorumluluk olmadigi, ama kendi parti cikarlarini ulusun cikarlari üstüne cikarmak icin uyaniklik yapildigi ortada degil midir?

Dilinize pelesenk yaptiginiz “30 senelik politikamiz dogrulandi” dediginizde sakin bu da uyaniklik olmasin? Ona ne süphe!

10 Ocak 2005

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.